Farklı Tatlar

Near Death

Near deathSeattle’lı bir kiralık olan Markham romanın başında vurulur ve ameliyat masasındayken bir an için ölür. O anda hayatında öldürdüğü masum olsun olmasın tüm insanları görür ve uyandığında artık bu işi yapmamaya karar verir. Önceden yaptıklarını telafi etmek için de zor durumdaki insanlara yardım etmeye başlar.

 

 

 

Tabii ki artık günümüzde orijinal işler çıkarmak güç. Hikayeden de serinin aşırı klişe olduğunu düşünüyoruz. Ben yine de bir okuyayım dedim; takip ettiğim yabancı bir çizgiroman sitesinin podcast’lerinden birinde tanıtılıyordu. Neyse bu önemli değil. Bu ilgi çekmeyen “crime” serisinin ilgi çektirecek yanı Markham karakteri. Elemanın yaşadığı bu ölüm hadisesi adamı insanlığa tepeden bakan bir meleğe dönüştürmüyor; artık adam öldürmemek, masumları kötülerin elinden kurtarmak gibi bir derdi yok adamın.

Tek amacı öldürdüğü insan sayısı kadar insanı ölümden kurtarmak ve bunu yaparken gerekirse başka birisini öldürmek. Tek kaçındığı durum, masumları öldürmemeye dikkat etmesi. Anlayacağınız şekilde Markham götü kurtarmaya çalışıyor sadece. Hollywood vari mutlu sonlar, doğru ve yanlışın batı normlarına uygun bir şekilde çizilmesi gibi durumlar söz konusu değil. Markham kötü ya da iyi bir adam değil, o sadece bir adam. Yaptığı eylemlerde bir ahlak üstü bakış açısı var; ne yardım ettiği kişiyi, ne de onu öldürmek isteyenleri yargılıyor. Hikaye bu bakımdan “stand alone”lar şeklinde ilerlemekte, fakat ana hatlarıyla Markham’ın yaşadıkları kümülatif olarak ilerleyerek belli bir katlanarak artan toplum içinde sıkışmışlık hissi uyandırıyor.

Image’den yine sağlam bir “creator owned” seri ile karşı karşıyayız kısaca. Yazar, Jay Faerber, hikayenin asıl yaratıcısı fakat İtalya’dan bulduğu çizer Simone Guglielmini hikayenin tonunu, atmosferi o kadar iyi anlatmış ki, noir bir ortamda noir dışı bir tecrübe veriyor. Çizgiroman denen medyanın neden yazar/çizer olarak iki eksenli işlemesi gerektiğini, ancak o zaman sanatsal bir boyut kazanabildiğini algılıyorsunuz.