Bağımsız Çizgi Roman İncelemeleri

Deadly Class # 1 – 4

Sabah ilk ders “Suikast Psikolojisi”. Hemen sonra “Zehirler”. Öğlen yemeğinden önce “Ölümcül Dövüş Sanatları”. Sene sonunda yapılan finallerden bahsetmeyelim bile…

Bu akademik program ilginizi çekti mi? Öyleyse, Rick Remender tarafından yazılan ve Wes Craig tarafından çizilen Deadly Class, sizin için ideal bir çizgi roman olabilir.

İncelemenin Kapsamı

Bu yazıda nedenlerini detaylı olarak açıkladığımız gibi, Image Comics incelemelerinde belirttiğimiz numaralar sayıları değil, ciltleri ifade ediyor.

Bu inceleme Deadly Class’in ilk dört cildini, fasikül olarak ilk yirmi bir sayısını kapsıyor.

 Marcus ve Kings Dominion

Deadly Class’in oldukça ilginç bir konusu var. Çizgi romanın merkezinde Kings Dominion – School of the Deadly Arts isimli, suikastçi yetiştirmek amacıyla kurulmuş bir okul ve ana karakterimiz Marcus’un bu okulda yaşadığı maceralar yer alıyor.

Kings Dominion eğitim programı açısından oldukça ilginç bir okul – ve “Okulun Konumunu Kimseyle Paylaşmamak” – “Komut verilmeden kimseyi öldürmemek” – “İtaatsizlik Yapmamak” gibi başka yerlerde göremeyeceğiniz katı kurallar ile yönetiliyor. Bununla birlikte, okulun yapısı aslında o kadar da doğa üstü değil. Rick Remender ve Wes Craig, bu okulu tipik bir Amerikan lisesini andıracak şekilde tasarlamış. Öğrencilerin birbirleriyle iletişimi, gruplaşmaları, konuşmaları ve yaşadıkları büyük tipik bir okul havasını yansıtıyor.

Bu okulda yaşanan olayları, ana karakter Marcus’un gözünden inceliyoruz.

Ailesini kaybeden ve sokaklarda yaşamak zorunda kalan Marcus, serinin ilk anlarında bu okulun varlığından haberdar oluyor ve çeşitli sebeplerle burada eğitim görmesi için davet ediliyor. Bu “çeşitli sebeplerin” bazılarını henüz ilk sayılarda anlıyoruz, bazılarının doğası ise seri ilerledikçe, yavaş yavaş ortaya çıkıyor.

Marcus’un okula alışma sürecinde, buradaki sosyal ilişkiler de daha detaylı olarak karşımıza çıkmaya başlıyor. Okuldaki öğrencilerin büyük çoğunluğunun Marcus’un aksine buraya rastgele gelen kişiler olmadığını anlıyoruz. Tanıştığımız karakter ve gruplardan çoğu, Meksika kartelleri gibi, Rus KGB ajanları gibi, Japon yakuzası gibi geleneksel örgütlerin, meşhur suç ailelerinin buraya gönderdiği kişiler çıkıyor.

Ana karakterimiz çizgi romanın ilk cildini bu gerçeklere alışmakla geçiriyor. Deadly Class’in ilk bölümlerinde Macus’un bu okulda hayatta kalma, yeni bir sosyal çevre, yeni arkadaşlar, sevgililer ve düşmanlar edinme sürecini görüyor, başta Marcus’un “koruyucusu” Saya ve “ezik” gözüken oda arkadaşı Shabnam gibi önemli karakterlerle tanışıyoruz.

Deadly Class’in okul boyutu daha çok bu konular üzerinden ilerliyor. Suikastçi yetiştiren bir lise kavramı, doğaüstü bir yapı olması nedeniyle Hogwarts tarzı, okulda geçen bir kurguyu andırabilir. Ancak içinde geçtiği dünyayı okuldaki hayatı merkeze koyarak anlatan, okuldaki günlük yaşantıya ve derslere de yer ayıran Harry Potter gibi bir serinin aksine, Deadly Class’te işin okul boyutu daha çok bu ilişkiler ile sınırlı kalıyor. Giriş bölümünde kısaca bahsettiğim müfredatla ilgilenenler için bu kötü haber: Deadly Class’in yapısı tabi ki bu konuyla alakalı, ancak “Zehirler” ve “Suikast Psikolojsi” dersleri, okulun içindeki yaşantı bize pek de gösterilmiyor.

Bu – belki de yanlış beklentiler sebebiyle – beni Deadly Class’te hayal kırıklığına uğratan tek nokta.

Güçlü Karakterler, Akıcı Anlatı, Harika Görsellik

Bunlar dışında, Deadly Class’te aslında olumsuz yönde eleştirilebilecek çok fazla şey yok.

Rick Remender ve Wes Craig, bizlere yepyeni bir dünyayı ve yepyeni karakterleri büyük başarıyla tanıtıyor. Genel hikaye, okul ve okul etrafında yaşanan olaylara, ana karakterlerimizin başından geçen olaylara ayrılıyor. Belli aralıklarla da, karakterlerin arka planları, nereden geldikleri, bu okula nasıl başladıkları ve kişilikleri hakkında çeşitli bilgiler ve flashback sahneleri sunuluyor.

Bunların hem oranı çok iyi, hem de karakterlerin kazandığı derinlik seriyi gerçek anlamda ilgi çekici hale getiriyor. Aynı şekilde, karakterler hakkında verilen bilgiler içinde hep belli bir doz gizem de bulunuyor. Yeni şeyler öğrendikçe, yeni sorular da ortaya çıkıyor ve bu da hikayeden aldığınız keyfi arttırıyor.

