Marvel Comics İncelemeleri

Star Wars (2015) # 1

sw20151Disney’in Marvel ve Star Wars’u aynı çatı altında bir araya getirmesinden sonra beklenen gelişmelerden bir tanesi, Dark Horse’a ait olan Star Wars çizgi roman haklarının Marvel’a aktarılmasıydı. Disney de pek sürpriz niteliği taşımayan bu haberi fazla geciktirmedi, ve Star Wars çizgi romanlarının Marvel tarafından yayınlanacağını Star Wars’u satın aldıktan kısa süre sonra duyurdu.

Marvel, 2015 yılı için şu ana kadar dört farklı Star Wars serisi duyurmuş durumda: Princess Leia, Darth Vader ve yeni Star Wars animasyonunun ana karakteri Kanan’a yoğunlaşacak serilerin yanı sıra, “ana seri” olarak tanımlayabileceğimiz, bu yazının konusu Star Wars serisi bu yeni dönemin dört temel parçasını oluşturuyor. 

Bu yazı normal olarak yaptığımız incelemelerden biraz farklı: amacım, Star Wars – Disney – Marvel üçgeninde yaşanan gelişmeleri biraz değerlendirmek ve – asıl incelemeyi daha sonraya bırakarak – son derece sübjektif bir izlenim paylaşmak.

Star Wars, bildiğiniz gibi, iki ayrı “üçleme” oluşturan altı filmden oluşuyor. Yaygın olarak bilinen bu filmlerin yanı sıra, bir de filmler arasında, öncesinde ve sonrasında neler yaşandığını anlatan kitaplar, çizgi romanlar, bilgisayar oyunları, çizgi filmler vs. var. Bunlara bir bütün olarak Expanded Universe, ya da Türkçe yerleşmiş kullanımıyla Genişletilmiş Evren deniyor.

Daha doğrusu, deniyordu.

Disney Star Wars’u satın aldıktan sonra, yeni çekilecek filmlerle bu Genişletilmiş Evren hikayeleri arasında oluşabilecek çakışmalarla uğraşmamak için, şu ana kadar üretilmiş tüm GE materyelini geçersiz saymak yönünde dramatik bir karar aldı. Bu karar (elbette ben de dahil) pek çok Star Wars-sever için çok negatif bir karardı, fakat şunu da söylemek gerekiyor ki Lucas yönetimininin son dönemlerinde de GE’nin durumu pek parlak değildi – kısacık bir dönemi (üç yıllık “Klon Savaşları” dönemi) anlatmak için yüzlerce farklı – ve birbiriyle çelişen – hikaye anlatılmış, diğer periyotlarda da hikayelerin doğası gelecek için pek umut taşımayan bir hale sokulmuştu.

Kendimi bir örnek olarak kullanayım: ben Disney’in Star Wars’u alması gibi bir konu gündeme gelmeden çok önce bir zamanlar hayatımın en büyük hobisi olan bu işle uğraşmayı bırakmış, hatta GE’nin yok sayılacağı haberi gelmeden birkaç gün önce yaptığım podcast’te bu duruma uzun uzun değinmiştim.

Öyle ya da böyle, Disney bir süredir fazla umut verici olmayan Genişletilmiş Evren mantığını yara bandını çeker gibi acılı fakat hızlı bir şekilde ortadan kaldırdı.

Bunun ardından da, elbette, kendi yeni Genişletilmiş Evren kurgularını oturtmaya başladılar.

sw20152

Bu kitapların artık sadece nostaljik değeri var.

Dördüncü film A New Hope ile beşinci film Empire Strikes Back arasındaki dönemde, Han Solo, Luke Skywalker ve Princess Leia’nın yaşadığı bir macerayı konu alan Star Wars # 1, bu yeni genişletilmiş evrenin ilk resmi çizgi romanı. Bir başka deyişle, bu hikayede yaşanan olaylar en az bir Star Wars filmi kadar resmi ve gerçek; daha önce yayınlanan çizgi romanlar ise, herhangi bir forumda yazılmış olabilecek “fan-fiction”lardan fazla farklı değil.

Elbette günümüz çizgi romanları tek sayıyla değerlendirilebilecek bir mantıkla basılmıyorlar ve bu sayı (muhtemelen) altı sayıyı kapsayacak uzun bir hikayenin ilk bölümü; fakat kişisel olarak hikayenin beni fazla etkilemediğini söylemek zorundayım. Dördüncü  – beşinci filmler arasında geçen ve Luke – Leia ikilisinin Darth Vader ile erken bir karşılaşmasını konu alan hikaye fikri çok orijinal bir fikir değil (hatta, bir yerde, yazılmış ilk EU romanı, Splinter of the Mind’s Eye’ın konusu) ve görebildiğim kadarıyla gidişat açısından da benzer bir mantık takip ediliyor.

