Bu yazı, DC Tarihi‘nin bir parçası olarak yazıldı. Bunu tabi ki ihtiyacınız doğrultusunda okuyabilirsiniz, ancak linkini verdiğimiz ana yazıda tavsiye ettiğimiz okuma sırasına göz atmanızı tavsiye ederiz.
New 52, sık sık dile getirdiğimiz gibi, pek çok DC karakterine başlamayı kolaylaştırmayı amaçlayan ve bunu büyük ölçüde başaran bir süreç, fakat New 52 ile başlanması sıkıntılı olabilecek iki önemli karakter var: Batman ve Green Lantern.
New 52 öncesinde, pek çok DC karakteri ciddi bir sıfırlamadan faydalanabilecek durumdaydı. Karakterin yakın geçmişinin tam anlamıyla sıfırlanması, çoğu karakteri rahatlatabilir, yeni ve daha özgür hikayeler için sağlam bir temel hazırlayabilirdi.
Fakat Green Lantern, bu karakterlerden biri değildi.
Green Lantern Haftası’nda uzun uzadıya değindiğimiz gibi, Green Lantern karakteri aşağı yukarı 2005 yıllarından beri, Geoff Johns adlı bir yazarın kaleme aldığı oldukça başarılı bir seride karşımıza çıkıyordu. New 52 döneminin başladığı 2011 yılına kadar, bu seride Green Lantern karakteri konusunda pek çok önemli gelişme yaşanmış; karakterin tarihi ve DC Evreni içindeki yeri baştan yazılmış, pek çok yeni yan karakter ve konsept yaratılmıştı.
Bunun bir sonucu olarak, Green Lantern DC Comics’in New 52 gibi bir süreçle hedeflediği temel iki başarı açısından tatmin edici seviyedeydi. Green Lantern hem iyi satıyor, hem de okuyucular tarafından beğeniyle takip ediliyordu. Dolayısıyla, DC’nin bazı diğer seriler için görmüş olabileceği müdahale gerekliliği, Green Lantern serilerinde mevcut değildi.
2010 yılında Geoff Johns DC Comics’de Chief Creative Officer konumuna terfi ettirildi – bu konum, New 52 dönemi de dahil olmak üzere, DC Evreni ile ilgili önemli kararları, büyük hikaye kurgularını belirlemek konusunda Johns’a büyük yetki verdi.
Bir başka deyişle, son altı – yedi yılını Green Lantern ile alakalı büyük bir hikaye anlatmaya ayırmış olan Geoff Johns New 52 sonrası DC Evreni’ni şekillendirecek en önemli figürlerden biri olarak belirlendi.
Sonuç olarak, bütün evreni sıfırlama vakti geldiğinde; DC Comics yıllardır başarıyla devam eden, okurların beğendiği / kabul ettiği belli önemli gelişmeler yaşamış ve şirketin en etkili figürlerinden biri tarafından yazılan bu Green Lantern sürecini çöpe atmamaya karar verdi. Önemli karakterler arasında eski özelliklerini, hikayelerinden çeşitli öğeleri yeni evrene aktaran örnekler vardı – fakat bir tek Green Lantern New 52 öncesi devam eden sürecini aynen bu dönemin sonrasına da taşıdı.
Dolayısıyla, ilginç bir şekilde, DC Evreni’ni sıfırlayan New 52, Green Lantern’ı sıfırlamadı. Geoff Johns New 52 başladığında hikayesini kaldığı yerden anlatmaya devam etti, ve önceki evren çerçevesinde yarattığı öğeleri de aynen kullanmayı sürdürdü.
Peki;
Green Lantern okumaya New 52 ile başlanabilir mi?
Muhtemelen hayır. New 52 kapsamındaki Green Lantern serilerinin ilk sayısını aldığınız takdirde, okumaya başladığınız yeni bir hikaye oluyor – fakat hikayenin öncesine hakim değilseniz, kafanızın karışması çok muhtemel.
Peki, Green Lantern’a New 52 ile başlanmasını tavsiye eder misiniz?
Kesinlikle hayır. New 52 kapsamındaki birinci sayı, her ne kadar kendi içinde yeni bir hikayenin başlangıcı olsa da, aslında bir önceki serinin aynen devamı olarak kurgulanıyor. Hikayeye ortadan giriş yapmayı göze alsanız bile, New 52 ile başlamak öncesindeki altı – yedi yıllık gelişmeleri, yeni karakter ve konseptleri tanımamak anlamına geliyor. Dolayısıyla, Green Lantern (ve “Green Lantern Corps”, “Red Lanterns” gibi yan seriler için), şu adımları takip etmek hala daha mantıklı: