Farklı Tatlar

Godland (ve Jack Kirby)

GODLAND VOL 1 HELLO COSMIC2005 yılında Image Comics tarafından yayınlanmaya başlanan, ve geçtiğimiz sene otuz altıncı sayısıyla sona eren Godland (doğru yazımıyla Gødland) serisi, Marvel ve Image’da yazarlığını üstlendiği çeşitli serilerle tanınan yazar Joe Casey tarafından yazılıp, Tom Scioli tarafından çizilen, enteresan bir çizgi roman.

Hikaye, Mars’a yapılan ilk insanlı uçuşun korkunç bir şekilde sonuçlanması ve görevdeki astronotlardan yalnızca birinin, Adam Archer’ın hayatta kalmasıyla başlıyor – sınırlı oksijeni ile, birkaç saat içinde ölmesi kaçınılmaz olan Archer, gezegenin yeraltında garip bir mekanizma buluyor, ve bunu çalıştırdıktan sonra, süper güçler elde ediyor. Tahmin edebileceğiniz gibi, çizgi romanı “enteresan” yapan şey, tam olarak bu klişe kurgusu değil.

 

 

İşin aslı şu ki, konunun bu kadar klişe olmasının ardında çok mantıklı bir sebep var.

Pek çok sanat dalında; bir sanatçının yepyeni, benzersiz ve kendisinden önce görülmemiş tarzda ürünler yaratması – ve sonuç olarak, isminin bu tarzla özdeşleşmesi, hatta, nadir durumlarda, sanatçının adının yarattığı tarzı tanımlayabilecek tek kavram olarak kalması gibi bir durum karşımıza çıkar.

Mesela, Shakespeare’in adı, zaman zaman oyunlarındaki kurgu tarzıyla, ama daha yaygın olarak yazdığı “sone” şiirlerle özdeşleşerek, bugün “Shakesperean” olarak adlandırılan sıfatın yaratılmasına vesile olmuş; belki bundan bile meşhur bir örnek vermek gerekirse, Kafka’nın öykü ve romanlarında kullandığı, daha sonra da çeşitli sanat dallarında yeniden yaratılacak karanlık, aşırı büroktratik ve boğucu atmosfer, yazarın adıyla, “Kafkaesque / Kafkaesk” olarak tanımlanmaya başlanmıştır.

Bu tarz örnekler düşünüldüğünde, çizgi romanlarda “Kirbyesque” gibi bir kavramın daha yaygın olarak kullanılmıyor oluşu şaşırtıcı bir durum olarak gösterilebilir – fakat Godland serisi, sanıyorum başka hiçbir kavramla açıklanamaz.

Stan Lee ile birlikte Marvel Evreni’nin neredeyse tamamını yaratan, ve muhtemelen hem getirdiği görsellik, hem de hikaye kurguları nedeniyle, aslan payını Lee’den çok daha fazla hakeden Jack Kirby’nin tarzı, 1960 – 70 arası çizgi roman piyasasının en önemli çizgi roman akımı olarak gösterilebilir.* Hatta, biraz abartılı bir iddia olmakla birlikte, günümüzde okuduğumuz süper kahraman ekolünün tamamının yalnızca “Kirbyesque” bir akımın devamı / varyantları olduğu bile savunulabilir.

Tabi 1970’lerdeki sosyal sorumluluk / sosyal gerçekçilik akımı, 80’lerdeki karanlık dönem, 90’ların abartılı anatomisi / anti kahramanı ve 2000’lerin bitmek bilmez mega hikaye düzeni düşünüldüğünde, olayın tek sorumlusunu Jack Kirby olarak göstermek, onu bütün çizgi roman endüstrisinin “ata”sı olarak yüceltmek (veya bakış açınıza göre, eleştirmek) çok mantıklı olmasa da, Kirby’nin bu endüstride ne kadar derin bir iz bıraktığı, çizgi romanlara nasıl bir yön verdiği rahatlıkla görülebilecek bir  gerçektir.

kirbyfourthworld

Üstelik, Kirby aslında sadece Marvel Evreni’ni yaratmakla kalmamış, daha sonra çalıştığı DC Comics’te hem yazıp hem çizdiği Fourth World hikayesi ile, DC çizgi romanlarının bugün bile arkasını yasladığı kozmik düzenin şekillenmesinde çok büyük rol oynamış, DC’nin belki de en “büyük” kötü karakteri Darkseid’i yaratmış, hatta bununla kalmayıp, Marvel’a döndüğü 76 – 78 yılları arasında, zamanında fazla ilgi çekmeyen, fakat daha sonra Marvel’ın evrensel düzenine ciddi bir boyut ekleyen Eternals, Celestials gibi karakterleri yaratmıştır.

