DC Comics İncelemeleri - DC Tarihi

Hell Arisen

DC Comics’te devamlılığın gidişatını belirleyecek temel hikayenin Death Metal olacağının netleşmesi ile, çizgi roman okurları Scott Snyder – James Tynion IV ikilisinin dönüşümlü olarak yazdığı Justice League serisinin finalini beklemeye başladı.

Bu serinin finalinde yaşanan olayların bizi doğrudan Death Metal’e götüreceği hissediliyordu, ki hem hikayenin sonu, hem de bizi yönlendirdiği nokta bunu onaylar nitelikteydi.

Ancak, DC Comics Justice League’in finali ile Death Metal arasında ufak bir parantez daha ekledi. Bir dönem tüm serilerin kapaklarında karşımıza çıkan Year of the Villain konseptini de finale ulaştıran Hell Arisen serisi, Justice League serisinden Death Metal’e giden yolda çok ufak, ama çok önemli bir değişikliğe sebep oldu.

Serinin ve İncelemenin Doğası

Dilerseniz, Justice League dönemini özetlediğimiz yazıyı okumayanlar ve kısa bir hatırlatma isteyenler için, çok kısa bir özet geçerek başlayalım.

Justice League serisinde, DC Multiverse’ün yaratıcısı olduğunu öğrendiğimiz kötü bir karakter olan Perpetua serbest bırakılmış ve JL’nin yeni büyük düşmanı haline gelmişti.

Perpetua ve Luthor

Ancak seride en çok gördüğümüz, kahramanların en çok mücadele ettiği karakter doğrudan Perpetua değildi. Evrenin “doğal düzeninin” kötülük olduğuna ikna olan Lex Luthor, yaratılacak yeni düzende bir kahraman olacağını düşünerek Perpetua’nın sağ kolu haline gelmiş ve onu tam potansiyeline ulaştırabilmek için mücadele etmeye başlamıştı.

Serinin sonunda kazanan kötüler olmuş, Perpetua ve onun sağ kolu Lex Luthor, Justice League’i varlıktan silmeyi başarmıştı. Dolayısıyla Justice League serisi bittiğinde, elimizde basitçe şöyle bir yapı vardı: Evrenin en güçlü varlığı olarak Perpetua; onun en önemli yardımcısı olarak Lex Luthor.

Hell Arisen serisinin bütün doğası, ikinci konumda yaşanan bir değişiklikten ibaret. Bu nedenle, aslında dört sayılık bu serinin özeti, yalnızca birkaç paragrafa sığdırılabiliyor.

Hell Arisen: Perpetua’nın Yeni Yardımcısı

Hell Arisen serisi, Justice League’in Luthor ve Perpetua tarafından yenilmesinin hemen ardından başlıyor. Bu ikili, kendilerine karşı çıkan en büyük engelden kurtulmuş olmanın keyfini çıkartırken, dünyada henüz ilgilenmedikleri önemli bir tehdit daha olduğunu hatırlıyor:

Batman who Laughs.

Eğer Batman who Laughs karakterinin doğası hakkında daha fazla bilgi almak istiyorsanız, Metal ve karakterin adını taşıyan seri hakkındaki incelemelerimize göz atabilirsiniz.

Dört sayılık Hell Arisen, baştan sona Luthor ile Batman who Laughs arasındaki mücadeleyi konu alıyor. Bu mücadelenin finalinde, Lex Luthor Perpetua’nın kendisine yalan söylediğini, “yaratılacak yeni gelecekte kendisinin büyük bir kahraman olacağı” yönündeki izleniminin bir yalan olduğunu anlıyor. Bunun sonucunda Perpetua’ya ufaktan baş kaldırması ile birlikte, konumunu kaybediyor ve onun yerine Batman who Laughs Perpetua’nın ana yardımcısı haline geliyor.

Hell Arisen’in iki paragraflık özeti bu şekilde: Justice League serisi boyunca Perpetua’yı geri getirmek ve onun kazanması için savaşan Luthor, dört sayı içinde konumunu Batman who Laughs’e kaybediyor.

Death Metal’e Doğru

Buradan, Death Metal ile ilgili çıkartılacak bir sonuç ve yapılabilecek bir tahmin var.

Birincisi, Death Metal’in ilk sayfalarını okurken, Perpetua’nın yanında Lex Luthor’u değil, Batman who Laughs’ü gördüğünüzde şaşırmamanız gerekiyor. “Ne oldu ya, hani Justice League’in finalinde Perpetua Luthor ile birlikteydi, ortada Batman who Laughs falan yoktu?” gibi bir şey düşünürseniz, bunun cevabı Hell Arisen serisinde saklı.

İkincisi, Luthor’un Perpetua’dan ayrılması ile birlikte onun için de yeni bir hikaye kapısı açılmış oluyor. Geleneksel olarak Superman’in düşmanı olan Luthor, son yıllarda Justice League ile bir “aşk – nefret” ilişkisi içinde. Bu seride olduğu gibi JL’e karşı savaşması gayet normal olduğu gibi, New 52 döneminin sonunda olduğu gibi onlarla aynı tarafta yer aldığı pek çok durum da var.

Luthor’un düşüşü

Perpetua’nın gerçek doğasını görüp, onun tarafından kandırıldığını anlamasıyla Luthor’un Death Metal serisinde ona karşı mücadele edecek karakterlerden bir tanesi haline gelmesi muhtemel. Hatta, Perpetua’nın yanında bu kadar çok vakit geçirdiği ve onu yakından tanıdığı için, bu mücadele içinde çok önemli bir konuma gelmesi de olası.

Death Metal açısından Hell Arisen ile ilgili bilmeniz gerekenler bunlardan ibaret. Bu belki de DC Tarihi kapsamında yazdığım en kısa yazı – ancak serinin kısa olması ve tek bir konuya odaklanması olay örgüsü açısından önemli olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Death Metal serisi tamamlandığında, Luthor ve Batman who Laughs’ün rollerini de daha detaylı olarak ele alacağım.