New 52’nun en sıradışı serilerinden Animal Man’in incelmesini yazarken, serinin temel kurgu öğelerinden biri olan “The Red”e değinmeden bunun mümkün olmayacağını fark ettim. Günün birinde Rotworld’ün kapsamlı bir incelemesini, hatta Swamp Thing ile iligli çeşitli incelemeler de ekleyebilmeyi istiyorum, dolayısıyla herkesi sürekli Animal Man’e yönlendirmektense, bu temel kurgu öğelerini bir yazıyla aradan çıkarmak daha faydalı olur gibime geliyor.
Bu bahsettiğim konseptler, DC Comics tarihinde uzun süredir yer alan kavramlar – fakat işi fazla karıştırmamak adına, bunları New 52’da karşımıza çıktıkları şekilde ele alıyorum.
İngilizce “The Red”, “The Green” ve “The Black / The Rot” olarak adlandırılan bu kavramlar, DC çizgi romanlarında karşımıza çıkan üç “temel güç” olarak tanımlanabilir. Bu şekilde tanımlamak biraz zor, o yüzden doğrudan örneklendirerek devam ediyorum:
The Green, DC Evreni’ndeki / dünyasındaki tüm bitkisel yaşamı temsil ediyor. Daha önceki DC devamlılığında olduğu gibi, New 52’da da Green’in “avatar”ı, yani Green’i korumakla, dünyadaki dengesini sağlamakla sorumlu karakter Swamp Thing olarak karşımıza çıkıyor. Tabi bir karakterin Green’e ulaşabilmesi ve gücünü buradan alabilmesi için Avatar olmasına gerek yok, zira The Seeder ve popüler Batman düşmanı Poison Ivy de güçlerini The Green ile temas kurarak kazanıyorlar. 
The Red, DC Evreni’ndeki / dünyasındaki tüm hayvanları temsil ediyor. The Red’e ulaşımı olan karakterler, Animal Man örneğinde olduğu gibi, tüm hayvanların güçlerini kullanabilme gibi bir özellik elde ediyorlar – ama tabi bu gücün belli sınırlamaları olabiliyor. Örneğin, Animal Man serisinde, The Red’in “avatar”ı olarak karşımıza çıkan karakter Animal Man değil, kızı Maxine. Animal Man yalnızca Maxine büyüyüp gücünü kontrol edebilecek olgunluğa ulaşana kadar bu görevi üstleniyor.
The Black, veya The Rot, hayvanları ve bitkileri temsil eden The Red ve The Green’in aksine, ölümü, çürümeyi temsil ediyorlar. Normal şartlarda, The Black “kötü” bir yer değil, zira ölüm de hayatın bir parçası, ve teknik olarak bu üçünün belli bir dengede var olması gerekiyor. Fakat, sıklıkla The Black’in “avatar”ları, güçlerini arttırabilmek amacıyla dengeyi kendi lehlerine bozmaya, ve “Yeşil” ile “Kırmızı”yı yok etmeye çalışıyorlar. DC’nin New 52 sırasında başlattığı Animal Man ve Swamp Thing serilerinin büyük bölümü, ve bu ikisinin kayda değer bir bölümünü kaplayan Rotworld hikayesi, Animal Man ve Swamp Thing’in, Rot’un aşırı hırslı “avatar”ı Anton Arcane ile mücadelesini anlatmaya ayrılıyor.
The Grey, kavramı biraz daha karışık. The Grey, New 52 öncesi devamlılıkta The Black / The Rot ile benzer anlamda kullanılan bir sözcük, ve DC’nin paralel evren serisi Earth-2’da da yukarıdaki anlama yakın bir anlamla karşımıza çıkıyor. Fakat Swamp Thing’in güncel sayılarında, yani ana DC Evreni’nde, The Grey’in dünya üzerindeki mantarları ilgilendiren, apayrı bir oluşum olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Yani Green’in bitkileri, Red’in hayvanları temsil etmesi gibi, The Grey de mantarları temsil ediyor.
Bonus bir bilgi olarak, bir de the Clear (ve zaman zaman The Blue) olarak adlandırılan, fazladan bir kavram daha olduğunu belirtelim. Bu da, Aquaman gibi, su altındaki yaşamı, denizdeki hayatı kontrol edebilme gücünü ifade ediyor, fakat New 52’da henüz ayrı, kapsamlı bir oluşum olarak karşımıza çıkmadı.