Özel Dosyalar

Kriptonit

altAkhilleus, ya da bizde daha yaygın olan ismiyle Aşil, Yunan Mitolojisi destanlarının en büyük kahramanlarından biriydi. Sonsuz cesareti ve yenilmezliğiyle nam salmıştı. Ancak efsaneye göre neredeyse zarar verilemez olan Aşil’in bir önemli zaafı vardı, o da sol topuğu. Zaten ölümü de buradan oldu. Zamanla Aşil’in topuğu kişilerin önemli zaaflarını belirten bir ifade olarak deyimleşti ve pek çok dile yerleşti. Hatta bilim dallarına bile terim olarak girdi.

Ancak 20. yüzyılda sonsuz cesaretiyle ve yenilmezliğiyle nam salan bir başka kurgusal büyük kahramanın önemli zaafı yavaş yavaş popüler kültürde ve literatürde bu ünlü Aşil’in topuğu kavramının yerini almaya başladı; “Kriptonit”. Hiç çizgi roman okumayan, çizgi roman uyarlaması izlemeyen biri bile dizilerde, filmlerde ya da şarkılarda duymuştur bu sözcüğü. Peki nedir bu meşhur kriptonit?

Kriptonit fikrinin temeli Superman’in yaratıcısı Jerry Siegel’e dayanıyor. 1940 tarihli, Siegel imzası taşıyan fakat yayımlanmayan bir çizgi romanda K-Metal olarak adlandırılan Kripton’a ait bir meteor parçası Superman’in güçlerini kaybetmesine yol açıyor. Burada Superman, kahraman olmak için, “Superman” olmak için süper güçlere ihtiyacı olup olmadığının iç muhasabesini yapmak zorunda kalıyor. Gerçekten kendi dönemi için son derece cesur ve başarılı bir hikayedir, zaten yayın yüzü görmeme sebeplerinden biri de budur muhtemelen. Bundan üç yıl sonra, 1943’te, The Adventures of Superman adlı radyo şovunda kriptonit resmen ortaya çıkıyor. 1949’da Superman’in 61. sayısıyla ise çizgi roman evrenine giriş yapıyor. Kriptonit, DC Evreni’nde başta çok küçük bir miktar olarak ortaya çıkıyor ancak -buna isterseniz Superman gibi çok güçlü bir karaktere hikaye yaratmanın zorluğunu, isterseniz yazarların tembelliğini sebep gösterin- zamanla önü alınamaz bir şekilde artmaya başlıyor. Antrparantez, geçtiğimiz aylarda finalini yapan Smallville dizisinin yazarları da kendilerine bu dönemi örnek almış olmalılar kriptonit bolluğu açısından. Oradan da hatırlanacağı üzere hikaye ve evren düzenliliği açısından pek iyi sonuçlar vermiyor bu tarz bir kriptonit bolluğu. DC’de böyle düşünmüş olacak ki 1971’de dünyadaki tüm kriptonitin yok edildiği bir hikaye yayımlamakta buluyor çareyi.  

20070424-kryptonite

DC Evreni için büyük bir dönüm noktası olan 80’lerdeki Crisis on Infinite Earths sonrasında yeni yaratılan evrende ise (kısaca CoIE sonrası evren diyeceğim), yapılan pek çok değişikliğe rağmen, kriptonit varlığını -olması gerektiği gibi nadir ve zor bulunan bir madde olarak- korumaya devam ediyor. Ancak CoIE sonrası DC Evreni’nden silinen Supergirl karakterinin post-crisis evrene tekrar dahil edildiği 2004 tarihli hikayedeki meteor yağmurunun ardından kriptonit miktarı yine önü alınamaz şekilde artıyor. Bu nedenle kısa bir süre sonra, The Search for Kryptonite adlı Superman/Batman serüveninde, Superman, Batman ve Hiro Okamura’nın da büyük yardımlarıyla, dünya üzerindeki tüm kriptoniti güneşe yolluyor. Yalnızca Batman’in küçük bir parçayı (Batman’in ondan habersiz çok daha büyük bir miktarı elinde bulundurduğundan habersiz) Batcave’deki kasasında bulundurmasına izin veriyor. Bunun ardından Lex Luthor, General Sam Lane, Metallo, Reactron gibi birkaç kişinin de eline geçirmesine rağmen kriptonit yine nadir bir madde olarak kalmaya devam ediyor. Flashpoint sonrası oluşan New 52 evreninde nasıl bir politika izleneceği henüz belli değil, fakat çok da farklı olacağını sanmıyorum. 

