Farklı Tatlar

A User’s Guide to Neglectful Parenting

delisle_parenting1.jpg Guy Delisle, ismi en çok yazıp – çizdiği “gezi” çizgi romanları ile özdeşleşen bir sanatçı. Kudüs, Shenzhen, Pyongyang gibi şehirler hakkında yazdığı çizgi romanlar dünya çapında okunuyor, hatta bildiğim kadarıyla Türkçeye de çevriliyor.

A User’s Guide to Neglectful Parenting ile başlayan üçlemede ise, Delisle biraz daha farklı ve eğlenceli bir konuya el atıyor: Bir baba olarak yaşadığı “eğlenceli başarısızlıklar.”

Yazıya devam etmeden, kısaca da olsa bazı ilginç durumların üzerinden geçmenin faydalı olacağını düşünüyorum.

1 – Guy Delisle Kanadalı bir sanatçı, ancak Kanada’nın Fransızca konuşulan Quebec bölgesinden geliyor ve çizgi romanlarını Fransızca yazıyor. Üstelik, hayatına da Fransa’da devam ettiği için çizgi romanlarının pek çoğu burada yayımlanıyor. Bu ufak serinin orijinal adı da Le Guide du Mauvais Pere, “Kötü Babalık Rehberi” şeklinde.

delisle_parenting5

Drawn and Quarterly’den çıkan İngilizce yayınlar biraz daha geniş çevrelere ulaştığından, yazıyı bu çizgi romanlar üzerinden hareketle yazdım ve Fransız Çizgi Romanları yerine Farklı Tatlar bölümünden paylaştım. Ancak elbette, diğer kategoriye de rahatlıkla dahil edilebilir.

2 – Yukarıda kapağını gördüğünüz çizgi roman, bu kısa serinin ilk kitabı. Bu yazıda söyleyeceklerim, yalnızca A User’s Guide to Neglectful Parenting için değil, diğer iki kitap, Even More Bad Parenting Advice ve The Owner’s Manual to Terrible Parenting için de geçerli. Kitapların yapısı zaten birbirinin büyük ölçüde aynısı.

delisle_parenting2

Peki – bu kitaplar ne anlatıyor?

“Bad Parenting” üçlemesini, Guy Delisle’in iki çocuğuyla yaşadığı eğlenceli anıların toplandığı albümler olarak düşünebilirsiniz. Ortada anlatılan bir hikaye, başlangıcı, gelişmesi ve sonucu olan bir üçleme yok. Kısa kısa bölümler halinde, Guy Delisle’in bir baba olarak yaptığı hatalar, kendisini ve çocuklarını düşürdüğü komik durumlar ve işlerin beklediği gibi gitmediği tuhaf anlar aktarılıyor.

Bunların çoğunun gerçekten çok komik anılar olduğunu söyleyebilirim. Bu kitapları aldığınız zaman, zaten çok derin bir şey okumadığınızı, eğlendirmek dışında çok amacı olmayan bir eserle karşı karşıya olduğunuzu rahatlıkla anlıyorsunuz. Üç kitap boyunca sunulan “kötü ebeveyinlik” anıları da, yapmayı vaadettikleri şeyi yapıyor ve sizi güldürmeyi başarıyor.

Genellikle kurgusal hikayeler anlatmadığı, kendi başından geçen olayları konu aldığı ve ailesi de zaman zaman kendisiyle birlikte olduğu için, aslında Delisle’in çocuklarıyla yaşadığı anıları konu alması diğer çizgi romanlarından da ciddi anlamda ayrılan bir yapı sunmuyor. Bu da, özellikle Delisle’in daha önceki eserlerini okumuş olanlar için, serinin etkisini arttıracak bir özellik olabilir.

delisle_parenting3

Bunun dışında, önemli bir noktaya parmak basarak, buradaki içeriğin “derinliğinin”, herhangi bir (başarılı) webcomic serisinin çok da ötesinde olmadığını vurgulamak gerekiyor. Üç dört panelden oluşan ve hızla çevrilen sayfaların, böyle bir kitap olarak basılması, her şeyden çok  Delisle gibi ismi çok güçlü olan bir sanatçı tarafından hazırlanması ile alakalı.

