DC Comics Yazıları

Multiversity Okuma İpuçları

multiversityrehber1Grant Morrison’ın yıllar süren beklenti ve ertelemelerin ardından 2015 yılında yayınlanan serisi Multiversity’nin tamamını sitede inceledim. Büyük ölçüde beğendiğim bir seri olan Multiversity’nin, özellikle bazı sayıları konusunda söylediğim şeyler anladığım kadarıyla okuyucularımızın dikkatini çekmiş, zira seriyle ilgili pek çok kişiyle sohbet etme imkanım oldu.

Ne yazık ki, serinin karışık doğası nedeniyle, bu sohbetlerin kayda değer bir bölümü serinin anlaşılamaması ve karışıklığı üzerine kuruluydu. Ben de, bana gelen sorular çerçevesinde, Multiversity’yi okumak isteyenlere yardımcı olabilecek bir yazı hazırlamak istedim.

 -1 – Multiversity’yi Okumak Zorunda Değilsiniz.

Evet, biliyorum, Multiversity’yi anlayabilmek için yazılan bir yazı böyle bir cümleyle başlamamalı. Bu yüzden buna “eksi birinci” madde diyorum, çünkü Multiversity etrafında ilginç bir imaj var ve bu imajın tamamen doğru olduğu söylenemez.

Madde madde gidecek olursak;

  • Multiversity DC Evreni’nin gidişatını anlamak için okumanız gereken bir “event”,
  • DC Evreni genelinde çok ciddi sonuçları olan bir hikaye,
  • DC tarafından ciddi bir şekilde reklamı yapılmış olmasına karşın, “DC Tarihinin en büyük macerası”
  • Daha önce DC Comics hikayeleri okumamış okurlara uygun bir seri veya,
  • Mutlaka her sayısı anlaşılarak okunması gereken bir konsept,

Değil.

Multiversity aslında çok belirli bir okur kitlesi için yazılan bir seri. Grant Morrison bu konsepte geri dönmedikçe, veya bu seride kullandığı fikirler başkaları tarafından kullanılmadıkça, ileride yazılacak DC çizgi romanları için “olmazsa olmaz” bir hikaye de olmayacak.

Evet, özellikle doruk noktaları açısından günümüzde yayınlanan pek çok süper kahraman çizgi romanına göre daha başarılı, daha farklı olduğu bir gerçek; fakat bu seriyi okumak için acı çekmeniz gerektiği anlamına gelmemeli.

multiversityrehber2

 1 – Sayıları Bir Kez Okuyup, Her Şeyi Anlamayı Beklemeyin

Eğer Multiversity’yi okumaya karar verirseniz, bu aklınızda olması gereken ilk mesaj.

Günümüzde, edebiyat ve dilbilgisi uzmanları, herhangi bir yazarın, herhangi bir fikri, mesajı, bilgiyi veya hikayeyi bir metinle okurlarına gerçek anlamda istediği gibi aktarıp aktaramayacağını sık sık tartışıyorlar.  Dolayısıyla bir yazar, yazdığı metnin kolay okunması, okuyucuya kolay ulaşması için ne kadar uğraşırsa uğraşsın, bu hep gözüktüğünden daha zor ve karmaşık bir süreç haline geliyor.

Bu iş başlı başına bu kadar zor ve tartışılan bir konuyken, bir de zaten kolay kolay okunmak istemeyen bir yazarın durumunu düşünün.

Grant Morrison, Multiversity çizgi romanlarını bir kerede okunabilecek, hızlı bir okumayla rahatlıkla anlaşılabilecek, tüm göndermeleri, tüm yoğunluğu tek seferde özümsenecek eserler olarak hazırlamamış. Bu durumda, bu çizgi romanları bir kerede okuyup her şeyi anlamayı beklemek de çok mantıklı değil.

Kendimden örnek vereyim.

Ben çoğu sayıyı, çizgi romanlar elime geçtiği anda, yattığım yerde, on – on beş dakikada okudum. İlk adımda konuya, olay örgüsüne, yaşananlara odaklanmaya çalıştım. Daha sonra, masa başında oturup adam akıllı, sayfa sayfa, panel panel okuyarak çizgi romanı anlamaya çalıştım, AltEvren için incelemesini yazmadan da son bir kez daha dikkatlice okudum.

Üçüncü okumanın biraz bana özel olduğunun farkındayım, ama kişisel olarak her okumada ilk hızlı okumaya göre daha çok keyif aldığımı söyleyebilirim. Dolayısıyla, “Aman, nasıl olsa sonunda olanları öğrendim, bir daha ne okuyacağım!” diye düşünmeyin. Multiversity sayılarının güzelliği, çoğu zaman olay örgüsünün, “sonunda olanların” dışında saklı.

