Bundan önceki bölümde Negan ve Rick kavga etmişti. Negan “mantıklı” olabileceğinin bir göstergesi olarak Carl’ın kendisinin birden fazla adamını öldürmesine ve üstüne üstlük Rick’in kendisine saldırmasına rağmen Carl’ı kılına bile zarar vermeden Rick’e geri vermişti. Carl’ın Savior’lar hakkında topladığı bir sürü bilgi neticesinde Jesus, Rick’i Ezekiel ile tanıştıracaktı.
Bölüm Negan’ın katliam başlasın diye bağırmasıyla başlıyor. Bir sonraki sayfaya geçtiğimde aslında Negan’ın pinpon oynadığı gözüküyor. Negan pinpon maçını kazanıyor. Negan, Dwight’a meydan okuyor. Dwight kabul etmiyor. Negan karşısına çıkacak birilerinin olup olmadığını soruyor. Kimseden ses çıkmıyor. Negan zaten oynamaktan sıkıldığını söylüyor. Negan, Sherry’i (Dwight’ın eski karısı) kolundan çekip götürmeye başlıyor ve onun göğüslerine pinpon yapacağını söyleyip Dwight’a sonra görüşeceklerini söylüyor.
Başka bir yere geçiyoruz. Michonne ve Carl bir sürü zombinin arasında kalmış. Carl zombileri küçümsüyor ve çok kolay olacağını söylüyor. Michonne, Carl’a zombilerin yolu tıkamadan içeri koşmasını söylüyor. Carl onu bırakamayacağını, zombileri halledebileceğini söylüyor. Michonne onun arkasından geleceğini, daha fazla insan toplayıp geri gelebileceklerini söylüyor. Carl o kadar da fazla olmadığını, bunu halledebileceğini söylüyor.
Bir anda Carl’ın arkasından bir zombi saldırıyor, onu yere düşürüyor ve üzerine çıkıyor. (Carl lütfen öl) Carl üzerindeki zombiyi kafasından vuruyor bir başkası üzerine çıkarken Michonne o zombiyi öldürüyor. Carl şapkasını düşürüyor. Michonne şapka için geri geleceklerini söylüyor. (Facepalm) Michonne, Carl’ı sürükleyerek içeri sokuyor.
Michonne iyi olup olmadığını soruyor Carl’a. Carl orada ölümden döndüğünü söylüyor. Michonne bunun bir oyun olmadığını, dışarıda rahat davranamayacağını söylüyor. Bir saniyelik bir yanlış hareketin kendisini öldürebileceğini söylüyor. Carl kör noktasında kaldığından dolayı zombiyi göremediğini kendisinin bir gözü olmadığından işe yaramaz olduğunu söylüyor. Michonne ona kendisi hakkında kötü hissetmemesi gerektiğini, onun babasının bir eli olmamasına rağmen gayet iyi idare ettiğini, buna alışacağını söylüyor. Bu olayın ikisinin arasında kalacağını söylüyor.
Oradan ayrılıp Rick ve Jesus’ın yanına gidiyoruz. Jesus, Ezekiel’in Savior’ların ve Hilltop’un da bulunduğu bir ağın parçası olduğunu hatta parçası olmaktan çok onun bir tümör gibi olduğunu, onları kendi grubuna dâhil etmeye çalışırken çok zorlandığını, Ezekiel’ın “The Kingdom” (Krallık) isimli bir yerleşimi yönettiğini söylüyor. The Kingdom dışında birçok küçük yerleşimin daha olduğunu ama The Kingdom’ın aralarındaki en büyük yerleşim olduğunu söylüyor. Bu sırada atlı iki tane zırhlı kişi geliyor. Kılıç falan da var bunlarda, baya havaya girmişler. Öndeki atlı kimin yüce krallığın sınırları içinde bulunduğunu soruyor. Cümlesini tamamlayamadan Jesus’ı görüyor. Jesus’ın yanında getirdiği kişiyi soruyor. Jesus, Rick’i tanıtıyor. Onun da kendisi gibi bir yerleşimi yönettiğini ve ikisinin kral Ezekiel ile görüşmek istediğini söylüyor. Atlı onlara yolda eşlik edeceğini söylüyor. Rick, “Kral Ezekiel” lafına şaşırıyor.
