Çizgi Roman Yazıları - Haberler - Marvel Comics Yazıları

Marvel’ın Geleceğinde Neler Var? Timeless ve Daha Fazlası

Marvel, geçtiğimiz günlerde önümüzdeki altı ay boyunca gündemimizi meşgul edecek yeni büyük hikayelerinin ve serilerinin toplu bir duyurusunu gerçekleştirdi. Bu açıklamayla ilgili ilk dikkat çeken detay, belirlenen tarih. Duyuru, 1939 yılında çıkan ve Namor ile Human Torch gibi karakterleri Dünya’yla tanıştıran Marvel Comics #1 sayısının 82. yıl dönümü gününe denk getirildi. Buna uygun bir şekilde de açıklama metinlerinde ve görsellerinde öne çıkarılan kelime “Timeless” oldu. Timeless ismi hem Marvel’ın 30’lu ve 40’lı yıllardaki ismi Timely Comics’e bir gönderme hem de yayıncının ulaştığı uzun ömrü gösteren bu kilometre taşında Marvel çizgi romanlarının zamana yenik düşmeden devam etmesini kutlayan bir ifade.

Yine seçilen bu isme paralel olarak değerlendirilebilecek bir diğer nokta da duyuruda yer alan hikayelerin çıkış tarihlerinin daha ziyade Marvel Sinematik Evreni’nde görmeye alışık olduğumuz bir zaman cetveli üzerinde takipçilerin dikkatine sunulmuş olması. Gelin biz de bu cetveli takip ederek önümüzdeki aylarda Marvel’dan neler bekleyebiliriz inceleyelim.

İlk olarak aralık ayında Devil’s Reign eventiyle buluşacağız. Devil’s Reign, altı sayılık bir mini seri formunda yayımlanacak ve şirketin bu yılki kış dönemi eventi olarak seçilmiş durumda. Yazar koltuğundaki Chip Zdarsky’ye çizer olarak Marco Checchetto eşlik edecek. Bu ikili zaten iki buçuk yıldır Daredevil serisinde beraberce harikalar yaratıyorlardı ve aslında Devil’s Reign de ikilinin bu Daredevil sürecinin büyük bir olay örgüsüyle taçlandırılması olacak.

Bu, Marvel’ın event seçimi konusunda son yıllarda sıkça görmeye başladığımız yükselen bir trend. Bir yazar düzenli devam eden serisinde okurların beğenisini kazanan, iyi satış başarılarına ulaşan bir iş ortaya koyduysa bu yazarlık sürecinin finali büyük bir eventle taçlandırılabiliyor. Jonathan Hickman’ın Avengers serilerinde anlattığı hikayenin 2015 yılında Secret Wars’la sonlanması bunun ilk önemli uygulanışıydı. Daha sonrasında Nick Spencer’ın Captain America’sının Secret Empire’a, Jason Aaron’un Thor’unun War of the Realms’a, Donny Cates’in Venom’unun King in Black’e bağlanması gibi örnekler gördük.

Tabii bu formülün kimi zaman ilgili serilerin akışına zarar verdiğini de görüyoruz maalesef. Örneğin Jason Aaron’un Thor serisi belli bir noktadan sonra gelecek olan War of the Realms öyküsüne o kadar odaklanmıştı ki iki yıl boyunca bu eventi tease etmekten serinin odağı yerle bir oldu. Benzer bir sündürülme durumu aynı dozda olmasa da Donny Cates’in Venom’unda King in Black öyküsü içinde yaşandı. Neyse ki Devil’s Reign, hazırlık teferruatlarıyla Daredevil serisini pek öyle sekteye uğratmış değil. Hatta Zdarsky’nin Daredevil’ının bu tür bir evente ev sahipliği yapması beklenmedik bir haber bile diyebiliriz.

Devil’s Reign, Kingpin karakterinin etrafında gelişecek bir öykü olacak. Bilmeyenler için belirtmek gerekebilir; Kingpin, son birkaç yıldır Marvel Evreni’nde New York şehrinin belediye başkanı konumunda ve anlaşılan elindeki bu gücü nihayet büyük bir teste tabi tutacak. Kingpin, New York’taki süper kahramanları, ki bu Marvel Evreni’ndeki kahramanların %90’ı falan demek oluyor, yasa dışı ilan edecek ve belediye başkanlığı konumundayken onlar hakkında topladığı bazı bilgileri kamuoyuyla paylaşacak. Yani belki de kahramanların arkasındaki halk desteğinin sarsılmasına şahit olacağız. Aynı zamanda topladığı Thunderbolts ekibi de sahada aktif rol oynayacak.

