Yazarlar / Çizerler

Steve Ditko

ditkobiyo1Marvel Comics’in art arda yayınladığı yeni karakterlerle çizgi roman dünyasını baştan aşağıya değiştirildiği 1960 – 70 yılları arasında, ismi Stan Lee’nin yanında anılan iki büyük çizgi roman çizeri vardı. Bunlardan birisi, elbette, Fantastic Four’dan beri Lee ile en çok özdeşleşen isim olan Jack Kirby’ydi.

Fakat, Kirby kadar üretken olmasa da, kendine has çizgisi ve karakteri ile, Steve Ditko da Marvel için son derece önemli bir isim haline geldi. Kirby’nin inanılmaz üretkenliği ve yaratıcılığına karşın, Marvel’ın uzun vadede en popüler karakteri olacak Spider-Man’i yaratan çizer, Steve Dikto’ydu.

Steve Ditko’nun Hayatı

1927 yılında doğan Steve Dikto, erken yaşlarda okuduğu çizgi romanlardan etkilenerek, yirmili yaşlarına kadar bu konuda çeşitli yerlerde eğitim aldı. İlk çizgi romanları, 1953 yılında, yani Ditko yirmi altı yaşındayken yayımlanmaya başladı. Bunun ardından – kısa aralıklarla – irili ufaklı çizgi roman şirketlerinde ve stüdyolarında çalışan Steve Ditko, 1955 – 56 yıllarında (o dönemde Atlas Comics olarak bilinen) Marvel için çalışmaya başladı.

Marvel’ın Fantastic Four öncesi dergilerinde düzenli olarak çizmeye başlayan Steve Ditko, 1962 yılında Stan Lee ile birlikte Spider-Man karakterini yarattı ve bu karakteri çizmeye başladı. Kariyerinin dönüm noktası denebilecek bu sıçramanın ardından, Ditko kırk sayı boyunca The Amazing Spider-Man dergisinin çizerliğini sürdürdü. Spider-Man haricinde, Marvel’da Dr. Strange karakterini de yaratan Ditko, 1966 yılında “kişisel sebepleri” öne sürerek Marvel’dan ayrıldı. ditkobiyo2Bu, bildiğiniz gibi Spider-Man’in ilk gözüktüğü sayının kapağıydı. Sayıdaki çizimler Ditko’ya ait olsa da, kapağı Jack Kirby çizmiş, Ditko yalnızca renklendirmesini yapmıştı.

Zaten oldukça içine kapanık bir figür olan Steve Ditko, 1966’dan sonra çok daha düşük profilli işlerde çalıştı. Charlton Comics firmasında The Question ve Mr. A gibi kendi hayat görüşünü de dahil ettiği çizgi romanlar yazıp çizmenin yanı sıra, DC Comics için meşhur Hawk and Dove karakterlerini de yarattı. 1960’ların ortasından beri, Spider-Man’ın muazzam popülaritesine rağmen hiçbir şekilde bu ünü kullanmayan, hatta röportaj bile vermeyen Steve Ditko, bugün hala New York’daki stüdyosunda çizim yapmayı sürdürüyor.

Steve Ditko Hakkında Bazı İlginç Detaylar

– Hayat hikayesi dışında, Steve Ditko ile ilgili en enteresan noktalardan biri kendisinin içine kapanık tavrı. Spider-Man’ı yaratıp birkaç çizgi roman fuarına katıldığı, röportajlar verdiği 60’lı yılların ardından dış dünyayla bağlantısını tamamen kopartan Steve Ditko, bugün bile röportaj vermemeyi, eski çalışmaları hakkında konuşmamayı sürdürüyor. Hatta, kendisinin Stan Lee ile birlikte Spider-Man’ı hazırladığı yıllarda bile, büyük ölçüde (Lee dahil!) kimseyle konuşmadan çalıştığını, Marvel ofislerine tamamlanmış sayfaları bırakmak için uğrayıp, daha sonra bir dahaki sayıya kadar gözükmediğini biliyoruz.

– Kariyerinin Spider-Man ve Marvel döneminin ardından, Ditko’nun Ayn Rand’in öncüsü olduğu “Objektivizm” akımından fazlasıyla etkilendiği ve özellikle Question gibi, Mr. A gibi pek çok Chartlon karakterinde bu görüşü esas alarak çalıştığını biliyoruz. Bu görüşüyle az çok paralel olarak, Steve Ditko aslında oldukça muhafazakar, politik olarak sağa daha yakın bir kişiydi – ki bunun da aslında pek çok enteresan sonucu vardı:

1 – Birincisi, 1960’larda Marvel’ın en büyük hayran kitlelerinden birini üniversite öğrencileri oluşturuyordu. 1960’lar ve daha sonra 70’lerin bir bölümü, aslında hippilerin, Beatles’ın, daha sonra Pink Floyd, King Crimson, ELP gibi grupların fazlasıyla popüler olduğu, uyuşturucu kullanımının bu kesim arasında çok yaygın olduğu bir dönemdi.

