ÇST!

ÇST 5 – Sen de mi Brütüs!?

“ÇST” başlığımız aslında “Çizgi romanda saçmalık tarihi” anlamına geliyor, ve bu yazı gelecekteki bir sayı için yazıldığından başlığa pek uymuyor, ama bir gün uyacağını tahmin ederek yine de kullanıyorum.

Age of Ultron öncesinde, Marvel Comics için, “evreni değiştirecek hikaye yapmaktan, elinde değiştirecek evreni kalmayan Marvel” gibi bir tanımlama yapmıştım. Gerçekten de, düşündüğünüz zaman, “Artık hiçbir şey bildiğiniz gibi olmayacak!”,Bildiğiniz Marvel Evreni’ni unutun!”, “Marvel Evreni, bir daha asla eskisi gibi olmayacak!” şeklinde tanımlar, yıllardır yakamızı bırakmıyor. Civil War, World War Hulk, Secret Invasion, Siege, AvX, Age of Ultron ve çok daha fazlasıyla, evren hiçbir zaman bildiğimiz gibi olamıyor, ve zaten bildiğimiz evren de, üç – dört aydır gördüğümüz, yeni tanımaya çalıştığımız bir evreni ifade etmeye başlıyor.

Ve bugün itibarıyla, sığınacak tek yuvamız da, yıkılmış durumda…

Marvel’ın abartılı crossover süreci karşısında, New 52 ile sakin bir yayın programına giren DC Comics, Trinity War hikayesi ile ilk büyük crossover’ını yapmış, bu hikaye de doğrudan Forever Evil’a bağlanmıştı. Bu sayede, birkaç yıldır “event”siz devam eden DC Comics de, Marvel’ın bu alandaki tekeline karşı durmaya başlamıştı.

Forever Evil’ın henüz dördüncü sayısı çıktı, ama bakın, beşinci sayının “preview”unda neler deniyor…

“Will never be the same…”

Marvel iki hikaye arasında geçen dört ayı, “bildiğiniz evren” diye bize kakalamaya çalışırken; DC de Flashpoint sonrasında yaratılan, yani ikinci senesini yeni tamamlayan bir evreni – daha aradaki beş yıllık süresinde neler olduğunu bile bilmediğimiz, tanımadığımız evreni –  “bir daha aynı olmayacak” diye pazarlamaya başlıyor.

Suç kendilerinin de değil tabi. Marvel saçma sapan hikayelerle, sürekli satış üstünlüğü kurunca, ateşe ateşle karşılık vermek kaçınılmaz oluyor, fakat şu “will never be the same” lafına kıl olduğum kadar, çok az şeye kıl oluyorum çizgi roman dünyasında.

Buradan DC Comics’e yaşlı gözler ve titrek bir sesle “Sen de mi Brutus?” diye bağırıyor, “Çizgi roman okurunu aptal yerine koymaya son!” sloganıyla Taksim’e yürüyüşümü başlatıyorum…