2 – Tek Sayı Okumaktan Çekinmeyin, veya Sırayla Okuyun.

Multiveristy serisinin, birbirinden bağımsız “one-shot”lar üzerinden ilerliyor olmasının bir sebebi var. Eğer serinin genelini karışık bulduysanız ve keyif alarak okumuyorsanız, sadece ilginizi çeken dergileri okumanızda hiçbir sakınca yok.

Multiversity: Guidebook, içerdiği rehber açısından DC Evreni’ni yakından ilgilendiren bir çizgi roman. Yaygın şekilde serinin yıldızı olarak gösterilen Multiversity Pax Americana, tek başına okunup anlaşılabilecek bir eser. Bunları merak edip, sadece bir – iki Multiversity hikayesi okumak için, burada sunduğum okuma listesini adım adım takip etmenize kesinlikle gerek yok.

Öte yandan, eğer istediğiniz Multiversity’nin tamamını okumaksa, bu sıraya uymanızı yine de tavsiye ederim. Multiversity # 1 ile başlayıp Multiversity #2‘ye giden süreç öyle  sayı sayı takip edilmesine gerek olan bir süreç gibi gözükmeyebilir, fakat son sayının belli sahnelerinde serinin geri kalanını okumuş olmak gerçekten işinize yarayacak.

3 – Hazırlıksız Gelmeyin!

Multiversity hakkında en sık aldığım soru, Multiversity’den önce okunması gereken çizgi romanların hangileri olduğu, veya Multiversity için de Convergence ve Secret Wars gibi bir ön okuma listesi / önerisi hazırlayıp hazırlayamayacağım sorusuydu.

“Eksi birinci” maddede de dediğim gibi, Multiversity tam anlamıyla bir “event” hikayesi olmadığı için, öncesinde okunması gereken spesifik bir liste de yok. Fakat bu dediğim de, Multiversity’nin yeni çizgi roman okurlarına uygun bir seri olmadığı yönündeki cümlem ile aslında biraz çelişiyor.

İşin sıkıntısı şurada: Multiversity’yi anlamak için adım adım, birer birer okumuş olmanıza gereken, Multiversity’ye doğru giden, Multiversity’ye zemin hazırlayan bir seri, bir hikaye veya bir prolog falan yok.

Fakat, seriyi anlamak için DC Comics tarihinden belli başlı hikayeleri okumuş, garip bir tabirle, biraz “DC çizgi romanı tecrübesi” edinmiş olmanız gerekiyor.

Dediğim gibi, adım adım bir liste vermek mümkün değil, ama DC’nin “multiverse” mantığının karşımıza çıktığı bazı serileri, belki Multiversity #1 incelemesinde söz ettiğim ilk “Multiverse çizgi romanı”nı, belki Crisis on Multiple Earths ciltlerinde toplanan JLA sayılarını, mutlaka Crisis on Infinite Earths hikayesini ve diğer “kriz”leri okumuş olmak gerekiyor.

Ama en önemlisi….

multiversityrehber3

4 – Morrison Okuyun!

Grant Morrison kariyeri boyunca belli açılardan istikrarlı olmuş bir yazar. Kendisinin kullanmayı sevdiği hikaye öğeleri, teknikleri ve temaları var. Bu temaları bildiğinizde ve yazarı biraz tanıdığınızda, aslında ne yapmaya çalıştığını ve amaçlarını de daha iyi anlayabiliyorsunuz.

Final Crisis serisi, bence Multiversity için olmazsa olmaz bir seri. Ama New 52 kapsamında yazdığı Action Comics’i, JLA dönemini, All Star Superman’i ve DC Comics için yazdığı ilk çizgi roman olan Animal Man’i okumak bile, serinin size çok daha tanıdık ve kolay anlaşılır gelmesini sağlayabilir.

Hatta, Morrison’ın süper kahraman tarihini ve kendi çizgi roman deneyimlerini aktardığı Supergods kitabı bile, Multiversity’nin varlık amacını daha iyi gözler önüne serebilir.

Biraz uzatmak pahasına somut bir örnek vermek istiyorum. Şu alıntı, bahsettiğim kitaptan geliyor:

But the piece de resistance came with “The Flash Stakes His Life on—You!” in August 1966. It’s one of the first stories I remember as having a profound impact on my young mind. I can trace many of my own obsessions and concerns as a writer back to this particular root.

The cover showed a close-up shot of the Flash. The background was black, without feature or detail. He was holding up his hand into the foreground as if he were standing only feet away from us, almost life sized, addressing us directly. His expression was frenzied. His eyes were those of a saint eyeballing the infinite. His palm extended, almost life sized, to bring us to a halt. He was the Flash—the Fastest Man Alive. The bold red title perfectly placed in the black space above his head told us so.

