Marvel Comics Yazıları - Yazı Serileri

Time Variance Authority, She-Hulk’ı Tarihten Silmeye Karar Verirse! – Geçmiş Zaman Olur Ki #4

Geçmiş Zaman Olur Ki yazı dizisinde çizgi romanlarda okuduğumuz saçma, ilginç, komik, eğlenceli veya duygusal; özetle birisine anlatmaktan karşılıklı keyif alınacağını düşündüğümüz olay ve hikayeleri sizlerle paylaşıyoruz. Dördüncü bölümün konusu Marvel dünyasının başarılı avukatlarından olan She-Hulk’ın bu kez kendisini sanık koltuğunda bulduğu Time Variance Authority’nin mahkemesinde neden var olmaya devam etmesi gerektiğini ispat etme çabası!

Marvel Studios’un Disney+’a çıkardığı dizilerin yeni halkası olan Loki, önümüzdeki günlerde seyirciyle buluşacak. Yayınlanan tanıtım filmlerinden anladığımız üzere Marvel’da uzun yıllardır kıyıda köşede kalmış bir konsept olarak varlığını sürdüren Time Variance Authority, ilk kez geniş bir kitle tarafından bilinirlik kazanacak. Time Variance Authority (TVA), evrenlerarası varlığa sahip bürokratik bir organizasyon. Evrenleri izliyorlar ve bunların içinde gerçekleşen zaman yolculuklarıyla oluşabilecek problemli zaman çizelgelerini önlemek ve önlenememiş olanların varlığını sürdürüp sürdürmemesi gerektiğinin kararını vermek gibi görevler üstlenmişler.

Aslına bakarsanız, Marvel’ın yüzlerce zaman yolculuğu ve alternatif gerçeklik içeren tarihinde 80’lerde Walt Simonson tarafından yaratılan bu organizasyonun hatırlatıldığı ya da rol oynadığı hikayelerin sayısı iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Yazı dizimizin bu bölümünde anlatacağım öykü, bu sayılı örneklerden biri olacak.

TVA bana kalırsa tam da She-Hulk gibi karakterlerin öykülerinde en iyi şekilde işlenebilecek bir konsept, Dan Slott da 2005 yılında böyle düşünmüş olmalı. Ama zannediyorum ki bu önermenin biraz açıklığa kavuşturulmasına ihtiyaç var.

She-Hulk ya da gerçek ismiyle Jennifer Walters, 1980 yılında Stan Lee’nin yarattığı son kayda değer karakter olarak yayın hayatına başladıktan bir süre sonra hem Avengers hem de Fantastic Four ekiplerine aynı anda dahil olarak yüksek profilli bir kariyer çizmişti. Bu süreçteki özgüveni yüksek ve esprili karakterizasyonu gönüllerde taht kursa da kendisi adına atılan en büyük imza, 1989 yılında başlayan ve John Byrne’ün yazıp çizdiği Sensational She-Hulk serisiyle gerçekleşmişti.

She-Hulk bu seride düzenli olarak dördüncü duvarı kırıyor, hem serinin yazarı ve editörüyle hem de okurla direkt olarak iletişim kuruyordu. Yani henüz Deadpool yaratılmadan önce Deadpool’dan görmeye alışık olduğumuz tarzda hareket ediyordu. Bunu da iki metre boyunda, yeşil, seksi ve bu fiziksel özelliklerini gururla taşıyan bir kadın olarak yaptığı için ortaya kesinlikle okumaya değer bir iş çıkıyordu.

She-Hulk’ın dördüncü duvarı kırması Byrne’ün serisinin ardından pek tekrar ziyaret edilmese de 2004 yılında Dan Slott’un kaleminden yeni bir She-Hulk serisi başladığında birtakım zekice meta anlatılar karakterin etrafına yeniden serpiştirildi. Dan Slott, ilk iş olarak Jennifer’ı her gece odasına farklı bir erkek getirdiği için güvenlik sakıncaları sebebiyle Avengers Mansion’dan kovulan, avukatlık kariyeri bayır aşağı giden bir karakter olarak yansıtıp onu hem Avengers ekibinden biraz uzaklaştırdı hem de eski şirketinden ayırıp yeni bir hukuk bürosuna yerleştirerek yepyeni bir çevreye soktu.

