Özel Dosyalar

ÇRT 2 – “Grafik Roman” Kavramı ve Sıkıntıları

Madem grafik roman kavramının kullanılması gerektiğini düşünüyoruz, o halde, “grafik roman”ın ne demek olduğundan, ve nasıl kullanılması gerektiğinden de bahsetmek gerekli. Bunun için, başlı başına yeni tanımlar üretmektense, sitemizin açık ara en popüler özel dosyası olan Comics Alemine Giriş Rehberi’nden faydalanmak istiyorum.

Açıkçası, bence Comics Alemine Giriş Rehberi’ndeki “grafik roman” tanımı, özel dosyanın hedef kitlesi için, yani çizgi romana yeni başlayanlar için ideal bir tanım. Bunların orijinal halini, özel dosyanın ikinci sayfasından okuyabilirsiniz; ben burada bu yazının amacıyla paralel olarak, daha açıklayıcı, gözden geçirmeye yönelik bir tutumla ele alacağım.

Bir başka deyişle, Comics Alemine Giriş Rehberi’ndeki açıklama, kendisinden bekleneceği gibi, bu işe yeni başlamakta olan bir okuyucu için, “grafik roman” kavramının nerelerde ve nasıl kullanıldığını açıklarken, bu yazıda, daha “deneyimli” çizgi roman okurları için, bu kavramın “nasıl kullanılması gerektiğinden” – ya da, en azından, benim nasıl kullanılması gerektiğini düşündüğümden – bahsedeceğim.

“Grafik Roman kavramı ise, [1] ya spesifik olarak bir sayıda bitecek olan, [2] ya doğrudan bitmiş olarak basılan, [3] ya da yayınlandıktan sonra toplanıp bir araya getirilerek tek bir hikayeye dönüştürülen çizgi romanları tanımlamak için kullanılıyor.”

(…)

Ben bu yazıda, “grafik roman” terimini, çizgi roman dükkanına girip, başka hiçbir ön okumaya ihtiyaç duymadan alıp okuyabileceğiniz ve tıpkı bir kitap gibi kapağını kapattıktan sonra kesin olarak bitecek eserler için kullanacağım. 

Bu noktada, grafik romanlar için bir parantez daha açmazsam kendimi suçlu hissedeceğim. Çizgi romanların aksine, grafik romanlar genelde daha entelektüel, daha kompleks, ve daha yetişkinlere yönelik konuları ele alan kitaplara verilen bir isim. Yukarıda gördüğünüz Watchmen ve Maus hikayeleri, bunun iki güzel örneği. Maus ve Watchmen hakkında detaylı bilgi için, özel dosyamızın sonundaki ―Okuma Listesi‖ne göz atabilirsiniz.

Şöyle bir özetlersek, elimizde bir eserin grafik roman olmasını sağlayan beş madde bulunuyor:

1 – Spesifik bir sayıda bitmek üzere yayınlanan, yani sonu düşünülerek yazılan eserler olmaları

2 – Doğrudan bitmiş olarak basılan eserler olmaları

3 – Bitmek için tasarlanmasa da, belli bir noktada, kendi içinde içerdiği hikaye bir araya getirilerek yayınlanan eserler olmaları

4 – Tıpkı bir kitap gibi, kapağını kapattıktan sonra kesin olarak bitecek eserler olmaları

5 – Yetişkinlere yönelik, kompleks, edebi/sanatsal eserler olmaları

Üç numaradan başlayarak, bu listeyi biraz gözden geçirelim.

Bu maddede anlatılmak istenen olay şu. Örneğin, Spider-Man serisi, 1960’lı yıllarda birinci sayıdan başlıyor, ve 700. sayıya (ve ötesine) kadar devam ediyor. Bu, bariz bir şekilde, bir çizgi roman, yani satmaya, popüler olmaya devam ettikçe, basılmaya da devam edecek bir eser. Fakat, günümüzde, cilt mantığı yükselmekte olduğundan, çizgi roman şirketleri bu seride, kendi içinde bir hikaye oluşturan eserleri alıyorlar, ve atıyorum, Spider-Man # 500 ile # 506 arasında geçen hikayeyi toplayarak, bir “grafik roman” olarak basıyorlar.