Bir müddet sonra atlı duvarlardan sonra içeriye arabanın girmesinin yasak olduğunu söylüyor. Rick ve Jesus geriye kalan yolu yayan yürümeye başlıyorlar. Rick herkesin nerede olduğunu soruyor. Jesus, kışın herkesin birlikte okulda kaldığını, havalar ısındığında ise çadırlarda kaldıklarını söylüyor. Atlı onlara durmaları gerektiğini, kraldan önce izin almasının gerektiğini söylüyor.
Ezekiel bu sırada yanında kaplanıyla ortaya çıkıyor. Jesus’a onu görmenin iyi olduğunu, iyi kral Ezekiel’a hangi yeni haberleri getirdiğini soruyor. Yanında getirdiği kişinin yeni bir dost olup olmadığını soruyor. Jesus, Ezekiel’a majesteleri diyor, Rick’i tanıtacakken Rick’in şaşkın olduğunu görüyor. Bahsetmeyi unuttuğunu Ezekiel’ın bir kaplanı olduğunu söylüyor.
Michonne ve Andrea karşılıklı yemek yiyorlar ve sohbet ediyorlar. Andrea bu kadar zaman korku içinde yaşadıktan sonra böyle rahat olmanın kendisine garip geldiğini söylüyor. Andrea herhangi bir cevap vermeyince, Andrea onun kendisini dinleyip dinlemediğini soruyor.
Michonne kendisinin bu olmadığını söylüyor. Artık insanlarla konuşamadığını, Heath ile yaşadığı olayı söylemeye bile utandığını, eskiden konuşkan, arkadaş canlısı ve hatta komik olduğunu ve artık eski haline dönebileceğini sanmadığını söylüyor.
Oradan ayrılıyoruz. Spencer kiliseye gitmiş. Dua etmek için gelmiş. Yaşadığı hayatta çok fazla acı çektiğini, fazla bir şey istemediğini sadece tek bir şey talep ettiğini, “Yapılması gerekeni yapmak için bana kuvvet ver yarabbim” diyerek Spencer, Allah’a yakarıyor.
Rick ve Jesus eski bir tiyatroda Ezekiel ile konuşuyorlar. Ezekiel, Hilltop’un yöneticisi olan Gregory’nin tam bir korkak olduğunu, onun herkesten fazla adamının olduğunu, bir ordusu olabileceğini ama onun yerine büyük evinde saklanıp, korkak olduğu gerçeğini saklamayı tercih ettiğini söylüyor. Ezekiel, Negan’a asla güvenmediğini, The Kingdom’da kendini kral ilan ettiğini ve emri altında yaşayan insanların olabildiğince iyi bir şekilde yaşamaları için uğraştığını söylüyor. Ezekiel, Negan ve Savior’lardan kurtulmanın çok iyi olacağını, kendisinin Negan’a karşı olan nefretini Jesus’un iyi bildiğini, o şeytanlara saldırmak için doğru zamanı beklediğinden bahsediyor. Ezekiel, Rick’in oğlu Carl’ın Jesus’a verdiği bilgiler sonucunda bir saldırı düzenlemek için gerekli bilgiye sahip olduğunu söylüyor. Ezekiel, bu bilgiler için Rick’e teşekkür ediyor ve bu bilgileri toplamak için yaşadıkları şeyleri duyduğuna üzüldüğünü söylüyor.
Rick, Negan ve Savior’lara karşı yapılacak bu saldırı için kendi yerleşiminden birçok insanın yardım edeceğini söylüyor. Ezekiel, sonunda adaletin yerini bulacağını söylüyor. Ezekiel, inancın kendi krallığına bir sürü gezgini getirdiğini, bu gezginin bugün burada olmasının bir rastlantı olamayacağını, bunun bir işaret olduğunu söylüyor ve gezginin kendisini tanıtmasını istiyor. Perdelerin arkasından Dwight geliyor! Dwight, onların görmek isteyecekleri sondan ikinci kişi olduğunu ama bir şeyi anlamaları gerektiğini, asla Negan’a tam olarak destek vermediğini söylüyor.
