Bağımsız Çizgi Roman İncelemeleri

The Manhattan Projects # 002

İlk sayıda Japon samuray robotların saldırısından sonra Proje şefi, Rusya’ya yenilen Almanya’nın bilimadamlarını kendi saflarına çekmek için Avrupa’ya projenin bilimadamlarından birini yollamaya karar verir. Narsist bilimadamı Feyrman de bu noktada Japonlar’dan arakladıkları “stargate” vari geçitten gelerek olaya dahil olur ve Almanya’ya gidecek bilimadamı olarak seçilir.
 
 
 
İlk sayıda Oppenheimer’a yoğunlaşan Hickman, bu sefer iç dünyasına fazla inmese de Feyrman üzerinden olayları anlatmaya karar vermiş. İkinci sayıdan itibaren gözüme çarpan sorun Hickman’ın bu tarz bir anlatım nedeniyle tüm karakterleri halen okuyucuya tanıtamamış olması. Feyrman geçitten geldikten sonra Einstein ile bir iki muhabbet edip brifinge geçiyorlar beraber ve ikinci sayıda beklediğim Einstein’ın daha fazla gözükmesi bundan ibaret oluyor. Yine de brifing sırasında generalin; “kim uçmayı biliyor?” sorusundan sonra elini kaldırmayan tek kişi olan Feyrman’i Almanya’ya gönderdiği kısma baya güldüm. Tabii orada kastettiği şey paraşütle atlamaktı ama Feyrman’in soru karşısında afallamış olması hoştu.
 
 
Feyrman, Almanya’daki seyahatinde Von Braun’la tanışıyoruz. Kendisinin bir kolu mekanik, Führer bizzat kendisi taktırtmış kolu kendisine. Amerika’lıların geleceğini bilen Braun diğer tüm bilimadamlarına zehirli bir sıvı içirterek Führer’leri için ölmelerini sağlıyor, kendisi tabii o arada sahte zehiri içiyor. Feyrman de Braun’un kalleş biri olduğunu düşündüğü için istemeye istemeye de olsa tek o kaldığı için Braun’u Amerika’ya götürmeyi kabul ediyor.
 
 
 
Beklediğimden çok daha yavaş ilerleyen bir yapıya sahip şu anda TMP. O yüzden anlatacak ya da inceleyecek çok şey var önümüzde. Örneğin Einstein, Almanya’dan ilk sayıda gördüğümüz duvarımsı nesneyi çözmek için getirtilmiş ve ne olduğunu ne işe yaradığını bulduğu zaman tam olarak kendisine vaad edilen özgürlüğü tatması sağlanacakmış. Anlaşılan o ki duvar gizemini uzun süre koruyacak gibi. Ya da bir sonraki sayıda artık Yuri Gagarin’i görürsek belki Einstein’ın olayı ile ilgili bir bağlantı kurabileceğiz.
 
 
Belirttiğim gibi Hickman’ın kurgusu sıfırdan yaratılan bir dünya için bence yanlış seçilmiş bir tarz. En azından ilk sayıda, belki “double pack” şeklinde hikayedeki tüm karakterleri ve yarattığı evreni ufak da olsa okuyucuya tanıtacak şekilde bir kurgu yaratsa çok daha iyi olabilirmiş. Bu hızla muhtemelen artık onuncu sayıda tüm karakter hakkında irili ufaklı bilgi edinmiş olacağız. Bu da bence okuyucuları soğutacaktır.