Marvel Cinematic Universe Filmleri

Captain America: The Winter Soldier

wsfilm3Biraz gecikmeyle de olsa, Captain America: The Winter Soldier filmini sonunda izleyebildim. Marvel filmlerinden genel beklenti olan, “aksiyon”, “harika kavga – dövüş sahneleri”, “görsel efekt” ve “bir tutam komedi” mantığını büyük ölçüde devam ettiren, ama bununla birlikte biraz daha ciddi ve karanlık bir hava da yakalayan film, bence son derece keyifli olmuş. 

Yazının geri kalanı ve yorumlar bölümünde spoiler olacaktır – filmi henüz izlemediyseniz okumanızı tavsiye etmiyorum. 

İçeriden fethedilmiş SHIELD, ilk filmden geri dönen HYDRA ve elbette, filme adını veren Winter Soldier’ın öne çıktığı film, II. Dünya Savaşı’nda yok olduktan sonra, varlığını farklı bir şekilde devam ettiren HYDRA’nın, SHIELD’ı kontrol ederek dünyayı kendi fikirlerine göre şekillendirme planını, ve Captain America – Black Widow – Falcon – Nick Fury – Maria Hill beşlisinin bu planı durdurma çabasını konu alıyor. 

Filmi tek kelimeyle özetlemek gerekirse, “Aksiyon” diyerek noktayı koymak yeterli. Cap ve Falcon’un tanışması, Cap’in müze sahneleri ve Peggy’le konuşması dışında, baştaki gemi sahneleriyle başlayan yüksek tansiyon, filmin sonuna kadar durmadan devam ediyor – ki dövüş sahneleri ve görsel efektler, artık Marvel filmlerinden alıştığımız gibi, bu filmde de gerçekten harika olmuş. 

Hem karakterlerin önceki filmler sayesinde daha iyi oturmuş olarak karşımıza çıkması, hem de Marvel’ın her filmle tecrübesine  tecrübe katıyor oluşu, kaliteyi istikrarlı olarak yukarı çekiyor. Üstelik, Marvel bu filmde oldukça cesur davranmış ve SHIELD’ın “yok olmasına” kadar varacak ciddi bir senaryoyu beyazperdeye taşımış. Bu, bir yandan pozitif bir nokta, çünkü yeni Captain America filminin, bir şekilde Avengers’ın dev boyutlu hikayesinden sonra izlenmeye değecek, seyirciye, “Adam dünyayı kurtardı, bunu niye izleyelim?” dedirtmeyecek bir kurguya sahip olmasını sağlıyor – ama öte yandan, SHIELD Marvel filmlerinin belki de en önemli bağlayıcı noktasıyken, hatta ve hatta, doğrudan bu isimle bir dizi çekiliyorken, bir anda bu kadar büyük bir darbe alması, gelecek açısından da merak uyandırıcı. 

wsfilm1

Daha önceki filmlerden tanıdığımız Steve Rogers ve Black Widow karakterleri, bu filmde bence daha önceki filmlere göre daha başarılı işlenmişler. Steve Rogers’ın en iyi sahnesi bana kalırsa hala Avengers’daki emir yağdırma sahnesi, ama bu film genel olarak karakteri daha iyi anlayan, daha iyi işleyen bir film, ki üstüne konuluyor olması çok önemli. Black Widow da aynı şekilde, geçmişinin biraz daha kurcalanması, karakterin biraz daha boyut kazanması, Cap ile arkadaşlığının ilerletilmesi, hepsi önümüzdeki filmler için önemli noktalar.

wsfilm4Falcon karakteri de bence gayet eğlenceli bir karakter olarak aktarılmış. Taktığı kanatlarla uçan bir adam fikri, son derece çizgi roman-vari, filmlere aktarılması soru işareti yaratabilecek bir konsept, ama görsel efekt takımı bu işin altından başarıyla kalkmış. Hem uçma sahneleriyle, hem de kanatları olmadan hikayeye dahil olduğu sahnelerle, Sam Wilson filmin artı yönlerinden biri. Yalnız, ikisinin Captain America’yla biraz hızlı tanışıp, hızlı kanka olduklarını da söylemeliyim, ama bu da tabi ki filmin süresiyle ilgili bir durum, sanırım daha iyi yapılması pek mümkün değil. 

