DC Comics İncelemeleri

Green Arrow: Year One # 1 – 6

Year One Kapak

New 52 öncesi DC incelemelerimiz şu ana kadar büyük ölçüde Batman ile sınırlıydı, ama ailemizin yükselen okçusu Green Arrow’a da biraz değinmek gerekiyor elbette. Daha önce, Green Arrow karakteri ve Arrow dizisi ile ilgili yazmıştım, ve temel olarak söylediğim en önemli şey şuydu: Dizi ile çizgi romanlar arasında, neredeyse hiçbir benzerlik yok. 

Bu doğrultuda, diziden hareketle çizgi romanlara başlamak isteyen, fakat New 52 serilerini bitirip, işin öncesini merak eden okurlar için, en iyi başlama noktalarından birisi, Andy Diggle tarafından yazılıp, Jock tarafından çizilen 2007 tarihli Green Arrow: Year One serisi. 

Frank Miller’ın Batman ile meşhur hale getirdiği Year One konseptinden hareketle hazırlanan bu seri, adından da anlaşılacağı gibi, Oliver Queen’in Green Arrow olma sürecine yoğunlaşıyor. Diziyle biraz bağdaştırmak gerekirse, dizideki Arrow’un adaya düşmeden önceki haliyle paralel olduğunu söyleyebileceğimiz Oliver, son derece şımarık, sürekli içki içen, kadınlarla birlikte olan, skandallar çıkaran ve anlamsız adrenalin maceralarına çıkan biri olarak resmediliyor. 

Kendisi için çalışan yardımcısı ve arkadaşı eski asker Hackett ile bir tekne seyahatine çıkması ise, onun hayatını değiştiren olay haline geliyor – Hackett tarafından ihanete uğrayan Oliver, “arkadaşı” tarafından denize atılıyor, ve tahmin edebileceğiniz gibi, ıssız bir adaya düşüyor. 

Green Arrow Yumruk

Burada klasik “hayatta kalma” macerasını bir süre yaşadıktan sonra, git gide güçlenip, ok ve yay ile ustalığını (kendisi vakt-i zamanında bu işin erbabından ders almış, fakat çok başarılı olmasına rağmen devam etmemiş) daha da ileri götürdükten sonra, yine diziyle paralellik kurabileceğiniz bir olay yaşıyor, ve adanın gözüktüğü kadar “ıssız” olmadığını keşfetmeye başlıyor. Hikayenin bundan sonrasına, okumak isteyenlerin keyfini kaçırmak için fazla değinmiyorum – fakat adanın bu gizli doğasının, elbette dizi için bir ilham kaynağı olmasına karşın, o kadar abartılı boyutlarda olmadığını da söylemeden geçmeyeyim. 

Green Arrow: Year One, fazlasıyla basit bir çizgi roman – ama benden nadir duyacağınız bir şey olsa da, bu örnek için basitlik gerçekten işe yarıyor. Hikayenin fazla bir ciddiyet, fazla bir komplekslik iddiası yok, ve her panel, her diyalog, anlatılan hikayeyi bir adım daha ileri götürmek için kullanılıyor. 2000’li yılların süper kahraman çizim tarzını sonuna kadar yansıtan eserin, anlatı öğeleri de aynı basitlikte kullanılmış – yani daha önce hiç çizgi romanla ilgilenmeyen, Green Arrow’u yalnızca dizisinden tanıyan, hatta hepsinden önemlisi, çoğu çizgi romanı İngilizce olarak okuyamayan biri olsanız bile, bu çizgi romandan keyif almamanız için bir sebep yok. 

Bu basitlik politikası elbette eseri fazla olağanüstü bir iş olmaktan alıkoyuyor, fakat diğer Green Arrow hikayelerinin sırtını yaslayacağı bir orijin noktası olarak da, bir o kadar başarılı olmasını sağlıyor. Yabancı dostlarımızın kullandığı bir lafla tanımlayacak olursak, tam anlamıyla “no-bullshit” bir tavırdan bahsedebiliriz – Diggle ve Jock kendilerine hedef olarak “Oliver Queen gibi bir adam nasıl oldu da Green Arrow’a dönüştü?” sorusunu cevaplamayı belirlemişler, ve seri boyunca bundan başka çok fazla şeye yoğunlaşmamışlar. 

Bu basitlik eserin büyük bölümünde hakim olsa da, işin hiç derinleşmediği, veya zekice göndermeler yapılmadığı da düşünülmemeli. Örneğin, Oliver’ın adada kısa süre için afyon bağımlısı haline gelmesi, eseri genel “risk almayan süper kahraman çizgi romanı” konseptinin biraz dışına çıkarmayı, ve Green Arrow karakterinin tarihine başarılı bir şekilde bağlamayı da başarıyor.

greeenarrow year one son sayı

Biraz da daha fazla ilgi çekebilecek kısımlara, diziyle bağlantılara yoğunlaşalım. 

Dediğim gibi, Oliver’ın mahsur kaldığı ıssız ada, daha sonra “o kadar da ıssız olmayan bir ada” olarak karşımıza çıkıyor – fakat öyle çok bir beklentiniz olmasın, adada gezen özel ordular, füze makineleri, Deathstroke’lar falan, o kadar da paralellik yok. 

Oliver’ın iyi anlaştığı bir yardımcısı / bodyguard’ı olması fikri – daha sonradan epey şekil değiştirse de – muhtemelen dizideki Oliver – Diggle ilişkisi için de bir ilham kaynağı olmuş. Zaten dikkat ederseniz, dizinin sevilen karakterlerinden John Diggle’ın adı da, bu serinin yazarı Andy Diggle’dan geliyor – dizide Andy Diggle diye bir karakter olmadığını düşünebilirsiniz – ama bu da aslında Diggle’ın ölen kardeşinin ismi. 

Bir başka ortak özellik de, bu çizgi romanın “asıl kötü karakteri” olarak tanımlayabileceğimiz China White karakteri. Bu şekilde söylendiğinde kaç kişi kim olduğunu anlar bilmiyorum, fakat şu resimdeki karakter eminim hepinize tanıdık gelecektir:

chinawhitearrowyearone

Ama elbette, bunun dışında pek çok şey de diziden tamamen farklı. Oliver’ın ailesi (bu noktada ölü oldukları için) hikayede herhangi bir rol oynamıyor, ve dizidekine göre çok daha sulandırılmış bir Green Arrow görüyoruz – oklar genelde rakipleri silahsız bırakmak için kullanılıyor, Oliver birine gerçekten hedef aldığında da genelde omuz bölgesinden vuruyor, Arrow’un (özellikle ilk sezondaki) seri katil havaları bu kararakterizasyonda pek yok. 

Kişisel bir örnekle bitireyim, yazıyı yazmadan önce yanlış hatırladığım bir şey olmasın diye çizgi romanı tekrar okudum, altı sayılık seriyi okumam yaklaşık yirmi dakika sürdü – elbette ilk kez okuyan biri için süre daha uzun olacaktır, ama ne kadar kolay okunan, ne kadar hızlı ilerleyen bir çizgi roman olduğunu bundan da anlayabilirsiniz: Hem bu nedenle, hem de diziye olan “benzerlikleri” ile, Green Arrow Year One diziyi izleyip çizgi romanlara giriş yapmak isteyen, fakat New 52’da çıkan kısıtlı sayılarla yetinemeyen okurlar için faydalı bir çizgi roman serisi olacaktır.

Yeni yazıları kaçırmamak için robot kölemiz AltEvren Twitter hesabını takip edebilirsiniz: AltEvren Twitter