Marvel Comics İncelemeleri

Avengers Academy # 30

Avengers vs. X-Men hikayesinin gençler üzerindeki kötü etkilerini konu alan Avengers Academy serisi, otuzuncu sayısıyla AvX’in ilk sayısı sırasında Avengers takımı tarafından güvenli bir şekilde Utopia’dan uzaklaştırılan ve Avengers Academy’ye getirilen genç mutantlar ile, Akademi’nin öğrencileri arasındaki gerilimi konu almaya devam ediyor.

Öte yandan, “Aman, bu serinin kendi içinde bir olayı olmazsa da olmaz!” diye düşünen Marvel yazarlarının bir şekilde kişiliğini geri kazandırdığı Sebastian Shaw da, etrafındakilere sıkıntı yaratma çabalarına devam etmekte.

 

 

 

 

Otuzuncu sayıda genç Avenger’lar ve X-Adamlar arasındaki gerilim, ortak bir karakter üzerinden, Wolverine’in genç klonu X-23 üzerinden anlatılmış. Avengers Academy’nin bir üyesi olan X-23’ün, aynı zamanda eski bir mutant olarak, “esir alınmış” olan mutantların da durumunu anlaması konseptinin üzerine gidiliyor – ki sayı da zaten temel olarak X-23’ün olay hakkında yeterli bilgi edinip iki tarafın da perspektifini dinleyerek hangi tarafı seçeceğine karar vermesi üzerine kurulmuş durumda.

Sayı boyunca, X-23 serideki diğer karakterlerle konuşarak, iki takım arasında mantıklı bir seçim yapmaya çalışıyor. Üstelik, sayının son sayfalarında gördüğümüz kadarıyla, kendisi bu konuda yalnız da değil, çünkü Avengers Academy’nin diğer mutant üyeleri de genç mutantların esir alınmasına – ve ne kadar iyi koşullarda olursa olsun – Avengers Academy kampüsünden ayrılmalarına izin verilmemesine karşı çıkıyorlar. Hatta, iki taraf “Avengers” vs. “X-Men” şeklinde kutuplaşırken, mutant üyeler de X-Men’in tarafına geçiyorlar.

Yukarıdaki sahnede, Avengers Academy üyesi mutantların, bu konu hakkında nasıl davranmaları gerektiği konusunda tartıştıkları bir sahneyi görüyoruz. Aslında sahnenin temel olarak fazla bir önemi yok – sonuç olarak zaten Academy üyesi mutantlar da dediğim gibi gidip X-Men tarafına katılıyorlar, fakat “Ben bir mutant değilim.”, “Hayır, ama Japonsun” diyaloğunun kaçırılmaması gerektiğini düşündüm.

Bu komik sahne bir yana, iki taraf Avengers ve X-Men olarak karşı karşıya geldikten sonra,  özellike Avengers Academy’de bir öğrenci olan Justin Seyfert ve onun “evcil” Sentinel’inin, yani mutantları yakalamak ve çoğu zaman yok etmek için özellikle üretilmiş robotunun ortaya çıkması da, ortamı geren faktörlerden biri oluyor, ve iki takımın birbirleriyle savaşmaya başlamalarını engelleyen tek şey, Sebastian Shaw’un Akademi’nin “öğretmenleri” olan Avenger’ları saf dışı bırakarak olay yerine ulaşması oluyor.

Bu Shaw durup dururken nereden çıktı diye sorabilirsiniz. Ana hikaye olarak X-23’ün iki takımdan birini seçme ve sonunda X-Men tarafında karar kılması anlatılırken, bir yandan da, geçtiğimiz sayıda hapsedildiği hücreden kaçmayı başarmış olan Shaw’un Madison Jeffries’i, Hercules’i ve Tigra’yı alt ederek özgürlüğünü kazanmasına tanık oluyoruz. Bundan sonra da, eski kişiliğini tamamen geri kazandığını anladığımız Sebastian Shaw, birbirleriyle kavga etmekte olan Avenger ve X-Men’lerin karşısında beliriyor!