Marvel Comics İncelemeleri

Howard the Duck (2015) # 1 – 5

howardtheduck1 kapakHoward the Duck serisinin kişisel anlamda ilgimi neden çektiğini ve karakterin nasıl enteresan bir geleneğin ürünü olduğunu şu yazıyla biraz açıklamaya çalışmıştım. Ama orada da dediğim gibi, yeni Howard the Duck serisini bu kadar beklememin tek sebebi, karakterin kendisi değildi. 

Beni asıl heyecanlandıran, seriyi Sex Criminals‘ın çizeri ve son zamanların “internet fenomeni” Chip Zdarsky’nin yazıyor olmasıydı. 

 

 

 

Çizgi roman dünyasındaki kariyerine, Matt Fraction’ın yazdığı, Image Comics’in yayınladığı Sex Criminals serisinde çizer olarak bomba gibi bir giriş yapan Zdarsky için aslında bu bile yeterli bir referans. Son dönemin en dinamik, en cesur ve kesinlikle en komik serilerinden birinin çizeri olarak, Zdarsky’nin Howard the Duck gibi çok ön planda olmayan bir seride yazarlık yapması çok zor olmamalı. Fakat iş bununla bitmiyor. 

Zdarsky’nin, çizgi roman işleri dışında, sosyal medyadaki yorumları, paylaşımları ve çeşitli çılgınlıkları  – Amerika’da bir restoran zinciri olan Applebee’s’in bir şubesiyle yaşadığı muhteşem arkadaşlık ve kendi kendine düzenlediği Zdarscon gibi – onu Howard the Duck gibi bir karakter için inanılmaz bir potansiyel haline getiriyor. Zira, buna benzer sıradışı bir mizah anlayışı, Howard the Duck gibi bir seriyi yazmak için en önemli kriter olmalı. 

Zdarscon

Bu seriden bu kadar yüksek beklentilerim olmasının temel nedeni de aslında bu. Howard the Duck’un yetişkinlere yönelik mizah anlayışı ile, Zdarsky’nin buna çok farklı bir bakış getirebilecek kişisel yaklaşımı, bir araya geldiğinde çok umut vaadeden bir denklem oluşturuyor. 

Ama tabi, “Zdarsky Mizahı + Howard Geleneği = Beklenti” denklemindeki beklenti kısmını da biraz somutlaştırmak gerekli. Bunu kafamda ilk canlandırdığımda oluşan beklentileri, çok kısaca paylaşmaya çalışayım.

Chip Zdarsky’nin yazacağı bir Howard the Duck serisi ilk duyurulduğunda, her şeyden önce fazlasıyla komik bir serinin hayalini kuruyordum. Fakat bunun yanı sıra, serinin ne Marvel Evreni’ne, ne de Marvel Evreni’nde geçen diğer serilerin takip ettiği hikaye yazma gerekliliklerine uyacak bir yapıyla kurgulanmasını; hatta “kurgu”lanmamasını, son derece cesur, acımasız, sert bir espri anlayışı benimsemesini, ve Chip Zdarsky’nin, hikaye kurgusu, düz bir anlatı, modern ve basit bir süper kahraman hikayesi gibi şeylerle fazla uğraşmamasını, temel amacı gülmek ve güldürmek olan, fakat bunu çok iyi yapan bir seri yazmasını bekliyordum. Serinin daha önceki gelenekleri düşünüldüğünde ise, Zdarsky’nin Gerber’in toplumsal eleştirilere dayanan mizahını, bir kaç doz mizaha doğru kaydıracağını, ama sosyal medya üzerinden fazlasıyla yaptığı gibi, günümüz “geek” kültürüne getirdiği ufak iğnelemeleri de koruyacağını tahmin ediyordum.

Seri ile ilgili arka planı bir kenara bırakıp, gerçek bir incelemeye başlarken, Chip Zdarsky’nin yazdığı, Joe Quinones’in çizdiği bu beş sayılık Howard the Duck serisinde, aradığımı pek bulamadığımı söylemek zorundayım. 

Zdar’ın hakkını Zdar’a verelim — seri içinde bu beklentileri karşılayan sahneler yok değil. Howard’ın uzaya gittiğinde, Marvel’ın büyük kozmik varlıklarının katıldığı ve The Collector’ın koleksiyonu için parçalar aradığı Cosmic Con’a şahitlik etmesi, beklediğim “geek kültürü göndermeleri”ni rahatlıkla karşılayan bir sahne. 

howardtheduck1 2

Aynı şekilde, serinin temel kurgusunu oluşturan ve muhteşem bir Infinity Gauntlet parodisi olan “The Abundant Glove” da, Marvel’la dalga geçme açısından son derece başarılı bir örnek. 

howardtheduck1 5

A second Dance Gem! 

Ve tabi, Zdarsky’den en büyük beklentim olan, lafını sakınmayan, acımasız espri anlayışı da (özellikle Spider-Man karakterini neredeyse yerden yere vuracak şekilde) karşımıza çıkan bir öğe. Marvel’ın belki de en önemli karakterinin, bu kadar önemli ve dokunulmaz kutsallıktaki bir öğesinin, bu şekilde kullanılması, gerçekten şok edici bir durum.

howardtheduck1 3

Un… Uncle Bennnnn nooooo uncle ben i’m sorryyyyyy uncle ben…..