Özellikle konunun ilgi çekici olması nedeniyle, Deadly Class oldukça akıcı ve hızlı şekilde ilerliyor. Belli noktalarda biraz daha derin konulara değinse de, Rick Remender Deadly Class’in bir aksiyon çizgi romanı olduğu gerçeğini hiç unutmuyor.

Elbette, bu akıcı anlatının çok önemli bir boyutu da görsellikte gizli. Wes Craig’in seri içinde oldukça modern ve güçlü bir görsel anlatı üslubu var. Bu açıdan, Deadly Class son yıllarda okuduğum güçlü çizgi romanlardan bir tanesi. Oluşturulan estetik hem hikayenin önüne geçmeyecek, hem de pek çok açıdan okuma deneyimini zenginleştirecek şekilde tasarlanmış.

Yukarıda okulun bazı kurallarını kısaca listelemiştim. Bütün bunların yanı sıra, öğrenciler tarafından büyük ölçüde yok sayılan iki kural daha var: “Cinsellik yok” – “Uyuşturucu yok.”

Kuralların mevcudiyetine rağmen, Deadly Class’in öğrencileri ne cinsellik, ne de uyuşturucu konusunda temkinli davranıyor. Wes Craig’in çizimlerinin öne çıktığı bir başka nokta da bu uyuşturucu sahneleri. Özellikle Marcus, narkotik alışkanlıkları sebebiyle gerçeklikle bağlantısını yitirdiğinde, onun değişen algısı çizgi roman sayfalarına da yansıyor. Bu da çizere özgür, renkli, psikedelik ve farklı paneller ile sayfalar oluşturma imkanı sağlıyor.

Dördüncü Cilt ve Hiakyenin Gidişatı

Yukarıdaki kutuda da belirttiğim gibi, bu incelemede söylediklerim büyük ölçüde Deadly Class’in ilk dört cildi, yani ilk yirmi bir sayısı ile ilgili.

Bu ayrımı yalnızca sayı miktarını kısa tutmak veya incelemeyi ikiye bölmek için yapmıyorum. Bu spoiler içeren bir inceleme değil, ama Deadly Class’in dördüncü cildi ile birlikte hikayenin önemli bir bölümü kapanıp, yeni bir bölümü başlıyor.

Özellikle bu karakterleri tanımak, okulun doğasını keşfetmek ve serinin ilgi alanlarının değişmesini takip etmek için, ilk dört cilt son derece keyifli. Deadly Class’i hem okurken, hem de hakkında bir şeyler söylerken yirmi birinci sayıyla bir ara vermek mantıklı bir fikir.

 Sonuç

2014 yılında başlayan ve benim bu yazıyı yazdığım tarihte devam etmekte olan Deadly Class, artık Image Comics’in kemikleşmiş, önemli serilerinden bir tanesi. Öyle ki, elde ettiği bu başarı Deadly Class’in dizisinin çekilmesini de sağlamış; ancak dizi tek sezon sonunda iptal edilmiş.

Çizgi romanın öne çıkan özellikleri ilgi çekici bir konu, aksiyona dayalı güçlü bir anlatı, güçlü bir görsellik ve yer yer gündeme gelen bir mizah olarak gösterilebilir.

Şu ana kadar söylediklerimden ve konusundan Deadly Class’in mizah yönünün güçlü olması şeklinde bir beklenti yaratmış olduğumu tahmin etmiyorum. Gerçekten de, seride “komik” olarak nitelendirebileceğimiz çok fazla şey yok. Ancak belli noktalarda, Remender hikayeyi ve gidişatını hafifletmek için mizaha başvuruyor.

Dediğim gibi, fazla spoiler vermek istemiyorum. Ancak seriyi okumuş ve okuyacak olanlar için, Marcus’un yarı zamanlı olarak çalıştığı çizgi roman dükkanına zar zor yetiştiği ve yılın en yoğun gününde burada yaşadıklarını hatırlatabilirim. Bu son yıllarda çizgi roman okurken beni en çok güldüren sahnelerden bir tanesi.

Sonuç olarak, Deadly Class okuyacak farklı şeyler arayanlar için ideal bir çizgi roman serisi. Özellikle keyifle ve hızlı bir şekilde okunabildiğini de düşündüğünüzde, ilk yirmi sayılık bölüme rahatlıkla bir şans verilebilir. Serinin gidişatı ve ilerleyen ciltlerin nasıl bir bölünme yarattığı konusuna, daha sonraki bir yazıda tekrar değineceğim.

Özetle...
[columns size="1/3" last="false"]


Aksiyon, Eğlence Sevenler İçin Harika

Deadly Class ilginç bir konudan yola çıkan, keyifli ve rahat okunan bir çizgi roman 

[/columns] [columns size="2/3" last="true"]

Sevebilirsiniz...

Aksiyon çizgi romanlarından, farklı kurgu yapılarından hoşlanıyorsanız

Geniş bir karakter grubunu merkeze koyan, bir dizi gibi takip edilebilecek seriler hoşunuza gidiyorsa

İlginç bilgilerin yavaş yavaş ortaya çıktığı, beklentilerinizin sık sık ters köşede kaldığı eserlerden hoşlanıyorsanız


Sevmeyebilirsiniz...

Derin, ağır, ciddi bir çizgi roman arıyorsanız

Sık sık gerçekleşen "şok gelişmeler", tersine çevrilen "büyük olaylar" bir süreden sonra sizi yoruyorsa

[/columns]

İnceleme sistemimiz hakkında daha fazlası için tıklayın!