DC Comics İncelemeleri

Dark Nights: Metal

darknightsmetla1.jpg2017 – 2018 yılları DC Comics’in event açısından hareketli geçirdiği bir dönem oldu. Bu dönemde yayımlanan önemli hikayelerden bir tanesi de, Batman etrafında şekillenen ama Justice League üyelerinin geri kalanını da etkileyen Dark Knights: Metal hikayesiydi.

Bu yazıda, Dark Nights: Metal’in kısa bir incelemesi yer alıyor. Dark Knights Metal’in DC Tarihi kapsamında hazırladığımız bir özeti için buraya, seri ile ilgili bir okuma listesi için ise buraya göz atabilirsiniz.

Metal’in Önemi

Dark Nights: Metal karmaşık ve çok boyutlu bir seri olduğu için, bu çizgi romanla ilgili görüşlerimi tek cümleyle özetleyip, yazının geri kalanında desteklemeye çalışacağım bir “temel fikir” üretmem çok kolay değil.

Bu yüzden kolay yolu seçip serinin önemiyle başlıyorum. Metal – belli noktalarda tuhaflaşan bir seri olsa da – DC Evreni açısından önemli yadsınamayacak bir hikaye oldu. İlk olarak, bu seri bizi ileride de rol oynayacağını anladığımız “Dark Multiverse” konseptiyle tanıştırdı. İkincisi, serinin finali DC Evreni için bir “duvar” görevi gördüğünü anladığımız Source Wall’u yıktı ve Bruce Wayne’e bile “Bundan sonra ne olacağını bilmiyorum,” dedirtecek olasılıkları ortaya çıkarttı.

darknightsmetalinc5.jpg

Bunun arkasındaki temel mantığın, ilerleyen süreçlerde yazar ve çizerlere daha serbest hikayeler yazma imkanı tanımak olduğunu söyleyebiliriz. “Source Wall yok, artık her şey olabilir” gibi bir şey söyledikten sonra, DC Evreni içinde yapacağınız büyük değişiklikleri açıklamak için ek bir çaba sarf etmeniz gerekmiyor, çünkü bu büyük “yıkım” ile birlikte, artık her şeyin mümkün olduğunu önceden göstermiş oluyorsunuz.

Bir süre önce, benzer bir şeyi Marvel da Age of Ultron çizgi romanıyla ile yapmış, “Zamanda o kadar çok yolculuk yaptık ki, artık hiçbir şeyin dengesi kalmadı!” gibi bir hikaye kurgusu yaratmıştı.

Marvel’da da bu sürecin ardıntan bazı önemli değişiklikler yaşanmıştı, ancak DC Comics’in Metal’in finalini daha ön planda tuttuğunu söylemek gerekiyor. Bu hikayenin bitişinden beri, gerek “New Age of Heroes” başlığıyla yayımlanan serilerde, gerek Aquaman ve Flash gibi serilerde, gerek de Justice League’deki merkezi hikayede Metal’in etkilerini görüyoruz.

Tabi Dark Multiverse gibi, tanımı gereği farklı evrenler içeren bir yapının ortaya çıkması da, sadece bu konseptle alakalı yeni hikayeler okuyabileceğimizi gösteriyor. Zaten Scott Snyder da bu seride gördüğümüz her şeyin 2019’da yeni bir hikayeyle yeniden karşımıza çıkacağı yönünde bir açıklama yapmış durumda. Bu da DC Comics’i takip etmek isteyenler için Metal’i bir anlamda “olmazsa olmaz” bir seri haline getiriyor.

darkknightsmetalinc3.jpg

Hikaye Yapısı

Metal hikaye yapısı olarak ilginç bir seri. DC Comics’in büyük hikayelerinde veya çok tanıtılan serilerinde “tuhaf”lığın ve “meta” kurguların her zaman yeri olabiliyor. İster Superboy Prime’in Infinite Crisis’te gerçekliği yumruklamasını düşünün, ister Final Crisis’in sonu veya Multiversity’nin genelini, bu hikayeler çoğu zaman beklediğimiz “büyük hikaye” yapısından biraz ayrılıyor.

Bu seri, hem DC Comics’in bu geleneğinden izler taşıyan, hem de kendi içinde yeni fikirler üreten bir seri. Hikayenin ilk sayısında Hawkgirl’ün Morrison’un Multiversity haritasını “ters çevirerek” Dark Multiverse’ün konumunu anlatması aslında bunun görsel bir yansıması olarak değerlendirilebilir.

