Özel Dosyalar

Ölümden Geri Dönüş Rehberi

Özellikle yeni çizgi roman okurlarının kafasını en çok karıştıran meselelerden biri, çizgi romanlarda ölen, fakat öldükten sonra bir şekilde geri gelmeyi başaran karakterler oluyor. Bizim çoğunlukla bir son olarak gördüğümüz ölüm, çizgi romanlarda artık çoğu zaman, “Acaba ne zaman geri dönecek?” diye merak ettiren bir öğe haline gelmiş durumda.

Peki, Marvel gibi, DC gibi firmalar, karakterlerini neden öldürüyorlar? Öldürdükten sonra, neden geri getiriyorlar? Ve en önemlisi, nasıl geri getiriyorlar?

Bu özel dosyamızda bu sorulara cevap vermeye çalışacağım.

Marvel ve DC, Karakterlerini Neden Öldürüyor?

Aslında cevabı açıklamama gerek var mı, bunu bile bilmiyorum. Tahmin edebileceğiniz gibi, heyecan yaratması için.

Süper kahraman çizgi romanlarının bütün hikayelerinde, büyük olaylarının tüm finallerinde eğer kimse ölmezse, okuyucular ne olursa olsun maceralardan herkesin sağlam çıkacağını bilirse, o zaman okuma keyfi de düşer.

Dolayısıyla, büyük çizgi roman şirketleri, yeni bir heyecan olsun, okurlar kimin ne zaman güvende olduğunu tam olarak bilemesin, her an sürpriz yapma şansları olsun diye, zaman zaman karakterlerini öldürmekten çekinmiyor.

Ölen Karakterler Neden Geri Geliyor?

Peki, madem öldürdün, geri getirmek niye? Bunun da cevabı aslında aynı ölçüde basit. Marvel ve DC’nin karakterleri, nereden bakarsanız kırk – elli yıllık, pek çoğu daha da eskiye dayanan karakterler. Bu karakterlerin hepsi de kendi evrenleri içinde belli bir rol oynuyorlar.

Dolayısıyla, bir karakteri öldürdüğünüzde, aslında evrende de belli bir eksiklik hissedilmesine yol açmış oluyorsunuz. Tabi bir de, bu karakterlerin sağladığı satış rakamlarını, bir süreliğine de olsa, feda ediyorsunuz – ki bu ne DC’nin, ne de Marvel’ın yapmak isteyeceği bir şey.

Dolayısıyla, Marvel ve DC’nin karakterlerini zaman zaman öldürüp geri getirmesi, pek de anlaşılmayacak hamleler değil.

Gelelim bu özel dosyamızın asıl konusuna. Marvel ve DC, bunu nasıl yapıyorlar?

Karakterler, ölümden nasıl geri dönüyor?

Bunun cevabı, yukarıdaki sorulardan biraz daha karışık. Bir karakteri öldürmenin temel mantığı, “farklılık” olduğu için, her karakterin öldükten sonra aynı süreçten geçmesi gibi bir durum yok. Marvel ve DC, ölüm hikayelerinin tazeliğini kaybetmemesi için, geri dönüş konusunda da farklı farklı metodlar izliyor. Peki, izlenen bu metodlardan bazıları neler?

İşte bu özel dosyamızın ana konusu bu. Baştan şu iki uyarıyı yapayım, bugüne kadar çizgi romanda yaşanmış tüm ölümlerin geri dönüşlerini açıklamak gibi bir amacım yok, ve bu “ölümden geri dönüş metodlarını” belli bir mantığa göre sıralamıyorum – yani birincisi en mantıklısıdır, birincisi en çok kullanılanıdır gibi bir mantık yok, aklıma geldiği sırayla yazıyorum.

1- “Aslında ölmemişti, ölüme benzer bir duruma geçmişti.”

Marvel ile DC’nin sık sık kullandığı “bahane”lerden birisi bu. Ölmüş gibi gözüken bir karakterin aslında ölmediği, bir şekilde ölüme benzeyen, fakat ölüm olmayan bir durumda kaldığı ve sonunda bu durumdan kurtularak hayata geri döndüğü açıklaması.

Örnek: Death of Superman hikayesinde, Superman Doomsday ile savaştıktan sonra yorgunluktan ve aldığı darbelerden “ölmüş gibi” gözükmüştü. Fakat, daha sonra kendisinin bir Kryptonlu olarak aslında ölmediği, fakat ölüme benzeyen bir koma durumuna geçtiği anlaşılmıştı.

