Jonathan Hickman’ın çizgi romanlarını okurken, bilim kurgu tuhaflıklarına ve büyük çaplı kurgulara hazır olmak gerekiyor. Bütün bunlar yazarın üslubunun neredeyse hiçbir eserinde değişmeyen parçaları.
Bazen, böyle kurgular için Marvel Evreni’nin sunduğu imkanlar yeterli oluyor. Bazen de, örneğin Avengers – New Avengers yazarlık sürecinde gördüğümüz gibi, Hickman kendi fikirlerinin üzerine gitmeyi seviyor.
Geçtiğimiz günlerde tamamlanan House of X – Powers of X serileri de bu duruma istisna değil. Dört farklı zaman diliminden hikayeler sunan bu iki çizgi roman serisi, bize X-Men’in dört dönemini aktarıyor: Kuruluş yılları, bugünü, yüz yıl sonrası ve bin yıl sonrası…
X-Men’in kuruluşundan bin yıl sonra dünyada yaşananları anlatan sahneler, bize oldukça karmaşık bir yapay zeka kurgusu aktarıyor. Burada Phalanx gibi, X-Men tarihinden gelen bazı ögeler kullanılsa da, Hickman’ın bunları kullanış tarzı aslında büyük ölçüde yeni bir yorum getiriyor.
Dürüst konuşmak gerekirse, House of X – Powers of X serilerinin finalinden sonra, bu bilgilerin ne kadar önemli olacağı tartışılabilir. Ancak bu kadar efor, tasarım ve bilginin on iki sayılık bir seri ile sınırlı kalmayacağı ve ilerleyen X-Men serilerinde de karşımıza çıkacağı düşünülürse, bu yeni düzen hakkında bazı bilgiler paylaşmak mantıklı olabilir.
Farklı Bir Mitoloji, Kozmik Zekalar
Basit bir “makine” ve “kolektif zihin” ile başlayan bu yapı, meşhur “Kardaşev Ölçeği”nin aşırılara çekilmiş bir yorumlaması.
Aşağıda, Hickman’ın yarattığı yapay zeka skalası yer alıyor. Zeka faktörü olarak kullanılan “SI”, “Species Intelligence” ifadesinin kısaltılmış hali.
SI 1 – “Machine” – Tek bir zihnin yansıması olarak üretilen yapay zekayı ifade ediyor.
SI 10 – “Hive” – Birkaç zihnin yansımasının bir araya gelmesi ile oluşan yapay zekayı ifade ediyor.
SI 100 – 10.000 – “Intelligence” – En az yüz “Machine”in bir araya gelmesi ve ortak bir hedef için çalışmasıyla ortaya çıkan yapay zekaya genel olarak “intelligence” deniyor. Bu aslında Marvel çizgi romanlarında tanıdığımız bir durumu da kapsıyor: Kree ırkının lideri Supreme Intelligence, bu kategoride bir yapı.
SI 10.000 – 100.000 – “Technarch” – Farklı toplumları inceleyen ve Magus isimli bir “öncü zeka” tarafından yönetilen, Kvch isimli bir uzay cismi olarak hareket eden yapılar. Bunların tek varlık amacı farklı toplumları değerlendirip, bunların varolmaya layık olup olmadığını çözmek. Technarchlar aslında listenin ilerleyen noktalarında göreceğiniz “Phalanx” yapıları tarafından yaratılıyor – ama bunun bilincinde değiller. Üstelik, her Technarch kendisinin varolan tek Technarch olduğuna inanıyor ve diğer Technarchları göremiyor.
Bütün bunlar, daha önceden varolan Technarch yapısına Hickman tarafından getirilen yeni yorumlar; Technarch fikrini daha özgürce kullanabilmek için eklenmiş detaylar olarak da düşünülebilir.
SI 100.000 – 1.000.000 – “Worldmind” – Tek bir zihin olarak hareket eden bütün bir gezegen. Bu varlıklarla birlikte zeka meselesinin boyutları evrensel düzeylere çıkıyor. Worldmind’lar, zamanı binyıllarla ölçtükleri bir düzlemde var oluyor.
SI 1.000.000 – 10.000.000 – “Phalanx” – Tek varlık amacı kendi zekasını arttırmak olan ve buna layık bir medeniyet bulduğunda onu kendi içine katan varlıklar. Bunlar, Worldmind denilen olguların da ötesinde, bütün bir galaksinin enerjisini kullanarak varlıklarını sürdürüyor.
Phalanx ve Techarch kavramları aslında X-Men çizgi romanlarında daha önce karşımıza çıkan kavramlar. Ancak Hickman’ın bunları kullanma şekli, şu ana kadar gördüğümüz hikayelerden oldukça farklı.
Powers of X serisinde gördüğümüz “Ascension” meselesi de, 1000 yıl gelecekte dünyanın bir Phalanx’a katılma çabasını konu alıyor. Zira – Marvel çizgi romanlarında sık sık incelenen bir konu, dünyanın “Celestial” kökleri – nedeniyle, bu dönemde yaşayan gelişmiş insanlar dünyadaki medeniyetin belirli bir boyutun üzerine çıkmasına izin verilmeyeceğini, Celestial ırkı için önemini kaybeden dünyanın yok edileceğini öngörüyor.
Hickman, skalasını bizlere ilk tanıttığında hikayeyi bunlarla sınırlı tutuyor. Ama Powers of X serisinin finaline doğru, bunlardan da büyük yapılar olduğu ortaya çıkıyor.
SI 10.000.000 – 100.000.000 – “Titan” – Sahip olduğu zeka miktarı sebebiyle uzay – zaman bütünlüğünü bozup bir kara delik haline gelmiş olan yapı. Bunlar genellikle kendi içlerinde, izolasyon halinde bulunuyor.
Kendi gezegenlerini bir Phalanx’a feda eden gelecekteki dünyalılar, Titan gibi bir şeyin varlığından da şüpheleniyor.
SI > 100.000.000 – “Stronghold” – Normal şartlarda “yalnız” varlıklar olan Titanlar, bazen bir araya da gelebiliyor. Böyle bir şey yaşandığında, bunlar ayrı bir seviyeye ulaşıp, genişleme ve büyüme amacı taşıyan “Stronghold”lara dönüşüyor.
SI Tanımsız – “Dominion” – Eğer bu Titaların sayısı en az ona ulaşırsa, ortaya Dominion isimli, bu zeka skalasında bile ölçülemeyen bir varlık çıkıyor. Hickman tarafından “Tanrısal” kelimesiyle tanımlanan bu varlıklar, yalnızca Galactus, Phoenix ve Infinity – Eternity gibi kozmik oluşumlardan çekiniyor.
Yukarıda da dediğim gibi, bu varlıkların serilerin geleceğinde ne kadar rol oynayacağını hep beraber göreceğiz. Bütün bu bilgiler, ya Jonathan Hickman’ın X-Men yazarlık sürecini anlamak için olmazsa olmaz bilgiler haline gelecek, ya da önemi sadece House of X – Powers of X serileriyle sınırlı “gereksiz” detaylar…
Benim tahminim, durumun ilki olacağı yönünde.