Bu durumu biraz daha iyi ifade etmek ve kimseyi yanlış yönlendirmemek için, normal şartlarda AltEvren’de fazla başvurmadığım bir örnek tarzını kullanmak zorundayım.

delisle_parenting4

Serinin ilk iki kitabını, bu incelemeyi yazmadan epey önce okudum – ve kitapları AltEvren’de ele almak istediğime karar verdiğimde, üçüncü kitabı özel bir şekilde okumaya karar verdim. Bunu hayatımda ilk kez yapıyorum, ama işte “Bad Parenting” üçlemesinin son cildini okuma sürem:

IMG_3099.jpg

Sayfa sayısı olarak baktığınızda, kitapların üçü de aşağı yukarı iki yüz sayfadan oluşuyor. Ancak, yukarıda gördüğünüz sürenin benim okuma hızımla hiçbir ilgisi yok. Panel ve sayfa yapısı nedeniyle, bu çizgi romanları okumaya başladıktan sonra, on – on beş dakika içinde bitirmemeniz mümkün değil.

Eğlencelik bir çizgi romanın hızlı okunabiliyor olması bir suç mu? Elbette değil – ancak her kitabın on üç dolar tuttuğu gerçeği de unutulmamalı. On üç dolar verip on dakikalık bir okuma deneyimi yaşamak, hatta yarım saatte bitecek üç kitap için kırk doları gözden çıkarmak, herkesin tercih etmeyeceği bir şey olabilir.

Özellikle Image Comics gibi şirketlerin ilk ciltlerini on dolara sattığı düşünüldüğünde, bu tercihi yapmak daha da zorlaşıyor. Biliyorum, uzattım ve kendimi tekrar ediyorum, ama Farklı Tatlar bölümünde bundan önce incelediğim One Week in the Library on dolara satılırken, bu çizgi romanların her birinin daha pahalıya satılması biraz ilginç bir durum.

Gelelim önemli soruya. Ben bu parayı verdiğim için pişman mıyım?

Hayır, Delisle’in diğer işlerini de seven bir okur olarak, dediğim gibi, bu çizgi romanların da çok keyifli olduğunu düşünüyorum. Normalde hiçbir yazıda bahsetmediğim fiyat konusundan bu kadar çok bahsetmem, yalnızca bu siteyi okuyup alacakları çizgi romanlara karar verebilecek okurları yanlış yönlendirme korkusundan kaynaklanıyor.

Delisle’in “kötü ebeveyinlik” serisi, hazırlanma amacını karşılayan, son derece eğlenceli bir seri. Okumamak için öne sürülebilecek tek neden, yukarıda uzun uzun bahsettiğim “fiyat – performans” meselesi.

Özetle...
[columns size="1/3" last="false"]

Mizahseverler İçin Harika.

Eğlenceli, basit ve rahat okunuyor. Kısa süreli bir "kafa dağıtma" için ideal bir eser.

[/columns] [columns size="2/3" last="true"] Sevebilirsiniz...

Guy Delisle'in daha önceki eserlerini okuduysanız, mizah tarzına aşinaysanız

(Sanırım) Çocuğunuz sizi tam bir otorite olarak görüyor, ama siz de ne yaptığınızı fazla bilmiyorsanız


Sevmeyebilirsiniz...

Komik gelecek ama, "fiyat - performans"ı önemsiyorsanız. Bu eserlerin her biri Image Comics'in ilk ciltlerinden daha pahalı ve "Ben yavaş okurum" deseniz bile on beş dakikadan uzun sürede okumanız pek mümkün değil.

[/columns]

İnceleme sistemimiz hakkında daha fazlası için tıklayın!