Rick ona bir saniye bile inanmadığını, kendilerine yardım edeceğini söylerse bile onun yalan söylediğini, onun Negan’ın en önemli adamlarından birisi olduğunu söylüyor. Dwight, Rick’i kast ederek onun da diğerleri gibi Negan’a bağlı olduğunu sandığını, Negan’a karşı sadece Ezekiel’ın karşı çıkabileceğini ve Ezekiel’ın ona karşı bir hamle yapabileceğini ve de kendisinin The Kingdom’da olmasının nedeninin Negan’ı bitirmek olduğunu, kendisinin Negan’ın bütün sırlarını ortaya dökebileceğini onların küçük planını gerçekleştirebileceğini söylüyor.
Rick, Ezekiel’a, eğer Negan yaşadığı yer hakkında Carl’ın verdiği bilgiler sonucu The Kingdom’ın Savior’lara karşı bir hamle yapacağını bilseydi, Jesus’ın kendisini Ezekiel’a getireceğini de bileceğini ve bunu yakalamak için Negan’ın Dwight’ı göndermiş olabileceğini söylüyor. Rick, Dwight sayesinde kendisinin ve halkının tehlikede olduğunu, Dwight’ın The Kingdom’ı terk etmesine izin verilmemesi gerektiğini söylüyor. Rick, düşüncesinin biraz saçma olduğunun ama en azından düşüncesinin Dwight denen “ikiyüzlü” şeytanın bir anda taraf değiştirmesinden daha mantıklı olduğunu söylüyor.
Dwight, Rick’e Negan’ın kendisinin karısına sahip olduğunu eğer onun istediklerini yapmazsa Negan’ın kendisinin karısına zarar vereceğini, kendisinin neler riske ettiği hakkında onun hiçbir fikrinin olmadığını söylüyor. Rick “Yalan söylüyorsun! Yalan” diyerek bir Yeşilçam yumruğu atıyor.
Ezekiel’ın kaplanı kükrüyor. Ezekiel bastonunu yere vuruyor. Ezekiel kaplanı Shiva’nın kükremesinden dolayı özür diliyor. Shiva’nın şiddetten hoşlanmadığını aynı zamanda kendisinin de şiddetten hoşlanmadığını söylüyor. Dwight, karısının Negan ile birlikte olmayı kabul ettiğini, bunun kendilerinin hayatını daha kolaylaştıracağı için karısının böyle bir şey yaptığını, birbirlerinden ayrılana kadar birbirlerine ne kadar ihtiyaçları olduğunu fark etmediklerini ama karısının yaptığı seçimin geri dönüşü olmadığını söylüyor. Negan’ın kendisini ve karısı Sherry’i birlikte yakaladığını (Yüzündeki yarayı gösteriyor) bu yüzden yüzündeki yaranın olduğunu söylüyor.
Dwight, o günden sonra Negan’ın her dediğini yaptığını, denileni yaptığını, iyi bir asker olduğunu söylüyor. Dwight kendisinin bir korkak olduğunu ve geriye dönüşü olmayan çok korkunç şeyler yaptığını da kabul ediyor. Rick sessiz kalıyor, Dwight konuşmaya devam ediyor. Artık kendisinin onlara Negan’ın yaptığı bu teröre karşı durmada yardım edeceğini, Negan’ın altında çalışan herkesi özgür kılmaya çalışacağını, onların kendisine güvendiği sürece işleri doğru yapabileceğini söylüyor.
Dwigt, Negan’ın sırlarını, zayıflıklarını onlara söyleyeceğini, o şerefsizin kafasını gümüş tepside sunacağını, onlar kendisine güvenirse onun gebereceğini ve bu kâbusun sonsuza dek biteceğini söylüyor. Dwight’ın bu sözlerinden sonra Ezekiel, Jesus ve Rick’in düşünceli bakışlarıyla bölüm sona eriyor.
