ÇST!

ÇST 4 – Rob Liefeld

 

robliefeld1

Çizgi Romanda Saçmalık Tarihini incelediğimiz yazı serimize, kısa bir aradan sonra Rob Liefeld ile geri dönüyoruz.

Kendisini tanımayanlar için, kısaca özet geçelim: Şu sıralarda oldukça gözden düşmüş olmasına rağmen, Rob Liefeld 90’ların başında inanılmaz popüler olan bir çizerdi. Ve aynı zamanda, çizgi roman dünyasının en saçma figürlerinden birisiydi.

Liefeld, günümüz çizgi roman piyasası düşünüldüğünde,hayal edilemeyecek kadar ünlüydü. 1989 yılında X-Men ailesinin en az satan dergisi New Mutants’ta çalışmaya başladıktan sonra, bu seriyi iki sene içinde en çok satan dergilerden biri haline getirmeyi başardı. 1991’de ise,  New Mutants “X-Force” adıyla yenilendi ve X-Force’un birinci kopyası tam dört milyon adet sattı.

Dört milyon. Bunun ne anlama geldiğini şöyle örneklendireyim: Marvel’ın iki aydır deli gibi reklamını yaptığı, bas bas duyurduğu Avengers vs. X-Men’in ilk sayısı için çizgi roman dükkanları toplam 160.000 kopya aldı.

Bırakın çizgi romanları, adam o kadar meşhurdu ki, Levi’s reklamlarında bile oynuyordu!

 

Peki, Liefeld’ı saçma yapan şey ne?

Bütün bu popülaritesine, başarısına ve yakaladığı satış rakamlarına rağmen, felaket bir çizer olması ve çizgi romanla azıcık ilgilenen herkesin kendisinden çılgınca nefret etmesi.

Liefeld’in en meşhur özelliklerinden biri, kendisinin el ve ayak çizimlerindeki inanılmaz beceriksizliği. Aşağıdaki örneklerde, bunun ne kadar ciddi bir sorun olduğunu görebilirsiniz:

robliefeld3

 

Bunun internette daha pek çok örneği mevcut, özellikle şu linkte Liefeld’ın en saçma kırk çizimine güzel değinilmiş:

http://www.progressiveboink.com/archive/robliefeld.html

90’ların bir özelliği, çizim tarzının genelde abartılı olmasıydı. Abartılı vücutlar, kaslar, devasa silahlar, vesaire. Liefeld, bu çağın en büyük öncülerinden biri olmanın yanı sıra, o dönem için bile abartılı işler yapmayı başaran bir çizerdi. Örneğin;

robliefeld4

O Cable’ın elindeki nedir öyle? Liefeld’ın Levi’s reklamını tekrar izleyin. Orada herhangi bir sanat eğitimi almadığını söylüyor (ki söylemese de olur yani) ve hayal gücünün öneminden bashediyor. Freud’un rüya teorilerinden biri, insanların rüyalarında gördüğü uzun cisimlerin, ve penetre edici maddelerin – kılıçlar, silahlar, mermiler, gibi – erkek cinsel organının yansımaları olduğu yönünde biliyorsunuz.

Evet, Freud’un teorileri artık pek “bilimsel” kabul edilmiyor ama, Liefeld’da bir durumlar var sanki.

Hayır mı? Peki buna ne dersiniz?

Olmadı mı? Eh, bunda da homoerotik bir durumlar yoksa, ben de bir şey bilmiyorum:

robliefeldfinals