Marvel Comics İncelemeleri

Uncanny X-Men # 16

On dördüncü sayıda, Sinister’ın ve kendi klonlarından yarattığı “Sinister ırkı”nın yaşadığı Viktorya dönemi İngiltere’si benzer bir kurguyu konu alan; on  beşinci sayıda da X-Men tarafında geri dönerek Phoenix Five’ın Sinister’ı yok etme kararını işleyen Uncanny X-Men serisi, bu sayıda önceki iki sayının kurgularını bir araya getiriyor.

Diğer X-Men üyelerini, onların yorulmasına ve kendilerini tehlikeye atmasına gerek olmadığını öne sürerek arkada bırakan Phoenix Five, Dünya Sinister olmadan daha güzel bir yer olacağı düşüncesiyle, Sinister’ın yer altındaki şehrine bir baskın düzenliyorlar. Fakat, neredeyse sınırsız olan güçlerine biraz fazla güvenen beşlimiz, Sinister’ın ne kadar hazırlıklı olduğunu hesaba katmamanın acısını çekiyor.

Temel olarak bir savaş sayısı olan Uncanny X-Men # 16’nın en güzel özelliği, yazarların Sinister’ın yaratıcı savunma mekanizmalarına gösterdiği önem olmuş. Sinister, X-Men üyeleriyle savaşmak için gerçekten enteresan yöntemler kullanıyor. Onlarca Cyclops’un göz ışınlarıyla çalışan ışın silahları, Sinister’ın şatolarından birinin altında yaşayan bir Krakoa klonu, kendi enerjisini kendisine uygulayarak canlı bombalara dönüşen Gambit’ler ve tabi ki Cyclops’un kafasını karıştırmakta son derece etkili olan Madelyne Prior’lar dahil olmak üzere, Sinister Phoenix Five’ı oldukça uzun süre uğraştırabilecek bir savaş planı hazırlamış gibi gözüküyor.

Bütün bu dahiyane savaş planlarıyla hem Namor’u, hem de Colossus ile Magik’i bir şekilde savaş alanından uzaklaştırmayı başaran Sinister, Cyclops’u alt etme görevini ise Pryor’lara bırakıyor. Madelyne’i görür görmez gözlerini kullanan Cyclops’un ışınları, bir nedenle Madelyne üzerinde hiçbir etki yapmıyor, hatta kendisine geri tepiyor, ve Avengers vs. X-Men serisinin başlangıcından bu yana ilk kez, Cyclops tam anlamıyla yere seriliyor.

Bu sırada ortaya çıkan Sinister, Cyclops’u ele geçirmeyi başarmasını alaycı bir sevinçle kutlarken, sayının başında Magneto önderliğinde savaşa katılmaya karar veren X-Men üyeleri Storm, Danger ve Psylocke, sayının son sayfasında Sinister’ın şehrine geliyorlar. Olayları uzaktan takip eden üçlü, bir problemleri olduğu konusunda ciddi bir fikir birliğine varırken, olayların çözümü de bir sonraki sayıya kalıyor.

Yorumlar

Tam anlamıyla savaş sahnelerinden oluşan bir sayı olduğu için aslında gördüğünüz gibi anlatacak fazla şey de yok. Normalde bu tarz savaş sayıları, hikayelerin gidişatını daha gerçekçi kılmak ve gelişimi daha yavaş yapmak için hazırlanan “filler” sayılardır, ve çoğu zaman okuyup ne çok keyif aldığınız, ne de çok nefret ettiğiniz sayılar olurlar.

Bu sayı da aynen böyle, fakat Sinister’ın nasıl etrafta varolan şeyleri X-Men’e karşı savaşta kullanılacak silahlara çevirdiğini okumak gerçekten bazı sahnelerde gülümsetiyor, bu  yönden bu sayıya fazladan bir puan vermek de mümkün.