Jen’in çalışmaya başladığı yeni hukuk bürosunun adı Goodman, Lieber, Kurtzberg & Holliway’di. Bu kallavi ismin bileşenlerinden üçü Marvel’ın şirket tarihinin en önemli figürlerine gönderme. Goodman, şirketin kurucusu Martin Goodman’ın soyismi; Lieber ve Kurtzberg ise sırasıyla Stan Lee ve Jack Kirby’nin asıl soyisimleri. Tabelada yer alan son isimse seride patron karakteri olarak karşımıza çıkan Holden Holliway’den geliyor. Tabii ismiyle müstesna bu şirketin Jennifer Walters gibi bir avukata ihtiyaç duymasında da bu meta anlatı unsurları devreye giriyor. Şirket içinde süper insan hukuku üzerine bir birim açmışlar ve Jen’in bu tür davalarla ilgilenmesini istiyorlar.

Bu ilgi çekici konsepti bir adım daha öteye taşıyan şey ise bu tür davalarda karşılarına çıkan konuları araştırırken ilgili resmi kaynak olarak Marvel çizgi romanlarını kullanmaları. Marvel Comics’in Marvel evreni içinde de var olan bir çizgi roman şirketi olması aslında epeyce eski bir fikir. İlk olarak Stan Lee ve Jack Kirby’nin 60’lardaki Fantastic Four serisinde görüyoruz.

Kahramanlar, yaşadıkları maceraları bu şirketteki ilgili yazarlara anlatıyorlar ve daha sonra bu maceralar hikayeleştirilerek onaylı ve lisanslı çizgi romanlar haline geliyorlar. Bu şekilde de resmi materyal niteliği kazanmış oluyorlar. Elbette Earth-616’de basılan çizgi romanların bizim okuduklarımızla direkt aynı içerikte olmalarını beklememek gerekir, bunun en başta kahramanların gizli kimliklerine ilişkin ne kadar absürt bir durum ortaya çıkaracağını öngörmek zor değil.

Dan Slott, She-Hulk için böyle zekice bir statüko inşa ettikten sonra bu çerçeve içinde son derece keyifli hikayeler anlatmaya başladı. Seri ilk başta yalnızca 12 sayı sürmüş olsa da Slott, sekiz aylık bir aranın ardından karakteri 21 sayı daha yazacağı ikinci bir seriye başladı. İşte Time Variance Authority’nin işin içine gireceği öykümüz de bu ikinci serinin başlangıcına tekabül ediyor. Diğer bir deyişle, She-Hulk (2005) serisinin 1. sayısına yolculuk ediyoruz.

Kişisel hayatında da verdiği sekiz aylık aranın ardından büroya geri dönen Jen’in ilk müvekkili Charles Czarkowski adında bir zengin, hatta Dünya üzerindeki en zengin dokuzuncu kişi olarak ifade ediliyor. Karşı karşıya olduğu suçlamaysa yenilir yutulur türden bir şey değil. Czarkowski, gün ortasında pek çok insanın gözü önünde savunmasız bir insanı arkasından ateş ederek vurmuş, vurduğu kişiyse şu anda yoğun bakımda. Olay ve olayla ilgili görsel materyaller de ülke gündeminde epeyce yer kaplamakta.

Bu dosyanın doğaüstü olaylar içeren davalara bakan Jennifer Walters’a verilmesinin sebebiyse sanığın meşru müdafaa kullandığını iddia etmesi. Czarkowski bir zaman yolculuğu aletine erişiminin olduğunu ve bu sayede vurduğu şahsın aslında gelecekte kendisine saldırı düzenleyeceğinden haberdar olduğunu söylüyor.

Jen ve kendisiyle beraber çalışan avukat arkadaşı Pug’ın davaya ilişkin tespit ettikleri ilk önemli potansiyel engel ise jüri seçimi oluyor. Zira tüm kamuoyu Czarkowski’nin ateş ettiği görüntülere medya araçları üzerinden bolca maruz kalmış durumda ve ülke üzerinde davaya önyargısız girebilecek tek bir jüri adayı dahi bulmak mümkün değil gibi.

