DC Comics İncelemeleri - DC Tarihi

Darkseid War (DC Tarihi)

DC YOU gibi alternatif etiketlendirme çabalarını bir kenara koyacak olursak, DC Comics’in beş yıldır devam eden “New 52” dönemini tamamladığını söyleyebiliriz.

2016 yılında başlayan Rebirth, DC’nin yeni bir modernleşme hareketine başlamasını sağladı ve sık sık eleştirilse de, ciddi bir okuyucu kitlesini DC Comics çizgi romanları ile tanıştıran New 52 süreci sona ermiş oldu.

Bu dönemi bitiren “büyük olay” ise Darkseid War oldu. Daha önceki hikayelerde hep inceden inceye kendini hissettiren iki dev karakteri, Darkseid ile Anti Monitor’u karşı karşıya getiren, fakat bu konu çevresinden çok farklı noktalara ilerleyen seri, on sekiz sayı içinde tamamlandı.

Okuma Listesi

Hikayede yaşananların bir özetini sunmadan önce, bir Darkseid War okuma listesi ile başlayalım.

  1. Justice League #40
  2. Justice League #41
  3. Justice League #42
  4. Justice League #43
  5. Justice League #44
  6. Justice League #45
  7. Justice League: Darkseid War: Batman #1
  8. Justice League: Darkseid War: Superman #1
  9. Justice League: Darkseid War: The Flash #1
  10. Justice League: Darkseid War: Green Lantern #1
  11. Justice League: Darkseid War: Shazam! #1
  12. Justice League: Darkseid War: Lex Luthor #1
  13. Justice League #46
  14. Justice League #47
  15. Justice League #48
  16. Justice League: Darkseid War Special #1
  17. Justice League #49
  18. Justice League  #50

Bu okuma listesinde şuna dikkat etmek gerekiyor: Darkseid War aslında öyle kendine özgü bir serisi olan, farklı serilere sıçrayan bir hikaye değil. Aradaki Batman, Superman, Flash vs. one-shot olarak kurgulanan sayılar var, ama genel olarak yapmanız gereken şey New 52 Justice League’in son on sayısını okumak.

Bu one-shot’lardan özellikle Green Lantern kayda değer bir çizgi roman, ama bunları okumadığınız takdirde çok bir şey kaybetmeniz gibi bir durum da yok.

Özet

Gelelim Darkseid War’u kısaca özetlemeye.

Hikaye, DC Comics’in en güçlü karakterlerinden biri, Anti-Monitor ile başlıyor. Serinin başlarında, Anti-Monitor’un aslında Mobius adlı biri (ve aynı zamanda, Mobius Chair’in asıl sahibi) olduğunu, ve Anti-Monitor olmaktan kurtulmak istediğini öğreniyoruz. Anti-Monitor, bunu yapmanın yolunun, Darkseid’ı öldürmekten geçtiğini düşünüyor.

Bu arada tanınması gereken iki önemli karakter daha var: Bunlardan bir tanesi, Anti-Monitor’a hizmet eden Grail, diğeri ise Myrina Black.

Myrina’nın, aslında Wonder Woman’la aynı ırktan bir Amazon olduğunu öğreniyoruz. Dünyayı koruma çabasının önündeki en büyük tehlikenin Darkseid olduğunu gören Myrina, onu yok edebilmek için uzun vadeli bir plan yapıyor, ve Darkseid’den bir çocuk sahibi oluyor.

Bu çocuk da Grail’den başkası değil.

Darkseid’i yenebilecek güçte tek varlığın Anti Monitor olduğunu bilen Grail, onunla bir ittifak içine giriyor, ve serinin ilk bölümünde Anti-Monitor’un yardımcısı olarak karşımıza çıkıyor.

Fazla uzatmayalım: Serinin ilk bölümünde bu iki “dev” karakter arasında bir savaş yaşanıyor, ve Anti-Monitor DC Comics evreninde “ölüm”ü simgeleyen varlıklardan biri olan Black Racer’ı Flash’le birleştirerek, süper hızlı bir ölüm tanrısı yaratmayı ve Darkseid’i öldürmeyi başarıyor.


Bu noktada, hikayenin normal gidişatını bölerek biraz detaya girmemiz gerekiyor. Darkseid tarafından Black Racer ile birleştirilen Flash, bir tanrının güçlerini kazanan tek JL üyesi olmuyor. Daha önceden Metron’un “Mobius Chair” adlı sandalyesine oturan Batman, bilgi tanrısı haline geliyor. İnternette geçtiğimiz dönemde Joker’ın kimliğinin açıklanması yönünde bir takım bilgiler dolaştığını hatırlarsınız. Batman’e bu bilgiyi veren bu pozisyonu oluyor.

