Marvel Comics İncelemeleri

Winter Soldier # 1

winter_soldier_vol_1_1Marvel’ın beklenen serilerinden Winter Soldier da Şubat ayının başlamasıyla çıkmış durumda.

İlk sayıyı mercek altına almadan, önce Winter Soldier karakterinin kim olduğuna, ve son yıllarda nasıl roller oynadğına kısaca göz atalım: Winter Soldier, gerçek adıyla Bucky Barnes, Captain America’nın İkinci Dünya Savaşı’ndaki yardımcısı.

Captain America’nın bütün maceralarında onunla olan Bucky, savaşın bitimine doğru, Captain America’yı da yıllar sonra, Avengers tarafından bulunacağı buzullara hapseden patlama sırasında hayatını kaybediyor.

Bucky’nin ölümü, Captain America için o kadar çok anlam taşıyor ki, Cap geri dönüp, modern çağa yeniden uyum sağladıktan sonra bile, okuyucuya unutturulmuyor. Hatta, Bucky’nin, Marvel Evreni’nde, Peter Parker’ın amcası Uncle Ben ile birlikte ölümden asla döndürülmeyecek iki karakterden biri olduğu söyleniyor.

Ve tabi ki, Bucky sonunda ölümden geri dönüyor.

Fakat, Bucky’nin dönüş hikayesi biraz değişik. Çünkü, Ed Brubaker’ın meşhur Winter Soldier hikayesine göre, Bucky aslında bu patlamada ölmüyor, sadece bir kolunu kaybediyor ve Ruslar tarafından bulunuyor. Onun kim olduğunu anlayan Sovyetler Birliği yetkilileri de, Bucky’nin hafızasını silerek, onu ölümcül bir Sovyet süper casusuna çeviriyor!

Captain America’daki Winter Soldier hikayesinden sonra, Bucky ve Captain America yeniden karşılaşıyorlar, ve Cap’in çabasıyla, Bucky kim olduğunu hatırlayarak, yeniden kahramanların tarafına geri dönüyor. Tabi dönüşünden kısa süre sonra Civil War patlak veriyor, ve bu olayın sonunda Captain America’nın ölümüyle, onun yerini alan Bucky oluyor.

Bucky, Captain America rolünü, Steve Rogers’ın dönüşünden sonra da sürdürüyor, çünkü Steve kalkanı Bucky’nin taşıması konusunda ısrarcı davranıyor. Ve Fear Itself serisinde, Bucky yeniden öldürülüyor.

Ama bu sefer, Bucky’nin ölmediğini anlamamız için, aradan elli yıldan uzun bir süre geçmesi gerekmiyor, çünkü Fear Itself’in sonunda, Bucky’nin hayatta kaldığı, fakat öldüğü sahne kullanılarak, tamamen gizli bir ajan olarak kullanılması planlanıyor. Bu sayede, Bucky de, deyim yerindeyse, köklerine geri dönüyor.

Winter Soldier serisi de, Bucky’nin bu yeni “gizli” hayatını konu alan, hızlı tempolu, süper güçlerden uzak, noir temalı bir casus çizgi romanı. Bucky’nin yanı sıra, serideki ikinci ana karakter, yine Bucky gibi benzer bir Sovyet – ABD geçmişine sahip olan Black Widow.

wintersoldier12

Yukarıdaki kare, serinin temel havasına hoş bir örnek. Bana kalırsa, aynı zamanda Winter Soldier’ı yazarken Ed Brubaker’ın en dikkat etmesi gereken noktalardan birini de gözler önüne seriyor. Gördüğünüz gibi, Bucky Natasha’yı, yani Black Widow’u, 1950’den beri görevlerde izlediğini, fakat Widow’un kendisini etkilemeyi hiç bırakmadığını söylüyor. Buradaki “mantık hatası” şu ki, 1950’lerde de özel görevlere çıkan bir süper casusun, böyle gözükmesi pek mümkün değil:

wintersoldier1a

Şimdi, adamın milyonlarca kilometreden düşüp ölmemesine, hafızasının silinip Rus Casusu yapılmasına, sonra yeniden ölmemesine ve tekrar süper casus olmasına inandın da, kadının güzel olabileceğine mi inanmadın diyebilirsiniz. Hayır, tabi ki bunların hepsi eğlencelik olaylar. Ama yine de, serinin yazarlarının bunu gözümüze sokmak için bir sebepleri olduğunu düşünmüyorum.Brubaker akıllı olsun, öyle 1950’lerden beri adam dövüyoruz falan triplerine girmesin, demek istediğim bu.

wintersoldier1c

Serinin “noir” çizimlerine bir örnek de, Bucky’nin bu yakından görünüşü olabilir.

Birinci sayının sonuna doğru, Winter Soldier serisinin ilk düşmanları da karşımıza çıkıyor. Önümüzdeki birkaç sayıda, muhtemelen bu iki arkadaşımızı da sık sık göreceğiz: 

wintersoldier1d

Kısaca yorumlamak gerekirse, Brubaker, asla geri getirilmemeli denilen bir karakter olan Bucky ile daha önce oldukça uzun süre çalışmış ve son yılların en iyi hikayelerinden birine imza atmış bir isim. Bucky’ye, casus çizgi romanlarına ve daha genel olarak Captain America ailesine hiç uzak bir isim değil, ve Winter Soldier # 1 de temel olarak başarılı bir giriş olmuş. Özellikle, Marvel içinde farklı tatlar arayan okuyuculara kesinlikle tavsiye ediyorum.