Mahkeme günü geldiğindeyse Jen, Pug’ın bu işi olabilecek en ilginç şekilde çözüme kavuşturduğunu öğreniyor. Pug, emsal oluşturabilecek kaynak taraması yapmak adına zaman yolculuğu içeren Marvel çizgi romanlarına göz gezdirirken aklına çılgın bir fikir gelmiş ve bunun için hakimin de imzasını almış. Şirketin bağlantıları kullanılarak da gerekli ayarlamalar gerçekleştirilmiş. Şöyle ki, madem şu an tarafsız jürilik yapabilecek kimse yok, niçin olayın henüz yaşanmadığı bir geçmişten insanları jüri olarak mahkemeye getirmiyoruz diye düşünülmüş.

Bu iş için Time Variance Authority ile iletişime geçiliyor ve  TVA, bir zaman makinesiyle geçen yıldan seçilen jüri üyelerini mahkemeye getiriyor. Süreç boyunca bu insanların dış dünyayla temasını minimum düzeyde tutmak ve bu şekilde zaman akışında meydana gelebilecek müdahaleleri önlemek adına da Justice Peace ve Justice Love isimli iki memurlarını görevlendiriyorlar. Justice Peace, 86 yılında TVA’nın ilk kez ortaya çıktığı Thor #371 sayısında da gördüğümüz düpedüz Judge Dredd çakması bir karakter. Justice Love’ı ise bu sayıda ilk kez görüyoruz ve Justice Peace’in kadın versiyonu olmanın ötesinde ayırt edici bir yönü yok.

Jen ve Pug, mahkeme salonuna girerken zamanın doğal akışını kirletecek, bozacak veya değiştirecek herhangi bir eylemde bulunmayacaklarına dair bir belge imzalıyorlar. Gelgelelim Jen salonda öyle bir isimle karşılaşıyor ki bu belgenin hükümleri içinde hareket etmek tahmin ettiğinden çok daha zor bir hal alıyor. Geçmiş zamandan getirilen jürilerden biri Clint Barton, yani bir yıl önceki Avengers: Disassembled hikayesinde hayatını kaybeden Hawkeye’ın ta kendisi!

Süper kahraman evrenlerinin doğası gereği, Hawkeye elbette daha sonra bir noktada ölümden geri döndü. Ancak hikayemizin geçtiği mevcut zamanda bu henüz gerçekleşmiş değil ve Jennifer’ın karşısında kısa bir süre sonra öleceğinden habersiz bir Hawkeye var.

Duruşmanın birinci gününün ardından jüriler TVA’nın sıkı gözetimi altında bir otele yerleştirilse de güvenlik önlemleri haliyle bir Avenger’ı tutabilecek düzeyde değil. Clint, gece odasından fırlayıp kahramanlık rutinini icra etse de bu zaman diliminde ölü olduğunu kimseden öğrenemeden ertesi günün duruşması için odasına dönüyor.

İkinci günde Jen bir yandan müvekkilini savunurken bir yandan da vücut diliyle Clint’e yakında öleceğini anlatmaya çalışsa da bu çabaları başarısız oluyor. Bu sırada dava da sonuca bağlanıyor. İsterseniz onun da nasıl olduğunu açıklayalım. Czarkowski’nin vurduğu şahsın kimliği adli tıp tarafından tespit edilememiş, zira vurulan bu kişi Scrambler adında bir teknolojiden faydalanmış. “Çırpıcı” olarak çevirebileceğimiz bu teknoloji, zaman yolculuğu yapan kişinin geçmişteki versiyonuyla karşılaşma ihtimaline karşı kişinin DNA yapısını, yüz hatlarını ve tanınmasını sağlayacak tüm fiziksel özelliklerini değiştirme imkanı sunuyor.

Daha sonra dinlenen tanıklardan Czarkowski’nin gelecekteki kendisinden borsa tüyoları aldığını ve bu şekilde bazı şirket hisselerine tahribat yaratacak manipülasyonlar gerçekleştirdiğini öğreniyoruz. Czarkowski, gelecekteki kendisiyle Chrono-Phone adında görüntülü iletişim sağlayan bir cihaz üzerinden iletişim sağlıyormuş. Bu Chrono-Phone mahkeme salonuna getiriliyor ve Czarkowski’nin bir süre önce bunun üzerinden aldığı mesaj tekrar oynatılıyor. Kayıtta, Czarkowski’nin vurduğu kimliği tanımlanamayan şahıs kendisini öldürmeye geleceklerine ve bunu yapan kişinin de o olacağına dair bir şeyler anlatıyor.