Zdarsky kariyerini çizerlikten yazarlığa yönlendirdiğinden bu yana hep belirli bir standardın üzerinde kalabilmiş bir sanatçı, Devil’s Reign ile de yüzümüzü güldürecektir diye tahmin ediyorum.

Aralık ayında başlayacak bir diğer hikaye de Avengers Forever. Jason Aaron yazacak, Aaron Kuder çizecek. Avengers Forever, çizgi roman okurlarının yabancı olduğu bir isim değil. Bu hikaye, 90’lı yıllarda Kurt Busiek ve Roger Stern’in yazdığı 12 sayılık maxi seriyle aynı ismi paylaşıyor. 90’lardaki Avengers Forever, inanılmaz detaylı ve Avengers ekibinin tarihindeki pek çok irili ufaklı olayı birbirine bağlayan bir öyküydü. Başrollere, birbirinden farklı zaman dilimlerinden çekilmiş çeşitli Avengers üyelerini yerleştiriyordu. Ayrıca bu sene izlediğimiz Loki dizisinin en büyük esin kaynaklarından biri olduğunu da ekleyelim. Avengers’ı seven herkesin kesinlikle okuması gereken bir iş.

Peki bu yeni Avengers Forever aynı başarıyı tekrarlayabilir mi? Hiç ama hiç sanmıyorum. Jason Aaron, şahane bir kariyere sahip isim değeri çok yüksek bir yazar olsa da 3 yıldır Avengers serisini yazıyor ve hala bizlere hatırlanası bir öykü bırakabilmiş değil. Bu sene yine 90’lardaki bir eventle aynı ismi paylaşan Heroes Reborn adında bir öykü yazdı ve neresinden tutsanız elinizde kalacak haldeydi. Aaron Kuder ise çok iyi bir çizerdir ama geçmişten bu yana sıklıkla teslim tarihleriyle başının dertte olduğunu biliyoruz. Eğer iyi bir planlamayla tüm sayılarda çizer olarak görev yapabilirse en azından güzel gözüken bir hikaye okuyacağız demektir.

Tanıtım metnine ve geçtiğimiz haftalarda çıkan Free Comic Book Day özel Avengers sayısına bakacak olursak ortada Multiverse’ün dengesine zarar veren birileri var ve bir milyon yıl öncesinden zaman akışlarına bilinmeyen müdahalelerde bulunulmuş. Bunları çözmek de farklı evrenlerden bir araya getirilmiş Avengers üyelerine düşecek. Örneğin Ant-Man olup arkeologlukla uğraşan bir Tony Stark’ımız olacak. Kısacası Loki dizisindeki gelişmelerle yan yana koyduğumuzda çizgi romanların ilham kaynağı olduğu sinema evreninin çizgi romanlara tersine ilham kaynağı olmasını görüyoruz ki yazının devamında bahsedeceğimiz serileri de düşününce bu duyurunun genel teması da bu diyebiliriz.

Zaman cetvelini takip ettiğimizde yılın son günlerinde okuyacağımız Timeless bizleri karşılıyor. En başta bahsettiğim gibi açıklamada en çok öne çıkarılan madde bu. Yazar Jed MacKay’e Kev Walker, Joe Bennett ve Mark Bagley çizimleriyle eşlik edecekler. Peki Timeless tam olarak ne? Devam edecek bir seri mi, bir event mi? İkisi de değil, Timeless bir one-shot çizgi roman olacak. Öykü Kang karakterinin etrafında şekillenecek, Kang’in ana Marvel devamlılığını korumak adına mücadele vermesi konu alınacak.

Ama Timeless’ın bundan daha fazlasını içereceğini tahmin edebiliriz. O dönemlerde Marvel Comics yayınlarını yakından takip edenler hatırlayacaktır, 2019’un sonunda Incoming adlı bir one-shot çizgi roman çıkmıştı. Burada Al Ewing tarafından yazılan ana akış daha sonrasında çıkmış olan Empyre eventine yol yapsa da aralarda pek çok devam eden seride takip eden aylarda neler göreceğimize dair parçalar yer alıyordu. Bir başka deyişle Incoming, fiilen hikayeleştirilmiş bir preview dergisiydi ve böylesine bir sunum okurlarca büyük beğeni toplamıştı. Timeless’ın da buna benzer bir proje olması son derece olası.