Winter Soldier ise, filmin elbette en önemli noktası. 

Daha önceden incelediğimiz Winter Soldier çizgi romanıyla belli paralellikler olsa da, film çizgi romana göre ciddi farklılıklar içeriyor – hatta Winter Soldier’dan esinlendiği kadar, HYDRA – SHIELD ilişkisine değinen Secret Warriors serisinden de pek çok şey ödünç alınmış. Bunların her ikisi de oldukça sağlam çizgi romanlar, ve ortaya çıkan kurgu da bence hiç fena değil – ama filme adını veren Winter Soldier’ın bazen biraz fazla arka planda kaldığını söylemek de mümkün. Evet, yeteri kadar gözüküyor, dövüşüyor, Steve ile birkaç an yaşıyor ama, sonuç olarak kendisinin büyük ölçüde bir “piyon” olduğu gerçeği de karakterin karizmasının azalmasına yol açıyor. Yine de, bu dediğim çok önemli bir eleştiri değil, sadece adı “Winter Soldier” olan bir filmde anlık olarak gözüme batan bir sıkıntı.

wsfilm5Biraz daha ciddi noktalara da değinelim.

Daha önce de uzun uzun değindiğimiz gibi, mevzubahis Captain America olduğu sürece, sağda solda, “Propaganda!” eleştirilerinin ve tespitlerinin çıkmaması da mümkün değil. Açıkçası bu konuya, daha önce fazlasıyla değindiğimden, fazla vakit ayırmak istemiyorum, zira adı Captain America olan, Amerikan bayrağı giyen ve Amerika kalkanı taşıyan bir figürün, ne kadar propaganda olmayabileceği saatlerce tartışılabilecek bir konu. 

Şunu söylemekle yetineyim, filmde  aslında çok ciddi Amerika eleştirileri de var. Jasper Sitwell’in, filmin merkezindeki algoritmayı açıklarken kullandığı, her türlü bilginin dijital olarak saklanması, ve devletin bunlara rahatlıkla ulaşabilmesi mantığı, Amerika gündeminden uzun süredir düşmeyen konular arasında. Güya insanların “güvenliği” ve “özgürlüğü” için, abartılı koruma yollarına gidilmesi, üstelik bunun Nick Fury tarafından, bence hoş bir göndermeyle,  “New York’tan sonra” diye açıklanması, ABD’nin 11 Eylül sonrası terör paranoyası ve aşırı güvenlik önlemlerine (Patriot Act, vs.) çok açık ve doğrudan bir eleştiri olarak göze çarpıyor – Captain America’nın emir almayı reddetmesi ve kendisine söylenenleri doğrudan sorgulaması, filmin büyük bölümünde (neredeyse) devlet tarafından kovalanması, ve tüm bu eleştirilerin, ABD devleti içinde bulunan Nazi kökenli bir örgüte bağlanması, Captain “America” gibi bir filmde ciddi anlamda dikkat çeken öğeler. 

Tabi Captain America’nın Amerika’ya karşı gelmesi gibi bir mesele, çok da ideolojik bir eleştiri olarak görülmemeli. Marvel filmleri uluslararası piyasadan çok ciddi para kazanıyor: Nasıl ki Asya pazarı ile Kuzey Amerika içindeki Asya kökenli toplumunun olası tepkileri, Iron Man serisindeki Mandarin’in farklı şekilde yaratılmasında rol oynadıysa, dünyanın geri kalanının, sadece Amerika propagandası yapan bir karakteri izlemek istemeyeceği gerçeği de, muhtemelen filmin bu özelliğinin asıl nedeni. ws2

Dolayısıyla, tabi ki, filmden öyle çok ağır bir kurgu falan beklememek gerekiyor – bu ölen karakterin aslında nabzı yavaşlatılarak ölmüş gibi yaptığı, Captain America’nın o son çipi bir saniye kala yerine taktığı, “aksiyon klişelerinin” kesinlikle eksik olmadığı bir film. Yine de, hem aksiyon, hem atmosfer, hem de hikayenin genel kalitesi düşünüldüğünde, Captain America: The Winter Soldier kesinlikle Marvel’ın en iyi filmlerinden biri olarak göze çarpıyor. 

En azından, sadece Avengers’a ön ayak olsun diye çekilen The First Avenger filminden, fersah fersah ötede.