DC Comics’te – iyisiyle ve kötüsüyle – son yılların en önemli hikayelerinden bir tanesi Doomsday Clock’tu. Merkezindeki büyük hikayeye ve DC Evreni’ndeki pek çok karışıklığı net bir sonuca ulaştıracağı vaadine rağmen, Doomsday Clock yayın aşamasında ciddi gecikmeler yaşadı ve on iki sayılık serinin tamamlanması neredeyse üç sene sürdü.
ABD’deki yayın macerasının ardından, Doomsday Clock önümüzdeki günlerde JBC Yayıncılık tarafından Türkçe olarak da yayımlanacak.
Çizgi roman piyasaya çıkmadan önce, Doomsday Clock’tan önce okumanın faydalı olabileceği bazı çizgi romanları bir araya getirmek istedik.
Tahmin edebileceğiniz gibi, bu öyle basit bir “okuma sırası” anlamına gelmiyor. Doomsday Clock’un karmaşık doğası nedeniyle, bu seriyi okumaya başlamadan bilmeniz gereken bazı bilgiler, hatta kabullenmeniz gereken bazı gerçekler var.
Bu gerçeklerin ikisi temel konular – ikisi ise, çok ufak da olsa, spoiler içeriyor. Seri hakkında hiçbir şey bilmek istemeyenler için, spoiler içeren kısımları ayrı bir bölüm olarak yazıyorum, ama dürüst konuşmak gerekirse, eğer bu yazıyı okuyorsanız burada paylaştığım bilgileri zaten bilmiyor olmanız imkansız.
Temel Bilgiler
Öncelikle basit meseleyle başlayalım. Doomsday Clock, kendi içinde devam eden, on iki sayılık bir seri. Dolayısıyla, Doomsday Clock’un kendisi için kapsamlı bir okuma listesine ihtiyacınız yok, tek yapmanız gereken birinci sayıdan başlayıp on ikinci sayıya kadar seriyi okumak.
Burada bahsettiğimiz bilgi ve okuma tavsiyeleri, seriye giden süreci konu alıyor.
Bu ufak not ile birlikte, seri hakkında bazı temel notlardan bahsetmeye başlayabiliriz.
1 – Doomsday Clock ile ilgili mantıklı bir okuma süreci oluştururken, ilk bilmeniz gereken şey bu serinin tam anlamıyla düzenli bir şekilde okunamayacağı gerçeği.
Çizgi roman okurları (hatta tam dürüst olalım, çizgi roman okumaya yeni başlayan kişiler) bu tarz okuma listelerinde bazen düz, kusursuz bir mantık arıyor. Ne yazık ki, işin pratik boyutunda böyle bir mantık çoğu zaman yer almıyor.
Doomsday Clock’un yayımlanma sürecindeki aksaklıklar nedeniyle, bu seri Metal, Snyder’ın JL serisi, Heroes in Crisis ve benzer süreçlerle aynı anda devam etmiş olan bir çizgi roman. Bu nedenle buradaki hikayeleri gerçek anlamda bir kronolojiye oturtmak pek mümkün değil.
2 – Bir diğer önemli mesele, gerektirdiği ön okuma açısından Doomsday Clock’un ilginç bir seri olması.
Doomsday Clock, klasik event hikayelerinden beklediğimiz gibi, “Önce şunu oku, sonra buna geç” yapısıyla kurgulanmış bir hikaye değil. Marvel’ın Civil War hikayesinden önce “Road to Civil War” hikayeleri yayımlaması veya DC’nin Trinity War hikayesinin Forever Evil‘a bağlanması gibi bir durum, burada söz konusu değil.
Bunu sıkıntılı hale getiren şey şu: Doomsday Clock’un yaratıcı ekibi Geoff Johns ve Gary Frank, okuyuculardan bu seri öncesinde herhangi bir spesifik çizgi romanı veya hikayeyi okumasını beklemiyor.
Ancak DC Evreni, bu evrenin yaşadığı değişiklikler ve evrenin geçmişi hakkında çok bilgili oldukları varsayımıyla hareket ediyor.
Uzun lafın kısası, Doomsday Clock’u okumak için öncesinde (aşağıdaki listenin ilk maddesi hariç) mutlaka okumuş olmanız gereken bir çizgi roman yok. Ancak DC Evreni’nin tarihine ve özellikle son yıllarda yaşadığı hikayelere vakıf olmanız şart.
Ufak Spoiler İçeren Temel Bilgiler
Bunun sebebi de basit, ancak bunları açıklamak için iki ufak spoiler içeren bilgi vermek gerekiyor.
