DC Comics İncelemeleri

Batman R.I.P.

batmanrip1

Bizimki gibi sitelerde, kitap / film eleştirilerinde, sık kullanılan, klişe denebilecek bir kalıp vardır. İncelemekte olduğunuz konu hakkında, “Tek cümleyle özetlemek gerekirse…”, “Tek kelimeyle özetlemek gerekirse…” gibi bir şey yazıp, ana fikri çok basitçe okuyuculara aktarmaya çalışırsınız.

Batman R.I.P.’i, tek kelimeyle özetlemek gerekirse, seriyi basitçe Zur-En-Arrh olarak tanımlayabiliriz.  Eğer bu size en ufak bir şey ifade etmiyorsa, Batman R.I.P.’i gönül rahatlığıyla es geçebilirsiniz. Aksi takdirde, En İyi 10 Batman Hikayesi yazımızı bir özel dosyaya dönüştürecek son yazıya, ve tüm zamanların en karışık Batman hikayesine hoş geldiniz.

Seri hakkında teknik birkaç detay ve bilgi için şu yazıya göz atabilirsiniz:

Batman R.I.P ve Grant Morrison Hakkında Notlar

Aynı şekilde, gerekli bir ön okuma olan The Black Casebook için de buraya göz atabilirsiniz:

The Black Casebook

New 52 öncesi Batman dergisinin, 676. sayısı ile 681. sayısı arasında geçen Batman R.I.P. hikayesi, The Black Glove adı verilen bir organizasyonun, Batman’in psikolojisini yerle bir etme, onu delirtme çabasını konu alan, zorlayıcı bir hikaye. Grant Morrison’un Batman yazarlığı döneminde yayınlanan bu macera, daha önceki çeşitli hikaye kurgularını okumadan, hatta ve hatta, sonrasındaki gelişmeleri de takip etmeden, anlamanın çok zor olduğu bir eser olarak karşımıza çıkıyor.

Yine de konu hakkında biraz bilgi vermek gerekirse, hikayenin ana kurgusu gizemli karakter Dr. Simon Hurt’ün çektiği The Black Glove organizasyonunun, takıntılı bir şekilde Batman’i psikolojik olarak çökertmeye çalışması üzerine kurulu. Fakat bunu nasıl yaptıklarını, bunun ne gibi boyutları olduğunu normal incelemelerde yaptığım gibi kısaca özetlememe imkan yok, çünkü işin kurgusu o kadar çok boyutlu ki, Batman’i delirtmek için yapılanlar, Bruce Wayne’in daha önceki sayılarda yakınlaştığı, hatta Batman olduğunu bile itiraf ettiği sevgilisi Jezebel Jet’ten, kökleri ta Black Casebook’ta toplanan 1950 – 1960 maceralarına dayanan tıbbi tekniklere, çok geniş bir yelpazeden öğeler içeriyor.

BatmanRIP3

Batman’in delirtilmesi yönündeki ilk somut adım, serinin ikinci sayısında atılıyor. Batcave’in, yani Bruce Wayne’in gerçek evi olarak tanımlayabileceğimiz yerin durumundan yola çıkan Jezebel, Bruce’a tüm hayatını sorgulatan, hatta aramakta olduğu Black Glove’un kendisi olduğunu ima eden cümleler kurduktan sonra, o sihirli kelimeyi söylüyor ve “Zur-En-Arrh” lafını duyan Bruce Wayne, kontrolünü kaybetmiş gibi gözüküyor.

Onu daha sonra, Gotham sokaklarında, ne yaptığını bilmez bir halde gezinirken görüyoruz. Akli dengesini tamamen yitirdiğini sezdiğimiz Bruce, kendisine renkli bir kostüm (Evet, aşağıda görebileceğiniz Batman of Zur-En-Arrh kostümü) hazırlıyor, durmadan hayal gücünün bir ürünü olan Bat-Mite ile konuşuyor, eski püskü bir radyoyu yıllar önce ele geçirdiği Bat-Radio olarak tanımlıyor. Kısacası, o sayfaları okuduğunuz anlarda, Batman gerçekten de kafayı yemiş gibi gözüküyor.

Üstelik, Black Glove’un oyunu; başından beri onların bir parçası olan Jezebel Jet’in ihanetinin ortaya çıkması, Joker’ın işin içine (yeniden) dahil olması ve Bruce Wayne’in canlı canlı gömülerek, akli dengesinin tamamen yok edilmesindeki son adımın da atılması gibi faktörler nedeniyle, kesin bir başarıya ulaşacakmış gibi gözüküyor.

Fakat Hurt’ün yaptığı birkaç ufak hata, bu kusursuz planının da felaketi oluyor: Birincisi, tüm hazırlığına, çabasına ve detaycılığına rağmen, Simon Hurt yine de Bruce Wayne’i fazla küçümsüyor ve ikincisi, Joker’a “benim iyi ve sadık hizmetkarım” – “my good and faithful servant” diyor.

batmanRIP4

Sonuç olarak, yine bu serinin öncesinde yaşanan olaylarla, Bruce Wayne’in aslında yıllardır kendi zihnine karşı bir saldırıyı beklediğini, uzun süredir bunun için hazırlanmakta olduğunu, ve bu saldırının nasıl ve nereden geleceğini bilememesine rağmen, bir şekilde bunun için hazırlanmakta olduğunu görüyoruz. Bu sayede, Bruce Wayne Dr. Hurt’ü – en azından amacına ulaşamaması anlamında – alt etmeyi başarıyor, ve Morrison’un hikayesinin bu bölümü hem Batman’in, hem de Dr. Hurt’ün bir helikopter patlaması içinde kaldıkları bir sahneyle, büyük ölçüde sona eriyor.

