Marvel Comics İncelemeleri

Secret Avengers # 27

Bu hafta Avengers vs. X-Men kapsamında çıkan tek sayı olan Secret Avengers # 27, bir yandan geçtiğimiz sayıda “müjdelenen” bir olayı, Captain Marvel’ın ölümden dönüşünü konu alırken, bir yandan da Mar-Vell’in bir önceki sayıdaki davranışlarının sebebini anlamamızı sağlıyor.

Sayıya, Captain Marvel ile Carol Danvers’ın tutkuyla öpüştüğü bir sahneyle başlıyoruz – ki normalde Marvel dünyasının en kahraman gibi kahramanı, en saygı gören, en ağırbaşlı üyesi Captain Marvel’ın böyle enteresan bir girizgahla sunulması, olayda bir yanlışlık olduğu duygusunu uyandırıyor.

 

 

 

Gerçekten de, kısa süre sonra, Captain Marvel, Ms. Marvel ve Noh-Varr ile birlikte; hala Phoenix ile olan savaşlarının sersemliğini üstlerinden atamamış olan Avengers takımına saldırıyor. Kısa sürede tüm takımı alt etmeyi başaran Kree Karmamız, takımın uzay gemisini havaya uçurarak, Captain Britain’ı, Valkyrie’yi ve Rhodey’i esir alıyor. Tabi bu sırada Rhodey’in Phoenix Force’un saldırısından zar zor hayatta kurtulmuş olduğunu, ve uzay gemisinde bile ancak Beast’in sürekli çabaları sayesinde hayatta kaldığını; üstelik War Machine zırhının da uzay gemisi içnde yok olduğunu da hatırlatalım.

Bu sırada, Captain Marvel’ın saldırısından kaçmayı başarmış olan Thor, Vision ve Beast olaylara bir anlam vermeye çalışıyorlar. Vision, gezegene geldiklerinden beri, garip bir bilinçaltı mesajı sezdiğini, fakat ne işe yaradığını anlayamadığını açıklıyor, ve Kree halkının Phoenix Force’un Hala’ya gelişini heyecanla beklediğini söyleyerek, muhtemelen herkesin bir şekilde kontrol edildiğini söylüyor. Sayının arasında da, pek çok sahnede, Kree ırkının lideri Supreme Intelligence’ın, halkını Phoenix Force’u beklemeye davet eden konuşmalarını, ve Captain Marvel altında birleşecek bir Kree ırkı yönünde propagandasını dinliyoruz.  Anlayabildiğimiz kadarıyla, Captain Marvel’ın, ve Kree DNA’sına sahip olan Carol Danvers ve Protector’un da bu şekilde davranmalarının sebebi de, bu zihin kontrol eden mekanizma.

Phoenix Force’un gelişine birkaç saat kaldığını göz önünde bulunduran üçlü, bundan sonra safça ölmeyi bekleyen Kree’leri bir şekilde harekete geçirmeye karar veriyorlar. Vision, karşı bir sinyal göndererek herkesin kaçmasını sağlamayı başarıyor, fakat bu çaba da, olay yerine gelen Captain Marvel tarafından durduruluyor. Güzel bir savaş sahnesinden sonra Thor’u alt etmeyi başaran Captain Marvel, tam görevini yerine getirmeye devam etmek için olay yerinden ayrılacakken, bir anda bir grup Kree askerini ve yerde yatan Kree’lerin cesetlerini görüyor.

Bu sahneyle, Kree askerlerinin, Vision tarafından serbest bırakılanların kaçmasını engellemek için halka ateş açtığını ve pek çoğunu öldürdüğünü görüyoruz. Captain Marvel bunu görür görmez ufak çaplı bir şok geçiriyor, ve bu ufak çaplı şok ile 27. sayı da sona eriyor.

Yorumlar

 

Öncelikle bu sayının iyi yanlarından söz edeyim. Eğer bu incelemeyi yayınlandığı gün okuyorsanız, hemen altında “Captain America ve Amerikan Propagandası” diye bir yazı olmalı – özel dosyalarımızın altından da bulabilirsiniz. Burada, Captain America’nın Marvel Karakterleri içinde, en geleneksel kahraman olduğundan, sadece iyilik için iyilik yapan bir figür olduğundan, ve bu sayede, diğer kahramanların en çok saygı duyduğu kahraman olduğundan bahsetmiştim.

İşte bu ünvanlar için, Captain America’yı zorlayabilecek tek bir adam varsa, o da Captain Marvel’dır. Özellikle ölümünde ve ölümünden sonraki hikayelerde, Marvel içinde ideal bir kahraman haline getirilen, hatta Captain America’dan bile daha “örnek” bir kahraman olarak gösterilen Captain Marvel’a, diğer karakterlerin yaklaşımı, oldukça güzel yazılmış. Hem Thor’un, hem Vision’un, hem de Beast’in Mar-Vell’i bu şekilde görmesi, hatta Thor’un Captain Marvel’ın gerçekten Captain Marvel olduğuna inanmayı reddetmesi güzel aktarılmış.

Bununla birlikte, serinin çizimleri gerçekten çok hoş ve akıcı – özellikle Thor ile Captain Marvel’ın savaş sahneleri mükemmel olmuş.

Kısacası, bu sayının kendisine – veya Remender’in “Phoenix Force ile Hala’da karşılaşma” konulu Secret Avengers hikayesine diyecek bir lafım yok.

Fakat, hatırlarsanız Avengers # 26’da da, bu seriden bazı sahneler görmüş ve benzer konuların işlenmesine tanık olmuştuk. Başta Noh-Varr’ın takıma ihanet etmesi olmak üzere, Hala’daki takımla ilgili pek çok detay o sayıda verilmişti. Bu sayının başında da, bu dergideki olayların, Avengers # 26’dan ve # 27’den önce geçtiği açıklanıyor. Yani, temel olarak, tıpkı Avengers vs. X-Men’den hemen önce Avengers dergilerinde takip ettiğimiz Norman Osborn hikayesi gibi, bitmiş bir hikayenin parçalarını okuyoruz.

Üstelik, hikayeler de birbirine oldukça benzer durumda. Avengers # 26’da, ne Kree’lerden, ne Captain Marvel’dan hiç haber almıyoruz. O halde, bu Captain Marvel’ın bir şekilde yine seriden kaybolacağı anlamına geliyor – üstelik, Noh-Varr’ın Avengers # 26’daki ihaneti de, aynı günler içinde Kree için Avengers’ı ikinci satışı oluyor. Bu hareket üzerine, hüzünlü hüzünlü “Bunu bize nasıl yaparsın?” diye soran Ms. Marvel – sadece birkaç gün önce aynı şeyi kendisi yapmış oluyor!

Bir negatif yan da, anlayabildiğim kadarıyla, Captain Marvel’ın dönüşünün uzun süreli olmayacağı gerçeği. Bu aslında temel olarak bir tahmin, fakat hem Captain Marvel’ın sayının sonunda “yaşamayı özlemediğini” söylemesi, hem de Avengers # 26’da hiç bahsedilmemesi nedeniyle, Cap’in dönüşü kısa süreli  olabilir gibi gözüküyor. Bana kalırsa, hem Civil War’da, hem Chaos War’da “dönen”, ve bu dönüşleri yarım kalan Captain Marvel, bu sefer de dönemezse, artık kendisi bir klişe haline gelecek.

O yüzden ben şahsen bu dönüşün uzun süreli olmasını umuyorum, ama dediğim gibi, edindiğim izlenim pek de o yönde değil.