Tam bu esnada Chrono-Phone üzerinden devasa bir robot salona ışınlanıyor ve ortalığı birbirine katıyor. Yargıç artık bu kadar saçmalığa dayanamayıp davayı düşürdüğü hükmünü verirken She-Hulk ve Hawkeye robotla savaşmaya başlıyorlar. Robotu geçmişten bu ana yollayan kişiyse Czarkowski’nin ta kendisi ve planı devreye girince hemen kargaşadan yararlanarak topukluyor. Yakınlardaki laboratuvarına ulaşıyor ve tanınıp yakalanmasını önlemek adına hemen oradaki scrambler cihazını kullanıyor. Ama kayıplara karışmadan önce bu olayın yaşanmasını önlemek için geçmişteki kendisine bir mesaj bırakmak istiyor. Kendisini öldürmeye geleceklerini anlatmaya başlamışken tam da o anda aldığı ilk ölüm mesajının aslında şu an kaydettiği olduğunu fark ediyor ve bunu yapan kişinin o olacağına dair sözler de o fark edişin çaresizliğiyle ağzından dökülüyor.

O noktada Charles Czarkowski’nin bu anlarını köşeden izleyen Justice Peace sahneye giriyor ve zaman akışında bir bozukluk yaratılamayacağı için, fiziksel özellikleri scrambler ile değiştirilmiş olan Czarkowski’yi orada bulunan zaman makinesinden içeri atıp geçmişte kendisi tarafından vurulacağı ana yolluyor. Yani en başından beri çembersel bir zaman çizelgesi izlenmiş ve Justice Peace ile TVA’nın asıl görevi de bunu korumak adına orada bulunmakmış. Zekice bir işleniş.

Bunlar yaşanırken adliye tarafında She-Hulk ve Hawkeye, dev robotu etkisiz hale getirmeyi başarıyorlar. Aksiyon bittikten sonra Jen, daha önceden yazdığı ve Hawkeye’a nasıl öleceğini açıklayan bir notu onun eline tutuşturmaya çalışırken, Justice Love hakimin davayı düşürmesi sebebiyle jüri üyelerini kendi zamanlarına yollama komutunu veriyor ve Hawkeye o anda ışınlanıveriyor.

Jen, hem bu iyi niyetli çabasında başarısız oluyor hem de yapmaya çalıştığı müdahale TVA memurlarınca fark ediliyor. Kahramanımız bu kez sanık koltuğunda olacağı bambaşka bir mahkemeye çıkmak üzere TVA genel merkezine götürülüyor.

Jen ilk başta kendisine yönelik suçlamayı çok ciddiye almayarak karşılığında barodan atılacağını falan düşünse de suçlu bulunduğu takdirde cezanın bundan biraz daha ağır olduğunu, varlığının tarihten tamamen silineceğini öğreniyor!

Hikayemiz bu noktaya geldiğinde She-Hulk (2005) serisinin 3. sayısına ulaşmış durumdayız ve bu sayı aslında She-Hulk için bir kilometre taşı. En başından beri yayınlanan tüm o Savage She-Hulk, Sensational She-Hulk serilerini topladığımızda bu sayı, karakterin bireysel hikayelerini anlatan 100. sayı olma niteliğini taşıyor. Bunu taçlandırmak amacıyla da okurlara çift sayı uzunluğunda özel bir içerik hazırlanmış.

She-Hulk mahkeme salonuna götürülmeden önce TVA genel merkezinde ufak bir gezintiye çıkarılıyor. Bu esnada Time Cells adında bir bölümden de geçiyorlar. Burası, en tehlikeli zaman suçlularının tutsak edildiği bir hapishane ve Jen, bu kişilerin arasında eski bir Avengers üyesine de rastlıyor. Ancak bu kişinin kim olduğunu biz okurlar olarak göremiyoruz. Normalde She-Hulk’ın da buraya hapsedilebileceği ancak şu anda tesisin maksimum kapasitede çalıştığı söyleniyor. Niçin bu isimlerin tarihten tamamen silinmek yerine burada tutulduğu sorusu ise bu kişilerin bazı önemli hadiselerde büyük roller oynadıkları ve bu nedenle ortadan kaldırılmalarının tüm devamlılığa hasar vereceği şeklinde cevaplanıyor. She-Hulk ise belli ki bu seviyede önem arz eden bir karakter değil.