Benzer kurgular, kozmik boyutlar ve Kirby’nin Amerikan çizgi romanına yön veren sanat tarzını taşıyan bu hikayeler, Neil Gaiman’dan Grant Morrison’a, Alex Ross’dan Jonathan Hickman’a pek çok büyük çizgi roman sanatçısını etkilemiş, Kirby’nin hikayelerinden alınan unsurlar, Gaiman’ın Eternals serisinden, Ross’un Earth X’ine – daha güncel örnekler vermek gerekirse –  DC’nin Final Crisis’inden, Marvel’ın Infinity’sine kadar pek çok hikayede çok önemli roller oynamıştır – fakat, bu hikayeler kesinlikle Kirby’den esinlenmiş olmakla birlikte, çizim tarzı olarak olarak, üslup olarak “Kirbyesque” olarak adlandırılamazlar, zira 1960’larda Kirby’nin çizdiği (ve büyük ölçüde yazdığı) bir eserle karşılaştırıldıklarında, aralarındaki benzerlik çok da fazla değildir.

Godland’e geri dönelim – hatırlarsanız daha önce Warren Ellis’in Supergod çizgi romanını incelemiş, ve bu eserin, “süper kahraman” türüne, ama daha spesifik olarak, “Ya Süper Kahramanlar Gerçek Olsaydı?” sorusunu ele alan alt türe ait olduğunu söylemiştim. Joe Casey ve Tom Scioli’nin bu çalışması da, yine genel anlamda yine bir süper kahraman hikayesi – fakat bu hikayede de, “Jack Kirby yalnızca bir ilham kaynağı değil, bir tarz, bir genre olabilir mi” sorusuna cevap aranıyor.

Bu, anladığım kadarıyla (yine Kirby geleneğinin bir uzantısı olarak) yazar Joe Casey’den çok, çizer Scioli’nin aklından çıkmış bir fikir gibi. Diğer tüm çizerlerin, Kirby’ye kıyasla kendisine fazlasıyla yavan ve sıkıcı geldiğini, Kirby’nin bilim kurguya dayalı epik hikayelerini anlatmak için geliştirdiği tarzın (yüzde yüz isabetli veya “doğru” olmasa da) kusursuz olduğunu söyleyen Scioli, büyük bir Kirby hayranı olarak, Godland serisinde tamamen Kirbyesque bir havanın peşinde koşmuş, ve daha ilk sayıdan, tüm çizgi romanı, “Kirby-tarzı” bir hikaye geliştirmeye adamış: Mars’a gidip süper güçler kazanan bir astronot, garip görünüşlü, zırhlı süper kötüler, uzayın derinliklerinden gelen esrarengiz varlıklar ve çok daha fazlasıyla, Godland her şeyden önce Jack Kirby’ye bir saygı duruşu.

Godland

Üstelik, her ne kadar aslan payı Scioli’ye ait olsa da, olay sadece Jack Kirby’nin çizimlerini taklit etmekle sınırlı değil. Karakterlerin yapıları, konuşmaları, çizgi romanın anlatısı, karakterizasyonlar, diyaloglar – her şey tipik bir Kirby çizgi romanının 1960’larda ele alacağı gibi alınmış – örneğin, daha ilk sahnelerdeki meteor düşme sahnesinde, meteorun “uzaydan görülebilen tek yapı” olan Çin Seddi’ne düşmesi, bilinçli bir tercih olarak sunuluyor – ama bilimle bilim kurgu yazacak kadar ilgilenen Casey ve Scioli, acaba 2000’li yıllarda, uzaydan görülebilen tek yapının Çin Seddi olduğu şehir efsanesine gerçekten inanıyor olabilir mi?

Elbette, olay Gümüş Çağ sırasında çizgi romanlara tamamen farklı bir hava veren Jack Kirby’nin, günümüz açısından oldukça demode kalmış olan tarzını yeniden yaratmak üzerine kurulu – fakat, bu hikayenin sıkıcı bir “Kirby Tribute” havasında geçtiği anlamına gelmemeli.

Öyle sahneler var ki, yazarların “Kirby taklidi” neredeyse bir parodi boyutuna ulaşıyor, ve örneğin, Archer’a güçlerini veren kozmik varlıklar, Marvel’ın “Uzay Tanrıları”nın sıradan süper kahramanlarımızla konuşacağı üslupta, “kozmik üstünlük tripleriyle” konuşuyorlar – süper güçler kazanıp, uzaylı yaşam formları gördükten sonra, yaşadığı bu doğaüstü olayları kabullenemeyen, bunun aklının kendisine oynadığı bir oyun olduğunu düşünen Adam Archer, panik halinde yaşananları sorgularken, bu kozmik varlıklardan, öyle bir cevap alıyor ki, çizgi romanı okurken kahkaha atmamak elde değil:

– Belay your pointless blathering!