Bu yazdıklarım, konuyu özetleme veya aktarma yolunda bir çaba değil – zira daha önce Jonathan Hickman’ın Fantastic Four’u yazısında da bir örneğini göstermeye çalıştığım gibi (ki, Morrison bildiğiniz gibi Hickman’ın yazarlık konusunda en büyük ilham kaynaklarından birisi) bu pek özetlenebilecek, açıklanabilecek bir senaryo değil. Hikayeyi gerçekten anlamak için, sadece R.I.P’i değil, öncesindeki ve sonrasındaki sayıları da okumanız, hatta geri dönüp pek çok şeyi tekrar tekrar hatırlamanız gerekiyor. Sadece bu bile, pek çok çizgi roman okurunun Batman R.I.P.’ten pek hoşlanmamasını sağlayan bir durum. 

batmanrip5

Benim için Batman R.I.P.’in asıl başarısı ise şurada: Grant Morrison hikayesini o kadar sabırla, o kadar geçmişe bağlayarak geliştiriyor ki, sayfaları çevirip Black Glove’un Batman’i alt etmek için neler planladığını gördüğünüzde – bu fikrin süper kahramanların doğasına aykırı olduğunu bilmenize rağmen – planın işe yarayacağını, Bruce Wayne’in gerçekten delireceğini, ve bu işin bir şekilde, “kötü sonla” biteceğine inanır gibi oluyorsunuz. Ama, iş bir sonuca bağlanıp, Bruce Wayne gerçek yüzünü gösterdiğinde, hikayenin geldiği nokta, Morrison’un esin kaynağı olan Gümüş Çağ ruhunu sonuna kadar andırıyor: “Batman” o kadar iyi ve o kadar hazırlıklı ki, yenilmesi gibi bir ihtimal neredeyse hiçbir zaman bulunmuyor.

Tabi bunu, “Gümüş Çağ Ruhu” olarak değil de, Morrison’un kendi yaptığı gibi, “ultimate” bir Batman hikayesi olarak tanımlamak daha doğru. Batman R.I.P., Bruce Wayne’in ne kadar güçlü, ne kadar kararlı, ne kadar sağlam bir adam olduğunu görmek için ideal bir hikaye – ve Batman’i, yan karakterlerini, yaratılan kurguları ve karakterin tarihini düşündüğünüzde, Morrison’un bir yazar olarak ulaştığı seviye, gerçekten etkileyici.

batmanrip2

 Peki bunun dışında? Batman R.I.P. konusunda, karakter açısından sağlam bir hikaye olduğunun ötesinde neler söylenebilir?

Açıkçası, şu noktadan sonra söylenebilecek her şey, tamamen sübjektif. “Çizgi roman okuru” kavramını sık sık tek bir insan türünü ifade eder gibi kullansak da, herkesin zevklerinin farklı olduğunu unutmamak gerekiyor. Kimilerimiz Batman R.I.P.’in detay seviyesine, geçmişe bağlantılarına, çok boyutluluğuna ve daha fazlasına hayran kalacakken, diğerlerinin hikayenin kopuk akışından, mantık çerçevesinde değerlendirilemeyecek özelliklerinden, yeni / rahat okurlara tamamen kapalı olmasından ve yine, “daha fazlasından” nefret etmesi kaçınılmaz.

Yazının başındaki espriyi maruz görün, ama yine aynı kalıpla bitireceğim. Batman R.I.P, tek cümleyle özetlemek gerekirse, bazılarının nefret edeceği, bazılarının ise çok seveceği bir çizgi roman. Layığıyla okumak gerçekten zaman alıyor, ve özellikle karakterin her önemli anını yakalamak isteyen büyük bir Batman hayranı değilseniz, sizi tatmin edecek daha “kolay” eserler bulmanız kesinlikle mümkün.

Not – Dediğim gibi, hikayeyi okumak isterseniz okumanız gereken sayılar Batman (vol. 1) # 676 -681 şeklinde. Fakat sadece bu altı sayıyı okuyarak pek bir şey anlamak mümkün değil – eğer ilgi olursa, Grant Morrison’un Batman dönemi hakkında bir okuma listesi hazırlayabiliriz, fakat böyle bir listenin aşağı yukarı yüz çizgi romandan oluşacağını belirtmek gerekiyor.

Özetle...
[columns size="1/3" last="false"]

Sıkı Batman (ve Morrison) Hayranları İçin

Batman R.I.P zorlayıcı bir hikaye - bir şeyler almak için mutlaka çaba göstermeniz lazım

[/columns] [columns size="2/3" last="true"]

Sevebilirsiniz...

Grant Morrison'un tarzını seviyorsanız

Daha önce çok Batman çizgi romanı okuduysanız, karakterin arka planını iyi tanıyorsanız

Durum böyle olsa bile, "ön okuma" yapacak vakit ve enerjiniz varsa


Sevmeyebilirsiniz...

Grant Morrison tarzını ve Batman yazdığı dönemi sevmiyorsanız

Eğer kendi içinde okunabilecek, kendi içinde mantıklı ve anlaşılabilir bir seri arıyorsanız

DC Comics çizgi romanlarına New 52, Rebirth gibi süreçlerle başladıysanız

 

[/columns]

İnceleme sistemimiz hakkında daha fazlası için tıklayın!