Aslında yüzleştiği yargılama da bunun üzerine kurulu. Yani She-Hulk’ın bir karakter olarak ne kadar önemli ve gerekli olduğu masaya yatırılıyor. Jennifer, niçin tarihten silinmemesi gerektiğini TVA yargıçlarına anlatmak durumunda. Geçmişten beri etrafına bolca meta kurgu ögeleri serpiştirilen bir karakterin kilometre taşı sayısında niçin bugüne kadarki varlığının, çizgi romanlardaki tüm o maceralarının bir anlam ifade ettiğini açıklamaya çalışması ve aslında bu yolla karakterin geçmiş dönemleri ve ilişkileri ziyaret edilerek She-Hulk’ın tam olarak kim olduğu sorusuna cevap aranması son derece yerli yerinde hissettiriyor. Başka bir deyişle karakterin o ana kadarki geçmişinin bir muhasebesi yapılıyor. Bana kalırsa bu türde bir sayı için şahane bir tercih. TVA da böyle bir hikayeyi işlemek için adeta biçilmiş bir kaftan.

İşte bu yargılama öncesinde She-Hulk’a istediği kişiyi avukat olarak seçme imkanı tanınıyor. Jen de çalıştığı büro olan Goodman, Lieber, Kurtzberg & Holliway’in yollayabileceği en iyi avukatı istiyor. Tabii TVA için zaman-mekan kavramları bir sınır olmadığından bu talep doğrultusunda 15 yıl gelecekten artık yetişkin olmuş ve aynı She-Hulk gibi hem kahramanlık hem de avukatlık yapmakta olan Southpaw karakteri getiriliyor. Southpaw, aslında büronun patronu Holliway’in ergen torunu ve güncel zaman diliminde özenti bir süper kötü olmaya çalışıyor. Hikayenin akışı için bu karakter hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç yok ama şöyle bir not gerekli: 15 yıl gelecekteki Southpaw, mahkeme için TVA tarafından alındığında baş düşmanı olan Clockwise adında bir karakter de onun peşinden TVA genel merkezine gidiyor ve memurlardan birinin kılığına bürünerek içeri sızıyor.

Bunun ardından nihayet mahkeme salonuna giriyoruz. Burayı farklı zaman dilimlerinden She-Hulk için önemli olan çok sayıda karakter tıklım tıkış doldurmuş halde.

TVA adına savcılık rolünü Justice Love üstlenmiş, mahkemenin üç hakimiyse Mr. Mobius, Mr. Paradox ve Mr. Orobourous isminde üç karakter. Mr. Mobius daha önce Fantastic Four’un TVA macerasında da görünmüş bir karakter ve Loki dizisinde Owen Wilson’ın kendisine hayat verdiğini görebilirsiniz. Bu üç karakter de aslında TVA’nın tek tipçi anlayışının ürünü olan klonlar ve aynı fiziksel özellikleri paylaşıyorlar. Görünümleri de Marvel’da uzun yıllar editörlük ve yazarlık yapmış, devamlılığın ustası olarak bilinen rahmetli Mark Gruenwald’dan esinlenme. Yani bunun Marvel ofisi içinde bir inside joke olduğunu söyleyebiliriz.

Fazla vakit kaybetmeden tanıkların dinlenmesine geçiliyor. Bu tanık ifadeleri aslında She-Hulk için belirli dönemlerde bir anlam ifade etmiş karakterlerin bazı ortak anılarından donelerle Jennifer’ın niçin biricik bir karakter olduğunu açıklamaya çalışması şeklinde işliyor. Morris Walters, Wasp, Wyatt Wingfoot, Razorback, Hulk ve Spider-Man gibi karakterlerin sırayla sahne almasını izliyoruz. Onların bahsettikleri anılar aslında karakterin daha önce çizgi romanlarda anlatılan öykülerinden değiller, ama şu yıllarda şu sayılar arasında yaşanmıştır diye tespit edilebilecek spesifik dönemlere göre dağıtılmışlar. Davanın savcısı Justice Love ise bunlara karşılık She-Hulk’ın daha büyük çerçeveli olaylarda rol aldığı önemli anların yerinin kolaylıkla başka karakterlerce doldurulabileceğini savunuyor.

Bu da yeterli olmayınca She-Hulk’ın halihazırda gerçekleştirmiş olduğu bir eylemin gelecekte çok yıkıcı bir savaşa sebep olacağı söyleniyor ve Justice Love, kahramanımızı Reckoning War adındaki bu elim olaya kısaca göz attırıyor.