2 – “Aslında ölmemişti, zamanda mahsur kalmıştı, fakat sonra bu durumdan kurtuldu”

Bu aslında belki de, ikinci madde olarak değil de, bir nokta beşinci madde olarak yazmam gereken bir şey, çünkü temel olarak ölüme benzer bir durumda kalmakla aynı olayı konu alıyor. Fakat, son yıllarda iki popüler karakter için böyle bir açıklama yapıldığından, ayrı bir madde vermenin doğru olacağını düşündüm.

Bu açıklamaya göre, karakter aslında ölmüyor, fakat bir şekilde zamanda hapsoluyor — farklı dönemlerde mahsur kalıyor, sürekli aynı olayları yaşıyor ve ancak bu durumdan kurtarılınca hayata geri dönebiliyor.

Örnek: Batman ve Captain America, bu durumu yaşayan iki popüler karakter. Batman, Darkseid tarafından öldürüldükten sonra farklı tarihi çağlarda, farklı kurgularda savaşlar vermiş ve bundan sonra DC Evreni’ne geri dönmüştü.

Captain America ise, Batman’dan farklı olarak, sadece kendi hayatını tekrar ve tekrar yaşamak zorunda kaldığı bir durumda kalmış, ve daha sonra hayata geri dönmüştü.

3- “Aslında hiçbir zaman ölmedi, fakat oluşan sahne içinde ölmüş olması kaçınılmaz gibi gözüktü.”

Bu, diğer ikisine göre biraz daha mantıklı bir açıklama aslında. Bu senaryoda, karakterin ölümünü biz okuyucular aslında görmüyoruz; fakat durumun kaçınılmazlığından dolayı, karakterin öldüğünü sanıyoruz.

Örneğin, karakterimiz bir binaya giriyor ve bina birkaç saniye sonra havaya uçuyor. Patlama sahnelerini gördüğümüz için, takip ettiğimiz karakterin öldüğünü sanıyoruz – fakat bundan sonra kendisinin hayatta olduğu ortaya çıkıyor.

Örnek: Cable and Deadpool serisinin sonlarına doğru, Cable kendi adasını havaya uçuruyor ve ölmüş gibi gözüküyordu. Fakat daha sonra buradan sağ çıktığı ve yeni doğan mutant bebeğin peşine düştüğü anlaşılıyordu.

Not: Bu, çoğunlukla kısa süreli ölümler için kullanılır, yani bu şekilde ölen karakter sadece bir iki ay süreyle gözükmez, genelde uzun süre ölü kalmaz.

4- “Öldü, ama geri getirildi.”

Marvel ve DC Evrenleri, bildiğiniz gibi bizim dünyamızdan hem çok daha fantastik, hem de bilimsel açıdan çok daha gelişmiş dünyalar. Dolayısıyla, yazarların karakterleri ölümden geri döndürmek için kullandıkları yöntemlerden biri de bu: Sihir yoluyla, ya da son derece gelişmiş bilimsel yollarla, gerçekten ölmüş olan karakterleri geri getirmek.

Örnek: Elektra, Hand organizasyonu tarafından büyüyle hayata döndürülmüştü.

Not: Tahmin edebileceğiniz gibi, bilimsel olarak birilerini hayata geri döndürmek, neredeyse sadece kötü karakterlerin kullandığı bir metot. Örneğin, Reed Richards, Tony Stark veya Bruce Banner Marvel Evreni’nin bilimsel olarak en akıllı karakterleri ve önde gelen dehaları olsalar da, genellikle ölen kişileri geri getirmeye çalışmazlar.

5- “Öldü, bir çeşit ölüm sonrası boyuta gitti, ve oradan kurtulmayı başardı”

Tıpkı bizim dünyamızdan daha fantastik olduğu gibi, Marvel ve DC aynı zamanda birden fazla boyuttan, alt-evrenden oluşan bir evren yapısına sahip. Bu yüzden, aslında ölen karakterlerin, farklı varlık boyutlarına geçmesi gibi durumlar da oluşuyor.