Kang için ileriye yönelik bir hazırlığa girilmesi de biraz önce değindiğim Marvel Sinematik Evreni etkisi olsa gerek. Bekleyip göreceğiz. Yazar Jed MacKay ismiyse çok tanıdık gelmeyebilir. Kendisi şu anda Black Cat ve Moon Knight serilerini yazıyor. Ama Black Cat deyip geçmemek lazım, seride şu anda bir süre önce Dünya üzerinde farklı kişilere dağılmış Sonsuzluk Taşlarının akıbeti işleniyor. Tabii MacKay bu taşları kafasına göre Black Cat serisinde kullanmaya karar vermedi, öncesinde taşların yeni sahipleriyle tanıştığımız Infinite Destinies adında annual sayılar üzerinden ilerleyen ufak bir crossover hikayesini yönetmişti, o da buraya bağlandı işte. Yani Jed MacKay, Marvel’da giderek daha geniş bir sorumluluk alanına sahip olacak gibi, hızlı yükselen bir profil çiziyor. Şirket de Timeless’ı ona teslim ederek güvenini göstermiş.

Yeni yılın ilk ayındaysa yeni bir X-Men eventi raflarda yerini alacak. Son aylarda X-Men ofisinde oldukça sıkışık bir takvim söz konusu. Henüz haziran ayında Hellfire Gala’yla mutantlar tüm Dünya’ya etkileyici bir gövde gösterisi sunmuşlardı. Önümüzdeki sonbahar aylarında da Jonathan Hickman’ın X-Men ailesine büyük vedası niteliğindeki Inferno sahne olacak. Şimdi de duyuruyla beraber öğreniyoruz ki Inferno final yapar yapmaz X Lives of Wolverine ve X Deaths of Wolverine adında iki seri üzerinden ilerleyecek yeni bir büyük olaylar zincirine yelken açacağız. Bu iki seri, aynı tüm bu yeni X-Men sürecini başlatan House of X ve Powers of X serileri gibi haftalık bir yayın akışıyla birbirlerini tamamlayacaklar. Halihazırda X-Force ve Wolverine serilerinin yazarı Benjamin Percy yazacak ve Joshua Cassara ile Federico Vicentini çizimleriyle katkı sunacaklar.

Serilerin isimlerinden anlaşılabileceği üzere Wolverine’i merkezine alan bir olay örgüsü okuyacağız ama etki alanının bununla sınırlı olmayacağını öngörmek zor değil. Moira MacTaggert’ın House of X’te aklımızı uçuran çoklu yaşam döngüsünü bir kez daha ziyaret edecek olabiliriz. Hatta tanıtım yazılarına ve Percy’nin son verdiği söyleşilere göre X Lives and Deaths of Wolverine, Hickman’ın orijinal vizyonundaki İkinci Krakoa Çağı’nın kapılarını aralama misyonunu da sırtlanacak gibi duruyor.

Benjamin Percy, X-Force ve Wolverine serilerinde son derece istikrarlı bir çizgide ilerliyor. O yüzden artık geminin dümeninde Hickman’ı göremeyecek olsak bile benim beklentilerim yüksek.

Ocak ayı aynı zamanda sevilen bir karakter için yeni bir başlangıca ev sahipliği yapıyor. She-Hulk, 2016’daki Civil War II’de yaşananlardan beri benim gibi eski severlerini üzmekte olan bir süredurumda takılı kaldı. Jason Aaron da Avengers serisinde onu sıradan bir Hulk yedeği şeklinde kullanarak vaziyeti katmerledi. Neyse ki bu yeni seri tanıtımından eski, sevdiğimiz günlerine dönecek gibi bir izlenim alıyoruz. Tabii hem bu öze dönüşün, hem de karakterin tekrar bir bireysel seriye kavuşacak olmasının tek bir sebebi var. O da önümüzdeki yıl içinde Marvel Studios’tan bir She-Hulk dizisi izleyecek olmamız ve çizgi roman departmanının bu işlerle paralel gitmeye çabalaması.

Seriyi Runaways çizgi romanında sevilen bir iş ortaya koyan Rainbow Rowell yazacak. Rowell aslında daha çok young adult kategorisindeki romanlarıyla tanınan bir isim ama görünüşe göre Marvel’la olan kısa ortaklığından her iki taraf da memnun kalmış gibi.

She-Hulk’ı şu anda Avengers serisinde devam etmekte olan World War She-Hulk öyküsünde zorlu bir tecrübeden geçerken görebilirsiniz. Karakterin alıştığımız neşeli, yüksek özgüvenli ve avukatlık mesleğini aktif olarak icra ettiği haline dönüşü muhtemelen bu olay örgüsünün sonunda gerçekleşecektir. Takip eden yeni seri de temiz bir sayfa açacaktır diye umuyorum.

Ocak ayının son bombasıysa Fantastic Four: Reckoning War olacak. Aslında bu benim adıma biraz ilginç bir tesadüf oldu, zira henüz üç ay önceki bir yazımda böyle bir öykü potansiyelinden kısaca bahsetmiştim. İlgili yazıyı buradan okuyabilirsiniz, hatta dilerseniz şuradan video formatında dahi tüketebilirsiniz. Tabii ben bir müneccim falan değilim, Reckoning War adında bir Fantastic Four eventinin gelebileceğini aylar öncesinden tahmin etmemin ilgili yazıda da görebileceğiniz üzere bir sebebi var.

