Türk Çizgi Romanları

Kebenin Gölgesinde #1

Ege Avcı’nın yazıp çizdiği Kebenin Gölgesinde, son dönemlerin başarılı Türkçe çizgi romanlarından bir tanesi. Serinin ilk sayısı yaklaşık kırk beş sayfa sürüyor ve “Ergene Kartalları” adıyla sunuluyor.

Kebenin Gölgesinde Arka Bahçe Yayıncılık’ın alt-etiketi olan Kenar Çizgi Roman’ın da ilk eseri olmuş. Girişte Kenar Çizgi Roman hakkında kısa bir tanıtım var.

Arka Bahçe Yayıncılık anladığım kadarıyla bundan sonra Türk yazar – çizerlerin eserlerini bu etiket ile piyasaya sürecek. Ahmet Kocaoğlu’nun kaleme aldığı tanıtımda hem karamsar, hem de iyimser mesajlar var. Ülkemizde çizgi roman üretiminin gelişmesi için bu yayınları desteklemekten ve iyimser tarafın ağır basmasını ummaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok.

Çizgi romanın kendisine gelecek olursak — Kebenin Gölgesinde teknik açıdan bana göre sorunsuz, konu açısından da ilgi çekici bir eser.

Hikaye Trakya’da geçiyor ve merkeze İlker isimli genç bir ana karakteri koyuyor. İlker bir yandan fazlasıyla talepkar koşu antrenörünün hırsıyla, bir yandan başarısız Ergenespor’un teknik direktörü olan babası Rüstem ile, bir yandan da arkadaşı Erdi’nin ölümüyle mücadele etmeye çalışıyor.

Bütün bu odaklar hikayede eşit ölçüde rol oynayan ve İlker’in hayatını oldukça stresli hale getiren unsurlar. Bunların yanı sıra yeni tanıştığı Tuğçe ile ilişkisi ve arkadaşı Yasin’in kendisini sürüklediği çeşitli etkinlikler de çizgi romanın olay örgüsünde sık sık karşımıza çıkacak gibi duruyor.

kebeningolgesindekapak2

Tabi ilk sayının sadece İlker ile alakalı olduğunu söylemek de haksızlık olur. Babası Rüstem’in Ergenespor’un fanatik taraftarlarıyla yaşadığı sorunlar, ailevi ilişkileri ve ekonomik sıkıntıları onu – şimdilik – çizgi romanın ikinci önemli karakteri haline getiriyor. İlerleyen sayılarda bütün bunların daha karmaşık hale geleceği de son sayfalarda az çok belli oluyor.

Konuyla ilgili daha fazla bilgi vererek okuma keyfinizi kaçıracak şeyler söylemek istemiyorum. Ege Avcı’nın çizgi romanı pek çok açıdan başarılı bir eser. Birincisi – kırk beş sayfa o kadar az olmasa da – tek bir sayıda bütün bu kurguyu oluşturmak ve okuyucuya aktarmak kolay bir iş değil. Bu bana göre tam ayarında yapılmış.

İkincisi, Kebenin Gölgesinde‘nin ilk sayısı çizgi roman tekniği, çizimler ve yazım açısından büyük ölçüde hatasız bir sayı. Panel yapısı, anlatılan şeye göre bu yapının değişmesi, paneller arasındaki zaman akışı – bunların hepsi sorunsuz bir şekilde ilerliyor. Tabi burada övgüyü çok kısıtlı da tutmamak lazım: Bütün bu saydıklarım her sayfada klasik bir şekilde altı veya dokuz panel kullanılarak da yerine getirilebilir. Ege Avcı bu “güvenli” yolu tercih etmemiş – sayfalar içinde farklı, modern ve bilinçli oluşturulmuş bir görsel anlatı var. Kebenin Gölgesinde, bu açıdan okuduğum iyi Türkçe çizgi romanlardan bir tanesi.

kebeningolgesinde1-4

Gözüme takılan tek “tuhaflık”, İngilizce caption olarak adlandırdığımız anlatı kutuları ile ilgili. Bu anlatı kutuları çizgi romanlarda temel olarak iki farklı şekilde kullanılır. Ya olayların dışında, hikayeyi okuyucuya anlatan bir “anlatıcı” vardır, ya da hikaye içindeki karakterlerden bir tanesi kendi bakış açısını, yorumlarını, düşüncelerini bu kutular üzerinden sunar.

Bu çizgi romanda durum ikincisi. Ege Avcı anlatı kutularında ana karakteri İlker’i “birinci şahıs anlatıcı” olarak kullanmış. Ancak bunu yaparken, nedense, anlatı kutularının içine neredeyse her şeyi tırnak işaretleriyle yazmayı tercih etmiş. Bu tuhaf bir kullanım. Böyle olmasının özel bir sebebi var mı bilemiyorum – böyle bir kullanımı gerektirecek durumlar da olabilir, bu baskıyla ilgili bir durum da olabilir, yalnızca farklı bir tercih de olabilir…

Ama bunun dışında teknik açıdan her şey gayet doğal ve akıcı bir şekilde ilerliyor. Bununla birlikte çizimler ve diyaloglar da oldukça başarılı. Türkçe çizgi roman üreten kişilerin pek çoğu türü yabancı eserlerle tanıyor, bu nedenle zaman zaman diyaloglarda, konuşmalarda “doğal olmayan” cümleler ve ifadeler olabiliyor. Bu çizgi romanda böyle bir sorun da yok. Okurken gayet akıcı, ilgi çekici, doğal bir konuşma tarzı var. Yer yer ön plana çıkan bir Trakya şivesi de bir başka artı.

kebeningolgesinde1-2

Altın Madalyon forumlarındaki yorumlarda, Ege Avcı’nın çizim tarzı Southern Bastards’da Jason Latour’un çizimlerine benzetilmiş. Çizgi romanı okumadan önce bu yorumu okuduğum için etkilenmiş de olabilirim, ama burada Southern Bastards’dan çizim tarzı ötesinde de bir esinlenme olduğunu düşünüyorum. Aşırı talepkar bir spor hocası, yerel haklın spora verdiği fanatik önem, spor etrafında gelişen karanlık işler, ülkenin belirli bir bölgesinin sunulma şekli iki eser arasında kurulabilecek paralellikler arasında. Bu nedenle Southern Bastards’ı sevenlerin bu çizgi romandan da keyif alacağını söyleyebilirim.

Anladığım kadarıyla, Kebenin Gölgesinde dört sayılık bir mini seri olarak planlanmış. İlk sayı tabi genel bir övgü için çok erken, çünkü bütün resmin henüz çeyreğini görmüş durumdayız. Ama ilk bölümden yola çıkarak konuşacak olursak, bu çizgi romanda bence önemli bir potansiyel var.