Genel Çizgi Roman Yazıları

Seriler İlerlemeden Başlayabileceğiniz 6 Güncel Image Çizgi Romanı

Image Comics, yayımladığı başarılı serilerle çizgi roman dünyasının en önemli yayıncılarından biri olmayı sürdürüyor.

Üstelik, o kadar çok yeni seriye ve farklı tarza ev sahipliği yapıyor ki, bazen bu serileri takip etmek, içlerinden bir seçim yapmak zor hale geliyor.

Tabi ki, önemli kriterlerden bir tanesi de serilerin uzunluğu. East of West, Lazarus, Saga gibi seriler çok ilginizi çekse bile, dokuz – on cilde ulaşmış çizgi romanlara başlamak zaman zaman korkutucu olabiliyor. Bunlara başlamaya karar verdiğinizde de, bir çizgi roman dükkanına gidip elli – altmış fasikülü veya on cildi bir arada toplamak zor olabiliyor.

Aşağıdaki listemiz, her iki durumda da faydalı olabilecek bir liste. Image Comics’ten son dönemde çıkan ve henüz çok yeni olan bu çizgi romanlar; hem konuları, hem yazar – çizerleri, hem de ilk sayılara gelen tepkiler açısıdan oldukça dikkat çekici seriler. İçlerinde farklı sayı miktarına ulaşmış olan seriler var, ama yazının yazıldığı tarihte listeye girebilmek için genel kural şu: Göreceğiniz çizgi romanların hiçbirisi, henüz ikinci cildine ulaşmış değil.

Yani, eğer Image Comics çizgi romanlarını (bizim de yaptığımız ve tavsiye ettiğimiz gibi) cilt cilt okuyorsanız, bu çizgi romanlara başlamak için sadece bir cilt satın almanız gerekiyor. Hatta bazı çizgi romanların, henüz ilk cildi bile piyasaya çıkmamış durumda.

Hazırsanız, alfabetik olarak ilerleyen listemize başlayalım.

Yazının Doğası…


Yazının doğası gereği, başlıkta gördüğünüz durum ilerleyen günlerde tabi ki değişecek.

Bu yazı, 2020 yılının Ekim ayında yayımlanmıştı. Eğer yazıyı bundan kayda değer süre sonra okuyorsanız, “güncellik” ve “serilerin fazla ilerlememiş olması” gibi durumlar geçerli olmayabilir, ama tabi ki yazıyı aşağıdaki seriler hakkında bilgi almak için kullanabilirsiniz.

Adventureman

Adventureman, hem Marvel ve DC’de, hem bağımsız çizgi roman dünyasında başarılı eserleri olan Matt Fraction tarafından yazılan ve Terry – Rachel Dodson tarafından çizilen bir çizgi roman.

Serinin ilk sayfalarında, oldukça tipik, biraz ‘retro’ bir süper kahraman hikayesi okumaya başlıyorsunuz. Ancak sayfaları çevirdikçe, bu kurgunun sadece bir annenin (Claire) oğlu Tommy’ye okuduğu bir kitap olduğunu anlıyorsunuz.

Adventureman hayranı olan bu anne – oğul, sıradan bir hayat yaşayan, komik ve günlük ailevi problemleri dışında çok bir sorunları olmayan insanlar. Her normal insan gibi, okudukları süper kahraman hikayelerini de yalnızca kurmaca hikayeler olarak değerlendiriyorlar.

Ancak ilerleyen noktalarda, Adventureman hikayesinin belli boyutları, gerçek hayatta da karşılarına çıkmaya başlıyor. Özellikle Unwritten tarzında, gerçek ile kurmacanın iç içe geçtiği eserler ilginizi çekiyorsa, Adventureman’e bir şans verebilirsiniz.

Benim bu yazıyı yazdığım tarihte, Adventureman’in 4 sayısı piyasaya çıkmış durumda.

Decorum

Decorum, çizgi roman dünyasının en meşhur yazarlarından Jonathan Hickman’ı çizer Mike Huddleston ile bir araya getiriyor. Pek çok açıdan tipik bir Hickman çizgi romanı olan Decorum, yine geniş bir evren, pek çok kapsamlı kurum, organizasyon ve büyük kurgular sunuyor.

