DC Comics İncelemeleri - DC Tarihi

Justice League # 006

İki seferdir; “Geoff Johns’dan harika şeyler geliyor, bekleyelim diyordum” ki ilk Adalet Ligi hikayesi erken bitti. Belli ki Johns ileriki hikayeler için hem Darkseid’ı bir an önce yeni evrene katmak, hem de okuyucuyu seriye bağlı tutmak amacıyla böyle bir şey düşünmüş.  

Kısaca sayıyı özetleyelim; Batman, Superman’i kurtarmak için Apokolips’e hikayede görülen küp zımbırtıları sayesinde gider, aynı anda ekibin diğer üyeleri Dünya’da Darkseid ile kapışırlar; bir şekilde tüm ekip ortaya bir şeyler koyarak Darkseid’i Apokolips’e geri yollayıp günü kurtarırlar, biz de dövüş esnasında Darkseid’in kızını bulmak için Dünya’ya geldiğini öğreniriz.

 

 

Sayıda hem itici, hem de ilginç noktalar mevcut. Mesela takım, daha önce aldığı isimlerle mutlaka bir kere telafuz edilerek sayının tamamına bir easter egg arayışı sunuyor; Super-friends, super-seven falan. Şöyle bir iticilik var ki, o da Darkseid’den kurtulduktan sonra arkada amerikan bayrakları ile bir tören havasında kahramanların tebrik edilmesi. Tamam ben de dünyada milyonlarca insan tarafından okunan bir çizgiroman yazıyor olsam oraya buraya iki üç türk bayrağı yerleştiririm emperyalist bir güdüyle ama çift sayfalık çizimde Jim Lee o kadar gözümüze sokmuş ki bayrakları ekibin üç elemanının bırak amerikalı olmayı dünyalı bile olmadıklarını unutmuş adeta. Ki her ne kadar adı JLA olsa da eski seride bu tür ajitasyonlara pek yer verilmezdi, JLA her zaman uluslarüstü bir düzeyde ele alınırdı. Tabii ki diğer serilerden anlaşılacağı üzere JL sayının geçtiği tarihten beş yıl sonra bu bahsettiğim konumda olacak ama yine de adından America’yı silmek seri için yeterli değil anlaşılan. 

Başka bir garip nokta da anlayamadığım bir şekilde arkaplanda Darkseid’ın gazabından kurtarılan bir ailenin babası sürekli konuşuyor; “tam ölecektik ki, bu süper insanlar bizi kurtardı.” vesaire. Hikaye sonunda da bu adamın bir kitap yazıp ekibin adını Justice League koyduğunu görüyoruz ve bu anlattıklarım sayıda o kadar sırıtıyor ki, Johns’un kalemini çok amatörce kulladığını düşünüyorsunuz. Yani DC evreninin en bela karakteri olan Darkseid ile ilgili bir hikayenin finali bu kadar abes olabilirmiş. Nerede Final Crisis, piuv! 

Sayının sonunda iki tane de prologue var; ilki Secret Society of Super Villains’ın ileriki hikayelerden birinin konusu olacağıyla ilgili; büyük ihtimalle bu yedinci sayıda başlayacak hikaye olacaktır. İkinci prologue çok daha önemli çünkü tüm serilerde arkaplanda karşımıza çıkan mor aura’lı hatunun Pandora olduğunu öğreniyoruz ve Phantom Stranger ile hararetli bir tartışma içinde olduğunu görüyoruz; hatun artık olaylara seyirci kalmayıp bir şey yapmayı planlıyormuş. Bunun için de Adalet lig’ine danışacakmış. Büyük ihtimalle Flashpoint’in etkilerini onikinci sayılardan itibaren öğrenmeye başlayacağız gibi duruyor. Bu bakımdan da sayının en heyecan verici kısmının bu son bir iki sayfa olduğunu söylemeliyim. 

Puan: 5/10