Tabi her yazar bu olasılığı kullanmayı tercih etmese de, bazen bir karakterin ölümden geri dönmesi, onun bu tarz bir boyuta gidip, buradan bir şekilde kaçmasıyla açıklanabiliyor.

Örnek: Wolverine serisinin ilk sayılarında, Logan’ın cehenneme gittiğini görmüştük. Şu sıralarda geri dönen Sabretooth, anladığımız kadarıyla bir şekilde “cehennem”den kaçarak Marvel Dünya’sına geri dönmüş durumda.

6- “Ölen, aslında o değildi.” 

Sık kullanılan mazeretlerden biri de bu. Marvel ve DC Evrenleri, bildiğiniz gibi, klonların, “shape – shifter”ların, hatta sadece şekil değiştirme konsepti üzerine yaratılmış ırkların boy gösterdiği evrenler. Yazarlar, bazen bunu da ölümden dönmek için bir bahane olarak kullanıyorlar.

Yani, ölen karakterin, aslında o karakter olmadığını, fakat onun bir klonu olduğunu, ya da onun yerine geçmiş başka birisi olduğunu iddia ediyorlar. Böylece, asıl karakter hiçbir zaman ölmemiş, sadece esir alınmış veya ortadan başka bir şekilde kaybolmuş oluyor.

Örnek: Wolverine ilk öldüğünde, kendisinin aslında ölmediği, ölenin bir Skrull savaşçısı olduğu ortaya çıkmıştı.

7 – “Öldü, ama kozmik bir güç sayesinde geri geldi.”

Bazı kozmik varlıklar, ölmüş karakterlerle birleşerek, onları kendileri için bir “host” olarak kullanarak, yeniden hayata dönmelerine olanak sağlayabiliyorlar. Bu  sayede, karakterler ölmüş olsalar bile “birleştikleri” kozmik güçler sayesinde hayata geri dönebiliyorlar.

Örnek: Jean Grey’in Phoenix Force sayesinde geri gelmesi, bu kozmik güçlerle birleşerek geri dönme olayının en meşhur örneği muhtemelen. DC’de ise, ölen Hal Jordan’ın Spectre ile “birleşerek” geri dönmesi bu tarz geri dönüşlere verebileceğimiz örneklerden.

8 – “Öldü, fakat ölümü tersine çevirebilecek kadar güçlü bir karakter tarafından geri getirildi.” 

Çizgi roman evrenleri, çoğunlukla “omnipotent”, yani her şeyi yapabilecek kadar güçlü varlıkların bulunduğu evrenler oluyor.Bu tanrısal karakterler için de, ölüm bizim için olduğu kadar net bir son olmayabiliyor. Bu karakterler, çoğu zaman ölümsüz oldukları gibi, zaman zaman ölen karakterleri sadece kendi güçlerini kullanarak geri getirmeyi başarıyorlar.

Örnek: 1990’lardaki Cosmic Powers Unlimited serisinde, Thanos Captain Marvel’ı kısa bir süreliğine hayata geri getirmişti.

9 – “Öldü, ve ölü kaldı. Fakat, kendisiyle sınırlı olmayan bir takım evrensel değişiklikler sonucunda, o da geri gelmiş oldu.” 

Bu da, ölen karakterleri geri getirmek için sık kullanılan çözümlerden birisi. Bu senaryolarda, diğerlerinden farklı olarak, ölen karakteri geri getirmek için ayrıca bir hikaye yazılmıyor. Hikaye, tek bir karakterden çok daha büyük ve kapsamlı oluyor; evren çapında ciddi değişikliklere yol açıyor.

Bu evren çapındaki değişiklikler de, asıl getirdikleri değişimlere ek olarak, bir ya da birden fazla karakterin ölümden geri gelmesine sebep oluyorlar.

Örnek: House of M serisi sonrasında, Marvel Evreni’ndeki pek çok değişikliğin yanı sıra, gördüğümüz bir başka değişim de Avengers Dissassembled sırasında ölen Hawkeye’ın ölümden geri dönmesiydi.

DC’de de Infinite Crisis hikayesinden sonra Batman’in ikinci Robin’i Jason Todd, Superboy Prime’ın “gerçekliği yumruklaması” sonucunda evrenin alt üst olmasıyla hayata geri dönmüştü.

10- “Öldü, fakat ölümü sıradan bir ölüm değildi. Kendisinin bir şekilde geri dönmesine olanak sağladı.”