3 – Doomsday Clock, Alan Moore ve Dave Gibbons’un meşhur çizgi romanı Watchmen’de gördüğümüz karakterleri, DC Evreni’ne dahil eden çizgi roman. Spoiler diyorum, ama bunu bilmemek için Dr. Manhattan’ın bir süre yaptığı gibi Mars’ta yaşıyor olmanız gerekiyor, o yüzden çok da spoiler sayılmaz sanırım.
Bunun sonucu da şu: Doomsday Clock’u okumak için, mutlaka okumuş olmanız gerken bir çizgi roman varsa, bu çizgi roman Watchmen.
4 – Yukarıda da söylediğim gibi, Doomsday Clock DC Evreni’nin tüm devamlılık sıkıntılarını çözen ve bize her türlü cevabı veren bir seri olamadı.
Ancak, DC Comics’in 2010’lu yıllarda yaşadığı iki büyük olayın, New 52 ve Rebirth’ün arka planı, bu seride somut bir şekilde ifade edildi.
Bu nedenle, aşağıda göreceğiniz okuma listesi de, ağırlıklı olarak bu döneme yoğunlaşıyor.
Doomsday Clock’a Doğru
Kalabalık ve karışık olabilecek bir liste içinde daha rahat ilerlemeniz için, serilerin yanına Doomsday Clock’u anlamak için ne kadar önemli olduklarını belirten bir ifade ekledim. Sadece dört kategorimiz var:
Mutlaka Okunmalı – Doomsday Clock’tan önce mutlaka okumanız gereken çizgi romanlar
Önemli – Doomsday Clock öncesinde okunması faydalı olabilecek eserler
Şart Değil – Okumadan da Doomsday Clock’u takip edebileceğiniz eserler
Meraklısına – Sadece bu konuya karşı özel bir ilginiz varsa okumanız gereken seriler
Okuma Listesi
1 – Watchmen (Mutlaka Okunmalı)
Doomsday Clock, Wathcmen karakterlerini DC Evreni’ne dahil eden bir seri. Bu nedenle, aslında Watchmen’i okumadan bu seriyi anlamanız çok mümkün değil.
New 52 Dönemi
2 – Flashpoint (Şart Değil)
Yukarıda da dediğim gibi, Doomsday Clock’un önemli özelliklerinden bir tanesi DC’nin 2011’de yaratılan yeni evreni üzerindeki sır perdelerini kaldırması. Eh, bu evrenin başladığı hikayeyi okumak faydalı olabilir.
3 – Justice League (Yeni 52) – Cilt 1 (Şart Değil)
Justice League serisinin ilk cildi, bu yeni yaratılan evren ile ilgili en temel bilgileri alacağınız seri. Buna da göz atmak isteyebilirsiniz.
4 – Superman / Action Comics (Yeni 52) (Meraklısına)
Superman, Doomsday Clock’ta çok büyük yer tutuyor. Bu nedenle, bu karakterin New 52’da yaşadığı değişiklikleri takip etmek isteyebilirsiniz. Uzun bir okuma süreci olduğu için, sadece meraklılarına tavsiye ediyorum.
5 – Justice League Cilt 7 ve 8 – Darkseid Savaşı (Şart Değil)
Yeni 52 döneminin Justice League serisini bitiren bu hikaye, finali ile birlikte Doomsday Clock’un ilk ipuçlarını vermeye çalışıyor.
Biz burada listeyi kısa tutmaya çalışıyoruz, ama tabi Justice League Cilt 1’den direkt Cilt 7’ye atlamak zorunda değilsiniz, aradaki hikayeleri de okuyabilirsiniz.
6 – Superman’in Son Günleri (Önemli)
7 – Superman Lois ve Clark – Rebirth’e Doğru (Önemli)
Dediğim gibi, Doomsday Clock’un en önemli karakteri Superman. Bu nedenle, karakterin New 52 – Rebirth arasındaki geçişini okumak için bu çizgi romanlar önemli.
Rebirth Dönemi
8 – Rebirth Özel Sayı (Mutlaka Okunmalı)
Bu, mutlaka okunması gerektiğini söyleyebileceğimiz ikinci sayı. New 52 döneminin finali, Rebirth’ün başlangıcı. Tabi ki Doomsday Clock ile ilgili pek çok ipucu içeriyor.
9 – Titans Cilt 1 – Wally West’in Dönüşü (Şart Değil)
Rebirth’ün en önemli noktalarından bir tanesi, Wally West’in DC Evreni’ne dönüşü. Bu konu, detaylı olarak Titans serisinde işleniyor ve DC Evreni’nde yaşanan bu değişikliklerle ilgili bazı detaylar bu seride netleşiyor.