The Sitting Dead ile Ölü Muhabbetler
Yakında Gerçekleşecek Olan Savaş
Bölüm ileride bir savaşın olacağına işaret ediyordu hem de çok büyük bir savaşın olacağını, TWD evreninde böyle bir savaş hiç olmamıştı. Savaştan umutluyum. Negan; Ezekiel, Jesus ve Rick kıskacında kalacak gibi gözüküyor. Spencer’ı ben savaşta joker olarak görüyorum, ilginç şeyler bekliyorum ondan, savaşın seyrini değiştirebilir.
Negan’ın açıkçası bu savaşı kaybedeceğini düşünmüyorum çünkü çizgi romanlarda klasik bir düşünce olan “iyiler kötüleri her daim yener” düşüncesinin The Walking Dead’de işe yaracağını sanmıyorum. Bu klasik düşüncenin işe yaramayacağını düşünmemin nedeni serinin yazarı ve yaratıcısı olan Robert Kirkman’ın her zaman ilginç işlere el atması, tahmin edilenden daha farklı şeyler yapması, okuyucu ters köşeye yatırmayı sevmesi ve en önemlisi acımasız bir yazar olduğu gerçeğini bilmemden kaynaklanıyor. Kirkman verdiği röportajlardan birinde serinin ana karakteri olan Rick’in de bir gün öleceğini ve onsuz da olsa serinin rahatlıkla devam edebileceğini söylemişti. 110. bölüm gibi olabilir bu savaş.
Tabii aynı zamanda Rick, Jesus ve Ezekiel üçlüsü Dwight’ın yardımlarıyla Negan’ı ve onun terörünü sonlandırıp sonsuza dek mutlu yaşayabilirler. Yıllar yıllar sonra Rick, Jesus ve Ezekiel tonton dedeler olup huzur içinde bu dünyadan göçebilirler ardından da Carl’ın kızını konu alan yeni bir seriye başlanabilir. “The Walking Dead’s Sixteen and Pregnant”
Berbat bir yere gitti hikâye ama bunu siz istediniz. Her şey rayında gidemez, TWD’yi diğer çizgi romanlardan (Amerikan çizgi romanlarından bahsediyorum tabiisi) ayıran bu.
Dini Göndermeler
İlginç bir bilgi vereyim. Ezekiel’ın kaplanı ismini bir Hint tanrısı olan Shiva’dan alıyor. Shiva isimli bu Hint tanrısı da şiddete olan nefretiyle biliniyor. Hani Ezekiel’ın kaplanı şiddetten hoşlanmıyordu ya. Kapiş.
Bir de TWD’nin Wikia sayfasında 108. bölümün bir kısmında şöyle bir şeye rastladım.
“Dini temalar iyice The Walking Dead evreninde görünmeye başladı. Hershel’ın zombi kıyametinin “the rapture” (İsa’nın ikinci gelişi sonucu inananların cennete alınacağını iddia eden bir düşünce) olduğunu iddia ettiği teorisi gerçekleşmeye başladı. İsa (Jesus) isimli bir karakterin gelmesi, şimdi de Ezekiel isminde bir karakterin gelmesi ki kendisi İbranice İncil’deki (The Hebrew Bible) Ezekiel’ın kitabına (The Book of Ezekiel) bir gönderme ve son olarak da Hint tanrılarından birine gönderme olan Shiva isimli bir kaplan.”
Ateist olan Robert Kirkman okurlarını şaşırtmaya ve anasına bacısına sövdürmeye devam ediyor. Ulan hep mi hayran mesajlarında adama küfredilir. :D
Zombi severler benim bu bölüm hakkında diyeceklerim bu kadar, umarım yazı hoşunuza gitmiştir. Herhangi bir sorunuz ya da belirtmek istediğiniz bir düşünceniz varsa yorum atabilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!
Erman Bozgeyik ©