Fakat ne yazık ki, serinin geneline baktığınızda, bu paneller istisna olarak kalıyor. 

Howard the Duck’ı She-Hulk ile aynı binaya yerleştiren ve orada dedektiflik yapma çabalarını serinin merkezine koyan Zdarsky, Howard’ın tek müşterisinin onu bir kolyenin peşinden göndermesini ve bu hikayenin, dünyayı yok edebilecek güçte bir silah olan The Abundant Glove’a bağlanmasını konu alıyor. Hikaye içinde rol oynayan Spider-Man, Dr. Strange, Human Torch gibi karakterlerin yanı sıra, Guardians of the Galaxy ekibi de karşımıza çıkıyor, ve bu da, elbette (veya, ne yazık ki) bir Howard the Duck – Rocket Rackoon sayısı anlamına geliyor. 

Bu durumun iki sonucu var. 

Birincisi, Chip Zdarsky, bahsettiğim tarzda, Sex Crminals’da gördüğümüz “lafını sakınmayan” bir mizah çizgi romanı yerine, son dönemde benzerini sık sık okuduğumuz bir Marvel çizgi romanı yazmış oluyor. Yan karakterlerin kullanımı, hikayenin gelişimi, hikayenin boyutu ve okuyucuya aktarım şekli son derece tanıdık bir şekilde gelişiyor, ve dürüst konuşmak gerekirse, vasatı pek aşamıyor. She-Hulk serisini okuyan biri için, bu seride olup Howard the Duck’ta olmayan hiçbir şey yok – hatta She-Hulk’ta birkaç gömlek üstü var.

İkincisi, en yukarıda linkini verdiğim Howard the Duck karakter tanıtımında da söylediğim gibi, Zdarsky Howard’ın geleneğinden çok onu Marvel’ın günümüz beklentilerine uygun bir şekilde kurguluyor. Beş sayılık serinin henüz ikinci sayıda Rackoon – Duck konusuna ayrılması bunun tatsız bir kanıtı. 

Bu sorunlar Zdarsky’nin kendi tercihinden kaynaklanıyor olabilir – mizahla ilgilenen pek çok sanatçıda bir noktada görülen ciddi bir hikaye anlatma isteğinin, sadece komik olarak görülmeme amacının, onu da etkilemiş olması muhtemel.Seriyi Marvel’ın bu şekilde talep ettiği veya editör müdahalesiyle bu hale getirdiği de düşünülebilir, ama bu kadar önemli öğelerle dalga geçilirken, sadece hikayenin bu şekilde tutulması bu ihtimalden de yüzde yüz emin olmamızı engelliyor. Dolayısıyla, sorun Zdarsky mi, Marvel mı, bunu söylemek pek mümkün değil – ama Howard the Duck serisi, Zdarsky’nin kendi tarzını biraz daha yansıtsa ulaşabileceği boyutun biraz altında. Sorunun çok daha temel bir noktadan, Zdarsky’nin bir yazar olarak tecrübe kazanmakta olmasından kaynaklanması da elbette es geçilemeyecek bir ihtimal; zira urada bahsettiğim sorunların pek çoğu, yazarın Image için hazırladığı Kaptara serisinde de karşımıza çıkan meseleler. 

howardtheduck1 4Ama evet – acımasız mizah Spider-Man’in peşini bırakmıyor…

Zdarsky hakkında çok şey söyledim, biraz da serinin çizimlerinden ve Joe Quinones’ten bahsetmek istiyorum. Bana kalırsa, Zdarsky’nin beklentileri karşılamadığı noktalarda, Quinones harikalar yaratıyor. Çizerin Howard the Duck’a fazlasıyla uyan tarzı yer yer Javier Pulido’yu hatırlatan, çizgi-filmvari bir üslup; ama bu tekdüze bir üslup kullandığı anlamına da gelmiyor. Hem günlük hayat sahnelerini, hem aksiyon sahnelerini, hem de kozmik sahneleri başarıyla çizdiğini düşündüğümüzde, Quinones’in seri boyunca yazar Zdarsky’ye göre daha istikrarlı bir iş yaptığını söyleyebiliriz. 

Gelelim serinin iptaline… 

Beş sayıda iptal edilmek oldukça vahim bir durum gibi gözükse de, Howard the Duck aslında iptal edilmiyor, Secret Wars sonrasında tüm Marvel çizgi romanlarında olduğu gibi birinci sayıdan yeniden başlatılıyor. Normal şartlarda sıfırlamalar ve iptaller beni rahatsız eden şeyler değil, fakat Howard the Duck gibi arka planda kalacağı belli olan bir serinin beş sayıdan sonra sıfırlanmasının herhangi bir mantığı olmadığını söylemek zorundayım.

Yine de, Howard the Duck bir şekilde devam edeceği için mutluyum. İlk beş sayı, yüksek mizah beklentilerine  – yukarıda paylaştığım birkaç panel ve espri dışında – pek cevap vermese de; bu ne serinin kötü bir seri olduğu anlamına geliyor, ne de ilerleyen dönemlerde daha başarılı hale gelmeyeceği anlamına. Zdarsky’nin tek yapması gereken, Howard’ın köklerinin sıradan bir Marvel hikayesinden çok kendi benzersiz tarzına uygun olduğunu anlamak, veya bunu Marvel’ın editörlerine kabul ettirmek. 

howardtheduck1 6