Biz bugün, çizgi roman okuru olarak, Dr. Strange karakterini düşündüğümüzde, “Marvel Evreni var, şu boyut var, Dr. Strange gücünü o boyuttan alıyor, en büyük düşmanı Dormammu bu boyuttan geliyor…” şeklinde “teknik” terimlerle düşünüyoruz. Fakat, 60’lı yılların okur kitleleri, muhtemelen işe biraz farklı yaklaşıyordu – onlar için, Dr. Strange, evinde dumanlar arasında oturup meditasyon yaparken, astral forma geçen, yani zihni bedenini terk eden, ve parlak ışıkların, garip şekillerin, halüsinatif canlıların arasında dolaşan bir figürdü.

ditkobiyo3Bu “parallelik”ten de tahmin edilebileceği gibi, 60’lı yıllarda uyuşturucu kullanan bir üniversite öğrencisinin, aynı sırada psychadelic rock’ın ilk örneklerini dinlerken, bir yandan Dr. Strange çizgi romanları okuyor olması, aslında son derece normal bir durumdu – hatta, sitemizin ilk günlerinde, Pink Floyd grubu ve Dr. Strange karakteri arasındaki enteresan bağlantılara değinmiştik:

https://www.altevren.net/index.php/cizgi-roman-yazlar/genel/145-pink-floyd-ve-marvel-comics

2 – İşi daha da ilginç hale getiren ise şuydu – her ne kadar Marvel’a 70’lerde gelecek belli başlı sanatçılar, örneğin Steve Engelhart ve Jim Starlin, bu kültüre son derece dahil olan isimler olsalar da, 60’larda bu işleri yapan Ditko, tamamen farklı bir bakış açısına sahipti. Kendi politik görüşü doğrultusunda, aslında hippi kültürünün tam zıttı konumda yer alan Ditko, uyuşturucu kullanmıyor, hatta yer yer Spider-Man çizgi romanlarında, Peter Parker’ı üniversitelerde politik gösteriler yapan diğer öğrencileri eleştirmek için kullanıyordu.

steveditkobiyo4Bir başka deyişle, bu dönemin hakim mentalitesine aslında karşı olan Ditko bile bir şekilde bu psikedelik tavırdan etkileniyor, yazdıklarının en büyük takipçileri aslında ideolojik olarak karşı çıktığı kesimler oluyordu.

3 – Objektivizm akımı ışığında, Steve Ditko’nun The Question ve Mr. A gibi karakterleri, ahlaki yaklaşımları bakımından çok katı, çok sert karakterlerdi – Alan Moore’un deyişiyle, “onlar için “iyi” ve “kötü” vardı – ve herhangi bir şeyin bunların arasında yer alması, veya “daha büyük bir iyilik” için “ufak kötülüklere göz yumulması” söz konusu olamayacak şeylerdi”.

Yıllar sonra, bir Charlton Comics karakteri olan The Question, Watchmen serisi için Alan Moore’a teslim edildi – Moore daha sonra bu karakteri kullanamasa da, Rorschach karakterini Question üzerinden kurguladı – ki Rorschach bir Question uyarlaması olduğu kadar, Ditko’ya da bir göndermeydi. Watchmen’in son sahnesini hatırlayayacak olursak, (spoiler!):

Dr. Manhattan Adrian Veidt’in planının “nihai iyiliğine” inanıp buna göz yumduğunda bile, Rorschach katı “iyi – kötü” görüşünden fedakarlık yapmıyor, hatta Dr. Manhattan’ın kendisini öldürmesinden önce Veidt’in karargahını terk ederken, meşhur “Never Compromise” lafını söylüyordu:

ditkobiyofinalAşağıda, ünlü İngiliz televizyoncu Jonathan Ross’un Steve Ditko’ya ulaşma çabasını anlatan belgesel “In Search of Steve Ditko”nun Youtube linkini bulabilirsiniz. Neil Gaiman, Mark Millar ve Alan Moore gibi pek çok önemli ismin yer aldığı bu röportaj, hem Ditko’nun hayatı, hem kişiliği, hem de burada değindiğim konular hakkında fazlasıyla aydınlatıcı olacaktır:

http://www.youtube.com/watch?v=NfxVO0fLHvA

Güncelleme: Yukarıdaki tarihten de görebileceğiniz gibi, bu yazı 6 Mart 2014 tarihinde yazılmıştı. Steve Ditko, bundan yaklaşık dört sene sonra, Haziran 2018’de, doksan yaşında hayatını kaybetti.