Alan Moore, genel olarak grafik roman kavramını sevmediğini, şu sözlerle açıklıyor:

“It’s a marketing term… that I never had any sympathy with. The term ‘comic’ does just as well for me… The problem is that ‘graphic novel’ just came to mean ‘expensive comic book’ and so what you’d get is people like DC Comics or Marvel Comics—because ‘graphic novels’ were getting some attention, they’d stick six issues of whatever worthless piece of crap they happened to be publishing lately under a glossy cover and call it The She-Hulk Graphic Novel…”

“Bu benim hiç sempati duymadığım bir pazarlama kavramı. “Çizgi roman” kelimesi benim için yeteri kadar iyi. Problem şu ki, “grafik roman” sadece “pahalı çizgi roman” anlamına gelir oldu, Marvel’daki, DC’deki insanlar – sırf “grafik romanlar” ilgi çekiyor diye – ellerindeki lüzumsuz, dandik çizgi romanlardan altı sayıyı bir araya getirip “She Hulk Grafik Romanı” gibi parlak kapaklı şeyler basmaya başladılar.”

Alan Moore’un bu sözleri, grafik roman kavramının bu kullanımına benim bakışımı da özetler nitelikte. Söyledikleri dikkatli okunduğunda, Moore aslında grafik roman kavramından hoşlanmadığını değil, bu kavramın popüler şirketler tarafından ucuzlaştırılmasından hoşlanmadığını ifade etmeye çalışıyor. Bu açıdan, ben de aynı şekilde düşünüyorum. Bir çizgi romanın, altı sayısı bir araya geldi diye, onu grafik roman olarak görmek, pazarlamak yanlış.

Bu yapılıyor mu? Evet – zaten Comics Alemine Giriş Rehberi’nde bu örneği vermemin nedeni de kullanılmasından kaynaklanıyor. Ama, Marvel ile DC’yi gereğinden fazla da kınamış olmayalım, son zamanlarda Trade Paperback, Collected Edition falan gibi kavramları grafik romandan daha sık görüyorum, ve bu bence pozitif bir gelişme.

Hayır.

O halde, gelin şu listeye bir kez daha bakalım.

1 – Spesifik bir sayıda bitmek üzere yayınlanan, yani sonu düşünülerek yazılan eserler olmaları

2 – Doğrudan bitmiş olarak basılan eserler olmaları

3 – Bitmek için tasarlanmasa da, belli bir noktada, kendi içinde içerdiği hikaye bir araya getirilerek yayınlanan eserler olmaları

4 – Tıpkı bir kitap gibi, kapağını kapattıktan sonra kesin olarak bitecek eserler olmaları

5 – Yetişkinlere yönelik, kompleks, edebi/sanatsal eserler olmaları

Bunu biraz daha basite indirgemeye çalışırsak, aslında birinci, ikinci ve dördüncü maddelerin neredeyse aynı şey olduğunu görmek de mümkün – Grafik romanların, çizgi romanların aksine, belli bir başlangıçları ve belli bir sonları olması ve/veya kendi içlerinde olup biten hikayeler olması, bence işin en önemli boyutlarından birisi.

 Tabi beşinci madde de geçerliliğini koruyor.

O yüzden, şimdilik elimizdeki liste, çok basit bir şekilde, şuna indirgeniyor:

1 – Devam edebildiği sürece devam etme amacı taşımayan, kendi içinde bir başı, devamlılığı ve sonu olan

2 – Ve genelde daha yetişkinlere yönelik, daha “ağır” konular işleyen çizgi romanlar.

Bunu muhtemelen başka yazılarımda da söylemişimdir, ama ben bir şeyin “ne olduğunu” anlamak için, “ne olmadığını” anlamanın da faydalı olabileceğini düşünüyorum. Grafik romanın farklı farklı tanımlara sahip olduğunu, herkesin çeşitli açıklamalar getirdiğini söylemiştim. Bunları biraz araştırmak için, Ekşi Sözlük’te grafik roman başlığına göz attım. Buradaki “entry”lere de isterseniz ayrıca göz atabilirsiniz, fakat ben kolay olsun diye, onların arasından çeşitli örnekleri de listemizin şu anki hailne dahil etmeye çalışayım:

3 – Birkaç sayıdan oluşan, belli bi zaman gectikten sonra yavas yavas ciltlenip bu sekle giren çizgi romanlar

Bu yanlış, çünkü her grafik roman birkaç sayıdan oluşup, daha sonra ciltlenmiyor. Doğrudan grafik roman olarak basılan pek çok eser de var, bunların bazılarını sitemizin Farklı Tatlar bölümünde de bulabilirsiniz. Bunlara, bazen Original Graphic Novel (OGN) de deniyor.

