Bu yazı, DC Tarihi‘nin bir parçası olarak yazıldı. Bunu tabi ki ihtiyacınız doğrultusunda okuyabilirsiniz, ancak linkini verdiğimiz ana yazıya da göz atmak isteyebilirsiniz.
DC Tarihi’nin New 52 öncesi boyutunun çok karmaşık bir hale gelmeyeceğini yazmıştım. Ancak DC, belli açılardan ilginç bir yayınevi. Karakterlerinin ve anlattıkıları kurguların modern okurlara hitap edemediğini, veya tarihinin kendilerini “aşağıya çektiğini” hisettiği noktalarda, DC editörleri genellikle temiz başlangıçlar yapmayı seviyor.
Bu da, DC’nin “reboot” olayını seven bir şirket olmasını sağlıyor.
Önemli ve evrensel değişiklikleri istediğiniz şekilde sıralamak zor değil. DC Comics’in yaratılışından bugüne kadar devam edecek olursak, dünyada çizgi romanın yaşadığı gerçek ekonomik durumlar ve değişen trendler de düşünüldüğünde (ki bunlar düşünülmek zorunda) şöyle bir liste yapabiliriz:
1938 – 1945: Superman ve Batman yaratılıyor, süper kahramanlar son derece popüler hale geliyor.
Evren içinde Green Lantern (Alan Scott), Flash (Jay Garrick), Wonder Woman, Sandman (Wesley Dodds), Hourman, Starman gibi karakterler ekleniyor. Bunlar Justice Society of America adı altında bir araya getiriliyor.
1945 sonrası: II. Dünya Savaşı bitimiyle süper kahramanlara ilgi azalıyor. DC Comics, Batman ve Superman dergileri dışında süper kahraman çizgi romanı basmamaya başlıyor. Süper kahramanlar bir ölçüde unutuluyorlar.
1950’lerin sonu, ama özellikle 1960 sonrası: Süper kahramanlar yeniden popüler hale geliyor. DC Comics, Green Lantern ve Flash gibi karakterleri geri getiriyor, fakat bu karakterler yeniden yaratılıyor. Green Lantern Hal Jordan, Flash ise Barry Allen, yani bugün bildiğimiz düzen bu yıllarda yaratılmaya başlıyor. 1960’da bu karakterler yine bir araya getiriliyor, fakat bu sefer Justice League of America adını kullanıyorlar.
Burada çok açık, kesin, somut bir noktası olmamakla beraber, DC şöyle bir karar alıyor: Bizim kahramanlarımız aynen devam ediyor, ama Superman, Batman gibi karakterler II. Dünya Savaşı’nda da suça karşı savaşıyorlardı, hala savaşıyorlar. Daha önce de Green Lantern ve Flash vardı, ama bunlar şimdi tamamen farklı karakterler. O halde şu anda yayınlanan, Hal Jordan’lı, Barry Allen’lı, JLA’lı dünya bizim asıl dünyamız, Earth-1 olsun, diğer dünyadaki eski karakterleri kullanmak istersek, buna da Earth-2 olarak hitap edelim.
Böylece Multiverse dediğimiz olgu yaratılıyor, birden fazla paralel evreni kapsayan hikayeler “Crisis” adıyla yayınlanmaya başlıyor.
1985’e Kadar: Hikaye bir süre böyle devam ediyor, fakat yirmi yıl boyunca ortaya onlarca yeni süper kahraman ve onlarca yeni paralel evren çıkıyor. Örneğin Earth-3, Justice League karakterlerinin kötü versiyonlarına ev sahipliği yapan bir evren.
1985: Crisis on Infinite Earths yayınlanıyor – kapsamlı ve uzun bir seri, fakat sonuç olarak Multiverse yok ediliyor, en önemli sonuç olarak Earth-1 ve Earth-2 birleştiriliyor. Earth-2’nun Batman ve Superman’i yok sayılıyor, diğer Earth-2 karakterleri (Jay Garrick, Barry Allen, Ted Knight, Wesley Dodds vs.) Superman, Batman, Hal Jordan, Barry Allen gibi karakterlerden önceki süper kahramanlar, önceki neslin kahramanları olarak sunuluyor.
1994 – Zero Hour: Crisis in Time. Modern Green Lantern serilerinde çokça bahsedilen Parallax hikayesi burada geçiyor. Hal Jordan şehrinin yok olmasının ardından deyim yerindeyse kafayı yiyip, tüm evren çapında etki yaratabilecek bir adam haline geliyor. Parallax olarak tüm evreni baştan yaratmak istiyor ama durduruluyor, sonuç olarak Crisis on Infinite Earths’te yaratılan yeni evrende çeşitli ufak değişiklikler yaşanıyor:
https://en.wikipedia.org/wiki/Zero_Hour:_Crisis_in_Time#Aftermath
2005 – Infinite Crisis: Crisis on Infinite Earths sırasında kendini feda etmiş gibi gözüken çeşitli karakterler geri dönüyor ve bu “yeni evren yaratma projesinin başarısızlığa uğradığını” söyleyerek işi sıfırdan halletmeye çalışıyor. Sonunda durduruluyorlar, yani evren korunuyor, fakat yine çeşitli değişiklikler meydana geliyor:
https://en.wikipedia.org/wiki/Continuity_changes_during_Infinite_Crisis
Zero Hour ve Infinite Crisis “ufak reboot” diyebileceğimiz seriler. Bütün evreni yok edip baştan yaratmıyorlar, var olan evrene çeşitli rötüşlar atıyorlar.
2011: Ve daha sonra, zaten, Flashpoint ile New 52 süreci başlıyor. Bu kendinden önceki her şeyi yok sayan yeni bir evren yaratıyor.
Tek istisna, pek bir evrensel mantığa oturtulmadan devam eden Green Lantern ve Batman kurguları.
2016: Rebirth ile birlikte eski evrenlerden bazı unsurlar geri getiriliyor. Evren hala New 52 Evreni, ama Rebirth Infinite Crisis ve Zero Hour gibi ufak bir rötuş olarak kullanılıyor.