Kısaca çizgi romandaki tarihinin üzerinde durduk. Peki nedir bu kriptonit? En temel şekilde açıklarsak Kripton gezegeninin parçalarıdır. Kripton gezegenini havaya uçuran nükleer tepkimenin sonucunda oluşmuşlardır ve genelde metal ya da kristal formunda bulunurlar. Çevreye kısa vadede zararsız bir radyasyon yayarlar ancak ironik olarak bu zararsız radyasyon sarı güneş yakınlarında tanrısal güçlere sahip olan Kriptonlular için son derece ölümcül olabilmektedir. Yalnızca Superman, Supergirl, Power Girl ve hatta Krypto gibi Kripton kökenliler üzerinde değil, Superboy gibi Kriptonlu DNA’sı taşıyanlar üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Uzun vadede yaydığı radyasyon insanlar için de zararlıdır. Parmağından eksik etmediği kriptonit yüzük Lex Luthor’un kanser olmasına ve daha sonra bedeninin ölmesine yol açmıştır. Aynı zamanda yine yaydığı radyasyon sayesinde enerji kaynağı olarak da kullanılabilmektedir. Örneğin Metallo kriptoniti robot bedeni için güç kaynağı olarak kullanır. 

Kriptonit, Superman için önemli bir zaaf olsa da mücadele edilemez değildir. Sadece yenilmezliğinin ötesine geçebilen, işleri zorlaştırıcı bir elementtir. Yani bir benzetmeyle açıklarsak eğer, kriptonit karşısındaki Superman, tabanca karşısındaki Batman gibidir bir nevi. Zarar verebiliyor olması, yenik düşüreceği anlamına gelmez. Zaten öyle olmasa kriptonit kalbe sahip olan Metallo, Superman’in ikinci sınıf kötülerinden biri olmazdı ya da Superman kriptonit parçalarından oluşan bir Doomsday klonuna karşı ayakta duramazdı. Bununla beraber kriptonit de Superman’le bir ortak zaafı paylaşır, o da kurşun. Superman’in x-ray’le kurşunun ötesini görememesi gibi, kriptonit de kurşunun ötesine etki edemez. Bu sebepten Superman’in kurşundan bir kostümü de bulunmaktadır. Ayrıca Superman’in kriptonite olan direnci solar enerjinin etkisiyle artmaktadır. Örneğin alternatif bir gelecekte geçen Kingdom Come’da kriptonitten çok az etkilenen bir Superman yer almaktadır. Yine alternatif bir evrende geçen All Star Superman’de de solar enerjiye aşırı miktarda maruz kalmasının ardından kriptonite dayanıklı hale gelmektedir. Alternatif evrenlerden bahsetmişken, kriptonit sadece kendi evreninindeki Kriptonlulara etki edebiliyor. Örneğin Earth-2 kökenli olan Power Girl, Earth-1’dan oluşan ana DC Evreni’ndeki kriptonitten hiçbir şekilde etkilenmiyor. 

Varyasyonlarına gelirsek; kriptonitin doğal rengi yeşildir, ancak doğal yapısının değişmesi ya da değiştirilmesiyle rengi ve etkisi de değişebilmekte. Zaman içinde pek çok varyasyon eklendi, pek çok varyasyonu silindi. Önem sahibi olanlarına şöyle bir göz atalım: 

Yeşil Kriptonit: Kriptonitin doğal hali. En çok bilinen ve en yaygın olan hali aynı zamanda. Etkileri; Kriptonluları zayıflatmak ve yeterince uzun süre maruz kalmaları halinde öldürmek. Yukarıda belirttiğim üzere kısa vadede insanlar üzerinde bir etkisi yok, ancak uzun süre maruz kalınması halinde onlar için de öldürücü olabiliyor. Metallo’nun güç kaynağı olarak kullandığı kriptonit de yine yeşil kriptonittir. Ayrıca Superman’in Earth-Three’deki şeytani versiyonu olan Ultraman’in güçlerini arttırır. 

Kırmızı Kriptonit:  Superman’in televizyonda ve sinema uyarlamalarında sık sık bahsi geçmesi dolayısıyla yeşil kriptonitten sonraki en popüler kriptonit türü. Uyarlamalarda genelde Superman’i şeytanileştirmek gibi bir etkisi olsa da çizgi romanda böyle sabit bir etkisi yok. CoIE öncesi evrende çizgi romanın silver age döneminin gülünçlüğüne uygun olarak Superman’in üçüncü göz çıkarması, saçlarının aşırı uzaması, boyunun kısalması, hafızasını kaybetmesi, delirmesi gibi tuhaf fakat geçici değişikliklere yol açmaktaydı. CoIE sonrası kırmızı kriptonit ise Batman’in marifeti. Batman mecbur kalması halinde JLA üyelerini durdurmasını sağlayacak formüller yaratır, Superman’e karşı bulduğu çözüm ise yapay olarak sentezlenen bir kriptonittir. Ra’s Al Ghul formülleri çalıp kırmızı renkte olan bu yapay kriptoniti yaratır. Etkisi Superman’in tenini transparan hale getirip güç kaynağı olan solar enerji içinde boğulmasını sağlamaktır. Ancak Superman ve Batman’in dünyadaki kriptonitten kurtulduğu The Search for Kryptonite serüveninde Superman kırmızı kriptonit için “Red… and anything can happen” demişti. 2005 tarihli Supergirl serisinde de Lex Luthor etkisini “Causes erratic and unpredictable behavior in Kryptonians.” şeklinde açıklamıştı. Yani CoIE öncesine benzer şekilde beklenmedik etkileri olması da mümkün. 

