DC Filmleri - Diğer Marvel Filmleri - Filmler - Marvel Cinematic Universe Filmleri

2016 Çizgi Roman Filmleri

Herkese merhabalar.

Uzun bir aradan sonra AltEvren’e film incelemeleri ile geri dönmeye karar verdim. AltEvren’in kapalı olduğu ve ondan biraz öncesinde de benim yeni yazı yazmadığım sürede çizgi roman uyarlamalarında patlama yaşandığından incelemediğim birçok film var. Geçmiş yıla genel bir bakış yazısıyla başlayalım istiyorum, yeni filmler çıktıkça da yavaş yavaş tek tek incelemelere geri döneriz.

2016’ya baktığımızda büyük firmalardan (Marvel, DC ve Fox) 6 film çıkmış, sırasıyla, Deadpool, Batman v. Superman: Dawn of Justice, Captain America: Civil War, X-Men: Apocalypse, Suicide Squad ve Doctor Strange. Bana kalırsa 2016’nın galipleri Deadpool, Civil War ve Doctor Strange oldu. BvS ve Apocalypse hayal kırıklıklarıydı, Suicide Squad ise ortada bir yerde duruyor.

Deadpool rakipsiz olarak 2016’nın en beğendiğim uyarlamasıydı. Ryan Reynolds ve Deadpool ekibi Fox da dahil herkese daha yetişkinlere yönelik bir çizgi roman uyarlamasının ne kadar başarılı olabileceğini kanıtladı. 2016 yılı itibariyle çizgi roman uyarlamaları o kadar ana akım haline geldi ki, artık sadece iyi bir çizgi roman uyarlaması yapmak yetmiyor. İzleyici kitlesi, farklı olanın, yeni bir şeyler öneren filmlerin peşinde. Deadpool da bunun mükemmel bir örneği. 4. duvarı yıkan, Deadpool’un çizgi romanlarda da alışık olduğumuz o utanmaz mizah anlayışıyla, şiddet içeren sahnelerde elini korkak alıştırmamasıyla, sıradan çizgi roman filmleriyle dalga geçen göndermeleriyle, tabir yerindeyse “gerilla” bir sosyal medya kampanyasıyla çizgi roman uyarlamaları tarihine adını altın harflerle yazdıran bir film oldu. Her ne kadar 2. film için haberler talihsizliklerle başlamış olsa da (yönetmenin ayrılması, bir türlü netleşmeyen Cable’a oyuncu arayışı vs.) şimdilik Reynolds ve ekibine güveniyorum ve sabırsızlıkla devamını beklemekteyim.

BvS ise tam tersine 2016’nın en büyük hayal kırıklığıydı. Her ne kadar Ben Affleck’in Batman ve Gal Gadot’un Wonder Woman tasvirleri gayet başarılı da olsa, bu filmi kurtarmaya yetmedi. Superman karakterinin Civil War’da misafir rolündeki Spider-Man kadar bile diyaloğunun olmaması, Wonder Woman’a tek kelime bile etmemesi, döneceğini bile bile sırf yapmış olmak için Doomsday’in elinde ölümü gibi hareketler bile filmi kalitede aşağılara çekmeye yeterken bir de uzun, filme bir katkısı olmayan rüya sekansları, Justice League’in diğer üyelerinin oldu bittiye getirilmiş tanıtımları derken eleştirmenlerin neden yerden yere vurduğunu anlamak zor değil. Neyse ki bütün bunlar DCEU’nun sorumluluğunun Zack Snyder’den alınıp Geoff Johns’a verilmesine sebep oldu, sonuç olarak Justice League filminden biraz daha umutluyum şu haliyle. Fakat The Batman filmiyle alakalı fiyaskolar, yönetmenlerin yangından kaçar gibi Warner Bros’tan kaçması DCEU’nun geleceği hakkında büyük soru işaretleri yaratıyor.

Civil War Deadpool’dan sonra bu yılın en beğendiğim uyarlaması oldu. Avengers 2.5 gibi kadrosuyla göz doldurması bir yana, Spider-Man ve Black Panther gibi yeni (ve özellikle MCU 3. fazının sonu ile 4. fazında büyük önemi olan) karakterlerin evrene sorunsuzca tanıtılması filmin en büyük artılarından biriydi. Baron Zemo karakterinin MCU’da gelmiş geçmiş bunca kötü adamdan sonra Avengers’ı parçalamayı başarması ilginç bir sonuç oldu. Fakat bana kalırsa karakterin motivasyonu biraz havada kaldı. Özellikle her kötü adamın bir şekilde aileye bağlanması biraz klişeleşmeye başladı. Onun dışında da bence filmin kötü bir tarafı yok.

Ant-Man’in Giant-Man’e dönüşmesi sanırım en eğlendiğim noktaydı. Son olarak söylemek istediğim, solo bir Black Widow filmi yapmak için bundan daha uygun bir zaman yok sanırım. İkili ajanlığıyla Iron Man ve Cap’in takımlarından ayrı düşmesi onu biraz tek başına bıraktı. Fakat Marvel Studios bu fırsatı değerlendirecek gibi görünmüyor. Yazık olacak bana kalırsa, Black Widow MCU’nun başından beri işin içinde olan ve solo filmi en hak eden karakter. Captain Marvel çıkana kadar hala ana karakteri kadın olan bir MCU filmi izleyemeyeceğiz gibi görünüyor.

