Winter Soldier’ın ikinci sayısı, çizgi roman severleri gülümsetecek bir sayı olmuş. Çok güzel bir hikaye olduğu veya içinde çizgi roman okurlarını mest edecek göndermeler barındırdığı için değil, sadece yirmi iki sayfada, sizleri makinalı tüfek kullanan bir gorilden, yüksek teknoloji ürünü silahların açık arttırmasına; Dr. Doom’dan, birbirini yumruklayan iki Nick Fury’ye götrüdüğü, ve bütün bunları – siz kabul etmek istemeseniz de – bir mantık çerçevesine oturttuğu için.
Eh, dürüst olalım, bir çizgi romandan başka hiçbir yerde bunu gerçekleştiremezsiniz!
Şimdi gelelim ikinci sayıda neler olduğuna.
Açıkçası, yukarıda bahsettiğim tüm unsurları düşündüğünüz zaman, Winter Soldier’ın ikinci sayısında neler olduğunu anlamak çok da kolay değil: çünkü her şey aynı anda gerçekleşiyor, ve hiçbir şey sonuca bağlanmıyor. Tabi bu negatif anlamda söylenen bir şey değil, daha serinin ilk hikayesinin ilk adımları bunlar.
İlk sayıda temelleri atılan hikaye – yani Bucky’nin Winter Soldier olduğu dönemlerde birlikte çalıştığı bir grup Rus casusun henüz tam olarak bilmediğimiz bir nedenle canlandırılması hikayesi – son sürat devam ediyor. Bunun yanı sıra, Bucky ile Natasha’nın James Bond’vari görevlerinde de değişen bir şey yok. Asıl yenilik, bu hayata döndürülen eski sovyet ajanların, Dr. Doom’u serinin içine getirmesi oluyor.
İlk sayının incelemesinde, Lucia von Bardas’ın serinin temel “villain”larından biri olacağını söylemiştik. İşte von Bardas’ın planları da bu sayıda ortaya çıkıyor : Dr. Doom’dan kurtulmak!
Özellikle önümüzdeki sayıda, Doom’un serinin içine biraz daha gireceği, ve asıl iyi haber, sağa sola karanlık büyüler saçan bir “super -villain”olarak değil, suikast girişimine maruz kalmış Latveria diktatörü rolünde gözükeceği aşikar. Doom’un bu boyutu nedense git gide daha az yansıtılıyor çizgi romanlarda, ama Winter Soldier serisi Doom’un bu boyutu için de ideal bir seri.
von Bardas’ın planının bir boyutu da yukarıda görülen Doombot’u bir şekilde aktif hale getirmek.
Fakat henüz bu Doombot’un nasıl bir özelliği olduğunu bilmiyoruz.
Kısacası, söylenecek çok fazla bir şey yok. Hikaye güzel, çizimler hikayeye uyuyor, karakterler mükemmel, Brubaker da tüm bunları gayet iyi yazıyor. Böyle sayıları okuduğumda içimde kalan tek soru işareti, hikayenin bitmemiş olması oluyor. İlk hikayenin tamamının yayınlanmasını bekleyip, daha sonra Trade Paperback olarak satın almak çok daha mantıklı böyle çizgi romanları.
Ve tabi, paylaşmazsam olmayacak bir başka sahne:
Bir çizgi romanda makinalı tüfek kullanan bir goril varsa, üstelik de yenileceğini anladığı zaman sırtındaki jetpack ile olay yerinden uzaklaşıyorsa, o çizgi romanın kötü olma olasılığı yoktur.
Winter Soldier da harika bir seri olarak devam ediyor.