Yine Darkseid’ın ölümünden önce Apokalips’e gönderilmiş olan Superman ve Lex Luthor da tanrısal güçlerin sahibi oluyorlar. Superman, Apokalips’teki güneş ışınları nedeniyle ciddi bir değişiklik geçirip güç tanrısı haline gelirken, kimliği hakkında yalan söyleyen Lex Luther, Darkseid’in ölümünden sonra Apokalips’in Tanrısı haline geliyor.

Darkseid’in ölümünden sonra oluşan dengesizlikler, JL karakterlerine tanrısal güçler vermeyi sürdürüyor. Kısa süre içinde, Green Lantern ışık tanrısı, Shazam “Tanrılar Tanrısı” haline geliyor.

Anti – Monitor cephesinde de olay iki boyuttan ilerliyor. Anti-Life Equation’dan ayrılan Anti-Monitor, Mobius halinde de oldukça güçlü bir karakter olduğundan, Justice League onunla uğraşıyor – ve bu konuda, pek de istemedikleri bir müttefik olsa da, Forever Evil sırasında savaştıkları Crime Syndicate üyeleriyle birlikte çalışmak durumunda kalıyorlar. Hatırlarsınız, Crime Syndicate’ın dünyaya gelme sebebi kendi evrenlerinin Anti-Monitor tarafından yok edilmiş olmasıydı. Bu hikayeyle o süreç de finale ulaştırılmış oluyor.

Diğer taraftan ise, Grail başından beri Anti – Life Equation’un peşinde olduğunu söyleyerek, Mobius’tan ayrılmış bu enerji ile birleşiyor ve kendisi de sınırsız güçlü bir karaktere dönüşüyor. Anti Monitor’e karşı gelmek için Steve Trevor’a ihtiyaç duyduğunu söyleyen Grail, onun peşine düşüyor.

Bu noktadan sonra, her şey dev bir finale doğru ilerliyor. Mobius’u durdurma çabası için Green Lantern Corps’tan Apokalips ordularına, Justice League’den Crime Syndicate’a, herkes dünyaya akın ediyor, ve ona son darbeyi vuran, Steve Trevor’u Anti-Life Equation için bir iletken olarak kullanan Grail oluyor.

Ancak Forever Evil hikayesinin sonunu iyi hatırlayanların tahmin edebileceği gibi, hikaye burada bitmiyor. Darkseid ve Anti-Monitor ölse de, yerlerini yeni bir tehdit, hamile olan Superwoman’ın oğlu alıyor. Earth 3’ün Lex Luthor’u (ve tek kahramanı) Alexander Luthor’un oğlu olan bu bebek, tüm süper güçleri çalabilmek gibi bir yeteneğe sahip olduğundan, Superwoman’ı öldüren Grail tarafından kullanılıyor ve Darkseid’a dönüşüyor.

 Superwoman’ın Grail tarafından öldürülmesi

Barda ve diğer Fury’lerin de dahil olduğu son bir savaş, bu ikilinin de durdurulmasını sağlıyor ve Ultraman, Superwoman, Myrina gibi karakterlerin ölümüne rağmen, sonunda her şey normale dönüyor.

Hikayenin sonunda, çeştili önemli sonuçlar da kısaca gösteriliyor:

– Grail, yeniden bir bebek haline gelmiş olan Darkseid’la birlikte gizli bir yerde saklanıyor ve onu kendi oğlu olarak büyüteceğini söylüyor.

– Son savaş sırasında Mobius Chair’ı ele geçiren Owlman, ayda Metron ile konuşurken bir anda öldürülüyor.

– Hikaye sırasında öldüğünü düşündüğümüz Jessica Cruz’un ölmediğini anlıyoruz ve Cruz bir Green Lantern haline geliyor.

– Son sayfalarda, Black Racer ile mücadele etmek için amansız hızlarda koşan Flash’in, esrarengiz bir ses duyduğunu görüyoruz. Bu esrarengiz ses, Rebirth’te Wally West olarak açıklanacak.

– Ve son olarak, Batman, sayılar önce öğrendiği sırrı paylaşarak, Mobius Chair’in ona bir değil, üç Joker olduğunu söylediğini ifade ediyor.

Yorumları Darkseid War incelemesine, bu merak uyandırıcı “sırları” ise Rebirth ile ilgili yazıya bırakıyorum.