Ama serinin ilk sayılarında asıl çarpıcı olan, farklı tarzlarda yapılmış olan çizimler. Mike Huddleston’un bu çizgi romanını okumak, modern bir sanat galerisinin farklı bölümlerini gezmek gibi – tuhaf, deneysel ve yenilikçi üsluplar, Decorum’u görsel anlamda son dönemin en dikkat çekici çizgi romanlarından bir tanesi haline getiriyor.

Serinin kurgusu şu şekilde: Gezegenler arası kurye olarak çalışan genç bir kız, yanlış zamanda yanlış yerde olduğu için, galaksinin en kibar kiralık katilinin bir görevine denk geliyor. İşini tamamlayan suikastçimiz, bu genç kızla yakından ilgilenip, onu kendi eğitildiği suikast okuluna götürüyor.

Bu açıdan, seri Hickman’ın güncel X-Men serileriyle, Deadly Class’in bir melezini andırıyor.

Şu anda serinin beş sayısı piyasada, ancak bir uyarı yapmazsam kendimi kötü hissedeceğim.

Secret, Manhattan Projects, The Black Monday Murders gibi serilerden (ve daha fazlasından!) gördüğümüz gibi, Jonathan Hickman çok sayıda seriye başlayıp, bunları “bitir(e)memek” gibi kötü bir şöhrete sahip. Dolayısıyla, bu serinin ne kadar devam edeceği, ileride tatmin edici bir finale ulaşıp ulaşmayacağı gibi soru işaretlerimiz var. Listemiz içinde, okumadan biraz daha beklemenizi önerebileceğim tek eser Decorum.

Department of Truth

Eğer bu yazının konsepti, yani fazla ilerlemeden yeni bir seriye başlama fikri ilginizi çekiyorsa, The Department of Truth yapabileceğiniz en iyi seçimlerden bir tanesi, çünkü benim bu yazıyı yazdığım sırada, serinin sadece ilk sayısı çıkmış durumda.

The Department of Truth, komplo teorileriyle ilgilenen bir seri. ABD hükümeti içinde yer alan, gizli bir “Gerçek Bakanlığı”nı konu alan eser, dünyanın gerçeklerini ve bu gerçeklerin kimler tarafından, nasıl yönetildiğini farklı ve karanlık bir kurgu içinde ele alıyor.

Tıpkı Decorum’da olduğu gibi, çizimleri Martin Simmonds tarafından yapılan bu seri de görsellik açısından oldukça dikkat çekici.

Seriyi, son dönemin yükselen yıldızlarından James Tynion V yazıyor.

Fire Power

Fire Power, en çok The Walking Dead’in yaratıcısı olarak tanıdığımız Robert Kirkman’ın yeni serisi. Kirkman, bu seride Chris Samnee ile birlikte çalışıyor.

Fire Power’ın merkezinde, havada yer alan mistik bir enerjiyi kontrol etmeye çalışan Uzak Doğulu bir grup dövüş sanatçısı yer alıyor. Gizli tapınaklarında yaşayan bu kişiler, kendi saçlarını yakarak kazıma ve yemeklerini sadece bir kabı ellerinde tutarak pişirmek gibi güçleri öğrenebiliyor.

Ama felsefelerinin ideali olarak görülen, ellerinden ateş topları atabilme gücü, uzun yıllardır kaybolmuş bir sır olarak kalıyor.

Ta ki, ana karakterimiz Owen tapınağı keşfedene kadar.

Pek çok açıdan Kung Fu filmlerinin ve dövüş sanatlarına odaklanan çizgi romanların klişelerini yansıtan bu çizgi roman, Robert Kirkman’dan bekleyeceğiniz gibi pek çok kritik noktada bu klişeleri alt üst etmekten çekinmiyor. Tıpkı Walking Dead gibi, bu da elinize aldığınızda kolay kolay bırakamayacağınız bir çizgi roman.

Şu anda, Fire Power’ın dört sayısı çıkmış durumda, ama serinin yayımlanma şekli ile ilgili önemli bir detay var. Ana seri, Owen’ın bu tapınaktan ayrıldığı, kendine normal bir hayat kurduğu günleri konu alıyor.