Apocalypse’i hayal kırıklığı olarak nitelendirmiştim. Başlıca sebebi şöyle: X-Men’in en büyük düşmanlarından birinin isminin verildiği bir film böyle olmamalıydı. Ne Apocalypse’in, ne de o söz verdikleri 80’ler nostaljisinin hakkını veremediler. Genel olarak karakterlerin içi çok boş bırakılmış. Apocalypse’in kendisiyle ilgili o alışık olduğumuz motivasyonunu, Evrimsel Darwinist bakış açısını ortaya koyacak bir sahne yok. Sadece trailer’larda gördüğümüz Eski Mısır’da piramitleri yaparkenki sahnesi var, o zamanın insanlarının ona tapındığını biliyoruz, fakat trailer’ların ötesinde yeni hiçbir şey eklenmemiş.

Uyanır uyanmaz armut toplamaya gider gibi Horsemen toplamaya girişiyor. 4 Horsemen’inden üçünün doğru dürüst bir karakter geliştirici sahnesi yok (Psylocke, Storm, Angel), filmin başından sonuna bize tamamen yabancılar, diyalogları bile çok kısıtlı. Apocalypse’in Angel’a şekilli yüz dövmesi yapmasına gereksiz bir zaman ayırılmış. Magneto ise gene fazla yüklenilmiş halde. Burada da Civil War’da yaptığım eleştiri geçerli: ailesinin kaybı Magneto’nun motivasyonu haline getirilmiş ama bıktık artık. İyiler tarafında ise yeni X-Men’lerin de içi boş bırakılmış halde: az bir Jean-Grey ve Cyclops gelişimi var fakat Jubilee’nin doğru dürüst repliği bile yok. Nightcrawler komedi unsuru olarak iyi kullanılmış ama yeterli olmamış. 80’ler mevzusunu ise bir iki kostüm ve Star Wars referansıyla geçiştirmişler ki bu yeni serinin önceki iki filminden (First Class ve Days of Future Past) tam anlamıyla bir geri adım olmuş.

Suicide Squad ise iyi ve kötü yanları birbirini dengelediğinden kalite olarak ortada duran bir film. Sanıyorum bunda DC’nin David Ayer’in vizyonuna güvenmeyip BvS’ye gelen tepkiler sonrası yaptırdığı ekstra çekimlerin ve filmin tonunun değiştirilmesinin büyük etkisi var. İlk tona sadık kalınsa daha başarılı olabilirdi. Herkes gibi benim de filmin en beğendiğim yanı Margot Robbie’nin Harley Quinn performansı oldu. Yine herkes gibi en büyük şikayetim Joker sahnelerinin çoğunun kesilmesiydi.

Batman ve Flash cameo’ları fena değildi. Captain Boomerang’ın Flash’ın önemli düşmanlarından biri olduğunu hatırladığımızda Flash cameo’su oldukça mantıklı kurgulanmış. Soundtrack’i de beğendim fakat sırf Guardians yaptı diye Rock temalı bir soundtrack olması biraz kaygı verici. Guardians’ta bir manası varken (Star-Lord’un çocukluğu, Awesome Mixtape vs.) burada sadece bir Marvel’a cevap kaygısı güdülmüş. Bu da filmin değerini biraz daha aşağı çekmiş. Oscar kazanması büyük sürpriz oldu, fakat verildiği dal açısından mantıklı. Makyaj departmanı bence karakterleri görsel olarak yaratmada gayet başarılıydı.

Son olarak Doctor Strange’e de değinelim. Deadpool ve Civil War’dan sonra Doctor Strange kalite olarak 3. sırada bana kalırsa. Marvel’ın ilk fazından alıştığımız klasik orijin hikayesi formatına geri dönülmüş. İlk Iron Man filmiyle büyük paraleller var. Bunu şu anlamda söylüyorum: Doctor Strange Marvel’ın 4. fazında en güvendiği karakterlerden biri. Avengers ekibi bayrağı Iron Man ve Captain America gibi karakterlerden Doctor Strange, Black Panther, Spider-Man, Ant-Man, Captain Marvel gibi yeni karakterlere devredecek, burası çok açık. Doctor Strange’i de Iron Man gibi lider konumuna getirmeyi planlıyorlar. Bu açıdan film görevini yerine getiriyor. Marvel’ın mistik/büyü evrenini ve Multiverse fikrini de başarılı bir şekilde MCU’ya sokuyor.

Kötü adam cephesinde ilk filmden Dormammu’yu kullanmaları riskli bir hareket olsa da Baron Mordo ve Marvel’ın kozmik tehditleri o açığı ileriki filmlerde dolduracak gibi görünüyor. Oyunculardan biraz bahsedecek olursak Benedict Cumberbatch müthiş bir tercih olmuş. Chiwetel Ejiofor da hakeza öyle. Tilda Swinton’ın performansını beğensem de Asyalı bir karakter olan Ancient One’ın beyaz bir hale getirilmesini hoş bulmadım. Cinsiyetinin değiştirilmesiyle hiçbir sıkıntım yok fakat yabancıların tabiriyle “whitewashing” bu tarz büyük filmlerde çeşitliliğe vurulan bir darbe. Kadın ya da erkek Hollywood’da bu rolün hakkını verebilece dünya kadar Asyalı aktör varken Tilda Swinton’ın bu role seçilmesi hakkıyla bir çok tepki doğurdu, bunu da not etmeden geçmiş olmayalım.

Siz neler düşündünüz 2016’nın filmleri hakkında? Facebook sayfası/Facebook grubu/Twitter’dan konuşalım! Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.