DC Comics İncelemeleri

Batman: Hush

Batman_-_Hush_TPB2002 – 2003 yıllarında yayınlanan, ve yayınlanmasından kısa süre sonra, internetteki “En İyi Batman Hikayeleri” listelerinin pek çoğuna dahil olmaya başlayan Batman: Hush, kaliteli Batman hikayeleriyle tanınan Jeph Loeb tarafından yazılıp, herhangi bir tanıtıma ihtiyaç duyduğunu düşünmediğim Jim Lee tarafından çizilmiş, on iki sayılık bir çizgi roman serisi.

Yalnızca Hush olarak bilinen ve kafayı Batman’e takmış olan yeni bir kötü karakterin kimliğinin araştırılmasına yoğunlaşan seri, pek çok önemli sahnesi ve Batman ile özdeşleşmiş kurgu öğeleri ile, Batman hayranları için okunması şart modern hikayelerden biri.

 

 

Hikayenin kalitesini sorgulamadan önce, fazla spoiler vermeden, olayı biraz aktarmak gerekiyor. Hikayemiz, Batman’ın Killer Croc, Catwoman ve Poison Ivy gibi karakterlerle mücadele ettiği bir sahneyle başlıyor, fakat Catwoman’ı kovalarken, kimliğini bilmediğimiz gizemli bir figür, Batman’in çatıdan çatıya atlamak için kullandığı ipi kesiyor ve onun neredeyse ölümcül bir düşüş yaşamasına neden oluyor.

Huntress tarafından kurtarılan Batman, sadece elini hareket ettirebilecek kadar kötü bir durumdayken, Mors Alfabesi yardımıyla Alfred ile iletişim kurmayı başarıyor ve aynı zamanda çocukluk arkadaşı olan beyin cerrahı Thomas Elliot’un yardımına ihtiyacı olduğunu söylüyor. Philadelphia’dan alelacele Gotham’a gelen Elliot, Bruce Wayne’in  – bir araba kazası nedeniyle olmuş gibi gösterilen – yaralanmalarını tedavi etmeyi başarıyor. Böylece Batman, “Hush” olarak bilinecek adamın kimliğini araştırmaya başlayacak duruma geliyor.

Killer Croc, Poison Ivy ve (Ivy’nin kontrolünde olduğu ortaya çıkan) Catwoman’ın ardından, Harley Quinn, Joker, Scarecrow, Ra’s al Ghul ve hatta Superman gibi karakterlerle karşı karşıya gelen Batman, kendisine karşı Ivy’nin kontrolünde savaşan Superman ve Catwoman hariç, tüm karakterlerin normalde olduklarından farklı, daha komplike, daha değişik metotlarla savaştıklarını görüyor — ve aralardaki bağlantıları yakalayarak, varlığından iyiden iyiye emin olduğu “Hush” figürünün, bu suçluların arkasındaki “beynin” peşine düşüyor.

Hushx

Hush, pek çok iyi Batman hikayesi gibi, temel olarak işin merkezindeki sırra yoğunlaşan bir çizgi roman, dolayısıyla hikayenin sonunu açıkça söylemek istemiyorum. Fakat, Hush yalnızca bu olay örgüsünün peşinden giden bir çizgi roman serisi değil, aynı zamanda Batman çizgi romanlarının ana devamlılıktaki temel serisi olan, Batman serisinin 608. sayısından 619. sayısına kadar devam eden bir süreç dolayısıyla, aşağı yukarı bir yıllık bu süre içinde, Batman karakterinde ve Batman mitosunda da, kayda değer gelişmeler yaşanıyor.