Olay şu ki Dan Slott, Reckoning War adını 16 yıldır çeşitli zamanlarda dillendiriyordu. Bu anlamda okuyacağımız bu öykü, Marvel tarihinde belki de en uzun süre tease edilmiş şey olacak. Olay örgüsünün Fantastic Four ekibi ve Watcher ırkı etrafında şekilleneceği uzun zamandır biliniyordu. O nedenle Dan Slott, 2018 yılında nihayet Fantastic Four serisinin yazarlığına geçtiğinde acaba Reckoning War’u ne zaman gündemine alacak diye beklemeye koyulmuştum. Geçen yılki Empyre eventinin sonunda da emarelerin belirmeye başladığına şahit olmuştuk. Sonunda büyük gün geldi.

Yine de uzun bir bekleyişin getirdiği bu heyecana yenilmemekte fayda var, çünkü Dan Slott her zaman anlattığı hikayelerde akılda kalıcı anlar bırakmak konusunda problemli bir yazar oldu. Kendisinin Fantastic Four sürecinde de bu problemin ayyuka çıkışını üzülerek gördük. Fantastic Four külliyatı içerisinde iyi hatırlanmak istiyorsa Reckoning War’da başarılı bir iş çıkarmak zorunda. Yoksa bu yoldan Jack Kirbyler, John Byrneler, Walt Simonsonlar geçti.

Duyurunun son halkası şubat ayında bizlerle buluşacak olan yeni Moon Girl and Devil Dinosaur serisi. Yazar ve çizer ekibinde kimlerin olacağı henüz açıklanmadı. Moon Girl, ya da gerçek adıyla Lunella Lafayette, bundan birkaç yıl önce yaratılmış ve kısa bir süre içinde tartışmalı hale gelmiş bir karakter. Kendisi henüz 9 yaşında Inhuman geni taşıyan bir çocuk ve resmi olarak Marvel Evreni’nin en zeki insanı.

Yıllardır bu sıfatların yakıştırıldığı Reed Richards’ın nasıl bir zaman süzgeçinden ve okur takdirinden geçerek o noktaya geldiğini bir kenara bırakırsak ilk bakışta Lunella’nın bir anda Dünya’nın en zekisi olarak lanse edilmesi problemli bir durum olarak göze batmayabilir. Gelgelelim karakterin yayın hayatına başladığı bundan önceki Moon Girl and the Devil Dinosaur serisi tamamen küçük yaştaki çocuklara yönelik bir işti ve genel Marvel okur kitlesine hiç hitap etmiyordu. Yayın hayatı boyunca direkt fasikül satışlarında Marvel yayınları içinde hep son sırada oldu ki zaten asıl gelir kapısı eğitimsel kırtasiye ürünleri pazarıydı. Buna rağmen Marvel ofisi, karakteri ana evren devamlılığı içinde tuttu. Hatta bununla da yetinmeyip o dönemki Inhumans vs. X-Men ve Monsters Unleashed gibi önemli eventlerde önemli rollerde kullandı.

Karakteri bu şekilde genel Marvel okur kitlesine pazarlamaya çalışınca da ortaya garip bir tablo çıktı haliyle. Zira Moon Girl’ü merak edip onun hakkında daha fazla şey okumak isterseniz sizi keyif almanızın çok zor olduğu bir çocuk serisi karşılıyordu. O günlerde tüm bu Moon Girl tartışmasıyla ilgili detaylı bir yazı kaleme almıştım, konuyla ilgili daha fazla bilgi sahibi olmak isterseniz bu bağlantı üzerinden okuyabilirsiniz.

Moon Girl, bir süre böyle kafaları karıştırdıktan sonra Marvel’daki genel Inhumans gazının da bitmesiyle büyük ölçüde unutulmuş bir karakter haline gelmişti. Onun tekrar hatırlanmasına sebep olan da elbette yine bir televizyon projesi. Önümüzdeki yıl bir Moon Girl and the Devil Dinosaur animasyon dizisi yayınlanacak. Bakalım çizgi roman serisi bu kez nasıl bir hedef kitle belirlenerek yola koyulacak ve Lunella’yı tekrar önemli olay örgülerinde görür hale gelecek miyiz.

Marvel’ın 82. yıl özel duyurularının içeriği böyleydi, ben de elimden geldiğince hangi seriden ne bekleyebiliriz anlatmaya çalıştım. Umarım içlerinde ilginizi çekecek bir şeyler bulabilmişsinizdir. Başka yazılarda görüşmek üzere.