10 – Superman / Action Comics (Rebirth Serileri) (Şart Değil)
Superman’de yaşanan değişiklikleri daha yakından görmek için, bu seriler faydalı olabilir. Aslında bu serilerin önemini biraz daha vurgulamak mümkün, ama süreçteki en önemli cilt olan Superman Reborn henüz Türkçe olarak yayımlanmamış durumda.
Burada da, merak – ilgi seviyenize göre istediğiniz kadar kapsamlı bir okuma yapabilirsiniz.
11 – The Button’dan Önce (Meraklısına)
Doomsday Clock’a giden sürecin en önemli adımlarından bir tanesi, Flash ve Batman serilerini bir araya getiren The Button hikayesi. Tabi Button bu iki serinin kesişme noktası olduğu için, bundan önceki Batman – Flash ciltlerini okumak isteyebilirsiniz. Okumanız gereken ciltler şu şekilde:
- Flash Cilt 1 – Aynı Yere Düşen Yıldırım
- Batman Cilt 1 – Ben, Gotham
- Batman Cilt 2 – Ben, İntihar
- Flash Cilt 2 – Karanlık Hız
- Batman Cilt 3 – Ben, Bane
- Flash Cilt 3 – Haydutlar Yeni Baştan
Bunları okumanızın şart olmadığını tekrar vurgulamak istiyorum. Okumaya karar verirseniz, serileri kendi içinde sırayla, Flash 1-2-3, Batman 1-2-3 diye de okuyabilirsiniz, çok bir şey değişmez.
12 – The Button (Mutlaka Okunmalı)
Flash ve Batman’i bir araya getiren bu seri, Doomsday Clock’ta cevaplarını bulacağımız soruları da netleştiriyor.
Doomsday Clock’a AltEvren ile Hazırlanın!
Evet, dershane başlığı gibi oldu – ama eğer buradaki okuma listesi fazla uzun geldiyse, bu süreçteki pek çok detayın sitemizde net bir şekilde özetlendiğini hatırlatmak istiyorum. Doomsday Clock’u okumadan önce bu yazıları okursanız, bilmeniz gereken pek çok şeyi rahatlıkla bir araya getirebilirsiniz:
Darkseid War
Rebirth Neler Değiştirdi?
Titans
Ve son olarak:
Bu son yazı, Doomsday Clock’un öncesinin bir özetini içerdiği gibi, hikayenin kendisini de özetliyor. Bu nedenle, seriyi okuyacaksanız ““Watchmen Evreni’nin” Devamı” başlığına kadar okumanız gerekiyor – geri kalan her şey seriyle ilgili spoiler içeriyor.
Burada da elimden geldiğince az yazı paylaşmaya çalışıyorum, daha detaylı bilgiler isteyenler için elbette her zaman sitemizin demirbaş kaynaklarından DC Tarihi‘ne göz atabilirsiniz.
Ek 1 – DC Evreni Değişiklikler Tarihi
Doomsday Clock – DC Tarihi yazısında daha detaylı olarak okuyabileceğiniz gibi, DC Evreni’nin ilginç bir evren yapısı var. Bu yapı da, ağırlıklı olarak Crisis başlıklı hikayeler üzerinden ilerliyor.
Doomsday Clock’u tam anlamıyla okumak için, bu Crisis hikayeleri ile ilgili biraz arka plan sahibi olmak faydalı olabilir. Bunun için, bu iki yazıya göz atabilirsiniz:
DC Comics Sıfırlamalar Tarihi
DC Comics Crisis Hikayeleri
Ek 2 – Bir Hikayeler Evreni Olarak DC Comics
Doomsday Clock’un önemli temalarından bir tanesi, DC Evreni’nde okuduğumuz tüm maceraların, süper kahramanların tüm yaşadıklarının bir “hikaye” olması fikri üzerine kuruluyor.
Son dönemin popüler terimlerinden biriyle ifade edecek olursak, Doomsday Clock “Meta” bir seri – ki bu kavramın önemini seriyi okuduktan sonra daha iyi anlayacaksınız.
Bu durum, yazının en başında değindiğim olaya bağlanıyor. Doomsday Clock’u anlamak için asıl önemli olan, DC Evreni hakkında genel bir bilgiye sahip olmak. Evrendeki her şeyi bir “hikaye” olarak görmek; katı bir devamlılık anlayışı yerine karakterlerin duyguları, sembolize ettikleri, “niyetleri” üzerine giden eserler üretmek DC’nin son dönemde sık kullandığı bir yöntem.
Buna örnek olarak, Final Crisis, Multiversity, Metal, Convergence gibi serilere göz atmak faydalı olabilir, ancak bunlar şimdilik Türkçe olarak bulunmuyor.