Marvel Comics İncelemeleri

Uncanny X-Men # 17

Avengers vs. X-Men hikayesi artık son dönemlerine girerken, bu seri kapsamındaki “tie-in” sayıları da birer birer eksiliyor. Bu haftanın çizgi romanları içinde, Avengers vs. X-Men’e doğrudan bağlanan tek sayı, Uncanny X-Men # 17.

Hatırlayacaksınız, Uncanny X-Men serisi, Phoenix Five beşlisinin Mister Sinister’ı ortadan kaldırma kararı vermesini, fakat buna son derece hazırlıklı olan Sinister’ın tuzağına düşmesini konu alıyordu. Geçtiğimiz sayıda da, Phoenix Five, tüm güçlerine rağmen dersine iyi çalışmış Mister Sinister tarafından alt edilmişti.

 

Uncanny X-Men’in on yedinci sayısı, geçtiğimiz sayıda bir terslik olabileceğini hissederek, Cyclops’un emirlerini göz ardı edip Sinister’ın yer altında kurduğu şehre gelen Magneto, Storm, Psylocke ve Danger ile açılıyor. Bu arkadaşlar, mutant ırkının yeni liderlerini kurtarmak için bir plan yapmaya ve Sinister’ın kendi üstlerine gönderdiği çeşitli belalarla uğraşmaya başlarken, biz de Phoenix Five beşlisine dönüyoruz.

Phoenix Five’a dönmemizle, geçtiğimiz sayının sonundaki sahnelerin ciddiyetini anlamamız da bir oluyor. Sinister, yaptığı kusursuz plan sayesinde, Phoenix’in gücüne sahip olan bu beş X-Adam’ı alt etmeyi gerçekten başarmış, ve son derece keyifli bir şekilde tutsaklarıyla eğlenirken karşımıza çıkıyor. Üstelik, Magneto ve diğer mutantların Phoenix Five’ı kurtarmak için buraya geldiğini de anlayan Sinister, çok daha az tehlike teşkil eden bu mutantları da etkisiz hale getirmek için çalışmalarına başlıyor.

Bundan sonra, sayı biraz “sağ gösterip sol vuran” bir tavır kullanmaya başlıyor. Odak noktamızın yeniden Utopia’dan gelen üç mutanta (ve Danger’a) dönmesiyle, bir şekilde bu arkadaşların Phoenix Five’ı serbest bırakabileceğini hissediyoruz. Sinister’ın tüm çabalarına rağmen, özellikle – bir ninja olduğunu gözümüze sokan – Psylocke’un pes etmeyi reddetmesi, bir an için de olsa “Phoenix Five’ın yapamadığını bu dört arkadaş yapabilecek mi?” sorusunu aklımıza getiriyor, fakat yazar takımı sonuç olarak – pek de inandırıcı olmayan – bu senaryoyu takip etmemeye karar veriyor.

Psylocke’un herhangi kayda değer bir gelişme sağlayamamasından sonra, bu sefer Danger’a, ve Uncanny X-Men serisinde de, Avengers Academy serisinde de, karşısındakine istediklerini yaptırma gücü olan ve bu güçleriyle Danger’ı kontrol eden esrarengiz android karakter Unit’e dönüyoruz. Son derece kayda değer güçleri olan Unit’in de Sinister’a karşı olduğunu açıklamasıyla,  bu sefer sayı sanki Unit’in yardımlarıyla X-Men ve Phoenix Five Sinister’ı alt edecekmiş gibi bir hava yaratmaya başlıyor.

Fakat, Unit Danger’ın gönderdiği verilerle Sinister’ın yaptığı planları ve kullandığı teknolojileri analiz ettikten sonra, Sinister’ın bu koşullarla yenilmesinin imkansız olduğunu, ve mutantların yapabileceği en mantıklı şeyin oradan kaçmak olduğunu, bir androidden beklenmeyecek bir şaşkınlık ile söyleyince, bu senaryo da suya düşüyor.

Sinister’ın planlarını gerçekten suya düşürecek olan gelişmeyi beklemeye devam ederken, bir kez daha Phoenix Five’ın esir tutulduğu taht odasına dönüyoruz. İlginç bir şekilde, Sinister’în planlarını bozacak gelişme de burada yaşanıyor: Psylocke, Storm, Magneto ve Danger’ın yaptıkları nedeniyle bir an için dikkati dağılmış olan Sinister, Emma Frost ile Cyclops arasındaki konuşmaya dikkat edemiyor. Bir anlık konuşma sonrasında spontane yapılmış gibi gözüken bu plan sonrasında, Emma Frost, Sinister tarafından Phoenix Force ile “birleştirilmiş” Madelyne Pryor’lardan birine dönüyor, ve ona “Hayatının sonuna kadar burada esaret hayatı mı yaşamak istiyorsun?” şeklinde telepatik bir soru yöneltiyor.

Bir klonlama ustası olan Sinsiter’ın “üretimi” olan Madelyne, sadece ve sadece hizmet etmek için yaratıldığını anlatmaya başlarken, yazarların “sağ gösterip sol vurma” planlarının da henüz sona ermediğini anlıyoruz – çünkü aslında Emma Frost Madelyne ile değil, doğrudan doğruya Phoenix Force ile iletişim kuruyor! Emma tarafından, Sinister’ın tutsağı olmamaya “ikna edilen” Phoenix Force, bir anda tüm kudretiyle Sinister’a ve yarattığı şehre saldırıyor.

Dünya’ya geldiğinde beri ilk kez gerçek formuna ulaşan ve sınırsız güce sahip olan Phoenix Force kısa sürede Sinister’ı, ve tüm yarattığı şehri yok ediyor. Böylece, kendi vücudu ölse de klonlarının vücudunda yaşamaya devam etmeyi planlayan Sinister’ın, bu planı da bozulmuş oluyor, ve Phoenix Five ile onları kurtarmaya gelen dört X-Adam, gerçek anlamda bir zafer daha kazanmış oluyorlar.