Ancak her şeyi başlatan, tüm karakterleri bize tanıtan bir “Prelude” cildi de var. Yani önce bir “giriş cildi” okuyup, daha sonra ana seriye geçmeniz gerekiyor.

Sea of Stars

Listemize Decorum ile birlikte bir bilim kurgu çizgi romanı olarak ekleyebileceğimiz bir başka çizgi roman, Sea of Stars serisi.

Tabi ki, bilim kurgu çok geniş bir kavram ve Sea of Stars ile Decorum arasında başka pek bir benzerlik de yok. Bu serinin merkezinde, uzayda taşımacılık yapan bir baba ve onun oğlu yer alıyor.

Gil, yakın zamanda eşini kaybettiği için bir iş sırasında oğlu Kadyn’i de yanında götürmek zorunda kalıyor ve Kadyn’in tüm çabalarına rağmen, mümkün olan en güvenli, en sıkıcı yolculukla dünyaya dönmek için elinden geleni yapıyor. Ancak uğradıkları bir saldırı sonucunda gemileri yok ediliyor ve baba – oğul birbirinden ayrılıyor.

Adından da anlaşılacağı gibi, bu seride uzay neredeyse bir deniz gibi ele alınıyor. Balığımsı görüntüye sahip uzay canavarları ve yıldızlar arasında “yüzmek” gibi bir güç kazanan Kadyn bunun spoiler vermeden açıklayabileceğim güzel örnekleri.

Sea of Stars, Jason Aaron tarafından yazılıp, Stephen Green tarafından çiziliyor. Serinin şu ana kadar toplam yedi sayısı çıkmış durumda. Bu eğlenceli, ama belki biraz daha genç bir okur kitlesine önerebileceğim bir çizgi roman.

Undiscovered Country

Undiscovered Country, özellikle yaratıcı ekibi nedeniyle son dönemin en çok ses getiren Image çizgi romanlarından bir tanesi. Çizgi romanın yazarları Scott Snyder ve Charles Soule. İşin görsel boyutunda ise Leonardo Marcello Grassi, Daniele Orlandini, Giuseppe Camuncoli gibi isimler yer alıyor.

Undiscovered Country, bize çok uzak olmayan bir geleceği anlatıyor. Size bu hayali gelecekten birkaç enstantane sunarak, seri hakkında biraz fikir sahibi olmanızı sağlayabilirim.

Amerika Birleşik Devletleri, devasa duvarlar ve güçlü savunma sistemleri ile, dünyanın geri kalanından tamamen soyutlanmış durumda. Bu duvarların içinde sırlarını dünyanın geri kalanıyla paylaşmak istemeyen bir ütopya mı var, yoksa insanların birbirini yok ettiği acımasız bir dünya mı? Serinin başında, bu sorunun cevabını kimse bilmiyor.

Peki ya dünyanın geri kalanı? Bildiğimiz anlamda ülkelerin ortadan kalktığı yeni düzende, artık çok uluslu, büyük konfederasyonlar yer alıyor. Birbirleriyle rekabet içinde olan bu konfederasyonların en büyük sorunu ise, insanlığı tehdit eden ölümcül ve henüz tedavisi olmayan korkunç bir virüs.

Undiscovered Country, bu kurgu içinde bir davet alarak ABD’ye giden bir grup karakteri konu alıyor. Ancak seri ilerledikçe, hem ABD ile ilgili düşünülenlerin, hem de bu ekip içinde yer alan kişilerin beklenenden oldukça farklı olduğu anlaşılıyor.

Bu yazının yazıldığı tarihte, Undiscovered Country’nin dokuzuncu sayısının çıkmasını bekliyoruz.

Image Comics’te güncel ve henüz fazla ilerlememiş seriler arayanlar için benim önerilerim bu şekilde.

Yukarıda da dediğim gibi, ilerleyen dönemlerde bu serilerin ilerlemesi ve bu yazının “güncelliğini” kaybetmesi çok muhtemel. Yinede, yukarıdaki tanıtımlardan bu serileri okumak isteyip istemeyeceğinize karar verebilirsiniz!