Catwoman – Batman ilişkisi, bunun belki de en önemli boyutu. Serinin ilk sayısında, Batman’e karşı savaşırken Poison Ivy’nin kontrolünde olduğu ortaya çıkan Catwoman, daha sonra seri boyunca Batman’e yardımcı olan, hatta bu davada Batman’e tüm yan karakterlerden çok daha yakın olan bir figür olarak resmediliyor. İkili arasındaki romantizmin bir ilişkiye dönüşmesi ve olayların doruk noktasında, Batman’in gizli kimliğini Catwoman’la paylaşması da, serinin getirdiği en büyük değişikliklerden biri olarak göze çarpıyor.

batman_catwoman_2

Bunun yanı sıra, hikayede yaşanan olaylar sırasında Jason Todd’un cesedinin mezarından çalınması, Two-Face’in geçirdiği estetik operasyon sonrasında yeniden “Harvey Dent” kişiliğini kazanması ve Bruce Wayne’in geçmişi hakkında pek çok önemli bilginin ortaya çıkarılması da, Batman: Hush’u yalnızca Hush ile ilgili bir hikaye olmaktan çıkaran unsurlar olarak sıralanabilir.

Tek paragrafla özetlemek gerekirse, Hush; Batman’in dedektiflik özelliklerini olduğu kadar kişisel ilişkilerini de ön plana çıkaran, serinin merkezindeki bir gizem çevresinde başarıyla geliştirilen, Batman’in Rogue Gallery’sindeki kötü karakterlerin en meşhurlarını, eğlenceli şekillerde kullanan ve yazılmasının üzerinde yıllar geçmiş olmasına rağmen, hala keyifle okunabilecek bir eser.

Yalnız, şöyle bir durum var ki, Batman: Hush’un “En İyi Batman Hikayeleri” listesine girmeyi ne kadar hakettiği (veya tabi, en iyi Batman hikayeleri listesine girmenin ne kadar fazla şey ifade ettiği) uzunca tartışılabilecek bir konu. Ben açıkçası bu konuyu tartışmak istiyorum, fakat temel olarak bir dedektiflik hikayesi olan Hush’da, bunu “spoiler” vermeden tartışmam mümkün değil. Dolayısıyla, seriyi okumamış olanların, ve seri hakkında, sonunu berbat edecek bilgiler öğrenmek istemeyen arkadaşların, yazının geri kalanını okumamasını tavsiye ediyorum.

Hush – İki Temel Sıkıntı (Spoiler!)

Hala benimleyseniz, Hush’u biraz daha detaylı olarak analiz edebiliriz.

AltEvren’in yazı planı büyük ölçüde keyfi olsa da, özellikle belli bir konsept etrafında toplanan yazıları “rastgele” eklemiyorum. Dolayısıyla, şu yazıyı Batman Year One’dan, Year One’ı Long Halloween’den, Long Halloween ve Knightfall’u da Hush’tan önce eklememin – tıpkı Hush’u Under the Hood’dan önce eklememin olduğu gibi – önemli bir mantığı var.

batman619-heroes-poster

Olayın konusunu, spoiler korkusu olmadan biraz daha açarak yeniden değerlendirelim. Daha önce görülmemiş, kimliği gizli bir kötü adam var ve bu karakterin kimliği, eserin temel sorunu olarak kullanılıyor. Bu karakter, Batman’le doğrudan yüzleşmiyor, serinin büyük bölümü, Batman’in kendi tanıdık düşmanlarıyla mücadele etmesine ayrılıyor. Bu karakterler, gizemli “figürümüz” tarafından manipüle edilmişler.

Gizemli karakterin kimliği konusunda yanıltıcı olması gereken pek çok unsur var. Gerçek kimlik, ancak en son sayılarda ortaya çıkıyor ve orada bile, bu karakterin maskesi bir değil, iki değil, tam üç kez düşüyor – yani birden fazla karakter bu roldeymiş gibi gösteriliyor. Sonuç olarak, kötü karakterin kimliğinin ucu, hikayenin tam bir sona ulaşmış gibi gözükmesine rağmen, biraz da olsa açık bırakılıyor.

Tanıdık geldi mi?