Siyah Kriptonit: Darkseid tarafından yaratıldığı söylenen bu tür Kriptonlularda kişilik bölünmesine yol açıyor. İlk olarak Supergirl serisinde Lex Luthor tarafından kullanıldı ve Kara’yı aydınlık ve karanlık iki kişiliğe böldü. Yani Superman III’te kırmızı kriptonitin yaptığı etkiyi yaptı bir nevi. Ayrıca yine The Search for Kryptonite serüveninde superman siyah kriptonit için “Black. And I am stripped of my sanity.” diyor. Resim olarak da Clark ve Lois’in çerçevesi kırılmış bir fotoğrafı ve kan göze çarpıyor. Bu da siyah kriptonitin Superman uyarlamalarında gördüğümüz kırmızı kriptonite olan bir başka benzerliğine işaret ediyor. 

Altın Kriptonit: Kriptonluların güçlerini kaybetmesine yol açıyor. Yeşil kriptonit gibi etkisi fazla değişmeyen kriptonit türlerinden biri. CoIE öncesi Kriptonluların güçlerini kalıcı olarak yok etmesine yol açıyordu, bu özelliğiyle Alan Moore’un silver age döneminin Superman’ine veda niteliğindeki “Whatever Happened to the Man of Tomorrow?” hikayesinde çok önemli bir rol oynadı. CoIE sonrası yeni evrendeki altın kriptonit ise sadece çok kısa süreliğine güç kaybına yol açıyor. 

Mavi Kriptonit: Superman’in tuhaf ve zıt versiyonu Bizarro’yu etkileyen bir kriptonit türü. Genel olarak Bizarro üzerinde Kriptonlulara yeşil kriptonitin yaptığı etkiyi yapıyor. Bir ara Bizarro’yu normal ve çok zeki bir karakter haline getiren versiyonu da görüldü. 

Gümüş Kriptonit: Büyü etkisiyle ortaya çıkan bir kriptonit türü. Superman üzerinde bir anlamda marihuana etkisi yapıyor. Bir yarısı bu etkiyi yaparken, diğer yarısı etkisinden kurtulmasını sağlıyor. 

Anti-Kriptonit: CoIE öncesi DC Evreni’nde herhangi bir şekilde sarı güneşin verdiği güçlere sahip olmayan Kriptonlular için öldürücü olan bir kriptonit türü. Aynı zamanda antimatter evrenindeki Ultraman’in güç kaynağı. 

Pembe Kriptonit: CoIE sonrasında yayımlanan fakat silver age ortamında geçen bir Supergirl hikayesinde gözüktü sadece bu kriptonit türü, çok da önemli sayılmaz ama yarıcılığından dolayı atlamamakta fayda var. Etkisi silver age dönemine yakışır saçmalıkta, Kriptonluların cinsel kimliğini saptırıyor. Maruz kalmasının ardından Superman, Jimmy Olsen’ı iltifata boğarken (smashing, fabulous gibi kelimeler seçerek) görülüyor. 

Modern DC Evreni açısından önem sahibi olan kriptonit varyasyonları bunlar. Aslında daha fazlası da var geçmişte ortaya çıkan. CoIE öncesi dönemlerde olsun, alternatif evren hikayelerinde olsun, tv/sinema uyarlamarında olsun onlarca farklı kriptonit türü daha tanıtıldı. Örneğin Cartoon Network’un animasyon serisi Krypto the Superdog’un çizgi roman uyarlamasında dokunan hayvanlara süper güç veren bir turuncu kriptonit gösteriliyor. Silver age döneminde ortaya çıkan ve sadece bitkileri öldüren bir beyaz kriptonit türü var. Yine silver age‘de ortaya çıkan ve Phantom Zone mahkumlarının dış dünyayla etkileşim kurmasını sağlayan mücevher şeklinde bir kriptonit var. Ancak canon olmadıkları ve DC Evreni’nde artık yer almadıkları için fazla önem sahibi değiller. Elbette ki Flashpoint sonrası yeni DC Evreni’nde önem sahibi olanların ne kadarının varlığını sürdüreceği de merak konusu. Örneğin Supergirl #2’nin finalinde kırmızı kriptonite benzer bir kristal görülüyor. Başka çeşit bir Kripton kristali de olma ihtimali var. Ancak ne şekilde olursa olsun, kriptonit Superman mitolojisinin değişmez ve önemli bir parçasıdır, ve daima öyle de kalacak.