Marvel Comics İncelemeleri

Avengers # 24

avengers_vol_4_24Bir hikayeyi, iki farklı seride abarta abarta geliştiren, okuyucuya üstünde düşünecek pek çok konu, pek çok sır veren, ve her şeyin çözülmesi gereken sayılara kadar işi büyük bir ustalıkla getirdikten sonra, bu sayılarda her şeyi eline yüzüne bulaştıran bir esere ne denir?

Tabi ki bir Marvel çizgi romanı!

Avengers, 2012 yılının büyük hikayesi Avengers vs. X-Men’e doğru sürüklenirken, vakit geçsin diye yapılan Norman Osborn hikayesi de, yarım yamalak bir sona ulaşıyor.

Hatırlarsanız Norman’ın sırrıyla ilgili bir yazı yazmış, ve bu sırrın muhtemelen iki ihtimalden biriyle açıklanacağını belirtmiştim. Ya Osborn bir manyaklık yapıp Sentry’nin serumunu içmiş olacaktı, ya da asi S.H.I.E.L.D ajanının kendisine getirdiği DNA örneklerini bir şekilde kullanmış olacaktı. Görünen o ki, Marvel bunu daha önceden ipucunu vermediği bir şeye bağlamayı tercih etmiş: Norman, hapisten kaçtıktan sonra, Hydra’nın da yardımıyla, kendisini bir “Super Adapotid”e çevirmiş.

Yani, fiziksel temasa geçtiği her varlığın gücünü kopyalayabilir hale gelmiş. Daha önceki sayılarda süper güçlü olmasının, uçabilmesinin sebepleri de buymuş. Fakat, tabi ki Osborn’un bu gücü çok dikkatli kullanması gerekiyormuş, çünkü eğer depoladığı güçler birbirlerine “uymazsa” veya Osborn kendine aşırı yükleme yaparsa, sıkıntı yaşayabilirmiş.

Avengers # 24, Osborn’un bu sırrının açıklanması ve hemen ardından somut bir örnekle gösterilmesiyle başlıyor. Red Hulk’tan sağlam bir yumruk yiyen Osborn, daha sonra yeni “Super Adaptoid” güçlerini kullanarak, Hulk’a dönüşüyor. Sanırım yeşil daha önceden alındığı için, yazar takımımız da kendisi için Mor Hulk’luğu uygun görmüşler:

Tabi biz Osborn’un bu sırrını biz okuyucular olarak, Osborn’un anılarından öğrensek de, Avengers’ın böyle bir şeye ihtiyacı olmuyor. Süper dahimiz Tony Stark’ın, “Aman Tanrım, bu bir Super-Adaptoid” teşhisiyle birlikte, kahramanlarımız Osborn’a aşırı yükleme yapma çabasına giriyorlar. Daha önceden Vision’un da güçlerini almış olan Osborn, kendilerine bir süre karşı koyuyor, fakat bir sürü güce adapte olmaya çalışırken, bir de Kree dostumuz Protector’un insan DNA’sıyla uyuşmayan güçlerini adapte etmeye çalışması gerekince, stresten kafası patlıyor.

 Muhtemelen, bu sayıyı beğenmediğim için iğneleyici yazdığımı, “kafası patlıyor” gibi terimler kullanarak Avengers # 24’ü yerden yere vurmaya çalıştığımı düşündünüz. Hayır, ciddiyim. Osborn’un –kelime anlamıyla-  kafası patlıyor.

Geçen sayının sonunda Osborn ile birlikte Avengers’a baskın yapan, hem o sayının sonunda, hem de bu sayının başında Avengers’ı en az Osborn’un kendisi kadar endişelendiren yüzlerce Hand ninjasına ne oluyor, diye sorabilirsiniz. Cevap, Tony Stark onları tereyağından kıl çeker gibi bir saniyede öldürüveriyor.

Ve çizgi romanımız, Avengers’ın Osborn’u yenmesi, H.A.M.M.E.R sempatizanlarının tutuklanması ve Captain America’nın Barrack Obama’yla durum değerlendirmesi yapması ile sona eriyor.