Hush, Loeb’in başyapıtlarından biri olarak görülmesine ve en iyi Batman hikayelerinden biri olarak gösterilmesine karşın, aslında çok da orijinal bir fikir, çok yenilikçi bir çizgi roman değil. On iki sayılık bu süreçte, Loeb teknik olarak Long Halloween’de takip ettiğine çok benzer bir kurgu izliyor, ve bir tek “gizemli karakterin” başkalarını öldüren bir katil olması meselesini değiştirerek, doğrudan Batman’le takıntılı bir karakter kullanıyor. Tabi bu sefer de kurgu doğrudan Knightfall’daki Bane karakterini fazlasıyla hatırlatmaya başlıyor. Sonuç olarak, bir Batman hikayesi olarak, Hush sürükleyici ve eğlenceli bir hikaye, fakat olağanüstü veya sıradışı bir çalışma da değil.

Bunun yanı sıra, hikayenin sürükleyici yönü olan “dedektiflik” unsuru da bence tartışılır. Bilmiyorum bana katılır mısınız, fakat ben gerçekten sağlam bir dedektiflik hikayesinin, okuyucudan daha “zeki”, daha “kurnaz” olmasını beklerim. Fakat bu; okuyucuya yalan söyleyerek, örneğin, katili altı kez keşfedip, sürekli aynı “bahaneyi” kullanıp, “Bu da tutmadı!” diyerek değil, onu yanlış yönlendirerek, dikkatini başka yerlere çekerek, kısacası, kurgunun diğer özelliklerini kullanarak başarılmalı.

Hush’da ise, ne yazık ki durum böyle değil. Bir kere, Hush olan kişinin kimliği, daha ilk andan belli oluyor, çünkü hikayede Hush olabilecek, dışarıdan gelen yalnızca bir karakter var. İkincisi, Jeph Loeb (bizim elbette böyle düşünmemizi istemediğinden) hikayenin görece erken bir noktasında bu karakteri öldürüyor, fakat ölen kişi, şekil değiştirme özelliğine sahip olan Clayface çıkıyor. Daha sonra, Hush’un Jason Todd olduğu gösteriliyor, fakat Todd da Clayface çıkıyor. Anlayacağınız, yazarlar “Hayır, hayır o değil!” demek için çok uğraşıyor, bu durumu saklamak için sürekli aynı bahaneyi kullanıyor, ve sonuç olarak, Hush yine beklediğiniz karakter çıkıyor. Bu açıdan, belli başlı yabancı sitelerin, Hush’u apologetic gibi enteresan bir kavramla tanımlaması gayet mantıklı.

batman6171213el1

Bütün bunlar Hush’un kötü bir çizgi roman olduğu anlamına gelmeli?

Elbette hayır, bu herkesin kendi vermesi gereken bir karar.

Hush sürükleyici, dedektiflik yönü açısından olmasa da, kurgusu açısından sağlam ve istikrarlı bir çalışma. Riddler ve Hush’un ortak hazırladığı plan, geri dönüp tüm sayılara baktığınızda son derece mantıklı geliyor, ve Batman’in kendisini ameliyat edecek tek kişi olarak eski arkadaşı Thomas Elliot’u görmesi bile makul (- ya da, makul denebilecek) bir şekilde açıklanıyor. Bütün bunlar, Hush’u başarısız bir çizgi roman olmaktan kurtaran özellikler – ki Jim Lee’nin çizimlerine, özellikle de flashback sahnelerinde kullandığı çarpıcı tarza değinmiyorum bile.

Benim tek söylediğim, Hush’un çeşitli yerlerde söylendiği kadar orijinal / sıradışı bir çizgi roman olmadığı ve daha önceki Batman hikayelerinde yapılmamış herhangi bir şey yapmadığı. Açıkçası, bence Hush dönemi ilginç bir dönem, ama bu seriyi benim için ilginç yapan şey, Batman – Catwoman, Batman – Superman, Batman – Joker ve Harvey Dent gibi, devamlılık açısından önemli olan, Batman karakterini derin olarak işleyen sahneler, hikayenin ana kurgusu olması gereken Hush hikayesi değil.