Marvel Comics İncelemeleri

Avengers Academy # 32

Şu ana kadar Avengers vs. X-Men serisinde, bu iki ekolün “genç takımlarını” karşı karşıya getiren ve son olarak Avengers ve X-Men takımlarının savaşına rağmen, deyim yerindeyse, gençlerin kaynaşmasını konu alan Avengers Academy serisi, bu hikayeyi geçtiğimiz sayıyla sonlandırmıştı.

Bu sayıda ise, Avengers Academy karakterlerin iç dünyasına ve birbirleriyle olan ilişkilerine yoğunlaşırken, aynı zamanda mutant dünyasını yakından ilgilendirebilecek bir gelişmeyi de gözler önüne seriyor.

Sayıya, Avengers Academy’nin, bir Sentinel ile yakın arkadaşlık kurmuş asosyal elemanı Juston ile başlıyoruz. Daha önceki sayılarda da görmüş olduğumuz gibi, Juston bu Sentinel’i elinden geldiğince yeninden programlamaya, onu tamamen zararsız hale getirmeye çalışıyor; fakat bütün çabalarına rağmen Sentinel’ın mutant karşıtı düşüncelerini tam olarak yok edemiyor. O da, çözümü “mutant yok etme” görevini, en az önceliğe sahip olan görev olarak ayarlamakta buluyor.

İlk sahnelerde, bu sayıda ön plana çıkan ikinci karakter olan X-23 ile Juston’un bir diyalogu ile başlıyoruz. X-23, bir mutant olarak, Sentinel’ın Avengers Academy’de bulunmasını istemediğini açık ve net olarak dile getiriyor, fakat Juston’un robotuyla arasında gerçekten duygusal bir bağ kurduğunu gördükten sonra, fazla mutlu olmasa da, bir şey yapmadan yanından ayrılıyor.

Daha sonra Academy’deki diğer öğrencilerle konuşan X-23, yavaş yavaş kendisinin “Wolverine klonu olarak yetiştirilen acımasız katil” geçmişi ile, Juston’ın Sentinel’a karşı hissettikleri arasında bir bağlantı kurmaya başlıyor. Kendisine bakması için verilen bir yavru köpeği öldürme emri verildiğinde hissettiklerini hatırlayarak, Sentinel’ın Academy’de kalmasına yavaş yavaş razı olacakken, bir anda beklenmedik bir şey oluyor ve Juston’un Sentinel’ı çıldırmışçasına mutant karşıtı sloganlar atmaya başlıyor.

Juston’un öyle ya da böyle bir şekilde eğitmiş olduğunu bildiğimiz Sentinel’ının, bu şekilde davranmasının sebebini anlamamız da uzun sürmüyor: Mutant güçleri, Phoenix Force birleşmesi sonrasında, mantıklı seviyelerin çok çok üzerine çıkmış olan Emma Frost’un Akademi’ye gelmesi!

Frost, aslında mutant dünyası için son derece önemli bir açıklama yaparak, Dünya üzerindeki tüm Sentinel’ları yok ettiğini, Avengers Academy’deki Sentinel’ın, Dünya üzerinde son kalanlardan biri olduğunu açıklıyor. Buraya gelmesinin sebebinin de, bu Sentinel’ı yok ederek, anti mutant furyasının sembolü haline gelmiş bu yok etme makinelerinin tamamen dünya üzerinden silinmesini sağlamak olduğunu söyleyen Frost, tam bu işe girişecekken, Juston ortaya atılıp, “Hayır, o benim arkadaşım, bunu yapamazsın!” şeklinde nidalarda bulununca, bir an için tereddüt ediyor.

Avengers Academy’deki herkesin Juston’a destek olmasından sonra, Emma Frost bir alternatif öneriyor: Bu durumda, Sentinel’a deyim yerindeyse tam bir format atıp, biraz dizaynını değiştirip, yeni bir “kişilik” yüklenebilir, ve böylece herkes mutlu mesut yaşamaya devam edebilirmiş.

Tahmin edebileceğiniz gibi, Juston bunun robotunun tüm kişiliğini yok edeceğini, onu tamamen başka biri haline getireceğini öne sürerek Emma Frost’un önerisini reddediyor. Dünya’yı değiştirmek için oldukça kalabalık bir “To Do” listi olan Emma Frost, artık daha fazla zaman kaybetmeye tahammül edemeyerek, Juston’u yolundan çekmeye çalıştığında ise, üzerinde yapılan modifikasyonlar sonrasında birinci önceliği ne olursa olsun Juston’u korumak olan Sentinel Emma Frost’a saldırıyor!

Bu da, bardağı taşıran son damla oluyor. Phoenix’in gücüyle durdurulamaz bir hale gelmiş olan Emma Frost, “Hay ben sizin robotunuza…” şeklinde bir nidayla Sentinel’ı yok etmek için hazırlanırken, bir anda önce X-23, daha sonra da Hank Pym dahil tüm Academy üyeleri, eğer Sentinel’ı istiyorsa, önce kendilerini geçmesi gerektiğini söylüyorlar, ve 32. sayı da bu sahneyle birlikte sona eriyor.

Yorumlar

Açıkçası, Avengers Academy’nin iki hikayedir işlemeye çalıştığı konuları biraz klişe buluyorum. İlk olarak “Büyük takımlar savaşırken, gençler ne güzel de kaynaştı” tarzı bir mesaj verdiler, şimdi de bir insanla bir robotun arkadaşlığını işliyorlar, yani aslında olmayacak bir şey değil tabi, fakat yazarın ne yapmaya çalıştığı, okuyucuya nasıl sempati duydurmak istediği çok bariz oluyor.

Bu da biraz sıkıcı bir durum tabi, ama sonuçta Avengers Academy de şu an için beklentilerin çok yüksek olmaması gereken bir seri.