Yine benzer bir bakış açısına dahil edebileceğiniz kullanımlar arasında paralel evrenler arasında iletişim kurmanın yollarından bir tanesi olarak “müziğin” ön plana çıkması veya Batman etrafında şekillenen bir kurguda işin “Batmanium” isimli metal ile başlaması gibi pek çok şey var.

Dolayısıyla eğer böyle şeyleri baştan “saçma” olarak görüyorsanız, Metal sizin için çok uygun bir seri olmayabilir.

darknightsmetalinc4.jpg

I can give you the most powerful weapon in all of creation… I can give you… a story.

Ki bana sorarsanız aslında burada bir sorun var. Metal hikayesi, özellikle bu kurmaca üstü yapılara rağmen, DC Comics açısından büyük önem taşıyan bir seri. Yani Scott Snyder ve çizer ekibi burada bir anlamda kendi isteklerine göre, hikayelerin doğası üzerine bir şeyler söylüyor (ki benim için bunda hiçbir sorun yok) ama bir yandan da bütün bu söyledikleri şeyler DC Evreni’nin devamlılığı açısından kısa vadede çok önem taşıyor.

Bunu şöyle bir karşılaştırmayla açıklayayım. Bu “kurmaca üstü yapılar”ı en çok seven yazar olarak gösterebileceğimiz Grant Morrison’un Multiversity serisini ele alalım.

Multiversity de yayımlandığı dönemde DC Comics tarafından büyük bir hikaye olarak tanımlanmasına, hatta “Gelmiş geçmiş en büyük hikayemiz” gibi abartılı reklamlara konu olmasına karşın, aslında DC Evreni açısından büyük önem taşıyan bir seri değildi. Veya cümleyi şöyle kurayım – elbette “önemliydi” (haritası hala kullanılıyor!) ama Multiversity kapsamındaki çizgi romanları okumadan da DC Evreni’ni okumaya, anlamaya devam edebiliyordunuz.

Bu seride Morrison kendi sevdiği tarzda, üstkurmacayı gözünüze soka soka hikayeler anlatıyor, herhangi bir noktada hikayesini fazla ciddiye almıyor; bunlar DC Evreni’ndeki farklı paralel evrenlerle sınırlı, tek seferlik hikayeler olarak kalıyordu. Özetle, yayınlanan Justice League serisini veya bir sonraki büyük hikayeyi okumak için, Multiversity’yi okumuş olmanıza gerek yoktu.

Metal’i okumuş olmanıza ise gerek var – çünkü hem bir sonraki “mini-event” No Justice Metal’i takip ediyor, hem de Justice League’in 2018 yılında birinci sayıdan başlayan sayısı bu hikayeyi izliyor.

Bu nedenle Metal’in bu özelliğini fazla sevmediğimi söyleyebilirim – hikayede bahsettiğim üstkurmaca öğeleri, Morrison-vari kurgular ön planda, ama genel gidişata baktığınızda pek çok noktada işin klasik bir süper kahraman “event hikayesi” olarak ilerlediğini de görüyorsunuz.

Yani sanki Snyder hikayelerin doğası üzerine bir şeyler yazmak istemiş de tam olarak bunu yapmaya çekinmiş, veya klasik bir hikaye anlatmak istemiş ama DC Evreni’yle özdeşleşen bu ögeleri dışarıda bırakmayı göze alamamış gibi, tuhaf bir durum var.

darknightsmetalinc6.jpg

Bunun normal bir okuma deneyimini nasıl etkilediğini şöyle izah edeyim. Serinin son sayısına geldiğinizde Snyder’ın oluşturduğu hikaye akışı, kahramanların ellerinden gelen her şeyi denediği, ama sınırsız güçlü Barbatos ve akıl almaz plan yapma yeteneği ile Batman Who Laughs ikilisinin bütün bunları boşa çıkararak kahramanları alt ettiği yönündeydi. Finale gelindiğinde, bu ikilinin nasıl yenileceğini ciddi bir heyecan ve merakla bekliyordunuz. Sonuç? O ana kadar hiç bahsedilmeyen Element X, Element X’e o anda yüklenen bir özellik (bakınız aşağıdaki resim) ve her şeyin bir anda çözülmesi…

darknightsmetalinc7.jpg

Serinin tamamlanmasından yaklaşık on sayfa önce

Özetle hem tuhaf, garip, hikayelerin doğası üzerine yorumlar yapan, hem de bütün bunları yaparken kendini bir süper kahraman event hikayesi olarak da ciddiye alan bir eser olması nedeniyle Metal’in ana hikayesinin sonucunu pek beğenmedim. Yine de, okuma deneyimi olarak, özellikle son sayıya kadar keyif aldığımı söyleyebilirim.

