Marvel Comics İncelemeleri

She-Hulk (2014) # 1 – 6

shehulk20140She- Hulk muhtemelen en orijinal, en dikkat çekici ya da en meşhur Marvel karakteri değil, fakat başta John Byrne dönemi (ve daha güncel olarak Dan Slott’un serisi) olmak üzere, genellikle sınırlı bir hayran kitlesi tarafından takip edilen, ilgi çekici serilerle karşımıza çıkmak gibi bir özelliği var.

Bu gelenek, 2014 yılında başlayan, yazarlığını Charles Soule’un, çizerliğini ise büyük ölçüde Javier Pulido’nun üstlendiği yeni She-Hulk serisinde de sürüyor – fakat seriye geçmeden, genel olarak Marvel ile alakalı ilginç bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.

2013 yılından beri – çok büyük ihtimalle kendi çaplarında şimdiden efsanevi statü yakalamış olan Daredevil ve Hawkeye serileri nedeniyle – Marvel’da enteresan bir durum yaşanıyor.

Bir tarafta, Marvel her zaman bildiğimiz şirket olmayı sürdürüyor – anlamsız bir şekilde birbirini takip eden dev hikayeler, abartılı ve başarısız event’ler (bkz: Axis), her türlü negatif klişeyle dolu çizgi romanlar, okuyucuları sinirlendiren “flaş” gelişmeler ve mümkün olduğunca fazla para kazanma çabası, yüzeysel bir bakışla Marvel’da çok az pozitif şey yaşandığı yönünde bir izlenim yaratıyor.

Fakat bir de – özellikle işin popüler, çok ön planda olan kısmını aşıp – arka planda neler olduğuna baktığınızda karşınıza çıkan ikinci bir Marvel var. Burada, yalnızca ele aldığı konulardan, görselliğinden bile, tek amacının para kazanma olmadığını rahatlıkla anlayabileceğiniz (veya bir başka deyişle, çok satmayacağı belli olan) son derece farklı, deneysel, yenilikçi çizgi romanlar çıkıyor. Hawkeye, Daredevil, Moon Knight, All New Doop, Superior Foes of Spider-Man, Fearless Defenders, şu anda devam etmekte olan Winter Soldier  vs. hep bu “paralel Marvel” içinde sayılabilecek örnekler.

Elbette, bu durumun (daha sonra değinmek istediğim) belli bir mantığı var, ama şimdilik asıl konumuza She-Hulk’a bağlayacak olursak, She-Hulk’un da bu arka plana ait bir seri olduğunu söylemek yeterli.

shehulk20142

“Süper kahraman türü içinde farklı anlatı üslupları deneme akımı” gibi oldukça uzun bir şekilde tanımlayabileceğimiz bu arka plan, She – Hulk karakterini de bugüne kadar okuduğumuzun dışında bir profilde karşımıza çıkarıyor. Bir çizgi filmi andıran renkli ve eğlenceli çizimler, yine mizahı ve “bir süper kahramanın günlük hayatını” bir araya getiren bir konsept etrafında farklı bir süper kahraman anlatısı sunmayı başarmış.

Şu konuyu hemen aradan çıkartmak gerek: Bu yeni ve farklı bir süper kahraman anlayışı. Eğer aradığınız büyük dövüş sahneleri, epik hikayeler, ciddi dramlar ise She-Hulk bunları bulabileceğiniz bir seri değil. Endüstrinin geri kalanı zaten böyle dergiler ile dolu – She-Hulk’ta ise, büyük ölçüde, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan bir insanı takip ediyoruz.

Elbette, bu insanın She-Hulk olması, yazar Charles Soule’u “bir avukat olarak She-Hulk”, “bir kadın olarak She-Hulk” ve “bir süper kahraman olarak She-Hulk” gibi üç farklı konsepti aynı anda işlemek zorunda bırakıyor. Bunların üçünde de kendisinin ciddi anlamda başarılı olduğunu söylemek durumundayım – karakterin avukatlığına verilen önem daha önce Dan Slott tarafından da incelenen bir konu, fakat Soule’un da ana karakterinin mesleğine yaklaşımı son derece başarılı. Bir kadın olarak She Hulk’u son derece güçlü ve karakterli bir şekilde kaleme alıyor olması da, 2014 AltEvren Ödülleri’nde “Yılın Hoş Sürprizi” olarak tanımladığım pozitif durumla paralel ilerliyor.

shehulk20141

Bir pozitif nokta da, aslında farklı farklı işlendiklerinde bile tatmin edici olabilecek bu kurguların başarıyla bir araya getirilmesinde yatıyor. Örneğin, ilk sayının ilk anlarında She-Hulk’u profesyonel anlamda oldukça kendine güvenen bir avukat olarak görüyoruz, fakat çalıştığı şirketin onu işe almasındaki asıl amacın, Danny Rand, Tony Stark, Reed Richards gibi zengin karakterleri şirkete kazandırmak, yani onun süper kahraman bağlantılarını kullanmak olduğunu görüyoruz. Bu da, seriye oldukça hoş bir hava katıyor.

Konu olarak, serinin ilk altı sayıda iki ana meseleye yoğunlaştığı söylenebilir. İlk olarak, She-Hulk’un Dr. Doom’un oğluna Amerika’da yaşama izni çıkartmasını, daha sonra da (kendisi de dahil) bir grup arka plan süper kahramana açılan davanın arkasındaki sır perdesini kaldırma çabası serinin merkezine yerleştiriliyor. İlk hikayenin mizahi boyutu bir nebze daha ağır basmış, fakat ikinci hikaye, serinin on ikinci sayıdaki finaline kadar sürecek, biraz daha ciddi bir meseleyi konu alıyor.

shehulk20144

Yukarıda saydığım serilerin bir çoğunun, Soule’un tercih ettiği anlatı üslubu konusunda ona ilham verdiği elbette somut bir gerçek. Bu bağlamda, yazar onları da anmayı unutmamış. Daha ilk sayılarda Hawkeye serisine hoş bir gönderme var, Superior Foes of Spider-Man’den Shocker ve Daredevil da serinin ilerleyen noktalarında aktif olarak karşımıza çıkıyorlar.

Kısacası, She-Hulk Marvel’ın şaşırtıcı derecede iyi serileri arasında yer alan farklı bir çalışma. Önümüzdeki günlerde çıkacak on ikinci sayısıyla final yapacak, dolayısıyla bir oturuşta bile okunabilecek, kısa bir çizgi roman serisinden söz ediyoruz. Yine de, bu kısalığı serinin ne kadar sağlam olduğu konusunda bir yanılgıya yol açmamalı – She Hulk 2014’ün en sıradışı eserlerinden bir tanesi.