DC Comics İncelemeleri

Before Watchmen: Ozymandias

Before Watchmen kapsamında çıkan adam akıllı serilerin sonuncusu da, Ozymandias serisiydi.  Watchmen’de ilk olarak dünyanın en zeki adamı ve eski bir süper kahraman olarak gördüğümüz, daha sonra ise korkunç planı ile serinin görünmez “kötü karakteri” olduğunu anladığımız Adrian Veidt’in hikayesi, bu seride genişletiliyor.

Diğer serilerde olduğu gibi, bu seride de orijin hikayesi anlatılan asıl hikayeyle iç içe sunulmuş – fakat özellikle Watchmen’i okumuş biri için, seriyi “Before Watchmen”den çok, “Ozymandias bakış açısından Watchmen” olarak tanımlamak daha doğru olabilir.

Seri Hakkında


Yazar: Len Wein
Çizer: Jae Lee
Kaç Sayı: Altı

Watchmen’de Neydi? – Ozymandias, Watchmen’de “dünyanın en akıllı adamı” olarak karşımıza çıkan bir süper kahramandı. Serinin sonunda, Soğuk Savaş’ı bitirip dünyayı ortak bir tehdide karşı birleştirmek amacıyla New York’a bir saldırı düzenliyor, bunu bir uzaylı istilası gibi gösteriyordu. Bir başka deyişle, serinin sahne arkasındaki “kötü adamı” olarak karşımıza çıkıyordu.

Dediğim gibi, seride Ozymandias’ın süper kahramanlığa başlangıcı, asıl hikayeyle birlikte ele alınmış. Adrian Veidt’in “süper gücü” olarak tanımlayabileceğimiz zekasının belli olması süreci, tıpkı Marvel ve DC’nin “aşırı zeki” süper kahramanlarının orijin hikayeleri gibi anlatılıyor. Bu açıdan, “Watchmen” gibi belli bir yük taşıyan bir etiketle sunulan Ozymandias dergisinin birinci sayısının, Age of Ultron sonunda çıkan Age of Ultron 10AI sayısından pek farkı yok.

Hikayenin bu boyutu, seri boyunca aynı klişelik ile devam ediyor: Süper zeki kahramanın zengin olması, Uzak Doğu ve dövüş sanatlarına ilgi duyması, yavaş yavaş süper kahramanlığa başlaması, hepsi biraz fazla tanıdık bir şekilde gelişiyor, ve Ozymandias’ın en acemi günlerinde bile hiçbir zaman başarısız olma ihtimalinin gündeme getirilmemesi, bu tekdüzeliği daha da arttırıyor.

Ozymandias’ın ortaya çıkışını anlatan bu sürecin ardından, özellikle Dr. Manhattan’ın ortaya çıkmasıyla, Adrian Veidt Watchmen’de gördüğümüz planını hazırlamaya başlıyor. Git gide daha gerçeğe yaklaşan nükleer savaş korkusu karşısında insanlığı birleştirmeye çalışan Veidt, Watchmen’de gördüğümüz planını yavaş yavaş, kimseye bir şey fark ettirmeden, hatta yeri geldiğinde fazla şey bilen insanları, kendisine yakın insanlar olsalar da, ortadan kaldırmaya çekinmeden, yürürlüğe koyuyor.

Sonuç olarak baktığınızda, bütün olay Watchmen’deki hikayeye Rorschach ve Nite Owl gibi karakterlerin değil, Adrian Veidt’in bakış açısından bakmakla ilgili – evet, arada Comedian’ın Veidt’in planlarını nasıl öğrendiği, bu planları öğrendikten sonra neden Moloch’a gittiği, Dr. Manhattan’ın bu planlara nasıl dahil olduğu gibi pek çok bilgi ortaya çıkarılmış, fakat okuyucu olarak sonu zaten bildiğiniz için, seri de açıkçası pek fazla bir amaca hizmet etmemiş oluyor. Bütün bu bilgilerin herhangi bir şeyi değiştirmediği de düşünüldüğünde, Ozymandias’ın okunmaya değecek pek bir yanı da yok.

Serinin temel çekiciliğinin, Alan Moore’un Watchmen’de incelemeye gerek görmediği konuları incelemesi olduğunun altını çizersek, Ozymandias da serinin geri kalanı gibi lüzumsuz bir eser. Bu bahsedilen bilgileri “resmi” bir kaynaktan almak, Watchmen’deki olay örgüsünün ardındaki detayları daha çok bilmek isteyen bir okuyucu için, seriyi okumanın belli bir keyifi olabilir, ama bunun dışında tavsiye edeceğim bir çalışma değil.

Üstelik, Before Watchmen’in genel lüzumsuzluğu dışında, Ozymandias serisinin bir de fazlasıyla rahatsız edici bir boyutu var, ama bunu başka bir yazıya bırakıyorum.