Jonathan Hickman’ın X-Men yazarlık süreci, büyük ses getiren House of X ve Powers of X serileri ile başladı. Bu serilerin odak noktalarından bir tanesi de, mutant dünyasında büyük rol oynayan yeni bir karakter; daha doğrusu eski bir karakterin yeniden yorumlanması oldu.
Serinin tanıtımlarında “X-Men tarihinin en önemli sahnesi” olarak adlandırılan bu sahnenin de merkezinde yer alan bu önemli figür, uzun süreli X-Men okurlarının aşina olduğunu tahmin ettiğim Moira MacTaggert‘tan başkası değil.
Ancak bu hikayelerle birlikte, Moira Mactaggert’ın X-Men tarihi içindeki yeri ve önemi tamamen değişiyor.
Moira MacTaggert Kimdi?
1970’li yılların ortasında X-Men serilerinde bir yan karakter olarak yaratılan Moira MacTaggert yaklaşık kırk yıldır bu çizgi romanlarda karşımıza çıkan bir figür.
Bugüne kadar, kendisi X-Men çizgi romanlarında mutant olmayan, ama mutantlar konusunda uzmanlaşan bir profesör olarak kullanılıyordu. Mutantlardan korkan ve onlardan nefret eden genel kanının aksine, Moira MacTaggert her zaman X-Men’in ve mutantların yanında duran, Charles Xavier ile olumlu ilişkileri olan bir karakterdi.
Aynı zamanda, kendisinin Proteus isimli, mutant olan bir oğlu da vardı. Gerçekliği değiştirebilme güçleri olan ve oldukça güçlü bir mutant olan Proteus, annesinin aksine yeri geldiğinde X-Men ile savaşan bir karakter de olabiliyordu. Hatta 2019 yılında, House of X ve Powers of X serilerinin hemen öncesinde yayımlanan Astonishing X-Men serisinde de kendisini önemli bir kötü karakter olarak görmüştük.
Ama oğlunun bu durumu dışında, Moira MacTaggert genelde X-Men serilerinde yardımcı rollerde kullanılan, onlara destek olan bir karakter olarak değerlendiriliyordu. Bir karşılaştırma olarak, onu Superman’de Lois Lane’in veya Jimmy Olsen’in sahip olduğu “süper gücü olmayan önemli yan karakter” kalıbına oturtabiliyorduk.
House of X – Powers of X Neyi Değiştirdi?
House of X ve Powers of X, temel olarak bir retcon hikayesi ile, Moira MacTaggert’ın bir mutant olduğunu açıkladı.
Ancak kendisine atfedilen mutant güçleri, diğer karakterlerden oldukça farklı oldu.
Moira MacTaggert’ın mutant gücü, tek kelimeyle, “reenkarnasyon” olarak tanımlanabilir.
Gelelim detaylara… Biraz daha kapsamlı bir özet yapmak gerekirse, süreç şu şekilde işliyor:
Moira doğuyor, ergenlik yıllarında mutant güçleri ortaya çıkıyor. Ama gözle görülebilir bir gücü olmadığı için – başta kendisi dahil – hiç kimse bunu fark etmiyor. Moira normal bir hayat yaşıyor, büyüyor, evleniyor, yaşlanıyor, ölüyor. Daha sonra, kendisini tekrar anne karnında buluyor. Tekrar doğduğunda, bir önceki hayatının tüm hatıralarını, tüm bilgilerini koruyarak yeniden yaşamaya başlıyor.
Ve tabi, bu sefer bütün bunların bilincinde olduğu için, kendisiyle ilgili bir şeylerin farklı olduğunu, kendisinin de bir mutant olduğunu anlıyor. Bunun devamında, Moira mutantların bu dünyadaki kaderiyle daha da fazla ilgilenmeye başlıyor.
Ancak yaşadığı tüm hayatlar içinde, Moira hiçbir zaman mutantların mutlu bir sona ulaşmadığını görüyor. Bir hayatında, Xavier’ın rüyasını destekliyor ve onun yanında yer alıyor, ama bu mutlu bir son ile bitmiyor. Bir hayatında tam zıttını yapıp, Magneto’nun tarafında yer alıyor, sonuç yine aynı oluyor. Bunlardan umudu kesip, Apocalypse’in tarafını tutuyor – ama bu da mutantlar için kötü bir son oluyor.
Dolayısıyla, Moira her hayatında mutantlar için uygun bir çözüm bulmaya çalışıyor, ama her denemesinde başarısız oluyor. Üstelik güçlerinin bir de şöyle bir boyutu var: Her ne kadar içinde bulunduğu sınırsız bir döngü gibi gözükse de, seri içinde öğrendiğimiz kadarıyla kendisinin “10, doğru seçimler yaparsa 11” hayatı bulunuyor. Yani sonsuza kadar aynı ölüm – yeniden doğuş döngüsü içinde kalması gibi bir durum yok – bir noktada o da herkes gibi ölüyor.