“STOP!” he cried in inch-high letters. “DON’T PASS UP THIS ISSUE! MY LIFE DEPENDS ON IT!”

“The Fastest Man Alive was ordering us to stop and breaking the fourth wall of the second dimension to deliver his plea. This was the first time a superhero looked out from the flat picture plane into a theoretical higher dimensional space he could not see, only intuit, to ask his readers for help. He even seemed to know that he was in a comic-book publication. His world was not our own, and we were separated by a membrane as hard and permeable as Alice’s mirror. ”

Kısa bir bölümün önemini fazla abartmak istemem, fakat Morrison’ın bahsettiği kapağı Multiversity Ultra Comics’in kapağıyla yan yana koyup, buradaki cümleleri okuduğunuzda, zaten Ultra Comics’i de büyük ölçüde anlamış oluyorsunuz.

5 – İnterneti Kullanın

İnternet, çizgi romanı gerçekten seven ve – çoğu zaman tamamen gönüllü olarak – çizgi roman okumak isteyenlere yardımcı olmaya çalışan insanlarla dolu. Neredeyse her çizgi roman hakkında açıklamalar, incelemeler, yorumlar ve analizler bulmak mümkün.

Üstelik, konu Multiversity gibi karışık bir çizgi roman olduğunda, bu çizgi roman sevdalıları adeta seferberlik ilan ediyorlar.

Bu maddeyi kendi çıkarım için yazdığımı ve sizi AltEvren’deki bazı yazılara yönlendireceğimi söyleyebilmeyi çok isterdim. Ne yazık ki, Multiversity’yi gerçek anlamda anlayabilmek / anlatabilmek için yazılması gereken yazılar, benim vakit ayırabileceğimden biraz daha fazla süre ve emek gerektiriyorlar.

Bu doğrultuda, aradığınız şey bu sitedeki gibi incelemeler, yorumlar, analizler vesaire değil. Anahtar kelimeniz, “annotation.”

Okumakta olduğunuz sayının adını, bu anahtar kelimeyle birlikte Google’a yazdığınızda karşınıza çıkacak sonuçlar, Multiversity çizgi romanlarını sayfa sayfa, bazen panel panel inceleyen, okuyuculara yabancı gelebilecek kavramları, öğeleri anlatarak Multiversity serisini açıklamaya çalışan yazılardan oluşuyor.

Bunlar, yukarıdaki maddelerin hiçbirisini yapmasanız bile, en azından ilginizi çeken sayıları okumak için size mutlaka yardımcı olacak çalışmalar.

Burada basit bir örneğini görebilirsiniz: http://comicsalliance.com/multiversity-dc-comics-grant-morrison-annotations-part-1/

Peki, bu kadar emeğe gerek var mı?

Özellikle üçüncü ve dördüncü maddede dediğim konularda, cevap hayır. Yalnızca Multiversity okumak için, böylesine derin bir külliyata girmek, sırf Multiversity’yi okumak adına bütün bu çizgi romanları okumak biraz abartılı bir süreç – fakat Multiversity, zaten büyük ölçüde bu çizgi romanları zaten okumuş kişiler için yazılıyor. O yüzden ya Multiversity’yi bahane olarak kullanıp bütün bu çizgi romanlara göz atabilir, ya Multiversity’den vazgeçip daha az karmaşık serilere yönelebilir, ya da “Bu çizgi romanları nasıl olsa bir gün okur, sonra da Multiversity’ye göz atarım,” gibi bir “erteleme” yapabilirsiniz. 

Fakat, diğer taraftan da cevap evet. Özellikle internetin ve bir şeyler indirebiliyor olmanın sonucu olarak, günümüzde çizgi roman okurları bir seriyi beğenmek veya beğenmemek konusunda çok aceleci davranabiliyorlar. Bir çizgi romanın o anda anlam ifade etmemesi, karışık gelmesi, yabancı gözükmesi, onları doğrudan bu çizgi romanlardan kurtulup, birkaç dakikada indirebilecekleri farklı serileri denemeye itebiliyor. 

Bu benim çok doğru bulduğum bir tutum değil.

Bu kadar yazmış olmam sizi yanlış yönlendirmesin. Evet, Multiversity karışık bir seri. Evet, öncesinde okumuş olmanız gereken çok şey var. Fakat bu demek değil ki ultra-kültürlü insanlar dışında kimsenin anlayamayacağı, yıllarca çizgi roman tahsili yapmamış insanların bir sayfasını bile çözemeyeceği bir çizgi romandan bahsediyoruz. Multiversity sonuçta bir süper kahraman serisi, ve normal bir süper kahraman çizgi roman serisine göre biraz daha çaba gösterdiğinizde, çoğu sayısı bu çabaya fazlasıyla değiyor.