Peki nedir bu Reckoning War? Aslında Reckoning War diye bir hikaye hala okumadık. Bu, aslında Dan Slott’un çok uzun yıllardır Marvel’da anlatmak istediği ve büyük bir event olarak sunulma potansiyeline sahip olduğu tahmin edilen bir öykü. Watcher ırkı ve Fantastic Four etrafında şekilleneceği biliniyor. Slott şu anda Fantastic Four serisinin yazarı ve nihayet Reckoning War’un yaklaştığına dair emareler de belirmeye başladı. Geçtiğimiz yılın büyük olayı olan Empyre serisine bir epilog olarak çıkan Empyre: Fallout – Fantastic Four sayısında birkaç yıldır ölü olan Ay’daki dostumuz Watcher Uatu geri döndü ve ağzından dökülen ilk sözler şöyleydi: “There shall be a reckoning.” Hadi bakalım, bekliyoruz.

Hikayemize dönecek olursak Jen, şahit olduğu bu manzaranın ardından belki de tarihten silinmesinin herkes için daha iyi olacağını düşünerek tüm suçlamaları kabul ediyor ve cezasına razı oluyor. Tam ceza hükmü uygulanacağı sıradaysa Southpaw’ı oraya kadar takip eden düşmanı Clockwise ortaya çıkıveriyor ve bu silme işlemini gerçekleştirecek Retroactive Cannon’u ele geçirerek kendi kaosunu yaratıyor. Clockwise’ın bu silahı etrafa fütursuzca ateşlemesiyle Knight Man ve Dr. Rocket gibi bazı önemli karakterler de tarihten siliniyorlar. Knight Man ve Dr. Rocket kim mi? Artık onları hatırlayamıyoruz.

Clockwise yakalanıp kaos yatıştırıldıktan sonra Southpaw, mahkeme salonuna Jennifer’ın fiziksel gücüyle değil de onu özel kılan avukatlık becerileriyle, yaratıcılığıyla, merhametiyle ve doğruluk anlayışıyla hayatını kurtardığı canlıları davet ediyor. Böylece mahkeme nezdinde nihayet yeterli gerekçe sağlanmış oluyor ve Jennifer’ın varlığını sürdürmesine karar veriliyor. Tabii TVA onu yine de herhangi bir yaptırım olmadan uğurlamak istemiyor ve Clockwise, maksimum kapasitedeki Time Cells hapishanesine kapatılacağı için oradaki kişilerden birini çıkararak bu kişiyi Jennifer’ın vesayetine vereceklerini söylüyorlar. Jen de bu fırsatı daha önce oraya kapatıldığını gördüğü Avengers üyesini yanına alarak değerlendiriyor. Bu kişinin de vahşi batı diyarlarından çıkıp geçmişte bir süre Avengers ekibine dahil olan Two-Gun Kid olduğunu öğreniyoruz, bu bakıma kendisi gerçek bir zaman suçlusu.

Sayının son sayfasıysa She-Hulk karakterine bir saygı duruşu niteliğinde. Hukuk bürosunun Marvel çizgi romanları kütüphanesinden sorumlu Stu karakteri işinin başına dönen Jen’i karşılıyor ve ona bir soru soruyor: “Bu Sensational She-Hulk çizgi romanlarında sürekli dördüncü duvarı kırarak kameraya bakıp okuyucuyla konuşuyorsun. Bunu gerçekten yapabiliyor musun?” Jen’in cevabı “Hayır, yapamıyorum.” şeklinde olsa da bunu panelden biz okuyucuya bakan gözler eşliğinde söylüyor. Hoş bir tercih.

Biraz haddinden uzun bir bölüm oldu, sizi yorduysam kusura bakmayın. Hikayede Marvel evreninin devamlılığıyla ilgili pek çok detay olunca ve tanınırlığı görece düşük karakter ve konseptler işin içine girince açıklamaya muhtaç çok fazla nokta karşımıza çıktı. Yine de bunları açıklayarak ilerlediğimiz için ilginç bilgilerle dolu bir yazı olduğunu zannediyorum.

Eğer yazı ilginizi çektiyse bahsettiğim seriyi ve sayıları okuyarak bu öyküden daha fazlasını alabilirsiniz. Benimse sizlere aktarmak istediğim daha çok hikaye var, o yüzden Geçmiş Zaman Olur Ki yazı dizisinin gelecek bölümlerini bekleyin!