Farklı Tatlar

ABC of Typography (ABCD de la Typographie)

Çizgi romanlarla ilgili en çok hoşuma giden şeylerden bir tanesi, kurmaca olmayan, bir konuyla ilgili bilgi veren eserlerin bile, çok farklı üsluplarda yazılıp – çizilebilmesi. 2018 yılında yayımlanan ve farkında olmasak da günlük hayatımızın her alanında karşımıza çıkan ‘yazı karakterlerinin’ bir tarihçesini sunan ABC of Typography, hem ele aldığı konu, hem de birden fazla sanatçının çizdiği bölümleri bir araya getirmesi açısından, bu durumun harika bir örneği.

David Rault tarafından yazılan ABC of Typography, ilk olarak 2018 yılında, ABCD de la Typographie adıyla Fransa’da yayımlanmış, bundan bir sene sonra da SelfMadeHero tarafından İngilizce çevirisi çıkmış. Konu biraz tuhaf gözüküyor olabilir, ama eserin içeriği dikkate değer bulunmuş olacak; 2020 Eisner Ödülleri’nde En İyi Antoloji dalında aday gösterilmiş.

ABC of Typography’nin Yapısı

ABC of Typography, ilgi seviyenize göre, farklı hızlarda okuyabileceğiniz bir çizgi roman. Ama bir antoloji olması, farklı sanatçıların bir araya getirilmesi ve her bölümde üslubun ciddi oranda değişmesi, çizgi romanı okumayı zorlaştıran bir faktör değil.

David Rault, farklı bölümlerde farklı sanatçılarla çalışsa da, anlattıklarının oldukça doğrusal bir yapıda ilerlemesine özen göstermiş. Farklı sanatçıların yer alması nedeniyle bir antoloji tanımına uyan bu çizgi roman, gidişatı bakımından olağan bir non-fiction kitap yapısından fazla ayrılmıyor.

Bu nedenle “yazı karakterlerinin” keyifli hikayesi de, bizi ‘mantıklı’ bir yolculuğa çıkarıyor: Kitabın başında “yazının” tarihinden başlayıp, sonunda “font”ların websitelerinde kullanımına doğru ilerleyen makul bir anlatı takip ediyoruz.

Dediğim gibi, konuya karşı olan ilgi seviyenizle paralel olarak, 128 sayfalık bu çizgi romanı ister tek oturuşta bitirebilir, ister her detayı, her bilgiyi not alarak günlerce inceleyebilirsiniz. Ama eserin kronolojik gidişatının — içindeki farklı üslup tercihlerine rağmen — okunması ve takip etmesi çok kolay bir yapı oluşturduğunu söylemek gerekiyor.

Farklı Sanatçılar, Farklı Üsluplar

Çizgi romanın ilerleyişinde kafa karıştırıcı bir durum olmayınca, eser içinde yer alan sanatçıların farklı, hatta kimi zaman iddialı olan üsluplarını okumak da daha keyifli hale geliyor. Bir başka deyişle, tematik veya sıra dışı bir yapıyı takip edip, parçaları kendiniz birleştirmek zorunda kalmadığınız için, asıl dikkatinizi oluşturulan görsel anlatılara yöneltebiliyorsunuz.

“Yazı karakterlerinin tarihi”, çok spesifik bir konu gibi gözükebilir: Ama yazının ortaya çıkması, Antik Roma ve Yunan’da kullanımı, Ortaçağ dönemi, matbaanın ortaya çıkması derken, tarihin geri kalanıyla ve tabi sanat akımlarıyla ciddi şekilde kesişiyor. Bu da, birbirini takip eden bölümleri görselleştiren çizerlerin, anlatılan döneme veya sanat anlayışına uyan görsel anlatılar ortaya çıkartmasını sağlıyor.

Bunun daha somut bir örneğini görmek için, aşağıdaki sayfaları karşılaştırmak yeterli. Seyhan Argun tarafından çizilen ve Gutenberg’in matbaasını anlatan sayfalardaki görsel anlatı ile, Bauhaus akımı etkisiyle ortaya çıkan Futura fontunun anlatıldığı sayfalar birbirinden ciddi şekilde farklı.

Bu, ABC of Typography’nin en keyifli boyutlarından bir tanesi. Her bölümde değişen ve bölümün konu aldığı dönemi yansıtan görsellik anlayışı, bunu tekdüze, basit bilgiler sunan bir çizgi roman olmanın ötesine götürüp, aynı zamanda görsel boyutuyla da dikkat çeken bir eser haline getiriyor.

Tabi merkezdeki konunun da yazı karakterleri, yani yine oldukça görsel bir konu olduğu düşünülünce, böyle bir kitabı okumak, bilgileri bu kadar görsel bir şekilde alabilmek de çok daha kolay hale geliyor. Böyle bir konu, içinde bol miktarda görsel içeren, büyük ve kaliteli bir kitap olarak da ele alınamaz mı? Tabi ki alınabilir, ama bunun bir çizgi roman olması; yazı karakterlerini, ortaya çıktıkları dönemleri ve esinlendikleri sanat anlayışlarını başka hiçbir mecrada ele alınamayacak şekilde sunmasını sağlıyor.