Henüz Jedi eğitimini tamamlamamış, Yoda’yla karşılaşmamış bir Luke’un sayının sonunda Darth Vader ile yüzyüze gelmesi de bu doğrultuda bir ipucu, ama daha kapsamlı ve ciddi yorum yapmak için tabi gelecek sayıları beklemek gerekiyor.

İkinci bir sübjektif yorum olarak, Star Wars’u ve çizgi romanları kendimi bildim bileli sevmeme karşın, her nedense Star Wars çizgi romanlarını pek sevemediğimi de belirtmek zorundayım. Star Wars filmleri – ne kadar derin incelerseniz inceleyin – sonuç olarak muhteşem bir görsellik ile özdeşleştiriliyorlar. Kitaplarda ise, bilim kurgu / uzay operası olarak adlandırılabilecek türün özel meraklıları tarafından rahatlıkla yakalanabilecek ayrı bir keyif amaçlanıyor.

Fakat çizgi romanlar, tekrar ediyorum, kişisel olarak benim için, filmlerdeki görselliğin kötü / yapmacık bir yeniden yaratılma çabası olmanın ötesine gidemiyorlar.

İyi bir çizgi roman sanatçısının, Star Wars kurgusu içinde harika işler çıkaramayacağını söylemiyorum ve iyi Star Wars çizgi romanları olduğunu da inkar etmiyorum – fakat temel amaç bu değilmiş gibi geliyor, ve atıyorum, Darth Vader’ın kendisini bir blaster ışınından koruduğu şu sahne, filmlerden örnek gösterebilecek onlarca ışın kılıcı sahnenin görsel başarısını benim için taşımıyor.

sw20153

Burada mesele, filmlerde çok güzel görünen bir şeyin çizgi romanlarda yaratılamayacağı falan gibi kesin bir görüş değil, daha sübjektif bir yorum – zira elbette, her iki mecrada da aslında diğerinde yaratılması pek mümkün olmayan anlatı yöntemleri var.

Benim yaptığım yorumu, basit bir örnek olarak, iki farklı ortamda çok iyi anlaştığınız iki arkadaşınızı bir araya getirdiğinizde beklediğiniz kadar eğlenememeniz gibi sosyal bir duruma benzetmek daha mantıklı: Hem Star Wars, hem çizgi romanlar benim sevdiğim şeyler, fakat ikisi bir araya gelince nedense fazla keyif vermiyorlar.

Uzun lafın kısası, Star Wars # 1 belki kötü bir çizgi roman değil, fakat bende okuma isteği yaratan bir hikaye olduğunu da söyleyemem. Bu yazıda tek bir çizgi romanın incelemesinden çok genel konulardan ve kişisel meselelerden bahsettiğimin farkındayım, fakat asıl (ve daha objektif) incelememi ilk altı sayı, yani ilk hikaye tamamlandıktan sonra eklemeyi planlıyorum.

Yine de, daha ilk sayıdan hissettiğim şey bu yeni Genişletilmiş Evrenle – ve tabi çizgi romanlarıyla – çok haşır neşir olmayacağım yönünde. Hidayet Türkoğlu’nun deyişiyle, eski GE’ye maddi-manevi çok şey harcadım, ve aynı süreci baştan yaşamak yönünde pek bir istek duymuyorum. Benim için Star Wars Genişletilmiş Evreni, Disney’in de kendisine layık gördüğü bir etiketle, geçmişin bir efsanesi olarak bitmiş durumda.

Ama elbette, yeni Star Wars külliyatına hakim olmak isteyen her okura / takipçiye bu çizgi romanı kaçırmamasını şiddetle tavsiye ediyorum, çünkü çok güzel ve net bir başlangıç noktası sunuyor. Bu tür şeylerin ne kadar hızlı ve ne kadar ciddi bir şekilde karmakarışık hale gelebildiğini biliyorsunuz, hazır her şey yeniyken işi baştan sağlam tutmak daha kolay olabilir. 

Star Wars ile ilgili – Disney’in “GE Sıfırlama” kararından birkaç gün önce yayınladığımız şu podcast’e de göz atmak isteyebilirsiniz: AltEvren – SW Podcast