Farklı Tatlar

Dreamless

Yeni başlattığımız “Sayı / Seri İncelemeleri”ni uğruna bir süredir ara verdiğimiz Farklı Tatlar bölümüne Dreamless çizgi romanı ile bir dönüş yapmak istiyorum.

Bazı kitapların arkalarında yazan bir – iki cümlelik tanıtımlardan konuları o kadar enteresan gözükür de, almadan duramazsınız ya, Dreamless da biraz öyle bir örnek. Çizgi romanın konusu şu: 1930’lu yıllarda Amerika’da yaşayan bir kız ile, Japonya’da yaşıyan bir çocuk, uyudukları sıralarda birbirlerinin hayatlarını yaşamaya devam ediyorlar.

 

 

 

 

Kısacası, orjinal bir konu, üstelik birbirlerinin hayatını yaşayan bu çocuklardan birinin Japonya’da, birinin Amerika’da yaşaması ve İkinci Dünya Savaşı’nı da birlikte geçirecek olmaları, eseri daha da ilgi çekici hale getiriyor.

Arka kapağın size söylemediği şey ise, uykularında diğerinin hayatını yaşamayı sürdüren bu iki kişinin, birbirlerine aşık olduğu gerçeği

Bu özellik, çizgi romanın türünü de doğrudan bir aşk çizgi romanı olarak belirliyor. Başta birbirlerinin hayatlarını yaşayan bu iki çocuğun, hayatları da bu enteresan özellikleri etrafında şekilleniyor. Amerika’da yaşayan kızımız Elanor’un Japonca konuşabilmesi gibi ilginç ve ailesini psikolojik sıkıntılara sürükleyen olaylara yoğunlaşarak başlayan seri, daha sonra Elanor’un annesinin ölümüne Elanor’dan çok Takashi’nin üzülmesi gibi enteresan öğeler de ekleyerek sürüyor.

alt

Fakat, Elanor büyüdükçe, git gide yaşıtlarından uzak, asosyal bir kız haline geliyor, ve bir sevgililer gününde Takashi’nin kendisine Japonya’dan bir zarf içinde çiçek göndermesiyle ikisinin arasındaki ilişki de başlamış oluyor. Bundan sonrası, klasik, neredeyse olaysız bir “kavuşma” hikayesine dönüşüyor. Çizgi romanın son sayfalarına kadar, her şey olmasını beklediğiniz gibi devam ediyor, sizi şaşırtacak, heyecanlandıracak, olayları beklediğinizin dışında geliştirecek herhangi bir şey yok.

Yazar Bobby Crosby de bunu fark etmiş olacak ki, bütün “sürpriz” öğeleri eserin sonuna bırakmış. İkinci Dünya Savaşı konusu gerçekten de ilerleyen sayfalarda gündeme geliyor ve Takashi Amerika’ya saldırı düzenleyecek Japonya’nın Hava Kuvvetlerine katılıyor. Fakat, saldırı sırasında görevini yapmaktansa, doğrudan Elanor’un yanına doğru uçmaya başlıyor. Burada uçağındaki yakıtın az olmasını mı istersiniz, tam Elanor’a gelirken uçağın düşmesini mi istersiniz, Takashi’nin paraşütle son anda atlamasını mı istersiniz, hatta paraşütle yavaş yavaş aşağı süzülürken düşen uçağın çıkarttığı yangının içine doğru düşmesini mi istersiniz, hepsi mevcut!

alt

Bu anlamda, hikayenin genel sıkıcılığı haricinde de fazlasıyla amatör olduğunu düşünüyorum. Biraz, hikayede fazla heyecan olmadığını fark edip, bütün hikayeyi değiştirmekle uğraşmaktansa sona bir “aksiyon enjeksiyonu” yaparak günü kurtarma çabası gibi olmuş. Bunun, yazarlar açısından bakarak, bir açıklaması şu olabilir. Dreamless çizgi romanının sayfaları, yazının sonunda vereceğim linkteki Blog adresinde teker teker paylaşılmış. Bu nedenle, hikaye yazılımı sırasında ekstradan bir heyecan öğesine gerek duyulmamış olabilir.

Çizimlere gelince, çizimlerin pek de çizgi romana uyum sağladığını düşünmüyorum. Biraz donuk ve sönük kalmışlar hikayenin genelinde. Karakterlerin esnekliği düşürülmüş, daha çok ağızlarından konuşma balonu çıkan tablolara benziyorlar. Öte yandan, çok da profesyonel olmayan bir çizgi roman için, harflendirme harika.

Çizgi romanın iyi bir yanı da, bedava (ve legal!) olarak şu linkten okuyabiliyor olmanız: http://dreamless.keenspot.com

AltEvren’in Notu: 3/10