4 – Çizgi romanların tek bir sayıda biten maceralarına verilen ad.

Bu tamamen yanlış, “One Shot” kavramıyla karıştırılmış.

5 – Kimi zaman çizimlerin detaycı, sofistike oluşu (çok az da olsa yağlıboya olarak yapılanları mevcuttur)

Bu da yine yanlış sayılabilecek bir ayrım – çizimler bazı grafik romanlarda “mainstream” dediğimiz çizgi romanlara farklılıklar gösterse de, son derece basit çizimlere sahip olan grafik romanlar olduğu gibi, son derece detaylı, sofistike çizimlere sahip olan çizgi romanlar da var. David Aja’nın Hawkeye’daki çizimleri, Clayton Crain’in çizimleri ve daha pek çoğu, sofistike ve kaliteli çizimlere sahip olup, grafik roman iddiası taşımayan eserlere örnek. Yani, “iyi, detaylı, sofistike” çizim, sadece grafik romanlarda görülen bir şey değil.

6 – Kimi zaman da basıldığı malzemenin kalitesi ve kağıt ölçüleri bazı çizgi romanların gitgide bu isimle anılmasına sebep olmuştur.

Bu da, aynı şekilde, daha önce hiç benzerine rastlamadığım bir ayrım. Marvel veya DC’nin çıkattığı herhangi bir süper kahraman cildinin, grafik romanlardan çok daha kaliteli olduğunu gördüğüm gibi, grafik romanların çok farklı formatlarda basıldığını da gördüm, bu yüzden bunun kesin ve net bir ayrım imkanı sunacağını düşünmüyorum.

 Kısacası, yukarıda belirlediğimiz iki aşamalı tanımın yeterli olduğunu düşünüyorum.

Eğer bir eser, devam edebildiği sürece devam etme amacı taşımıyorsa, kendi içinde bir başı, devamlılığı ve sonu varsa; ve genelde daha yetişkinlere yönelik, daha kompleks kurgular içeriyorsa, bence bu eseri grafik roman olarak tanımlamak doğru.

Bu yazının temel amacı, grafik roman kavramının ne amaçla kullanıldığına, ne amaçla kullanılması gerektiğine yönelik bir farkındalık yaratmak – o yüzden grafik romanın ne olması gerektiğini ve ne olmadığını açıklamakla yetiniyorum. Bu kavramı, tamı tamına anladıktan sonra, daha teorik bir boyutta “esnetmek” mümkün, ama bu başka bir yazının – belki de, Comics Alemine Giriş Rehberi ve bu yazıdaki “iki boyutun” ardından, incelenecek “üçüncü” bir boyutun – konusu.

Tom Fowler’ın yorumuyla başlamıştık, onunla bitirelim.

Ben, Fowler’ın attığı Tweet’in arkasındaki düşünceye, yani grafik romanın “çizgi roman okuduğunu gizlemek” için kullanılmaması gerektiğine, kesinlikle ve sonuna kadar katılıyorum. Çizgi roman, bence de yeteri kadar iyi bir kavram ve kimsenin bunu okuduğunu gizlemek için bir sebebi yok – üstelik, ne kadar “grafik roman” denirse densin, sonuçta grafik roman (graphic novel) hala çizgi roman (comic book) tarafından kapsanan bir kavram.

Ama, kendisinin ikinci düşüncesine, yani “bu kavramı artık hiç kullanmayalım” mentalitesine, her ne kadar kendisi bunu belki biraz şakayla karışık olarak söylemiş olsa da, katılmıyorum. Çıkış noktası “utanca” dayalı olsa da, kullanıldığı on yıllar boyunca, grafik romanın bunun ötesinde bir anlam kazandığı bir gerçek, ve o yüzden, bir kesim “çizgi roman okumaktan utandığı” için sürekli grafik roman kavramını kullanıyor diye, bu kavramı çizgi roman literatüründen çıkarmak mümkün değil.

Tabi bu, Spider-Man cildi okurken, ne okuyorsun diye sorulduğunda, “Spider-Man grafik romanı ya” diye cümleye başlamaya teşebbüs edenlere, uçan tekme ile cevap vermemizi de engellememeli.