Bu sayıda olanlar kısaca böyle. Şimdi gelelim diğer yorumlara:

– Önce iki şeyi hatırlatmak istiyorum: (1) Avengers ve New Avengers’a bela olduğu tüm bu sayılar boyunca Osborn tek başına çalışmıyordu. Başta Madame Hydra olmak üzere, A.I.M ve Hand de kendisiyle birlikte çalışıyordu, ve (2) Benim de Osborn’un güçlerini oradan almış olabilir diye üzerinden teori yürüttüğüm “bir süper kahraman DNA’ları” sorunsalı vardı. Bunlar şu şekilde sonuçlan(m)ıyor:

1. H.A.M.M.E.R çatısı altında toplanan 3300 üye tutuklansa da, Madame Hydra ve ortakları tutuklanmıyorlar. Serinin sonunda, bunları “Hail Hydra” çığlıkları atan ciddi bir kalabalık olarak görüyoruz. Steve Rogers, sayının sonunda, Obama’ya henüz yakalanamayan bu suçluları  da yakalamak için ellerinden geleni yapacağı konusunda teminat veriyor.

 2. Bahsettiğimiz DNA’ları Osborn’a temsil eden eski ajanımız da tutuklananlar arasında. Fakat, DNA Örnekleri Hydra’da kalıyor, ve Madame Hydra bunların kullanılacağını açık açık belirtiyor. Yani, ne asıl hikaye bir sonuca ulaşıyor, ne de çok önemli olabilecek bu “Kahraman DNA’ları” hikayesi.

– Norman Osborn da, tahmin edebileceğiniz gibi, kafasının yarısı erimiş halde olmasına rağmen, ölmüyor. Kendisi kafasının yarısı yok olan herkes gibi komaya giriyor, ve ilerleyen sayılarda muhtemelen yeniden karşımıza çıkacak.

Ve kaçınılmaz soru. Neden bu kadar kötü?

Çünkü, bu kadar sayı boyunca hazırlanan bir hikaye, kısacık bir sayıda, şak diye bitiveriyor. Güçleri o kadar abartılan, sanki artık çok değişik, çok daha güçlü bir düşmanmış gibi gösterilen Osborn, birkaç sayfada Avengers tarafından haşat ediliyor. Kısacası, acı verici derecede aceleye gelmiş bir son edası var Avengers # 24’te.

Ama ben bunu yazar ve çizerlere bağlamıyorum. Bendis hayranı falan değilim, ama burada kendisini savunmak zorundayım. Bu sayının kötü olmasının tek sebebi, Marvel’ın Avengers dergilerini indirgediği statü. Daha yedi sekiz sene önce, çizgi roman almaya gittiğinizde, Marvel’daki en önemli olayları takip etmek için alacağınız dergi, şu anda sadece yer doldurmak amacıyla çıkarılıyor. Formspring sayfamızda bir okuyucumuzun deyişiyle, zamanın “Amiral Gemisi” olan Avengers, şu anda I. Crossover’dan II. Crossover’a okuyucuları oyalayan, sıradan bir dergi haline gelmiş durumda.

Bu hikaye, bu dergide (önümüzdeki ay başlayacak Avengers vs. X-Men nedeniyle) bitirilmek zorunda olmasaydı, Bendis’in bir – iki sayı daha devam etme özgürlüğü olsaydı, mıuhtemelen bu hikaye de, çok daha başarılı bir hikaye olacak, arkaplan daha fazla genişleyecek ve en önemlisi, serinin “build-up”una yakışan bir son bulacaktı.

Neyse, tabi söyleyecek fazla bir şey yok. Avengers serisi, bundan sonra sitemizin çeşitli yerlerinde uzun uzun bahsettiğimiz “.1” konseptini kullanarak Avengers 24.1 ile devam edecek. Daha sonra da, 25. sayıyla birlikte, Avengers vs. X-Men hikayesine girecek. Bu sayıların incelemelerini de, çıktıkça AltEvren’de bulabilirsiniz!