DC Comics İncelemeleri

Multiversity: Thunderworld Adventures

multiversitythunderworld0Pek çok internet sitesininde 2014’ün en iyi popüler çizgi romanlarından biri olarak tanımlanan Multiversity: Pax Americana’nın ardından, “Multiversity” beşinci hikayesi, Thunderworld Adventures ile devam ediyor.

Grant Morrison’un Multiversity’nin planlanma aşamasında verdiği bir röportajda, “All Star Superman’e benzer bir mantıkla hazırlayacağını” söylediği bu çizgi romanın, Pax Americana kadar güçlü bir eseri takip etmesi bir dezavantaj olarak görülebilir – fakat iki hikaye birbirinden o kadar farklı ki, Thunderworld bir önceki sayıyı daha ilk sayfadan tamamen unutturuyor.

 

 

Kapaktan da büyük ölçüde anlaşılacağı üzere, Thunderworld Adventures bizi Captain Marvel’ın evrenine, Earth-5’a götürüyor. Crisis on Infinite Earths öncesinde Earth-S olarak bilinen bu evren, Captain Marvel’ın DC Comics karakterleriyle bir araya getirilmediği, tıpkı bir önceki sayının “saf Charlton Dünyası” gibi, “saf Fawcett / Marvel Family” dünyası olarak tanımlanabilecek bir kurguya sahip.

Pax Americana’nın komplo teorileriyle dolu, karanlık, kompleks dünyasının aksine, Thunderworld tamamen zıt bir mantığı tercih ediyor: Bu sefer renkli, canlı ve daha eğlenceli bir dünyayla karşı karşıyayız, ve çok daha klasik bir süper kahraman kurgusunu takip ediyoruz. Bir başka deyişle, bu sayıda komplo teorileri, kahramanlıkları sorgulanan figürler, garip şekillerde kullanılan zaman mantığı yok* – bu yalnızca bir süper kahraman hikayesi.

Ama elbette, “yalnızca bir süper kahraman hikayesi” garip bir cümle. Bu kültür ortaya çıktığından beri o kadar popüler olmuş, o kadar ilginç değişimler ve gelişmeler yaşamış durumda ki, özellikle son yirmi yılda süper kahraman türü içinde üretilen eserlerin “sıradışı” olması için çok farklı kriterler belirleniyor. Bir önceki sayı, Pax Americana, belki de bu beklentilere, bu kriterlere daha çok uyan bir eser.

multiversitythunderworld2

Fakat düşündüğünüzde, “bir süper kahraman hikayesi” aslında kendi içinde bir çılgınlık ifade ediyor. Pelerin takan, iç çamaşırını dışına giyen, (günümüz standartlarına göre) neredeyse absürt seviyede basit kurgular içinde maceralar yaşayan bir karakter fikri, örneğin Superman’in, ya da Captain Marvel’ın ilk dönem maceraları, artık çok geniş ve zengin bir kültürün çağ dışı kalmış, okunmayacak derecede klişeleşmiş hikayeleri olarak görülüyorlar. Ama aslında, bunlar da kendi içlerinde bir değişiklik, bir delilik değiller mi?

Grant Morrison, Thunderworld Adventures’da bence her şeyden önce bu ruhu hatırlamak ve yansıtmak istemiş.

Captain Marvel’ın büyük düşmanlarından Doctor Sivana’nın, Suspendium adlı maddeyi kullanarak haftaya sekizinci bir gün (elbette, Sivanaday!) eklemesi, ve (elbette) paralel evrenlerdeki Sivanalar ile birlikte bütün Multiverse’ü ele geçirmek için bir plan yapması, bu basit ama çılgın kurgunun temelini oluşturuyor. Fakat bu sefer, daha önceki Multiversity hikayelerinin aksine, hikaye kendi içinde net bir sona, ve ilk kez mutlu bir sona ulaşıyor.

Elimizde hem Captain Marvel’ın Altın Çağ ruhuna, hem de modern dünyanın bir takım gerekliliklerine uyan – hatta bazen aşağıdaki gibi, bu iki dünyanın neden aynı anda varlıklarını sürdüremediklerine esprili yollarla değinen – bir çizgi roman var. Belki All Star Superman ile parallelik kuracak kadar uzun / detaylı değil, ama Morrison’un bu benzetmeyi neden yaptığını görebilmek mümkün.

multiversitythunderworld1

Thunderworld, şu ana kadar yayınlanan Multiversity hikayeleri içinde okunması en kolay olanı. Kendi içinde belli bir karmaşıklığı elbette var, günümüzün diğer eserleriyle kıyaslandığında elbette çok farklı, çok değişik bir eser gibi duruyor, fakat sonuç olarak, bir bütün olarak seri içindeki diğer hikayelere göre çok daha rahat ve hızlı bir şekilde okunuyor.

Kolay okunuyor olması ve daha “sıradan” bir süper kahraman hikayesi olduğunu söylemem yanlış anlaşımlasın. Elbette bu sayı içinde de Morrison’a özgü gariplikler, kompleks kurgu öğeleri var. Yukarıda “zaman mantığı”nın yanına ufak bir yıldız koymamın sebebi bu: belki anlatı açısından bir zaman sorgusu yok, fakat hikaye yine ilginç bir zaman yolculuğu konseptini  içeriyor, yine doğrudan bizimle konuşan karakterler karşımıza çıkıyor, yine evrenler arası iletişim araçları olarak çizgi romanlar kullanılıyor, “Multiverse”, tabi ki, yine önemli bir rol oynuyor.

multiversitythunderworld3

Kısacası, bu Multiversity’nin geri kalanına göre daha basit, fakat kendi içinde yine oldukça değişik bir çizgi roman. Okuyucu tercihlerine göre, bu kendinden önceki sayılardan daha iyi veya daha kötü bir sayı olarak görülebilir, ama objektif olarak söylenebilecek tek şey daha farklı olduğu. Sayının son sayfasında, Multiversity kapsamında çıkan ikinci dergiyi (Society of Super Heroes) buruşturup fırlatan, mutlu sonları özlemle hatırlayan bir Captain Marvel görmemiz de, Morrison’un bu iki çizgi romanın nasıl farklı anlayışlara hitap ettiğini göstermek için kullandığı hoş bir yöntem olmalı. 

Öyle ya da böyle, Multiversity son sürat devam ediyor. Farklı üsluplar, farklı denemeler serinin kalitesini (özellikle de birbirini takip eden sayılar yerine kendi içinde olup biten one-shot’lar tercih edildiği için) benim için arttıran unsurlar. Beş sayının henüz geçirmediği tek endişem, Multiversity’nin sonuç olarak bir bütün hikaye anlatıp anlatmayacağı yönündeki düşünce – fakat yalnızca üzerine yeni serilerin yaratılabileceği paralel evrenler kurgulama amacıyla basılıyor olsalar bile, bunlar keyifli çizgi romanlar.