Diğerlerinden biraz daha ilginç olan bu senaryo, karakterlerin nasıl hayata döndüklerinden çok, nasıl öldükleriyle ilgileniyor. Ölümleri, normal bir ölümden farklı olan bu karakterler, bir anlamda daha sonra geri dönüşlerini de ölümlerinin bu değişik özelliğine borçlu oluyorlar. 

Örnek: Güçleri kendi vücuduna bile fazla gelerek kendisini yavaş yavaş öldürürken, Nate Grey Harvester ile savaşı sırasında kendisini tamamen enerjiye çevirerek “ölmüştü”. Fakat, ölümünün bu doğası nedeniyle belli bir süre sonra geri dönmeyi başarmıştı.

11 – “Öldü, fakat bilinci, kişiliği bir şekilde başka bir vücuda, veya kendisinin bir klonuna aktarıldı.” 

Bu da, ölmüş bir karakteri kullanmaya devam edebilmek için kullanılan senaryolardan biri. Başlıktan da rahatça anlayabileceğiniz gibi, bu senaryonun gerçekleşmesi için karakterimiz ölüyor, fakat bilinci başka bir vücuda, mümkünse kendisinin klon bir vücuduna aktarılarak yaşamaya devam ediyor. 

Örnek: Marvel ve DC Evrenleri dışından, muhtemelen daha meşhur bir örnek verecek olursak, Star Wars’un en önemli karakterlerinden İmparator Palpatine, filmlerdeki ölümünden sonra, Dark Empire serisinde bilincini klon bir vücuda aktararak geri dönüyordu.

12 – “Ölmedi, paralel bir evrene geçti” 

Aslında ölen karakterlerin, ölüm sonrası boyutlara geçmesine benzemesine karşın, bu da yazıyı ilk yazarken atladığım, fakat sık kullanılan bir çözüm yolu. Bu durumda, karakterler Marvel veya DC Evreni’nde ölmüş gibi gözüküyorlar, fakat aslında ölmemiş, paralel bir evrende, paralel bir dünyaya gitmiş oluyorlar. 

İlerleyen dönemlerde de, bu paralel evren / dünyalardan geri gelerek “ölümden” geri dönmüş oluyorlar. 

Örnek: Havok X-Factor serisinde öldükten sonra, aslında ölmediği fakat Mutant X adlı bir paralel evrene geçiş yaptığı anlaşılmıştı. Aynı şekilde, Onslaught hikayesinden sonra, Fantastic Four ve Avengers karakterleri ölmüş gibi gözüküyordu, fakat daha sonra Franklin Richards’ın yarattığı bir alt-evrende oldukları görülmüştü. 

Bonus – Öldü, yerine paralel evrendeki bir versiyonu geçti.

Bu, yazının yazılmasından sonra yorumlar kısmından önerilen bir ekleme.

Yukarıda da ifade ettiğim gibi, Marvel – DC Evrenleri farklı paralel evrenlerden oluşuyor. Dolayısıyla aynı karakterin pek çok versiyonu bulunabiliyor.

Yine yukarıda bahsettiğimiz gibi, Marvel ve DC Comics’in karakterlerini öldürdükten sonra geri getirmek istemelerinin temel sebeplerinden bir tanesi, evrenlerinde yaratılan boşluğu doldurmak. Wolverine’in öldüğü bir hikaye anlattığınızda, final açısından heyecan yaratmış oluyorsunuz – ancak hikayenizin bir “evren” içinde geçmesi, gelecek hikayelerinizde Wolverine’i kullanamamanız anlamına geliyor.

Peki, ya paralel evrenden gelen bir Wolverine’i kullanmak?

Bu, tam anlamıyla ölümden geri gelmek olarak tanımlayabileceğimiz bir şey değil. Çünkü diğer yöntemlerin aksine, bu sefer geri getirdiğiniz kişi tam olarak aynı olmuyor. Ama Marvel ve DC, zaman zaman bu yöntemi de kullanıyor.

Örnek – Marvel’da Wolverine’in ölümünden sonra, ana evrendeki “Wolverine kontenjanı” uzun süre “Old Man Logan” tarafından dolduruldu.

DC Comics, Rebirth sürecinde New 52 döneminin Superman’ini öldürüp, eski DC evrenindeki Superman’i yeniden hikayelerine dahil etti.