DC Comics İncelemeleri

Justice League # 007

 

Darseid’ın saldırısından sonra yedinci sayıda daha sakin bir olay örgüsüyle Johns bizi soluklandırmak istemiş ve izleyen hikayeler için karakter etkileşimlerine yer vermiş. Justice League ile dünya ülkeleri arasındaki ilişkiye yoğunlaşarak JL’nin apolitikleşme sürecine de yer verilecek gibi duruyor ki bu çok yerinde olur çünkü Adalet Takımının ilk zamanları ilk kez bu kadar detaya inilerek anlatılacak gibi duruyor. Yine de okurken sayının çok vasat olduğunu düşündüm. Buna en önemli etmen de Jim Lee’nin pilinin tahmin ettiğim gibi bitmiş olması, hemen başka bir çizer koymuşlar sayı için, umarım tek sayılık bir durumdur bu çünkü Lee’den sonra aşırı göze batıyor çizimler. 

 

 

Sayıda kısaca Diana’nın yavuklusu (olacak) Trevor’ı Birleşmiş Milletler ile Justice League arasında mekik dokurken görüyoruz. Birleşmiş Milletler JL’e tasma takmaya çalışırken Trevor diplomatik işler çevirerek tansiyonun artmasını önlüyor. Tabii ki bu bakımdan önemli bir sayı, JL’in dünya politikasına bakışını ve tavrını görüyoruz. Sayının sonunda JL’e Trevor yoluyla saldıracak olan arkafondaki ses de büyük ihtimalle geçen sayının sonunda gördüğümüz Secret Society of Super Villians. 

Garipsediğim noktalara gelirsek; JL nasıl oldu da bu kadar kısa zamanda Watchtower’ı inşa edebildi? Hadi onu geçtim, JL için çok önemli olan bu karargahı nasıl oldu da Geoff Johns oldu bittiye getirdi? Bir başka sorun ilk olaydan beri ne kadar zaman geçtiği, bir panelde Batman Trevor’a Justice League International’dan kurtul tarzı bir cümle kuruyor. Bu cümleyi nereye yerleştireceğimi gerçekten bulamadım. JLI’ın kendi serisi ile arasında da pek bir alaka kuramadım açıkçası. JLI’ın JL’ı kontrol edemediği için kurduğu bir süper kahramanlar topluluğu olduğunu biliyoruz, ama iki sayda önce Trevor BM üyeleriyle bağrış çağırış kavga ediyordu JLI’ın söz bile geçmedi. Bir baktım Batman durup dururken laf arasında JLI’dan bahsediyor.  

Karakter etkileşimlerinin diğer incelemelerimde alışılmışın dışında olduğundan bahsetmiştim. İlk sayıdaki bence mükemmel yazılan ve çizilen Batman, Green Lantern tanışmasından sonra bunu geçecek bir sahne göremesek de Batman’in bu son sayıda Hal Jordan’la muhabbeti koyulaştırması gerçekten ilginç, öte yandan Flash’ın da aralarındaki tansiyonun yükselmesini önlemesi gayet eğlenceli geldi bana. Arthur Curry ise halen çok geri planda kalıyor. Bütün sayı boyunca bir iki cümle etse iyi, Cyborg’u ise iki sayfa hariç neredeyse doğru düzgün göremedik. Wonder Woman’ın Trevor vasıtasıyla da bu sayıda biraz daha ön plana çıkması iyi oldu. 

Sayı, tam bir geçiş sayısı olması bakımından görevini fazlasıyla yerine getiriyor, ama o kadar özensiz geldi ki gözüme DC’nin en iyi serisi olması gereken Justice League için fazlasıyla kötü bir seviyede sayı. Yine de yaklaşan aksiyonun ve politik tansiyonun habercisi olan bir sayı olmuş. Altıncı sayıda bir anda dünyanın sevgilisi olan Adalet Takımı, bir sonraki ay başlayacak hikayenin sonunda dünyanın düşmanı olacak gibi duruyor.  

Sayının ikinci bölümündeki Shazam hikayesini ufaktan değinecek olursak, bölüm çok sıradan gözüktü bana. Shazam, DC için çok önemli bir karakter ve JL’nın arka hikayesi için biçilmiş kaftan fakat uzun soluklu, altı yedi sayıyı bulur herhalde, bir hikaye için çok yavaş tempo ile başladı sanki. Yine de Johns’un büyük ihtimalle bu hikayeyi ana JL hikayesine bağlayacağını düşünüyorum o yüzden bekleyip görmekte fayda var.