Serinin incelemesini bitişinden uzun süre sonra yazdığım için, ana hikayenin ötesine uzayan sonuç ve etkilerin de şu ana kadar Snyder tarafından etkili bir şekilde kullanıldığını, özellikle Justice League serisinin yıllardır ulaşmadığı bir seviyede ilerlediğini de ekleyebilirim.

Tie-in Sayıları ve Görsellik

Olumlu şeyler tarafında mutlaka söylenmesi gereken iki şey var.

Normalde tie-in sayılarını event hikayelerini incelerken veya özetlerken çok ön plana çıkartmıyorum, çünkü bunlar genellikle okunmaması bir şey kaybettirmeyecek hikayeler oluyor.

Metal’i tie-inleri okumadan anlayamayacağınızı söyleyemem. Hiçbir tie-in sayısını okumasanız da, muhtemelen hikayeyi büyük ölçüde takip edebilirsiniz. Ancak bunları okumazsanız çok şey kaybedebileceğinizi söyleyebilirim.

darknightsmetalinceleme9.jpg

Hem ana seri, hem de tie-in’lerde görsellik açısından gerçekten inanılmaz iyi işler yapılmış. Hikaye anlamında bu sayıların içeriği çok basit — ana seride Barbatos’un “Dark Knights”ı olarak sunulan Batman versiyonlarının nasıl bu hale geldiği anlatılıyor. Yine de bu tek cümlenin basitliğine bakmayın – bunlar hem keyifli, hem kendi içinde rahatlıkla okunabilecek, hem de söylediğim gibi, görsel açıdan çok başarılı çizgi romanlar.

Sitedeki Marvel – DC tarihi dosyalarından da az çok görebileceğiniz gibi 2000’li yılların başından beri yayımlanan bu event hikayelerinin hepsini okuyorum,  ama bir hikayenin tie-in sayılarının bu kadar ön plana çıktığı başka bir örnek gerçekten hatırlamıyorum.

Bu yüzden normalde çok yapmasam da Metal konusunda bunlara ayrı bir parantez açmak istedim. Hatta bir adım ileri gidip şunu bile söyleyebilirim: Eğer DC Comics buradaki hikayeleri biraz daha ön plana çıkartıp, önce “Dark Multiverse’den Hikayeler” gibi bir başlıkla bu serileri yayımlasa, Metal de bunların aylar sonunda ulaştığı doruk noktası olsa, seri çok farklı bir yapıda, çok etkileyici bir hale gelebilirdi.

Sonuç olarak, Dark Nights Metal DC Comics event’lerini takip edenler dışında özellikle tavsiye edebileceğim bir seri değil. Hikayenin keyifli bir akışı var, tie-in sayıları fazlasıyla başarılı ve DC Evreni’ni gerçek anlamda etkiliyor, ama bunun dışında vaktinizi ayırıp okumaya uğraşacak kadar iyi değil.

Özetle...
[columns size="1/3" last="false"]

DC "Event"lerini Takip Edenler İçin...

Dark Nights: Metal kötü bir çizgi roman değil, ama DC Event hikayelerini düzenli olarak takip etmiyorsanız seriyi anlamanız ve keyif almanız çok zor. 

[/columns] [columns size="2/3" last="true"]

Sevebilirsiniz...

DC Comics çizgi romanlarını düzenli olarak takip ediyorsanız

Grant Morrison tarzı çizgi romanlardan nefret etmiyorsanız

Okuduğunuz çizgi romanlarda her şeyin tamamen ciddi olmasını beklemiyor, "tuhaf" kurgulardan hoşlanıyorsanız


Sevmeyebilirsiniz...

Eğer süper kahraman hikayelerinin "saçma" boyutlarından hoşlanmıyorsanız

Daha önceki DC "Crisis" hikayelerini, Scott Snyder'ın Batman serisini, Multiversity'yi okumadıysanız

DC Comics çizgi romanlarına yeniyseniz - bu iyi bir başlangıç noktası değil!

[/columns]

İnceleme sistemimiz hakkında daha fazlası için tıklayın!