Genel Çizgi Roman Yazıları

Stan Lee: Neler Biliyoruz?

stanleebildiklerimizBir önceki yazıda, bu konu hakkında kesin bilgiler iddia etmenin ne kadar zor olduğunu, ve bu zorluğun tam olarak nerelerden kaynaklandığını açıklamaya çalıştım. Ama elbette, bütün bunlar bazı şeyleri kesin (veya aşağı yukarı kesin) olarak bilmemizi engellemiyor.

İşte, olayın arkasındaki tüm ego çatışmasına, kusurlu anılara ve çıkar savaşına karşın, kesin olarak bilebildiğimiz çok önemli birkaç nokta.

1 – Stan Lee, Jack Kirby ve Steve Ditko üçlüsünün, Marvel Metodunu kullandıklarını, kesin ve net olarak biliyoruz. Bu metot, yazarları yaratım sürecinde çok da önemli olmayan bir pozisyona indirgeyen, çizerin yaratıcılığına dayalı, seri üretim amaçlayan bir çizgi roman yazma yöntemi. Dolayısıyla bu, Stan Lee’nin yazıp, Jack Kirby ve Steve Ditko’nun çizdiği X bir çizgi romanda, asıl üretimin büyük çoğunluğunu Kirby ve Ditko’nun yaptığını ifade ediyor.

2 – Marvel Metodu kullanıyor olmalarının bir alt sonucu olarak, Stan Lee’nin, özellikle kendisine başarı getiren 1960’lı yıllar boyunca, hiç çizgi roman senaryosu yazmadığını biliyoruz. Dolayısıyla, bir önceki yazıda uzun uzun değindiğimiz gibi, olay hikayeleri “kimin yazdığı” veya “kimin daha çok çalıştığı” ile ilgili değil, işin çıkış noktasındaki “fikri” kimin bulduğu ile alakalı olabiliyor. Eğer bu konuyla ilgileniyorsanız, anahtar nokta burası: Asıl mesele, bu çizgi romanları kimin ürettiği, kimin yazdığı, kimin çizdiği değil, bu karakterleri kimin yarattığı.

stanbildiklerimiz1

Yukarıdaki pasajın tercümesi: Fantastic Four kesinlikle Marvel’da bizim en sevdiğimiz çizgi roman. Benim bebeğim ve onu seviyorum. İnsanlar Fantastic Four’un orijinal senaryolarını görmek istiyor – aslında, bizde böyle bir senaryo YOK. Ben hikayenin ana hatlarını yazıyorum ve Jack ile üzerinden geçiyorum – Jack hızlı konferansımızın ardından sayıyı çiziyor ve ben önümde onun çizimleriyle “caption” ve diyalogları yazıyorum, bunu da çoğu zaman doğrudan orijinal çizimlerin üzerine yapıyorum. İşe yarıyor gibi gözüküyor.

3 – Amazing Spider-Man # 18 yazımızda uzun uzadıya değinidiğimiz gibi, Amazing Spider-Man’ın (muhtemelen) 18. sayıdan, 40. sayıya kadar tamamen Steve Dikto tarafından yürütüldüğünü, bunun öncesinde de yaratıcı ağırlığın Steve Ditko’da olduğunu biliyoruz.

4 – Buna karşın, Steve Ditko’nun Spider-Man konusunda hiçbir zaman “yaratıcı” olarak anılmayı talep etmediğini, kendisini yalnızca “co-creator” olarak gördüğünü de biliyoruz. Bu da, Stan Lee’nin her şeye rağmen Spider-Man konusunda tamamen haksız olmadığını gösteriyor.

stanleebilmekditkotekrar5 – Jack Kirby’nin, Örümcek konseptli belli tasarımları olsa ve Spider-Man için kullanılmayan birkaç sayfa çizim yapsa da, Spider-Man’ı “üretme” konusunda çok önemli bir rolü olmadığını biliyoruz. Dolayısıyla, kendisinin “Spider-Man’ı ben yarattım” iddiası muhtemelen çok gerçekçi bir iddia değil – kendisinin Spider-Man’in yaratım sürecinde mutlaka payı olsa da, biten proje büyük ölçüde Kirby’nin fikirlerinden epey bağımsız.