İyi yanlarını övdüğümüze göre, sırada eserle ilgili sorulması gereken sorular var: Birincisi, eğer bütün olayı 1960’larda ve 70’lerde, tek bir sanatçı tarafından yaratılan bir üslubu taklit etmekse, Godland kendi içinde okumaya değer, orijinal bir şey sunuyor mu?

Bana kalırsa, bu sorunun cevabı evet. Her ne kadar Kirby etkileri abartılı boyutlarda olsa da, Casey ve Scioli’nin yapmaya çalıştığı şey Kirby’yi taklit etmek değil, dediğim gibi, Kirby’yi bir tür olarak kullanmak. Dolayısıyla,  hikaye de aslında “Kirby türü”nde orijinal ve eğlenceli bir hikaye sunuyor; ve üstelik, sayılar ilerledikçe, yazar takımı hikayenin içine son derece özgün, Kirby’den ayrılan çeşitli unsurlar da dahil etmeye başlıyorlar. Bana kalırsa oldukça sinir bozucu bir karakter olan, Adam’ın kardeşi Neela Archer figürü böyle bir karakter; kendisi bende çizgi roman sayfalarına dalıp kendisine uçan tekme atma isteği yaratmasına karşın, hikayeyle ilgili merak uyandıran bir alt-plot yaratmayı da başarıyor. 

godland-basil-cronus

İkinci soru, biraz daha derin: Kirby’nin tarzını taklit eden bir çizgi roman olarak, Godland çizgi roman sanatına herhangi bir şey katıyor mu?

Bu soru da bence iki farklı şekilde cevaplanabilir. Birincisi, pek çok çizgi romanda olduğu gibi, Godland’in fazla bir sanatsallık iddiası yok. Kirby-vari bir bilim kurgu / süper kahraman çalışması olarak, eser her şeyden önce eğlence amacıyla üretilmiş bir çalışma – ki bu da eseri fazla sanatsal olarak incelemeye çalışmanın büyük ölçüde lüzumsuz olacağı anlamına geliyor.

Öte yandan, ciddi bir sanatsallık iddiası olmasa da, kendini bir sanatçıyla sınırlama, Kirby’nin yıllar önce “demode” olmuş tarzını sınır olarak belirleyip, bu sınırlar içinde yepyeni ve orijinal bir hikaye yazma çabasını, en azından bir ölçüde deneysel bir çalışma olarak övmek de gerekir diye düşünüyorum. Bu doğrultuda, tüm nostaljik tutumuna karşın, aslında Godland bir bakıma yenilikçi bir çalışma olarak da görülebilir.

Kısacası, Godland bence iddialı olduğu seviye içinde, endüstrinin geri kalanından daha kaliteli bir yapım. Yapmaya çalıştığı şey çok farklı olduğundan, okuyucuda merak uyandırması son derece kolay oluyor, ve üstelik, normal şartlarda “sıkıcı” olması gereken pek çok özelliğin altından da, başarıyla kalkıyor. Abartılı bir beklentiyle başlamanıza gerek yok – fakat okumayı seçerseniz, muhtemelen pişman olmayacaksınız.

AltEvren’in Notu: 7 / 10

*Bu konu hakkında daha fazla bilgi almak, Lee ve Kirby ikilisinden hangisinin daha fazla katkı yaptığının neden tartışılmakta olduğunu okumak isterseniz, şu yazıyı okumanızı tavsiye ederim:

https://www.altevren.net/index.php/cizgi-roman-yazlar/genel/455-fs-iv-stan-lee-tanr-m-eytan-m

Kim Okumalı / Kim Okumamalı?

Farklı Tatlar için eklediğimiz bu yeni özellik, tanıtımını yaptığımız eserlerin ne tarz okuyucuların ilgisini çekebileceğini açıklamak için kullanılıyor. (+++) Bu eseri kesinlikle okuması gereken okuyucuları, (++) eserle ilgilenmesi çok muhtemel olan okuyucuları, (+) boş zamanı varsa bu eserle ilgilenebilecek okuyucuları, (-) ise bu eseri beğenmeyecek okuyucuları ifade ediyor…

(+++) Jack Kirby hayranı olanlar, Kirby’nin stilini, anlatı tarzını, çizgi roman üslubunu farklı bir eserde yeniden yakalamak isteyen, çok, çok, çok fazla sayıda Kirby Krackle / Dot görmek isteyenler.

(++) Güncel yayınlardan ziyade, “Essential” gibi, “Showcase” gibi, “Masterworks” gibi ciltleri, yani eski çizgi romanları tercih eden, onların havasında yeni bir çizgi roman okumak isteyenler.

(+) Marvel – DC çizgi romanları dışında farklı bir süper kahraman hikayesi okumak isteyenler

(-) Jack Kirby’yi (henüz) sevmeyenler

Yazılarımızdan yayınlandıkları anda haberdar olmak ister misiniz? Yeni Twitter hesabımızı takip edin: AltEvren Twitter