Moira’nın Güçleri ve Geleceği
Bu durum, Moira MacTaggert’ın X-Men çizgi romanlarının geleceği açısından konumunu da daha önemli hale getiriyor. Daha önceki hayatlarının hiçbirisinde istediği sonuca ulaşamayan Moira, bu sefer farklı bir yöntem uygulayıp, kendi kimliği hakkında dürüst olmayı seçiyor.
Yazının başında gördüğünüz ve “X-Men tarihinin en önemli sahnesi” olarak tanıtılan sahne, Moira’nın Charles Xavier’a kendi zihnini okuttuğu sahne. Bu şekilde, Moira hayatı ile ilgili tüm gerçekleri telepatik olarak Profesör Xavier ile paylaşmış oluyor. Bu da, kendisinin yaşadığı tüm hayatların, artık Xavier tarafından da bilinmesi anlamına geliyor.
Böylece Moira kendisine daha bilinçli bir ortak bulmuş oluyor. Tüm yaşananları ve olası sonları bilen Xavier, Magneto ve Moira birlikte çalışarak X-Men serilerinin yeni odak noktasını, Krakoa’yı hayata geçiriyor.
Tabi bu süreçte Moira’nın oynadığı önemli bir rol de Xavier’ın karakteriyle ilgili.
House of X – Powers of X serilerinde karşımıza çıkan Charles Xavier figürü, onu tanıdığımız normal halinden biraz daha farklı bir şekilde hareket ediyor. Geleneksel olarak iyi niyetli, yumuşak huylu, sakin bir karakter olarak dikkat çeken Xavier, bu seride karşımıza çok daha sert, kararlı, yeri geldiğinde “gri” bölgeye kayan hareketler yapmaktan çekinmeyen bir karakter olarak çıkıyor.
Bu sürecin son sayısında, Moira’nın günlüğünden gelen notlar onun bilinçli olarak Charles Xavier’ı daha karanlık, daha sert bir adam yapmak için uğraştığını gösteriyor. Bu sadece sohbet ve ikna yoluyla olan bir şey mi, yoksa arkasında başka denklemler de var mı, bunu zaman gösterecek…
Moira’nın İsimleri
Moira MacTaggert’ın X-Men çizgi romanlarından daha çok bilinen soyadı kocasından geliyor.
House of X ve Powers of X’te ise kendisine daha çok Moira X veya Moira Kinross olarak hitap edildiğini görüyoruz. Muhtemelen ilerleyen dönemlerde de bu kullanımlar daha yaygın olacak.
*Meraklısı İçin Cable ve Moira Hakkında Bir Komplo Teorisi
Yukarıda Moira’nın daha önceki kullanımlarını gösteren görselde Cable ile ilgili bir görsel paylaşmam rastlantı değil.
Moira MacTaggert Cable için önemli bir karakter, çünkü Cable gelecekten geçmişe döndüğünde, ilk karşılaştığı kişi Moira MacTaggert oluyor. Moira Cable’ın şimdiki zamana alışmasına, hatta Cable ismini seçmesinde büyük rol sahibi oluyor.
Hatta yukarıdaki görselde görebileceğiniz gibi, telepatik güçleri olan Cable İngilizceyi bile Moira’dan öğreniyor. Onun zihnine girip bu dilin detaylarını alan Cable, birkaç dakika içinde İngilizce konuşmaya başlıyor.
House of X ve Powers of X serileriyle birlikte, bu sahnenin önemi daha da artmış durumda. Bu serilerin merkezinde, Xavier’ın Moira’nın zihnini bu şekilde okumuş olması önem kazandığına göre, daha önce Moira’nın zihnini okumuş olan karakterlerin varlığı hikayelerin gidişatında bir rol oynayabilir mi?
Aşağıda bunun devamında yaşanan bir başka görsel daha görebilirsiniz:
Bu diyalogdan, Cable’ın Moira’nın zihninde sadece İngilizceyi değil, oğluyla ilgili sakladığı sırları öğrendiğini anlayabiliyoruz. Aynı zamanda, seri içinde Moira’nın geleceği görebilen karakterler konusunda çekincesini de takip ediyoruz.
Jonathan Hickman böyle detayları yakaladığında uzun vadeli olarak kullanabilen bir yazar. Bakalım Cable gibi gelecekten gelen, veya telepatik güçleri ve Moira ile tarihi olan karakterler, bu serilerin gidişatında ekstra bir rol oynayacak mı?