6 – Öte yandan, Kirby’nin inanılmaz yaratıcı bir adam olduğunu, Stan Lee’den önce, Lee ile yarattıklarına benzer pek çok çizgi roman yaptığını, Captain America’yı Lee olmadan yarattığını, Lee’den ve Marvel’dan ayrıldıktan sonra da Fourth World, Eternals gibi, çok etkili olacak pek çok konsept yarattığını biliyoruz. Örneğin, aşağıda Kirby’nin DC Comics için yarattığı “Challengers of the Unknown” takımının ilk gözüktüğü kapak var – bunu daha detaylı olarak araştırabilirsiniz, fakat bu takım Fantastic Four ile ciddi benzerlikler içeriyor.stanleebildiklerimiz27 – Bunun aksine,  Stan Lee’nin, bu iki çizer olmadan çalışmakta çok zorlandığını da büyük ölçüde bir gerçek. Stan Lee’nin Kirby ve Ditko’dan sonra yarattığı kayda değer bir karakter düşünebiliyor musunuz? Benim aklıma gelen en önemli örnek She – Hulk karakteri, ki onun da (Hulk’tan sonra) ne kadar önemli bir yaratıcılığa ihtiyaç duyduğu uzun uzun tartışılabilir.

8 – Belki de en önemli meselelerden birisi, Stan Lee – çizgi roman ilişkisi. Marvel için yaptığı ilk işlerde, Stan Lee’nin bir çizgi romanda adının çıkmasından utandığını, daha doğrusu, gelecekte hayalini kurduğu büyük romancılık kariyerini düşünerek adını bir çizgi romana vermek istemediğini, bunun için gerçek adı olan Stanley Leiber’dan ziyade Stan Lee ismini kullandığını biliyoruz. Ayrıca, 1960’lardaki “Gümüş Çağ” dönemi bittikten sonra, 1970’lerde çizgi roman yazmakla pek ilgilenmediğini, kısa süreli projeler haricinde, California’da yaşadığını (Marvel’ın ofisleri New York’ta, ülkenin öbür ucunda) ve daha çok yarattığı karakterleri sinemaya veya animasyona uyarlamak için çalışmalar yürüttüğünü biliyoruz. Yani, aşağı yukarı 60 – 70 dönemi haricinde, Lee çizgi roman yazarlığı meselesiyle aslında o kadar da fazla ilgilenmiyor!

9 – Fakat! Ditko ve Kirby’yi savunurken bunun dozunu da çok kaçırmamak gerekiyor – Stan Lee’nin asıl ilgi alanının “çizgi roman yazarlığı” olmaması demek, onun “yeteneksiz” olduğu veya sadece başkalarının başarıları üzerinden geçindiği anlamına gelmemeli. Tam aksine, bence Stan Lee hem bir yazar olarak, hem de bir “şöhret” olarak son derece yetenekli bir adam, okuyucuyla – hayranlarla iletişim kurma açısından inanılmaz bir kabiliyeti var. Stan Lee 1960 – 70 arası dönemde hiçbir çizgi roman için hiçbir şey yazmamış olsa bile, bu onun başarıda çok ciddi payı olmadığı anlamına gelmemeli.

10 – Sonuç olarak, bu karakterlerin başarısını, “yaratma”, “hikaye kurgulama”, “yazma”, “çizme” ve “pazarlama” açısından beşe ayırmak mümkün. “Pazarlama” hakkı kesinlikle Lee’nin, “çizme” konusunda da Kirby ve Ditko’nun rolü zaten ortada. “Kurgulama” ve “yazma”, muhtemelen yine daha çok çizerlerle anılması gereken başarılar, ama yazmada Lee’nin – daha ufak boyutlarda olsa da – payı olduğu inkar edilmemeli. Yaratma konusu ise, elbette, bu beş kavramın en çok sorun yaşatanı – ve böyle bir yazı dizisine gerek duyulmasının en önemli sebeplerinden birisi.

Bu yazı, Stan Lee Özel Dosyası’nın bir parçası olarak yazılmıştır: 

Stan Lee Özel Dosyası