Bu nedenle, ABC of Typography sadece yazı karakterlerine ilgi duyanların değil, çizgi romanın farklı kullanımlarını, benzersiz örneklerini görmek isteyenlerin de keyifle okuyacağı bir çizgi roman.

Çok Disiplinli Bir Çalışma ve Bu Durumun Riskleri

Bütün bunlar ağırlıklı olarak olumlu durumlar, ama çizgi romanda eleştirilebilecek ufak bir – iki nokta da var.

Yukarıda kısaca değindiğim gibi, yazı karakterlerinin tarihi aslında oldukça kapsamlı bir konu, çünkü kendi içinde çok spesifik bir mesele gibi gözükse de, tarihin ve sanatın diğer alanlarından bağımsız olarak incelenmesi pek mümkün değil. Bu da, böyle bir konuyu merkeze koyacak herhangi bir yazarın, izole bir çalışma üretemeyeceği anlamına geliyor. Bu tarihi aktarabilmek için, genel bir tarihi arka plan oluşturmak da gerekiyor.

Bu noktada, ABC of Typography‘yi savunmak için bunun olabildiğince kendi alanıyla sınırlı kalan bir çizgi roman olduğunu ve uzunluk açısından da çok iddialı olmadığını vurgulamak gerekiyor. Antik Medeniyetlerde yazının ortaya çıkışı, Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Avrupa’da yaşananlar, matbaa, Rönesans ve ‘Aydınlanma’ sırasında yaşanan gelişmeler, yüz sayfadan biraz uzun bir çizgi romanda kapsamlı olarak ele alınabilecek konular değiller.

Bununla birlikte, sonuçta tarih odaklı bir çizgi romandan bahsettiğimizi de unutmamak gerekiyor. Bu açıdan, David Gault’un bazı noktalarda tarihi ciddi kaynaklar ve güncel bilgiler ışığında değil, kalıplar ve klişeleşmiş önyargılar üzerinden aktardığını ifade etmek gerekiyor. Örneğin, 33 – 34. sayfalarda, Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra Avrupa’daki durumu okuduğunuzda, Roma’nın yıkılmasının ardından bütün Avrupa’nın tek amacı yıkıp dökmek olan barbarlar tarafından talan edildiğini ve birkaç yüzyıl boyunca kıtada başka hiçbir şey olmadığını düşünmeniz muhtemel.

Tabi burada kitabın maksadının çok ötesine gitmemek gerekiyor – herhangi bir okurun Ortaçağ Tarihi ile ilgili bütün bilgi birikimini ABC of Typography‘den alması çok sık yaşanacak bir durum değil. Ama yazı karakterleri açısından etkileri bugün bile devam eden Ortaçağ döneminin, din ve barbarlık dışında hiçbir şey olmayan bir dönem olarak gözükmesi, bir başka deyişle, budönemin — artık biraz çağ dışı kalmış olan — “Karanlık Çağ” anlatısına neredeyse birebir sadık kalınarak anlatılması bence eserin eleştirilebilecek en önemli noktaları.

Genel olarak baktığınızda ve çizgi roman içindeki bilgileri sadece merkezdeki konu çerçevesinde değerlendirdiğinizde ise, bunun oldukça keyifli bir çizgi roman olduğu söylenebilir. Farklı bölümlerin, temalarına uygun şekilde farklı sanatçılar tarafından çizilmiş olması, sadece ilginç bir konuyla ilgili bilgi almakla kalmayıp, aynı zamanda oldukça kaliteli bir çizgi roman okumanızı da sağlıyor. Bu açıdan ABC of Typography’yi hem konuyla ilgilenenlere, hem de herhangi bir konuyla ilgili oldukça keyifli ve bilgilendirici bir çizgi roman okumak isteyen herkese önermek mümkün.

Özetle…

Tarih okumak istiyorsanız, harika.

ABC of Typography hem ilginç bir konuyu ele alan, hem de bu konuyu keyifli bir şekilde inceleyen bir çizgi roman.

Sevebilirsiniz…
  • (Belki biraz bariz olacak ama) Yazı karakterlerinin tarihi ilginizi çekiyorsa, bu konuyla ilgileniyorsanız
  • “Yazı karakterlerinin tarihi” ilk anda kulağa hoş bir fikir gibi geliyorsa, bunu ilginç bir konu olarak görüyorsanız
  • Genel olarak spesifik bir alanının tarihine odaklanan kitap ve çizgi romanlardan hoşlanıyorsanız
  • Konudan tamamen bağımsız olarak, farklı üslup ve anlatı yöntemleri kullanan çizgi romanlardan hoşlanıyorsanız

Sevmeyebilirsiniz…
  • Eğer şu anda “bilgi odaklı” bir çizgi roman, bir tarih kitabı okumak ile ilgilenmiyorsanız
  • Merkezdeki konu, yani yazı karakterlerinin tarihi, ilginizi hiç çekmiyorsa
  • Tarih kitabı dendiğinde bu alanda ciddi araştırmalar yapmış, konuları yüzeysel değil, derinlemesine ele alan bir eser okumayı bekliyorsanız