Marvel Comics İncelemeleri

Wolverine and the X-Men # 9

wolverine_and_the_x-men_vol_1_9X-Men Schism’in bitişi, sitede sayı incelemelerine başladığımız döneme denk geldiği için, aslında Wolverine and the X-Men serisini ilk sayıdan itibaren incelemeyi ve böylece sitede başından sonuna kadar sürekli devam eden bir seri incelemesi oluşturmayı planlıyordum.

Fakat, Wolverine and the X-Men serisi o kadar kötüydü ki; açıkçası bir süre sonra incelemeyi, üstüne yazı yazmayı bırakın, çizgi romanı okumaktan bile vazgeçtim. Yine de, Wolverine and the X-Men’in dokuzuncu sayısı, Avengers vs. X-Men hikayesine dahil olduğu için bu serinin incelemelerine de başlamanın vakti geldi sanırım.

 Öncelikle bu seriyi neden pek sevmediğimi açıklayarak başlayayım. Birincisi, Wolverine and the X-Men’in yeni açılan “mutant okulu” çevresinde kurgulanması, klasik X-Men tarzına bir dönüş beklentisi yaratıyordu. Bunun gerçekleştiğini söylemek pek mümkün değil, çünkü Jason Aaron seriye başladığından beri o kadar karışık, o kadar kötü hikayeler yazdı ki, X-Men’in daha basit, daha mantıklı olduğu zamanlara göndermeler yapmasını beklediğimiz bu seri bunun tam aksini yaptı.

İkincisi, serinin çizimleriydi. Wolverine and the X-Men’in çizeri Chris Bachalo, bana kalırsa kendine özgün bir stili olan, ve bu stil dışında pek bir şey çizmemesi gereken bir sanatçı. Wolverine and the X-Men’i de kendi stiliyle çiziyor, fakat karakterler, hikayeler onun tarzına pek uymadığı için, ortaya fazla karikatürize, fazla abartılı sahneler çıkıyor. Bunun bir sonucu, zaten karışık olan hikayelerin okunmasını daha da karışık hale getirmek olurken, ikincisi de, yine Aaron’un zaman zaman saçmalaması nedeniyle, Wolverine and the X-Men’in ciddiye alınmaması gereken bir çizgi roman görünümüne bürünmesi oluyor.

Bunu hemen dokuzuncu sayıdan bir örnek ile açıklayalım. Dokuzuncu sayı, iğrenç bir şekilde çizilmiş bir uzaylı “pub”unda, içki içip Phoenix Force’un bundan sonra yok edeceği gezegen konusunda bahis oynayan bir grup uzaylıyla açılıyor. Burada sormanız gereken soru şu: Neden?

Neden? Ne gerek var? Aaron bunu komik mi sanıyor? Yoksa uzaylıların bahis oynaması hikayede önemli bir rol mü oynayacak? İşte böyle anlamsız sahneler nedeniyle Wolverine and the X-Men okumuyordum, incelemeleri de bu yüzden sitemizde yoktu.

Fakat yine de Sezar’ın hakkını Sezar’a verelim. Bu saçma sapan sahneden sonra çizgi roman açılıyor. Kronolojik olarak, Wolverine and the X-Men Avengers vs. X-Men # 1 sırasında geçiyor olmalı – çünkü temel konu olarak Captain America’nın Wolverine’den yardım istemesini görüyoruz.

Cap, Logan ve Beast arasındaki Avengers mevzuları devam ederken, okulda da iki kişinin Phoenix Force tarafından etkilendiğini görüyoruz. Bunlardan biri, Quentin Quire oluyor. Daha önceden, Phoenix : Endsong serisinde Phoenix ile birleşmiş olan Quentin, Phoenix Force’un geldiğini hissederek bayılıyor. İkinci karakter ise, Rachel Summers.

Eğer siteyi takip ediyorsanız benim alternatif gelecekler, zaman yolculukları vs. gibi hikayeleri sevdiğimi biliyorsunuzdur. Rachel Summers karakteri, oldukça karışık ve pek çok hatayla dolu bir geçmişe sahip olmanın yanı sıra, Marvel Evreni’nde Jean Grey’den sonra Phoenix ile en çok özdeşleştirilen karakter.

Şimdi, başka hiçbir yerde bulamayacağınız güzel bir örnekle, bunun ne demek olduğunu biraz daha açıklamak istiyorum. Tam on dokuz sene önce bugünlere, 1993 yılının Nisan ayına dönüyoruz. Aşağıdaki iki sayfa, Excalibur # 64’te, Rachel Summers ile Phoenix arasındaki ilişkiyi açıklıyor:

Hikayenin tamamını okumak isteyenler için koydum, ama aslında önemli olan son cümle. Phoenix, Rachel Summers’ı, “The one true Phoenix”; yani “Tek ve asıl Phoenix” olarak tanımlıyor. Çok sevdiğim 90’lar döneminin (Rob Liefeld hariç) nostaljisine kapılıp, “Ama Rachel varken Phoenix gelip neden Hope’u arıyor?” gibi ultra-nerd sorulara girmiyorum, ve asıl konumuzdan devam ediyorum. (Allahından bul Liefeld.)

Dediğimiz gibi, hikayenin ana odak noktası Cap – Wolverine diyaloğu. Wolverine Captain America’nın tarafında yer almaya karar verdikten sonra, kendisiyle birlikte okula gelen diğer mutantlara, ki bunların arasında Gambit, Rogue, Iceman, Canonball gibi önemli isimler de var, ne pahasına olursa olsun okulu korumalarını söylüyor. Bu da, bu akrakterlerin şimdiye kadar ne yaptıklarını açıklayan bir bilgi.

Bundan önce pek çok sayıda, sadece bu hikaye kapsamında çıkacak çizgi roman sayısını düşündüğünüzde, Avengers vs. X-Men’in “Avengers vs. X-Men” ile sınırlı kalamayacağını söylemiştim. Buna bir kanıt da, Wolverine and the X-Men # 9’da geliyor. Avengers #25’te yavaş yavaş Kree ırkının hikayeye dahil olmaya başladığını görmüştük. Bu sayıda da, ikinci bir uzaylı imparatorluk, hatta X-Men ile çok yakın ilişkileri olan bir uzaylı İmparatorluk, Shi’ar ırkının hikayeye dahil olduğunu görüyoruz. Shi’ar imparatoru Gladiator, Phoenix’in Dünya’ya doğru hareketlenmesi üzerine, “Umarım X-Men bizi affeder” tarzı bir konuşma yaparak, gezegenimize doğru yola çıkıyor…

(Senden bütün kalbimle nefret ediyorum Rob Liefeld…)